![]() |
Cinler insanlari görebilirler mi? Soru Hadislerde geçmektedir ki: 1. "Biz cinleri 'genellikle' görmediğimiz gibi, onlar da bizi genellikle görmezler." 2. "Sizin onlardan korktuğunuzdan daha fazla onlar sizden korkarlar." diyor okuduğum bir kitapta, ancak kaynak belirtilmemiş, acaba bu hadisler sahih midir? Cevap 1. Kur’an’da cinlerin insanları gördüğü, insanların ise cinleri görmeyeceği konusunda açık ifadeler vardır. Buna aykırı sahih bir hadisin olduğunu düşünemiyoruz. İlgili ayetin meali şöyledir: “Şüphesiz şeytan ve kabilesi(cinler), sizin kendilerini görmeyeceğiniz yerlerden sizi görürler”(Araf, 7/27). Mücahit, ve Taberi gibi alimlerin belirttiğine göre, ayette yer alan “şeytanın kabilesi”nden maksat cinlerdir(bk. Taberî, ilgili ayetin tefsiri). Fakat, vurgulanan husus, cinleri kendi hakikî şekillerinde görmeme olayıdır. Çünkü, cinler Allah’ın izniyle kılık değiştirip insan veya başka bir cisim şeklinde ortaya çıkabilir ve o şekilde görülebilir. Bu konuda Peygamberimiz(a:s.m)’in şeytanı gördüğüne dair rivayetler de vardır. Ve başka insanlar da onları bu hallerinde görmüşlerdir(bk. İbn Aşur, ilgili ayetin tefsiri). 2. Sorudaki ifadelere rastlayamadık. Fakat, Hz. Ömer’in üç defa bir cinnî ile güreşip onu yendiğine dair rivayetler vardır (bk. Mecmau’z-Zevaid, 9/ 70-71). Bu da insanların cinleri yenebilecek güce sahip olduğunu göstermektedir. Kaynak: Sorularla islamiyet |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? cin diyince tüylerim diken diken oluyor.... ALLAH bizi şeytanın ve kabilesinin şerrinden korusun |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? görür tabi, arablar casuslara ve başka şehirden olan yabancılara cin derler, cin suresinde bahsi geçen mesele olduğu gibi, başka şehirlerden cinler (yabancılar) gizlice gelerek Peygamberimizi dinlemişler ve kabilelerine dönüp güzel bir söz dinlediklerini söylemişlerdi. Araf 27 ye gelince, ayeti kırpmadan tam olarak ele alırsak şöyle bir sonuç çıkar ortaya.. araf 27. Ayet: Ey âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı, kendi çirkinliklerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de bir fitneye düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanlara veliler (yol gösteren, yardım eden ve koruyan yakınlar) yaptık. Rahmeti gereği Rabbimizin uyarılarına devam ettiği bu ayette, bize göre iki nokta üzerinde durulmuştur. Birinci nokta; İblis’in insan üzerindeki etkisidir. Sad suresinden beri işlenmekte olan insan-İblis ilişkisine, bu surede daha ayrıntılı açıklamalarla yer verilmiş; surenin başlangıcından bu yana insanlara, İblisin nerden ve nasıl etki edeceği hakkında bilgiler verilmiştir. Yapılan bilgilendirmeden sonra bu ayette Rabbimiz, İblis’in etkisi konusunda uyarıda bulunmaktadır: “Ey âdemoğulları! Şeytan, ana babanızı, çirkinliklerini onlara göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de bir fitneye düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler.” İkinci nokta ise; şeytanların (İblis’in) kimlerle haşir neşir olduğudur. Ayette şeytanların (İblis’in), inanmayanlarla yakın ilişkide olacağını bildirmek suretiyle bunlara karşı uyanık olunmasını öğütleyen Rabbimiz, bu konudaki tanıtıcı bilgileri başka ayetlerde de vermiştir: A’râf; 30: Bir grubu doğru yola iletti, bir gruba da sapıklık hak oldu; onlar, şeytanları; Allah’ın astlarından