Cinler insanlari görebilirler mi?

THEHAFIZ ´isimli üyeden Alıntı ↑...



  1. Alt 02-13-2009, 14:58 #11
    mhmt Mesajlar: 904
    Blog Başlıkları: 3
    THEHAFIZ´isimli üyeden Alıntı

    VE HALEKEL CANNE MİN MARİCİN MİN NAR...

    Mehmet kardeş, az bir arabçan varsa eğer, bu ayette ki CİN kelimesini bulabilir misin?
    Bu ayetin bir öncesi,

    14. İnsanı, çömlek gibi kuru bir çamurdan yarattı.

    sonraki ayette ise, çamurdan yaratılan insanın CAN'ının neden yaratıldığını söylüyor,
    Tamamen insanla alakalı bu ayeti getirip cin'ne dayamak ne kadar mantıklıdır, size bırakıyorum.

    Arapçam yok, araştırırım.
    Aslında uzun uzun tezlik bi konu da değil
    Şöyle:
    15: VE HALEKEL CANNE MİN MARİCİN MİN NAR...
    "Cann" kelimesinde, sondaki "Nun" şeddeli ise "Cin" oluyor.
    ...
    Siyak ve Sibak itibariyle de bu mana çıkıyor ki, İnsanın yaratılışı ile ilgili ayeti demişsiniz? Ama burada, ateşten yaratıldığını açıkça söylüyor. Ve "neyin" sorusuna, CANN (Cin)'in olduğu yazıyor yine.

    Hicr Suresi
    27
    :Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.

    Ayetinde olduğu gibi.
    ....

    Şimdi siz, bu ayette geçen ateşten yaratılanın İnsan olduğunu nasıl izah edersiniz? Tamamen insana dayalı ise...

    selametle..

    Henna bunu beğendi.
  2. Alt 02-13-2009, 18:14 #12
    THEHAFIZ Mesajlar: 135
    mhmt´isimli üyeden Alıntı
    Arapçam yok, araştırırım.
    Aslında uzun uzun tezlik bi konu da değil
    Şöyle:
    15: VE HALEKEL CANNE MİN MARİCİN MİN NAR...
    "Cann" kelimesinde, sondaki "Nun" şeddeli ise "Cin" oluyor.
    ...
    Siyak ve Sibak itibariyle de bu mana çıkıyor ki, İnsanın yaratılışı ile ilgili ayeti demişsiniz? Ama burada, ateşten yaratıldığını açıkça söylüyor. Ve "neyin" sorusuna, CANN (Cin)'in olduğu yazıyor yine.

    Hicr Suresi
    27
    :Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.

    Ayetinde olduğu gibi.
    ....

    Şimdi siz, bu ayette geçen ateşten yaratılanın İnsan olduğunu nasıl izah edersiniz? Tamamen insana dayalı ise...

    selametle..

    Canım arkadaşım,
    İnsan sadece topraktan mamül değildir,
    Bedeni topraktan olmakla birlikte, CAN'nı alevli ateştendir,
    Topraktan yaratılan ilk insana verilen CANN ile Cinni birbirine karıştırmanın manası nedir ki?
    Ayet kısaca şunu diyor: TOPRAKTAN YARATILAN İNSANA ALEVLİ ATEŞ DUMANINDAN CANN VERİLDİ..
    Cin nin konu ile alakası nedir?

  3. Alt 02-14-2009, 01:41 #13
    mhmt Mesajlar: 904
    Blog Başlıkları: 3
    THEHAFIZ´isimli üyeden Alıntı
    Canım arkadaşım,
    İnsan sadece topraktan mamül değildir,
    Bedeni topraktan olmakla birlikte, CAN'nı alevli ateştendir,
    Topraktan yaratılan ilk insana verilen CANN ile Cinni birbirine karıştırmanın manası nedir ki?
    Ayet kısaca şunu diyor: TOPRAKTAN YARATILAN İNSANA ALEVLİ ATEŞ DUMANINDAN CANN VERİLDİ..
    Cin nin konu ile alakası nedir?

