Mesnevî'de Namaz

MESNEVİ'DE NAMAZ Ey imam, namaza başlarken Allâhu ekber demenin mânâsı şudur:...


  1. Alt 07-18-2008, 13:21 #1
    beyza Mesajlar: 2.053
    MESNEVİ'DE NAMAZ


    Ey imam, namaza başlarken Allâhu ekber demenin mânâsı şudur:

    “Allâh'ım, biz senin huzûrunda kurban olduk.”
    Kurban keserken Allâhuekber dersin işte, öldürülmeye layık olan nefsi
    kurban ederken de bu söz söylenir.

    O esnada beden İsmail, can da Halîl İbrahim gibidir.
    Can, bu semiz bedenin hevâ ve hevesini kesmek için tekbîr getirince

    Beden şehvetlerden, hırslardan kurtulur, namazda “Bismillahirrahmânirrahîm”
    demekle kurban olur gider.


    Namaz kılanlar, kıyâmette olduğu gibi, Allâh'ın huzûrunda saflar
    halinde dururlar, sorguya, hesap vermeye, yalvarmaya koyulurlar.

    Namazda gözyaşı dökerken ayakta durmak, kıyâmet günü dirilerek,

    kabirlerden kalkıp mahşer yerinde Allâh'ın huzûrunda ayakta durmağa benzer.


    Cenâb-ı Hakk; “Sana verdiğim bu kadar mühlet içinde ne yaptın?

    Ne kazandın, ve bana ne getirdin?” diyecek.

    Ömrünü ne ile, ne işlerle, ne gibi ibâdetlerle, ne iyilikler yaparak harcadın, bitirdin?

    Sana verdiğim rızkı, kuvveti, gücü ne ile yok ettin? Gözünün nûrunu nerede tükettin?

    Beş duygunu nerelerde kullandın?

    Gözünü, kulağını, aklını, irâdeni, bileğini, arşa ait olan bütün bu kuvvetlerini,

    neye, nerelere harcadın da onlara karşılık, bu dünyada neyi satın aldın?

    Sana kazma gibi, bel gibi el, ayak verdim. Onları sana ben bağışladım;

    onlar ne oldular?”


    Allâh'ın huzûrunda bunun gibi derde dert katan yüz binlerce haberler, sualler gelir.

    Namazda kıyamda iken, kula gelen bu sözlerden kul utanır,

    utancından iki büklüm olur ruküa varır.

    Utancından ayakta durmağa gücü kalmaz, ruküda:

    “Subhane rabbiye'1-azîm” diyerek Allâh'ın noksan sıfatlardan berî olduğunu söyler.

    Sonra o kula Hakk'tan ferman gelir;

    “Başını kaldır da sorulan sorulara cevap ver.” denir.


    Kul utana utana başını ruküdan kaldırır; fakat, dayanamaz;
    o günahkar, utancından yine yüz üstü yere kapanır.


    Ona tekrar; “Secdeden başını kaldır da, yaptıklarından haber ver.” diye ferman gelir.

    O bir kere daha utanarak başını kaldırır ama, dayanamaz
    yine yılan gibi yüz üstü düşer.


    Cenâb-ı Hakk; “Tekrar başını kaldır da söyle, yaptıklarını kıldan kıla,

    birer birer senden soracağım” diye buyurur.


    Allâh'ın heybetli hitabı, onun rûhuna te'sir ettiği için, ayakta duracak gücü kalmamıştır.


    Bu ağır yük yüzünden ka'deye varır, dizleri üstüne çöker.
    Cenâb-ı Hakk ise; “Haydi söyle, anlat.” diye buyurur.

    “Sana nimet vermiştim, nasıl şükrettiğini söyle; sana sermaye vermiştim,

    onunla ne kâr elde ettiğini göster.”


    Kul yüzünü sağ tarafına döndürür, peygamberlerin rûhlarına ve meleklere selam verir.


    Onlara niyâzda bulunur da der ki:

    “Ey mânâ pâdişahları, bu kötü kişiye şefaat edin, bu günahkarın ayağı da,

    örtüsü de çamura battı.”


    Peygamberler selam veren kula, derler ki:

    “Çâre ve yardım günü geçti, gitti. Çâre dünyada olabilirdi,
    orada hayırlı işler yapmadın, ibâdet etmedin, öğünler geçti.
    Ey bahtsız kişi, sen vakitsiz öten bir horoz gibisin; git, bizi üzme,

    bizim kalbimizi kırma.”


    Kul yüzünü sola çevirir, bu defa akrabalarından yardım ister, onlar da ona;

    “Sus.” derler.

    “Ey efendi, biz kimiz ki sana yardım edelim, elini bizden çek de

    kendi cevâbını Allâh'a kendin ver.” derler.


    Ne bu taraftan, ne o taraftan bir çâre bulamayınca, o çâresiz kulun gönlü, yüz parça olur.


    O herkesten ümidini kesince, iki elini açar, duâya başlar.
    “Allâh'ım, herkesten ümidimi kestim. Evvel ve ahir kulunun başını vuracağı,


    sığınacağı sensin; senin rahmet ve mağfiretine son yoktur.”


    Namazdaki bu hoş işaretleri gör de, sonunda, kesin olarak işin böyle olacağını anla...

    Aklını başına al da namaz yumurtasından civciv çıkar, yâni namazdan mânen yararlan,

    yoksa dane toplayan bir şey öğrenememiş kuş gibi,
    Allâh'ın büyüklüğünü düşünmeden yere başını koyup kaldırma.



    Kaynak: Mevlânâ, Mesnevi, Trc, Şefik Can, Cild II, s. 188-190, Beyit: 2143-2175

  2. Alt 07-18-2008, 15:16 #2
    Esmaaa Mesajlar: 149
    Cilt 3 olması gerekiyo sanırım.

  3. Alt 07-18-2008, 20:53 #3
    beyza Mesajlar: 2.053
    Esmaaa´isimli üyeden Alıntı
    Cilt 3 olması gerekiyo sanırım.

    gerekiyor;kesinlik bildiren bir cümle

    sanırım;tam netlik bildirmeyen,ihtimalli bir cümle

    hangisi?

  4. Alt 07-18-2008, 21:44 #4
    Esmaaa Mesajlar: 149
    Aslına bakarsan nasıl söyleyeceğimi bilemedim, şükür ki bu sefer hiç olmazsa bi kaynak var. 3. cilt ben baktım. Bu tür şeylere önem veririm. Siz de önem verirseniz sevinirim.

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.