veliler (yol gösteren, yardım eden, koruyan yakınlar) edindiler, kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlar. Nass; 5: İnsanların akıllarında, sinsice kötülük fısıldayan, Kehf; 50: Hani Biz meleklere, “Âdem’e secde edin” demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinnlerdendi. Kendi Rabbinin emrine ters düştü. Şimdi siz, Benim astlarımdan onu ve onun soyunu veliler (yol gösteren, yardım eden, koruyan yakınlar) mi ediniyorsunuz? Hem de onlar sizin düşmanınızken. Zalimler için ne kötü bir değiştirmedir bu! Meryem; 83: Görmedin mi? Biz şeytanları o kâfirler üzerine gönderdik. Onları kışkırttıkça kışkırtıyorlar. Mücadele; 19: Şeytan onları istilâ etmişti de onlara Allah’ı anmayı unutturmuştu. Onlar, şeytanın hizbidir (gurubudur). İyi bilin ki şeytanın hizbi kesinlikle kaybedenlerdir. En’âm; 121: … Şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için vahyederler / gizlice telkinde bulunurlar. Onlara boyun eğerseniz siz de müşriklerden / Allah’a ortak koşanlardan oldunuz demektir. İsra; 27: Şüphesiz saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür. Şeytanların / İblis’in soyduğu elbise İblis’in soyduğu elbise, bildiğimiz don-dolak şeklindeki elbise değil, iyilik, güzellik, dostluk, kardeşlik elbisesidir. Çünkü İblis, dünya nimetlerini süslü göstermek suretiyle insanları zevk-sefa düşkünü, mal yığıcı, kargaşa çıkartıcı birer yaratık hâline dönüştürüp birbirlerine düşman etmekte ve böylece insana ilham edilmiş çirkinliklerin dışa vurmasını sağlayarak onu elbisesiz, çirkinlikleriyle baş başa bırakıvermektedir. Bunları yaparken de İblis’in davranışı mertçe değil, sinsicedir. Rabbimiz, “şeytanlar” olarak nitelediği İblis ve onun etkisine girmiş kişilerin yoldan çıkartıcı telkinlerde bulunurken fark edilmesi zor yöntemler kullanacağını; “o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler” ifadesi ile dile getirmiştir. Bu uyarı gayet açıktır. Yani Rabbimiz; “Onlar, insanın içinden ya da insana fark ettirmeden sinsice telkinde bulunurlar. Öyle ki, onlar sizi tanırlar ve yaptıklarınızın hepsini görürler ama siz, onlar yanınızda olmasına rağmen takındıkları tavırlar sebebiyle onların düşmanlarınız olduğunu fark edemezsiniz.” demektedir. Fitneye düşürmek “Fitne”; “ateşe atmak” demektir. Rabbimizin bu sözcüğü kullanarak yaptığı uyarı; “Sizi vahye uymayan hareketler yaptırmak, hayat tarzı benimsetmek suretiyle ateşe atmasın; başınızı belâya sokmasın, sizi perişan etmesin!” anlamındadır. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? bu cin meselesini daha ayrıntılı anlatırsanız sevinirim ben onlarda bizim gibi allaha kulluk ediyor onlarda bizim gibi hesaba cekilecek diye biliyordum ama sizin dedğinize göre yaratılışları öyleymiş |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Eger cin konusunu konusacaksak münazara edebiliriz lakin en son melekler ve cinler konusuda burda yarim kalmisti. Araplar ufo ya da cin derler. Biz uzayli deriz. Ne olacak simdi bu zengin dili nasil anlayacagiz? Tek bir kalemde bilinmeyen, görünmeyen olarak mi anlayacagiz? Tefsirimiz bu olmamali bence. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? canım kardeşim, melekler ademe boyun eğen herşeydir, toprak, yağmur, güneş, rüzgar, ağaç vs.. cinler diye bir alemin olabilmesi için, böyle bir alemin yaratılması ile ilgili bir ayetin olması gerek.. insanlığın halife olarat atandığına dair.. Bakara Suresi 30 Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysa ki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsatıp yüceltiyoruz."Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim." ayeti varken, cin ve başka varlıkların atanmasıyla alakalı bir ayet mevcut değildir. İnsanın nasıl ve niçin yaratıldığını açık açık beyan eden Rabbimiz neden diğerlerini es geçsin ki.. afrikanın tamtam dinlerinden tamamen araklama olan cin ve şeytan inancını İSLAMİ imiş gibi göstermeye çalışan alimler!!! acıdır ki büyük yıkımlara sebebiyet vermişlerdir, elbette cezasını çekecekler.. Milyonlarca insanın olmayan bir varlık yüzünden psikolojisinin bozulup.. Tekrar ürettikleri saçmalıklarına Kur'an ve ayetleri de aracı ederek bir CİNCİLER ordusu oluşturup kasalarını ve keselerini dolduran şarlatanlara, sırf alim diye inanıyorsanız bu sizin meseleniz.. Rabbim beni insan olarak en şerefli ve dünyaya sahip tek yaratık olarak yaratmışsa, Benden daha güçlü ve donanımlı başka varlıkların varlığı bu sırrı bozar.. Rabbim bu tip çelişkilerden münezzehtir, vesselam. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Kehf Suresi 50:Hani meleklere: -Adem için secde edin, demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. O, cinlerden olduğu için Rabbinin emrinden dışarı çıktı. O halde siz, onlar sizin düşmanınız olmasına rağmen, benim dışımda onu ve soyunu kendinize dost mu ediniyorsunuz? Zalimler için ne kötü bir bedel! "Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar" (En'am suresi, 112.) Ancak Rabbinin rahmetle yarlığadığı kimseler başka. Onun içindir ki, onları yarattı. Ve Rabbinin "Andolsun ki cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamen dolduracağım" sözü böylece tamam oldu. (Hud 119) Peki cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamen dolduracagim derken Allahu Teala ne anlatmak istiyor? |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Sayın; THE HAFIZ Bir zamanlar sizinle bu konuyu münazara etmiştik.. Yarım kalmıştı, konu başka başlıklara gittiği için.. Devam edelim. ... Alıntı:
Cinlerin Ne'den yaratıldığının cevabı: RAHMAN SURESİ: 14. İnsanı kiremit gibi pişmiş çamurdan yarattı. 15. Cinni ise hâlis ateşten yarattı. ... Cinlerin Niçin yaratıldığının cevabı: Zâriyât Suresi: 56. Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. ...... Cin'lerin NEden ve Niçin? yaratıldığını açıkça ifade eden Ayetler. selametle.. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
50. Meleklere, "Adem'e secde edin!," dediğimiz zaman hepsi secde ettiler; yalnız İblis hariç. Rabb'inin emrine karşı geldiği için cinlerden oldu. Beni bırakıp onu ve soyunu mu dostlar ediniyorsunuz? Oysa onlar, sizin düşmanlarınızdır. Zalimler için bu nekötü bir değişmedir. Bu ayette bir ayet karakteri tahlil ediliyor, Cinlerin (ajanlık yapan yabancıların) dini bulandırmak ve aklı karıştırmak için uyguladıkları metodun, iblis metoduyla ayniliği bizlere sunuluyor. Dikkat ederseniz zaten, ayetin sonunda ki ONU VE SOYUNU MU DOSTLAR EDİNİYORSUNUZ diyerek, kinayeyi daha da pekiştirmiş. Hadi burdaki cinler sizin anladığınız cin diyelim, Kaçınız, bu cinlerle ünsiyet kurarken, baba cinlere mi yoksa soy sop, evlat cinlerle irtibatlandığınızı biliyorsunuz.. Adem'e boyun eğmeyen iblis'in karakteristik olarak, saf şeylere pislik