GENETİV:
wegen: -den dolayı, yüzünden
trotz: -e rağmen
statt: -in yerine
während: esnasında, sırasında
innerhalb: içinde, dahilinde
auβerhalb: dışında, haricinde
wegen des schlechten Wetters: kötü havadan dolayı, kötü hava yüzünden
wegen seiner Krankheit: hastalığından dolayı
wegen der Feiertage: tatil günlerinden dolayı
Ich bleibe wegen des schlechten Wetters zu Hause.
Kötü hava yüzünden evde kalıyorum.
Wegen meiner kranken Schwester geht meine Mutter nicht ins Kino.
Hasta kız kardeşim yüzünden annem sinemeya gidemiyor.
Alle Studenten gehen wegen des billigen Essens zu diesem Restaurant.
Bütün öğrenciler ucuz yemekten dolayı, bu lokantaya gidiyorlar.
.................................................. .................................................. ........................................
trotz des guten Wetters: iyi havaya rağmen
trotz seiner Krankheit: hastalığına rağmen
trotz der Fehler: yanlışlara rağmen
Trotz des schlechten Wetters machen die Schüler einen Spaziergang.
Kötü havaya rağmen öğrenciler bir gezinti yapıyorlar.
Der Bauer geht trotz seiner Krankheit in die Stadt.
Çiftçi Hastalığına rağmen şehre gidiyor.
Er raucht trotz seines kleinen Alters.
Küçük yaşına rağmen sigara içiyor.
Trotz des hohen Preises kauft der Mann das neue Auto.
Yüksek fiyata rağmen adam yeni otomobili satın alıyor.
.................................................. .................................................. ...........................................
statt der Briefes: mektup(un) yerine
statt der Lehrerin: öğretmen(in) yerine
statt des Onkels: amca(nın) yerine
Der Vater schickt mir statt des Briefes ein Paket
Baba bana mektup yerine bir paket gönderiyor.
Statt der Zeitung kaufe ich eine Illustrierte.
Gazete yerine bir resimli mecmua satın alıyorum.
Ich bringe meiner Schwester statt der Blumen einen Kuchen.
Kız kardeşime çiçek(ler) yerine bir pasta getiriyorum.
Der Junge schreibt statt einer Postkarte einen Brief.
Çocuk bir kartpostal yerine bir mektup yazıyor.
Nimm statt dieser groβen Bank jene Stühle!
Bu büyük sıra yerine şu sandalyeleri al!
.................................................. .................................................. ...........................................
während des Essens: yemek esnasında, yemek sırasında
während des Unterrichts: ders sırasında
während der Reise: seyahat sırasında
innerhalb der Mauern: duvarların içinde
innerhalb Münchens: Münih'in içinde
innerhalb eines Jahres: bir yıl içinde
Innerhalb Istanbuls sehen wir viele alte Häuser.
İstanbul içinde bir çok eski ev görürüz.
Innerhalb einer Woche becommt der Student vier Briefe von seinem Freund.
Bir hafta içinde öğrenci arkadaşlardan dört mektup alıyor.
.................................................. .................................................. .............................................
auβerhalb des Gartens: bahçenin dışında
auβerhalb der Türkei: Türkiye('nin) dışında
auβerhalb Izmirs: İzmir dışında
Das Haus des berühmten Arztes ist auβerhalb der Stadt.
Meşhur doktorun evi şehrin dışındadır.
Auβerhalb des Bauerhofs sehen wir viele Felder.
Çiftliğin dışında bir çok tarla görüyoruz.
Viele Deutschen leben heute auβerhalb Deutschlands.
Bir çok Alman bugün Almanya dışında yaşıyor.
Wir sehen einen Baum auβerhalb der Mauern.
Duvarların dışında bir ağaç görüyoruz.