    Sayın THEHAFIZ;
    Hicr suresi 27'de geçen; "Cinleri de daha önce dumansız ateşten yarattık." ifadesinde belirtildiği gibi, İnsan yaratılmadan önce yaratılan varlıklara CANN (CİN) denilmiştir. Sizin dediğiniz, Cinlerin hangi maddeden yaratıldıklarını gösterir. "..Dumansız ateşten.." Bu, insanlarla bütünleşir demek, zaten Cin kavramı yoktur demenin mantığından doğar. Ama Cin'nin olduğunu ifade eden çok fazla ayeti kerime vardır.

    Velhasılı; Cin nin konu ile alakası şudur: Kastedilen varlık, bahsi geçen Cin'dir. Çünkü, aynı kelime Hicr 27 de geçmektedir ve yaratılan CANN'nın, İnsandan önce yaratıldığı açıkça belirtilmektedir. Bu hal ise, zaten ikisinin BİR olmadığını göstermeye yetmektedir.
    ...
    Rahman Suresi devamında (39.Ayet): İşte o gün insana da cine de günahı hakkında soru sorulmaz.
    Bu ayettede CANN kelimesi aynıdır. Hesanı verecek olan insanmıdır, yoksa sizin deyiminizle ona verilen enerji midir?

    selametle..

    Konu mhmt tarafından (02-14-2009 Saat 02:03 ) değiştirilmiştir.
    Henna bunu beğendi.
  4. Alt 02-14-2009, 05:02 #14
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    “Bütün cinler ve insanlar bir araya gelseler Kur’an’ın bir benzerini yapamazlar”(İsra, 17/88)

    Henna bunu beğendi.
  5. Alt 02-14-2009, 10:01 #15
    THEHAFIZ Mesajlar: 135
    alptraum´isimli üyeden Alıntı
    “Bütün cinler ve insanlar bir araya gelseler Kur’an’ın bir benzerini yapamazlar”(İsra, 17/88)

    isra (85 - Ve sana ruhtan soruyorlar. De ki: “Ruh Rabbimin emrindendir/ işindendir. Size ise az bilgiden başka, bir şey verilmemiştir.”)


    88 - De ki: “Ant olsun ki ins ve cinn [herkes], bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardımcı da olsalar, onun benzerini, kesinlikle getiremezler.”
    89 – Ve ant olsun ki, Biz bu Kur`an`da insanlar için her örnekten evirip çevirmişizdir. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasından kaçındılar.

    85. ayette vurgulanan “ruhun [vahyin] Allah’ın kendi işi olduğu” hususu bu ayetlerde daha güçlü bir şekilde ifade edilmektedir. Bilinen-bilinmeyen tüm insanların [Gerek Mekke’de gerekse dünyanın diğer yerlerinde yaşayan herkesin] bir araya gelmeleri hâlinde bile böyle bir mucizenin oluşturulamayacağı açıklanarak herkese sanki “Buyurun, siz de uydurun, hep birlikte de çalışabilirsiniz!” diye meydan okunmaktadır.

    Gerçekten de Kur`an dil, üslûp, öne sürdüğü deliller, konular, ana fikir, öğretiler ve gayble ilgili önceden verdiği haberler bakımından öyle bir mucizedir ki, onun benzerini meydana getirmek insan gücü dâhilinde değildir.
    Buradaki meydan okuma, Kur’an’ın peygamberin kendi düzmesi olduğu iddiasındaki akılsızlaradır. Bu meydan okuma sadece Mekke döneminde ve bu ayette değil, başka ayetlerde ve Medine’de de yapılmıştır:

    Ve eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku duyuyorsanız, haydi onun gibi bir sure siz getirin ve Allah’ın astlarından tüm tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru iseniz.
    Sonra, eğer bunu yapmadıysanız ve asla yapamayacaksınız; öyleyse inkârcılar için hazırlanmış, yakıtı insanlar ve taşlar olan Ateş’ten korunun. (Bakara/23, 24)

    Yahut, “Onu kendisi uydurdu” diyorlar. De ki: “Öyleyse siz benzeri, bir sure meydana getirin. Allah’ın astlarından çağırabileceklerinizi de çağırın. Eğer doğru iseniz.” (Yunus/38)

    Yahut, “Onu kendisi uydurdu” diyorlar. De ki: “Öyleyse, uydurma da olsa benzeri, on sure getirin. Allah’ın astlarından çağırabileceklerinizi de çağırın. Eğer doğru iseniz.” (Hud/13)