katan şeytansı ajanlarla benzeştiğini vurgulayan bu ayetten.. Afrika yerli dinlerine ait CİN yaratığının çıkarılması en zor ihtimal ama... Burda itiraf etmeliyim ki, bu suç sizin değil, alim bildiğiniz taklitçi israiliyyatçılarındır.. Tamam, önünüze hazır sunulmuş bir dini yaşamanın rahatlılığını yaşamak niyetindesiniz ama.. Bilginin ve ilmin bir tık uzağınızda olduğunu bilerek.. Bazı şeyleri sorgulayın artık. Hazıryiyiciler muhakkak bir gün sermayeyi tüketir, sermayesi tükenenlerden olmak değildir umarım muradınız?. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
VE HALEKEL CANNE MİN MARİCİN MİN NAR... Mehmet kardeş, az bir arabçan varsa eğer, bu ayette ki CİN kelimesini bulabilir misin? Bu ayetin bir öncesi, 14. İnsanı, çömlek gibi kuru bir çamurdan yarattı. sonraki ayette ise, çamurdan yaratılan insanın CAN'ının neden yaratıldığını söylüyor, Tamamen insanla alakalı bu ayeti getirip cin'ne dayamak ne kadar mantıklıdır, size bırakıyorum. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
Aslında uzun uzun tezlik bi konu da değil :) Şöyle: 15: VE HALEKEL CANNE MİN MARİCİN MİN NAR... "Cann" kelimesinde, sondaki "Nun" şeddeli ise "Cin" oluyor. ... Siyak ve Sibak itibariyle de bu mana çıkıyor ki, İnsanın yaratılışı ile ilgili ayeti demişsiniz? Ama burada, ateşten yaratıldığını açıkça söylüyor. Ve "neyin" sorusuna, CANN (Cin)'in olduğu yazıyor yine. Hicr Suresi 27:Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık. Ayetinde olduğu gibi. .... Şimdi siz, bu ayette geçen ateşten yaratılanın İnsan olduğunu nasıl izah edersiniz? Tamamen insana dayalı ise... selametle.. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
İnsan sadece topraktan mamül değildir, Bedeni topraktan olmakla birlikte, CAN'nı alevli ateştendir, Topraktan yaratılan ilk insana verilen CANN ile Cinni birbirine karıştırmanın manası nedir ki? Ayet kısaca şunu diyor: TOPRAKTAN YARATILAN İNSANA ALEVLİ ATEŞ DUMANINDAN CANN VERİLDİ.. Cin nin konu ile alakası nedir? |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
Hicr suresi 27'de geçen; "Cinleri de daha önce dumansız ateşten yarattık." ifadesinde belirtildiği gibi, İnsan yaratılmadan önce yaratılan varlıklara CANN (CİN) denilmiştir. Sizin dediğiniz, Cinlerin hangi maddeden yaratıldıklarını gösterir. "..Dumansız ateşten.." Bu, insanlarla bütünleşir demek, zaten Cin kavramı yoktur demenin mantığından doğar. Ama Cin'nin olduğunu ifade eden çok fazla ayeti kerime vardır. Velhasılı; Cin nin konu ile alakası şudur: Kastedilen varlık, bahsi geçen Cin'dir. Çünkü, aynı kelime Hicr 27 de geçmektedir ve yaratılan CANN'nın, İnsandan önce yaratıldığı açıkça belirtilmektedir. Bu hal ise, zaten ikisinin BİR olmadığını göstermeye yetmektedir. ... Rahman Suresi devamında (39.Ayet): İşte o gün insana da cine de günahı hakkında soru sorulmaz. Bu ayettede CANN kelimesi aynıdır. Hesanı verecek olan insanmıdır, yoksa sizin deyiminizle ona verilen enerji midir? selametle.. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? “Bütün cinler ve insanlar bir araya gelseler Kur’an’ın bir benzerini yapamazlar”(İsra, 17/88) |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
