Sad, 38;75: Ey iblis iki elimle yarattığıma secde etmekten seni men eden nedir... Bu ayette iki elle yaratmak tabiri anlaşılması için mi kullanılmıştır?
Cevap
Sad, 38;75- Allah: "Ey İblis! O benim kendi ellerimle yarattığıma (kudretimle yarattığıma) secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yüksek derecelerde bulunanlardan mı oldun?" dedi.
Onun üzerine meleklerin hepsi secde ettiler. İşte o secdenin neticesidir ki, peygamber olanlara vahiy getirirler. İki elimle yarattığıma. Kur'ân'da Allah Teâlâ'ya bazan "Allah'ın eli" (Fetih, 48/10) gibi tekil olarak, bazan da "Ellerimizin yaptıklarından..." (Yâsin, 36/71) gibi çoğul olarak, bazan da böyle "iki elimle" gibi tesniye (ikil) olarak el nisbet edilmiştir. Bir hadiste "O'nun her iki eli de sağdır." buyurulduğundan her birinde Allah'ın şanına layık bir mânâ kastedildiğinde şüphe yoktur. (Mâide, 5/64. âyetinin tefsirine bkz.)
Birçokları burada iki elin ayrıca birer mânâsı kastedilmiş olmayıp, özel bir itina ile yaratmak mânâsından kinaye olduğu görüşüne sahiptirler. Çünkü Âdem bütün normal sebeplerin üstüne olarak en yüksek bir seçim ile yaratılmıştır. Bazıları da kudret, mânâsıyla tevil etmişler ve tesniyenin sadece tekit için olduğunu, çünkü Âdem'in yaratılışında Allah'ın kudretinin tecellilerinin tekitli ve kat kat bulunduğunu söylemişlerdir.
İbnü Ömer hazretlerinden rivayet olunur ki: Allah Teâlâ dört şeyi eliyle yaratmıştır: Arş, Adn cenneti, Kalem, Âdem. Sonra her şeye "ol!" demiş, olmuştur. Burada açıktır ki, el, hiçbir sebep araya girmeksizin doğrudan doğruya Allah'ın kudreti ile demektir. Âdem'de ise bu mânâ kat kat vardır. Bizce burada en yakın yorumun, biri tesviyeye, biri de ruh üflenmesine işaret olmasıdır. Çünkü böyle olunca insanın yaratılışında cisim âlemi ile ruh âleminin bir araya gelişini ve dolayısıyla insanın toplayıcı bir varlık olduğunu anlatmış olur. (Bk. Elmalılı Tefsiri, Sad, 38;75)
“İki elimle” tabiri haleften bazı alimlere göre temsildir. Cenab-ı Hak Hz. Adem'in yaradılışına önem vermiştir. Çünkü önem verilen bir nesne elle yapılır. Bu yaradılışın eserlerinden biri de anne ve babanın tavassutu olmaksızın yaratılmış olmasıdır. Kendisi küçük bir cisimdir fakat en büyük âlemi orada gözlemektedir, yani en büyük âlemi içermektedir ve başkasına verilmesi uygun olmayanın kendisine verilebileceği bir kimsedir.
Bazılarına göre “El” burada kudret mânâsındadır. Tesniye (ikil) gelmesi de tekid içindir. Zira Adem'i yaratmak hususunda Cenab-ı Hakk'ın değişik fiilleri vardır. Önce onu hamurlaşmış bir çamurdan kılmıştır. Sonra et ve kemik sahibi bir cisim haline getirmiştir. Sonra da ona ruh üfürmüş ve ona ilim ve amel kuvvetini vermiştir. Bu da Cenab-ı Hakk’ın kudretinin çokluğuna delâlet eder. Tekid Adem'in değişik fiillerinden ötürü olabilir.
Bazılarına göre “El”, nimet mânâsındadır. Tesniye ise ya te-kiddir veya dünya ve Ahiret nimetleri kastedilmektedir. Selefe göre “El” —isterse müfred isterse tesniye— Cenab-ı Hak için onun zatına lâyık bir mânâ taşımaktadır. Selef böyle yerlerde “El”e kudret veya nimet demez.
Haberlerin zahirinden anlaşılıyor ki elde meydana getirilen (yaratılan) bir şey, emir ile yaratılandan daha üstündür. (Bk. Ali Arslan, Büyük Kur’an Tefsiri, Arslan Yayınları: 13/575)
Yüce Allah her şeyin yaratıcısı olmakla birlikte Âdem'e ikram olmak üzere onu yaratmayı bizzat kendi zatına izafe etmektedir. Bu ruhu, beyti (Ka-beyi), nakayı (Allah'ın dişi devesi) ve mescidleri kendi zatına izafe etmesi gibidir. İnsanlara karşılıklı ilişkilerinde bildikleri, alışkın oldukları bir üslub ile hitab etmektedir. Yaratılmışlardan başkanlık konumunda olan bir kimse ancak büyüklüğünü ortaya koymak ve ona ikramda bulunmak üzere herhangi bir işi doğrudan kendi elleriyle yapar, işte burada da "el"in zikredilmesi bu anlamdadır. (Bk. İmam Kurtubi, el-Camiu li Ahkâmi’l-Kur’an, Buruc Yayınları: 15/128)