    Yahut, onu kendi uydurup söyledi diyorlar. Hayır, onlar inanmıyorlar.
    Peki, onun gibi bir sözü onlar getirsinler, eğer doğruysalar. (Tur/33, 34)

    Ve ayetlerimiz onlara açıkça okunduğunda, Bize kavuşmayı ummayanlar: “Bundan başka bir Kur’an getir yahut bunu değiştir.” dediler. De ki: “Onu nefsimin [kendimin] öngörmesiyle değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, kesinlikle büyük bir günün azabından korkarım.
    De ki: “Allah dileseydi, ben onu size okumazdım ve onu size bildirmemiş olurdu. Ben ondan önce kesinlikle içinizde bir ömür kalmıştım. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” (Yunus/15, 16)

    [Bu] Temiz akıl sahipleri onun ayetlerini düşünsünler ve öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz bereketli bir kitaptır. (Sad/29)

    Ant olsun ki Biz, düşünüp öğüt alsınlar diye pürüzsüz Arapça bir kur`an [okuma olarak] bu Kur`an`da insanlar için her türlüsünden örnek verdik. Umulur ki takvalı davranırlar. (Zümer/27, 28)

    Bu, Arapça bir kur`an [okuma] olarak, bilen bir kavim için ayetleri detaylandırılmış bir kitaptır. (Fussilet/3)

    Apaçık kitaba ant olsun ki Biz onu aklınızı kullanasınız diye Arapça bir kur`an [okuma] yaptık. (Zühruf/2, 3)

    Onlara ayetlerimiz okunduğu zaman, “İşittik, dilersek bunun gibisini biz de söyleriz, bu, evvelkilerin efsanelerinden başka bir şey değildir.” demişlerdi.
    Bir vakit de, “Ey Allah’ım, eğer bu Senin katından gelmiş bir hakk/ gerçek ise, hiç durma üstümüze gökten taşlar yağdır veya bize çok acı veren bir azap ver.” demişlerdi. Enfal; 31, 32:

    89. ayetin sonundaki “Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasından kaçındılar” ifadesi insanların inkârcılıkta inat ettikleri anlamına gelmektedir. Bu inat, onların kendi çıkarlarına, rahatlarına ve konforlarına çok düşkün olmalarından kaynaklanmaktadır.

    Ve o vakit münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar; “Allah ve elçisi bize bir aldanıştan başka bir vaat yapmamış.” diyorlardı.
    Ve hani bunlardan bir grup; "Ey Yesrib [Medine] halkı! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün." diyorlardı. Onlardan bir kısmı da, “Evlerimiz gerçekten savunmasızdır.” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Hâlbuki onlar [evleri] savunmasız değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı. (Ahzab/12, 13)

    Ve kendilerine açık deliller hâlinde ayetlerimiz okunduğu zaman onlar; “Bu, başka değil, sadece sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adamdır.” dediler. Ve “Bu [Kur`an uydurulmuş bir iftiradan başka bir şey değildir.” dediler. O küfretmiş olan kimseler kendilerine hakk geldiği zaman; “Şüphesiz bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.” dediler. (Sebe/43)

    Ve işte böylece sana Kitap’ı indirdik. Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona inanırlar. Bunlardan [Yahudi olmayan Araplardan] da ona inanan kişiler vardır. Ayetlerimizi ancak ve ancak kâfirler bile bile reddederler.
    Ve sen bundan önce, bir kitaptan okur değildin. Onu sağ elinle yazmazdın da. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı.
    Bilakis o [Kur’an], kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde [yer eden] apaçık ayetlerdir. Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile reddederler.
    Ve “Ona Rabbinden mucizeler indirilmeli değil miydi?” derler. De ki: “Mucizeler ancak Allah’ın katındadır. Ben ise ancak apaçık bir uyarıcıyım.”
    Kendilerine okunan Kitap’ı Bizim kesinlikle sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
    De ki: “Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde olan şeyleri bilir. Batıla inanan ve Allah’ı inkâr eden kimseler; işte onlar, hüsrana uğrayanların ta kendileridir. (Ankebut/47-52)

    KUR`AN, GERÇEĞİ HER ŞEKLİYLE ANLATIR

    89. ayetteki “Ve ant olsun ki biz bu Kur`an`da insanlar için her örnekten evirip çevirmişizdir” ifadesi, Kur’an’da her şeyin detaylandırıldığı, enine boyuna işlendiği, konulmuş olan ilkelerin tümünün yararının ve zararının herkes tarafından kabul edilebilir makul ve mantıklı gerekçelerle açıklandığı anlamına gelmektedir.
    Nitekim Kur’an’da Allah’ın varlığına ve birliğine, ahiretin gerçekliğine afak ve enfüsten binlerce delil getirilmiştir. Diğer taraftan Kur’an’daki kıssalarla da Nuh, Ad, Semud gibi kavimlerin; küfür ve azgınlıkta ileri giden Firavun gibi tiranların; Hud, Salih, Musa ve İsa gibi peygamberlerin nasıl her türlü belâlarla sınandığı haber verilmiş, böylece insanların bu kıssalarda yapılan açıklamaları tefekkür ederek Allah’ın yöntemini [Sünnetullah’ı] kavramaları ve olanlardan ders almaları istenmiştir. İnsanlar ise bütün bu açıklamalara, öğütlere rağmen küfürlerini devam ettirmişlerdir.

  6. Alt 02-14-2009, 16:38 #16
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Bana bir kac yazimda cok zorluyorsunuz felan diye bir yorum getirmistiniz ya, su son yorumdaki ya da mealdeki yazidada cok zorlamissiniz. Yani Allahu Teala taninan ve taninmayan insan grubunu yani, insan ve cinni iki kategoride siralamis ama ikiside ayni. Aman deyim bu deyiminizle Kuran celiskilerle dolu bir kitap olur. Yaptiginiz meal ya da getirdiginiz meal yanlistir.

  7. Alt 02-15-2009, 00:15 #17
    mhmt Mesajlar: 904
    Blog Başlıkları: 3
    mhmt´isimli üyeden Alıntı
    Sayın THEHAFIZ;
    Hicr suresi 27'de geçen; "Cinleri de daha önce dumansız ateşten yarattık." ifadesinde belirtildiği gibi, İnsan yaratılmadan önce yaratılan varlıklara CANN (CİN) denilmiştir. Sizin dediğiniz, Cinlerin hangi maddeden yaratıldıklarını gösterir. "..Dumansız ateşten.." Bu, insanlarla bütünleşir demek, zaten Cin kavramı yoktur demenin mantığından doğar. Ama Cin'nin olduğunu ifade eden çok fazla ayeti kerime vardır.

    Velhasılı; Cin nin konu ile alakası şudur: Kastedilen varlık, bahsi geçen Cin'dir. Çünkü, aynı kelime Hicr 27 de geçmektedir ve yaratılan CANN'nın, İnsandan önce yaratıldığı açıkça belirtilmektedir. Bu hal ise, zaten ikisinin BİR olmadığını göstermeye yetmektedir.
    ...
    Rahman Suresi devamında (39.Ayet): İşte o gün insana da cine de günahı hakkında soru sorulmaz.
    Bu ayettede CANN kelimesi aynıdır. Hesanı verecek olan insanmıdır, yoksa sizin deyiminizle ona verilen enerji midir?

    selametle..

    Sayın THEHAFIZ;
    Ben laf olsun diye sormadım bu soruyu. Eğer öyle anladıysanız..
    CANN nedir? Siz izah edin..
    ...
    Hicr Suresi 27'de İnsandan önce yaratılan CANN'dan bahsediyor. CANN'ın önce yaratılmasında ki anlam nedir?
    ...

    Rahman Suresi 39'daki kelime de CANN ve CANN'a da hesap sorulmaz deniyor. Burada; CANN'a hesap sorulmaması ne demek?

    Devamında ki;
    41. Ayette ise: "Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar." deniyor. Buradaki CANN, nasıl suçlu oluyor?

    Bunları izah etmelisiniz..!

    selametle..

  8. Alt 02-15-2009, 13:31 #18
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Hafız kardeşim...
    sanırım sizlerin yazıları çoğaldıkça burada Ben iyiden iyiye strese giricem.Bir çizgi çeksek ve baştan sona kurandan iki ayrı müslüman çıkarıyorsunuz...biri var diyor diğeri yok...Oysa kuran tek...iddianız üzre mealden siz doğru diğer yazanlar yanlış deseniz bu yine sizinde yanlış olduğunuzu gösterir... ayetleri ümmi bir nebisi ile insanlara nuzul eden Mevla , bu kadar bölünmeyi ayrı saflara düşmemizi diler mi?
    bu ne zaman bitecek..ne zaman kuranı tek mana ile anlayacağız?

    Konu Henna tarafından (02-15-2009 Saat 13:35 ) değiştirilmiştir.
    altun bunu beğendi.
  9. Alt 02-15-2009, 14:07 #19
    THEHAFIZ Mesajlar: 135
    BeKKe´isimli üyeden Alıntı
    Hafız kardeşim...
    sanırım sizlerin yazıları çoğaldıkça burada Ben iyiden iyiye strese giricem.Bir çizgi çeksek ve baştan sona kurandan iki ayrı müslüman çıkarıyorsunuz...biri var diyor diğeri yok...Oysa kuran tek...iddianız üzre mealden siz doğru diğer yazanlar yanlış deseniz bu yine sizinde yanlış olduğunuzu gösterir... ayetleri ümmi bir nebisi ile insanlara nuzul eden Mevla , bu kadar bölünmeyi ayrı saflara düşmemizi diler mi?
    bu ne zaman bitecek..ne zaman kuranı tek mana ile anlayacağız?


    Kur'ana alt-üst yan unsurlar eklemeden..
    Getirdiğiniz her Kur'ani şey başımızüstünedir ve tartışması bile luzümsüzdür,
    Amma, HAK kelami BEŞER kelamıyla desteklenmek istendiğinde bendeniz oradan uzağım.
    Allah bizden SADECE MÜ'MİN olmamızı ister,
    Mü'min denen kişi, sadece ALLAHIN İNDİRDİKLERİYLE HÜKMEDEN kişidir.
    Başka hükümlere ihtiyaç duyanlarla gerçek HÜKME uyanları aynı kategoride değerlendirmemi bekleyemezsiniz değil mi?

  10. Alt 02-15-2009, 18:06 #20
    Ziyaretci
    Henna Mesajlar: n/a
    Fakat sizin ayetleri yorumunuz başka gördüğünüz gibi....neden ,ne kadar müslüman varsa bir ayetten aynı yorum mu desem, meal mi desem yani aynı şeyi anlamıyor?bu nasıl düzelcek?
    Pek tabi herkesin niyeti Allahın mükemmel kelamına muhatab, Ona yakınlaşmak ve kul olmak ise?bir taraf kurandaki ayetleri sıralıyor diğer tarafdan siz orada cinden kasıt can diyorsunuz...başka ayetler hakeza..birebir mana verilsede ayrı fikir,mecaz anlamlardada ayrı fikir...böylemi şimdi kuran ilmi...kurana birşey eklemek mi haşa, ayetleri bazen ya görmüyorsunuz ya okumuyorsunuz ki size açıkça yazmışlar... şu varki Kuranın emrini anlamada veya uygulamada elbette çoook eksiği olan bir ümmetiz.Farklı hüküm verme konusu işte orada biz yokuz.Hala yazılarınızda hani hiç bilmeyen kimse olarak bakıyorum ki,nede bu şekilde yorumlar çakıştı anlıyayaım..yok olmuyor,sizin yazılardan samimiyetle söylüyorumki hafız kardeşim,net bir hakikate varılmıyor...kendimi zorluyorum , çelişki var sizin kendi içinizde...neden bu haldeyiz bilemiyorum? ve eğer haklı iseniz ki bize anlatmanız hiç de zor olmazdı değil mi? bİz kurana inanıyoruz... tam inanıyoruz ve sizlerin verdiği mana bize bir türlü ulaşmıyor ise bu sizin eksikliğiniz olmalı..nitekim kuran bizden çok daha cahil insanların dahi anlayacağı...hatta asırlar öncesinde onu kabul etme olasılıkları az bir döneminde nuzul etmemişmiydi?
    şimdi siz sil baştan cin yok,vitir yok,resule ittiba ulul emre itaat yok gibi söylemlerle hakikatin peşinde iseniz ....çok üzülürüm.Eğer samimi isek bir olmamız gerekiyor..ya siz bize ya biz size haklısın demeliyiz..zira hak olan ayetlerde mealende hükmende ayrılık olmaz...
    selam ile efendim.

    Konu Henna tarafından (02-15-2009 Saat 19:09 ) değiştirilmiştir.
    altun bunu beğendi.
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.