88 - De ki: “Ant olsun ki ins ve cinn [herkes], bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardımcı da olsalar, onun benzerini, kesinlikle getiremezler.” 89 – Ve ant olsun ki, Biz bu Kur`an`da insanlar için her örnekten evirip çevirmişizdir. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasından kaçındılar. 85. ayette vurgulanan “ruhun [vahyin] Allah’ın kendi işi olduğu” hususu bu ayetlerde daha güçlü bir şekilde ifade edilmektedir. Bilinen-bilinmeyen tüm insanların [Gerek Mekke’de gerekse dünyanın diğer yerlerinde yaşayan herkesin] bir araya gelmeleri hâlinde bile böyle bir mucizenin oluşturulamayacağı açıklanarak herkese sanki “Buyurun, siz de uydurun, hep birlikte de çalışabilirsiniz!” diye meydan okunmaktadır. Gerçekten de Kur`an dil, üslûp, öne sürdüğü deliller, konular, ana fikir, öğretiler ve gayble ilgili önceden verdiği haberler bakımından öyle bir mucizedir ki, onun benzerini meydana getirmek insan gücü dâhilinde değildir. Buradaki meydan okuma, Kur’an’ın peygamberin kendi düzmesi olduğu iddiasındaki akılsızlaradır. Bu meydan okuma sadece Mekke döneminde ve bu ayette değil, başka ayetlerde ve Medine’de de yapılmıştır: Ve eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku duyuyorsanız, haydi onun gibi bir sure siz getirin ve Allah’ın astlarından tüm tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru iseniz. Sonra, eğer bunu yapmadıysanız ve asla yapamayacaksınız; öyleyse inkârcılar için hazırlanmış, yakıtı insanlar ve taşlar olan Ateş’ten korunun. (Bakara/23, 24) Yahut, “Onu kendisi uydurdu” diyorlar. De ki: “Öyleyse siz benzeri, bir sure meydana getirin. Allah’ın astlarından çağırabileceklerinizi de çağırın. Eğer doğru iseniz.” (Yunus/38) Yahut, “Onu kendisi uydurdu” diyorlar. De ki: “Öyleyse, uydurma da olsa benzeri, on sure getirin. Allah’ın astlarından çağırabileceklerinizi de çağırın. Eğer doğru iseniz.” (Hud/13) Yahut, onu kendi uydurup söyledi diyorlar. Hayır, onlar inanmıyorlar. Peki, onun gibi bir sözü onlar getirsinler, eğer doğruysalar. (Tur/33, 34) Ve ayetlerimiz onlara açıkça okunduğunda, Bize kavuşmayı ummayanlar: “Bundan başka bir Kur’an getir yahut bunu değiştir.” dediler. De ki: “Onu nefsimin [kendimin] öngörmesiyle değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, kesinlikle büyük bir günün azabından korkarım. De ki: “Allah dileseydi, ben onu size okumazdım ve onu size bildirmemiş olurdu. Ben ondan önce kesinlikle içinizde bir ömür kalmıştım. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” (Yunus/15, 16) [Bu] Temiz akıl sahipleri onun ayetlerini düşünsünler ve öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz bereketli bir kitaptır. (Sad/29) Ant olsun ki Biz, düşünüp öğüt alsınlar diye pürüzsüz Arapça bir kur`an [okuma olarak] bu Kur`an`da insanlar için her türlüsünden örnek verdik. Umulur ki takvalı davranırlar. (Zümer/27, 28) Bu, Arapça bir kur`an [okuma] olarak, bilen bir kavim için ayetleri detaylandırılmış bir kitaptır. (Fussilet/3) Apaçık kitaba ant olsun ki Biz onu aklınızı kullanasınız diye Arapça bir kur`an [okuma] yaptık. (Zühruf/2, 3) Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman, “İşittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, evvelkilerin efsanelerinden başka bir şey değildir.” demişlerdi. Bir vakit de, “Ey Allah’ım, eğer bu Senin katından gelmiş bir hakk/ gerçek ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize çok acı veren bir azap ver.” demişlerdi. Enfal; 31, 32: 89. ayetin sonundaki “Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasından kaçındılar” ifadesi insanların inkârcılıkta inat ettikleri anlamına gelmektedir. Bu inat, onların kendi çıkarlarına, rahatlarına ve konforlarına çok düşkün olmalarından kaynaklanmaktadır. Ve o vakit münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar; “Allah ve elçisi bize bir aldanıştan başka bir vaat yapmamış.” diyorlardı. Ve hani bunlardan bir grup; "Ey Yesrib [Medine] halkı! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün." diyorlardı. Onlardan bir kısmı da, “Evlerimiz gerçekten savunmasızdır.” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Hâlbuki onlar [evleri] savunmasız değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı. (Ahzab/12, 13) Ve kendilerine açık deliller hâlinde ayetlerimiz okunduğu zaman onlar; “Bu, başka değil, sadece sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adamdır.” dediler. Ve “Bu [Kur`an uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değildir.” dediler. O küfretmiş olan kimseler kendilerine hakk geldiği zaman; “Şüphesiz bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.” dediler. (Sebe/43) Ve işte böylece sana Kitap’ı indirdik. Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Bunlardan [Yahudi olmayan Araplardan] da ona inanan kişiler vardır. Ayetlerimizi ancak ve ancak kâfirler bile bile reddederler. Ve sen bundan önce, bir kitaptan okur değildin. Onu sağ elinle yazmazdın da. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı. Bilakis o [Kur’an], kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde [yer eden] apaçık ayetlerdir. Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile reddederler. Ve “Ona Rabbinden mucizeler indirilmeli değil miydi?” derler. De ki: “Mucizeler ancak Allah’ın katındadır. Ben ise ancak apaçık bir uyarıcıyım.” Kendilerine okunan Kitap’ı Bizim kesinlikle sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan şeyleri bilir. Batıla inanan ve Allah’ı inkâr eden kimseler; işte onlar, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (Ankebut/47-52) KUR`AN, GERÇEĞİ HER ŞEKLİYLE ANLATIR 89. ayetteki “Ve ant olsun ki biz bu Kur`an`da insanlar için her örnekten evirip çevirmişizdir” ifadesi, Kur’an’da her şeyin detaylandırıldığı, enine boyuna işlendiği, konulmuş olan ilkelerin tümünün yararının ve zararının herkes tarafından kabul edilebilir makul ve mantıklı gerekçelerle açıklandığı anlamına gelmektedir. Nitekim Kur’an’da Allah’ın varlığına ve birliğine, ahiretin gerçekliğine afak ve enfüsten binlerce delil getirilmiştir. Diğer taraftan Kur’an’daki kıssalarla da Nuh, Ad, Semud gibi kavimlerin; küfür ve azgınlıkta ileri giden Firavun gibi tiranların; Hud, Salih, Musa ve İsa gibi peygamberlerin nasıl her türlü belâlarla sınandığı haber verilmiş, böylece insanların bu kıssalarda yapılan açıklamaları tefekkür ederek Allah’ın yöntemini [Sünnetullah’ı] kavramaları ve olanlardan ders almaları istenmiştir. İnsanlar ise bütün bu açıklamalara, öğütlere rağmen küfürlerini devam ettirmişlerdir. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Bana bir kac yazimda cok zorluyorsunuz felan diye bir yorum getirmistiniz ya, su son yorumdaki ya da mealdeki yazidada cok zorlamissiniz. Yani Allahu Teala taninan ve taninmayan insan grubunu yani, insan ve cinni iki kategoride siralamis ama ikiside ayni. Aman deyim bu deyiminizle Kuran celiskilerle dolu bir kitap olur. Yaptiginiz meal ya da getirdiginiz meal yanlistir. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
