Nefis, şeytanın vesveselerine hassas bir alıcıdır. Hadiste, insan kalbinde hem melek ilhamı, hem de şeytan vesvesesi için, birer merkez olduğu bildirilmiştir. (1)

Kur-an'ın ifadesiyle, "Şeytan, sizin için bir düşmandır. Siz de onu düşman edininiz. Şüphesiz o, kendine uyanları Cehennem ashabından olmaya çağırır." (Fatır suresi, 6) Şeytanın insana düşmanlığı Hz. Adem'le başlar. Hz.Adem'e secde etmemesi yüzünden İlahi rahmetten uzaklaştırılır. Bu yüzden, Adem'e ve nesline düşman kesilir. Allah'a giden yolda, onların önüne engel olarak çıkmaya izin ister. İnsanların imtihan edilmesi ve mahiyetlerindeki kabiliyetlerinin tezahür etmesi için, Cenab-ı Hak onu bu izni verir. Şeytan der:

"Beni azdırmana karşılık yemin ederim ki, senin doğru yolunda insanlara vesvese vermek için oturacağım. Sonra onlara, önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım. Ve sen onların ekserisini şükredici bulmayacaksın." (A'raf suresi, 16-17)

Şeytan insanlar üzerinde hakimiyet kurmak için her yola başvurur, her türlü vesveselerde bulunur.(2). Kimini korku damarından yakalar. Kimini boş hülyalarla aldatır. Kimine suret-i haktan görünür. Kimini şehvetten saptırır, kimini gafletten... Hadisin ifadesiyle, "İnsanın damarlarında cereyan eden kan gibi, insanın bedeninde cereyan eder." (3) Kaleler zayıf yerlerinden fethedilir. Şeytan da, insanın zaaflarından yararlanarak onu fethe çalışır.

Şeytanın vesveselerine kapılan ve onun yolundan gidenler, Allah'a kul olma yerine, şeytana kul ve köle olurlar. Onun dediklerini yapmakla, onun memurları haline gelirler. (4) Cenab-ı Hak, insanlara şu ikazı yapmaktadır: "Şeytanın adımlarına uymayın. Şüphesiz o, sizin için apaçık düşmandır. O size ancak, kötülüğü, fuhşiyatı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemeyi emreder." (Bakara suresi, 168-169)

Kaynaklar:
1-Tirmizi, Tefsir, 2/35
2-Bkz. Beydavi, I, 576
3-Buhari, Bed'ül-halk, 11; Ebu Davud, Savm, 78; İbnu Mace, Sıyam, 65
4-Yazır, I, 584

Şadi Eren (Doç.Dr.)