Ben laf olsun diye sormadım bu soruyu. Eğer öyle anladıysanız.. CANN nedir? Siz izah edin.. ... Hicr Suresi 27'de İnsandan önce yaratılan CANN'dan bahsediyor. CANN'ın önce yaratılmasında ki anlam nedir? ... Rahman Suresi 39'daki kelime de CANN ve CANN'a da hesap sorulmaz deniyor. Burada; CANN'a hesap sorulmaması ne demek? Devamında ki; 41. Ayette ise: "Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar." deniyor. Buradaki CANN, nasıl suçlu oluyor? Bunları izah etmelisiniz..! selametle.. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Hafız kardeşim... sanırım sizlerin yazıları çoğaldıkça burada Ben iyiden iyiye strese giricem.Bir çizgi çeksek ve baştan sona kurandan iki ayrı müslüman çıkarıyorsunuz...biri var diyor diğeri yok...Oysa kuran tek...iddianız üzre mealden siz doğru diğer yazanlar yanlış deseniz bu yine sizinde yanlış olduğunuzu gösterir... ayetleri ümmi bir nebisi ile insanlara nuzul eden Mevla , bu kadar bölünmeyi ayrı saflara düşmemizi diler mi? bu ne zaman bitecek..ne zaman kuranı tek mana ile anlayacağız? |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
Kur'ana alt-üst yan unsurlar eklemeden.. Getirdiğiniz her Kur'ani şey başımızüstünedir ve tartışması bile luzümsüzdür, Amma, HAK kelami BEŞER kelamıyla desteklenmek istendiğinde bendeniz oradan uzağım. Allah bizden SADECE MÜ'MİN olmamızı ister, Mü'min denen kişi, sadece ALLAHIN İNDİRDİKLERİYLE HÜKMEDEN kişidir. Başka hükümlere ihtiyaç duyanlarla gerçek HÜKME uyanları aynı kategoride değerlendirmemi bekleyemezsiniz değil mi? |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Fakat sizin ayetleri yorumunuz başka gördüğünüz gibi....neden ,ne kadar müslüman varsa bir ayetten aynı yorum mu desem, meal mi desem yani aynı şeyi anlamıyor?bu nasıl düzelcek? Pek tabi herkesin niyeti Allahın mükemmel kelamına muhatab, Ona yakınlaşmak ve kul olmak ise?bir taraf kurandaki ayetleri sıralıyor diğer tarafdan siz orada cinden kasıt can diyorsunuz...başka ayetler hakeza..birebir mana verilsede ayrı fikir,mecaz anlamlardada ayrı fikir...böylemi şimdi kuran ilmi...kurana birşey eklemek mi haşa, ayetleri bazen ya görmüyorsunuz ya okumuyorsunuz ki size açıkça yazmışlar... şu varki Kuranın emrini anlamada veya uygulamada elbette çoook eksiği olan bir ümmetiz.Farklı hüküm verme konusu işte orada biz yokuz.Hala yazılarınızda hani hiç bilmeyen kimse olarak bakıyorum ki,nede bu şekilde yorumlar çakıştı anlıyayaım..yok olmuyor,sizin yazılardan samimiyetle söylüyorumki hafız kardeşim,net bir hakikate varılmıyor...kendimi zorluyorum , çelişki var sizin kendi içinizde...neden bu haldeyiz bilemiyorum? ve eğer haklı iseniz ki bize anlatmanız hiç de zor olmazdı değil mi? bİz kurana inanıyoruz... tam inanıyoruz ve sizlerin verdiği mana bize bir türlü ulaşmıyor ise bu sizin eksikliğiniz olmalı..nitekim kuran bizden çok daha cahil insanların dahi anlayacağı...hatta asırlar öncesinde onu kabul etme olasılıkları az bir döneminde nuzul etmemişmiydi? şimdi siz sil baştan cin yok,vitir yok,resule ittiba ulul emre itaat yok gibi söylemlerle hakikatin peşinde iseniz ....çok üzülürüm.Eğer samimi isek bir olmamız gerekiyor..ya siz bize ya biz size haklısın demeliyiz..zira hak olan ayetlerde mealende hükmende ayrılık olmaz... selam ile efendim. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Alıntı:
Şu bir gerçek ki, Karanlıkta el yordamıyla tarifle fil anlaşılamaz, Kimi sütün, kimi yelpaze, kimi davul, kimi hortum der ve aynı tarifte birleşilemez, Bunun tek çözümü vardır, ya fili karanlıktan çıkarmak ya da içeriye bir lamba götürmek.. Dünya da 4 milyar insanın tamamında nasıl ki SU-TOPRAK, GÜNEŞ-AĞAÇ-KUŞ aynı algı ile anlaşılıyor.. Kur'an algısında da aynıleşmek için öncelikle Kur'anın ne için indirildiği konusumda hemfikir olmalıyız. Biri ölüsüne okumak, diğeri fal bakmak, biri cifirine kanıt, başkası makam mevki kazanmak, öbürü duvarda süs eşyası gibi asmak, kütüphanesin de bulunsun, cuma geceleri bir yasin için gerekli...... gibi absürt düşüncelerle yaklaşılırsa.. Elbette Kur'anıanlama konusunda ayrılıklar yaşanacaktır.. KUR'AN İNMASAYDİ GAZALİNİN İHYASI DİNİ YAŞAMAK İÇİN YETERDİ diyen bedbahtlardan tutun da....... Bilmem hangi eser Kur'anın giysisidir, özüdür, sözüdür, gözüdür, kulağıdır..a varana dek.. Nice saçma öngörülerle beyni ve fikri bulanmış insanlığın KuR'an gerçeğinde birleşememesi elbette doğaldır.. Bunu bilen Rabbimiz, Kur'an okumaya oturduğumuzda FESTEİZ BİLLAH dememizi ister.. Ne demektir bu.. Kur'anı Allah'ın murat ettiği gibi anlayacağıma.. Kur'anı anlarken rivayetlere ve dedikodulara boğulmadan, Allah'ın verdiği aklı iyi işleterek, Kur'an ile Kur'anı anlayacağıma.. Kur'an okumaya otururken tüm beşeri bilgileri bir kenara iterek, SIFIR BİR BEYİN ile anlamaya çalışacağıma.. Allah'tan başkasının işaret ettiği gibi anlamaktan Allah'a sığınacağıma... Söz vererek bu eylemi gerçekleştireceğim... Bunu yapın, eğer yanlış anlarsanız o zaman söyleyin sözünüzü.. Başka kaynaklardan beslendiği halde, Kur'ani bir birikime neden ulaşamadığına şaşırmak.. Ateşe giripte ISLANMADIĞI İÇİN şaşıran şaşkından.. Bir farkı kalır mı kişinin.. Lütfen KUR'ANı ciddiye alınız ki, ciddiye alınasınız.. Kendini Kur'ana açmayana Kur'anın da kendini açması beklenemez. |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Ben fazlasiyla bu konulara yorum yazdigimdan ve her konuda ama her konuda konu biryerde mezheplere,imam-i gazalilere gelmesi enteresan düsünceler uyandiriyor. Münazarayi tetiklemiyor aksine dagitiyor ve münaza olmuyor. Cin konusunda devam etmeyi tavsiye ederim ayrica yazinizdan alintiladigim su kismi gösterebilirmisiniz? Alıntı:
|
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? 16-NAHL (98) Fe iza kara'tel kur'ane festeız billahi mineş şeytanir racım.. Kur'an'ı okuduğun zaman, o kovulup taşlanmış şeytandan Allah'a sığın! |
--->: Cinler insanlari görebilirler mi? Evet,ben size ,bizi yahut cinlerle ilgili yazılardaki taraf ile sizin anlayışınızı soruyorum. Şükür, bu sanal ortamda(muhakemede) yukarıdaki tarif ettiğniz anlayışta değil ve hiç olmamaştır kanaatindeyim.Soruların cevabında başka yerlere gidiyorsunuz... Cahil bir kesimin tutum ve hallerini sormadım.Konuya gelince ;burada Kurana tastamam inanan ve ona denk kitap ve başka bir tabir kullanmayan biz varız....Ayetleri bizlerden farklı açıklama ve yorumlarınıza değinmenizi istirham ediyorum.Evet, neden yine gazalilere gittik ki?...(o ayrı konu) Rabbim,imam-ı gazaliden de razı olsun... selam ile... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:52 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük