MUHAKEME.NET FORUMU

MUHAKEME.NET FORUMU (https://www.muhakeme.net/forum/)
-   Genel Islami Bölüm (https://www.muhakeme.net/forum/genel-islami-bolum/)
-   -   Diyalog Devletin Resmi Politikasidir (https://www.muhakeme.net/forum/genel-islami-bolum/12718-diyalog-devletin-resmi-politikasidir.html)

alptraum 12-07-2008 06:58

Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Diyalog ve Hosgöru Faaliyetleri Türkiye Cumhuriyetinin Resmi Politikasidir.Diyanet isleri baskanligida Resmi olarak Papayla Görüsmütür.Üniversitlerde de bu faaliyetler devam etmektedir


el_feta 01-08-2009 12:34

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

. . . Demek öyle he...

kipchak 01-08-2009 22:46

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

''dinler arası diyalog'' yerine ''din mensupları arası diyalog'' daha uygun olur sanki...
çünki yapılan veya yapılmaya çalışılan din mensupları arası diyalog

Henna 01-08-2009 23:00

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

tek din olduğu için ,kavramlarda savaş var...

alptraum 01-08-2009 23:23

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Tek hak din vardir o da islamdir. Birden cok din oldugu Kafirun suresinde de benim dinim bana senin dinin sana diyerek anlasilagelmis olani söylemekte bir beis olacagini cok zannetmem. Dinler arasi diyalog cümlesi kaliplasmis olarak düsünülmemeli. Hosgörüde olabilir ismi belki lakin yinede hicbirsekilde dinden taviz verme olarak düsünülmemeli. Konusulan mevzular ve ortaya konan fikirler. Zorba olmadan, ikna ettirme cabasi olmadan bir teblig yöntemi de denilebilir. Toplumlarin yasama birlikteligini tetikleyici örnek davranis denilebilir. Diyalog en gecerli o olmazsa asla olmaz din de yürümez islamda yürümez gibi düsünülmemeli. Diyalog vazifesini yapanlar belli sekillerde bunu icra etmektedirler. Diyalog faaliyetlerinden en az birine katilip islama ne gibi bir zarari oldugunu ve bu sempozyumlarin yasaklanmasi gerektiginin delillerini sunanlar olursa daha güzel olur. Youtube ve google da bu sempozyumlardan örnekler bulabilirsiniz.

kipchak 01-08-2009 23:34

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

evet Dinler arasi diyalog kalıplaşmış bir cümle;ve buna farklı isimlerde verilebilir...
bu isimden yola çıkarak dinler arasında etkileşim olduğunu, onlara benzediğimizi söyleyenlerde olduğu için açıklama gereği duydum sadece...

Henna 01-08-2009 23:55

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

bu da bir imtihan, başlık gündem oldu,oysa ulaşılan nokta veya asıl gaye gözardı edilmeye çalışılıyor...

el_feta 01-09-2009 00:47

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Dinler arası diyalog. . . Ne demekse... Kanaatim o ki,müslümanları ayrı bir cepheden yenmeyi denemenin bir türü...

kipchak 01-09-2009 10:34

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

peki sayın el_feta hiç bir yahudi veya hristiyanla bu mevzuları konuştunuzmu? veya dinimizi bir hristiyana anlattınız mı?

alptraum 01-09-2009 12:11

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Msülümanlari kim ayri bir cepheden yenmeye calisiyor???

el_feta 01-09-2009 16:33

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

•●FühreR●•´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 31410)
peki sayın el_feta hiç bir yahudi veya hristiyanla bu mevzuları konuştunuzmu? veya dinimizi bir hristiyana anlattınız mı?

Tebliğ,insanın yakınlarından başlar...Evim,ailem,akrabalarım,dostlarım,komş um,çevrem.... Siz de takdir edersiniz ki,nebevi usul budur...
Ehl-i kitap olup ciddi olan kimse ile bu mevzuları konuşmadım...Böyle bir fırsatım olmadı,farklı dinlere mensup kişilerle sohbetim,tartışmam olmuştur ama dediğim gibi ehl-i kitap ile hayır...

sorunuzdan bişey kastetmiş olmalısınız ki,buyrun?

el_feta 01-09-2009 16:42

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

alptraum´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 31413)
Msülümanlari kim ayri bir cepheden yenmeye calisiyor???

Müslümanları,müslümanım diyenlerde,kafirim diyenlerde bilinçli yahut bilinçsiz ya da cahilce saldırıyor...Aslında saldırma kelimesi meram anlatmıyor tam..Saldıran da var,yozlaştıran da,protestanlaştıran da var,radikalleştiren de...İfrat ve tefir / ortasında islam...

Bu mevzu hakkında daha önce az çok konuşmuştuk...Bakmayın türkiye'de belli cemaat mensubu bi rkitle olduğu için, " Dinlerarası Diyalog " mevzuuna böyle bakılıyor...Farklı islam coğrafyalarındaki tepkiler farklı,hatta bir keresinde haberin bi rtanesini buraya taşımıştım...

Ben böyle düşünüyorum,siz böyle düşünüyorsunuz ayrımına girmekten hazzetmiyorum...İslam'dan anladığım budur...Tağut meselesini konuşurken de,bu meselede de öyle..Aslında hepsi aynı yere dayanıyor..İLkelere bağlılık,sağlam bir duruş..Hepsi bu...
Kavramları birbirine karıştıran hiçbir oluşumun/yapının destekçisi olmam..velev ki adları müslüman bile olsa...HAKK ayakta tutulması gereken apayrı bir olgudur benim gözümde,eğer insanlara bakacak olsa idim,çokça hatalar ederdim..Böyle düşünüyorum..İnsanların çoğu cahildir,anlayamaz...etrafında imam bildiği insanın peşine gider,öyle ya KİTLELER BİLİNÇLENDİRİLMEZ;ŞARTLANDIRILIR...Bu avam ı küçümsemek değil ,asla!!!
Sadece vakıa...
Dinler de yoktur...din vardır...Birileri muhammedun resulullah bile demiyor ya da acaba sorusu uyandırabiliyor kafalarda,bilmem bilir misiniz bu işleri yapan önderler???

Neyse...

selam ve dua ile..

kipchak 01-09-2009 17:25

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

@el_feta
Tebliğ,insanın yakınlarından başlar demişsiniz ki benim yakınımda gayri müslimler var ailem, akrabam vs yok

benim bulunduğum yerde yani avusturyada;

-diyalog faaliyetleri sırasında müslüman olan kişiler mevcut, ki bizzat bende bir tanesine şahit oldum.ve onunla birazda olsa konuşma fırsatım oldu. müslümanların gösterildiği gibi kaba, kadına adete alınıp satılan bir mal gibi bakan insanlar olmadığını öğrendim demişti.

-üniversite tezlerinde (bakınız üniversite tezlerinde diyorum yani profesör tarafından yüzlerce kişiye yapılan sunumlarda) terörle özdeşleşmiş bir din olarak anlatılan islamın gerçek islamla alakası olmadığı anlayan yüzlerce insan var.

-islamın, kadının erkekten 10 adım geride yürümesi gereken bir din olarak bilen bir çok kişi, hoşgörü ve barış dini olduğumuzu öğrendi.

ki bunların hepsi diyaloğun birer meyvesidir.

herkes çok ön yargılı yaklaşılıyor diyalog faaliyetlerinde yapılmak istenen öncelikle avrupada insanların islama bakış açısını değiştirmek gerçekleri göstermektir.

ki siz bu oluşuma ne derseniz deyin ister dinler arası diyalog deyin (ki bence bu yanlış bir cümle) ister kalplerin fethi deyin,ister din mensupları arası diyalog deyin....

bakınız bir olay anlatayım;
geçen hafta viyananın en büyük kilisesi (stephansdom) nin önünde bir kaç arkadaşı bekliyorduk ve yanımdaki bi arkadaşta (latife olsun diyemi düşündü bilmiyorum) karşıdan gelen diğer arkadaşa ''Allahu ekber'' diye bağırdı. ve bir anda insanlar bize şüpheyle baktı kendi aralarında terörist mi bunlar falan gibi laflar etmeye başladılar. işte ne kadar acıdır ki biz müslümanların imajı bu.


peki siz diyalog karşıtları islamın üzerindeki bu önyargıyı yıkmak için ne yaptınız? kaç kişinin gerçeği öğrenmesinine vesile oldunuz?


el_feta 01-09-2009 21:43

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Sorun,birilerinin islam ile şereflenmesi değil... Ki,sorun da aslında biraz bu,nasıl müslüman?
Bizler islam sempatizanı ile MÜSLÜMAN ı birbirine karıştırıyorsunuz...
Tebliğ e gelince,,Etrafınızda ehl-i kitap var ise elbet tabi tebliğ edeceksiniz,bu çok güzel bir şeydir ve olması gerekendir...Bizim burada tartışığımız ehl-i kitab'a tebliğ değil,dünya çapında yürütülen ve esasında siyasi bir hamle olan 'dinlerarası diyalog' olgusu...

Bakın,hep sorunumuz aynı yerde tıkanıyor... Ben dünya müsteşriklerinin müslümanım diyenden korktuğunu düşünmüyorum,onlar da müslümanları ayırıyorlar,hatta meşhur bir toplantılarında 4'e ayırmışlardı..Bugün namazını kılan,bir ilah olarak Allah'ı kabul ettiğini söyleyen(ki tek ilah ne demek,anlaşılmıyor) birinin oluşuna biz de seviniyoruz,onlar da???
bu nasıl iş?
çünkü ortaya çıkan müslümanın LA sı yok...Uzlaşmacı,belki demokrat...Sistemleri ile barışık...İşte bu müslüman küresele emperyalizmin sorunu olmuyor...Olmayınca işler tıkırında...
Biz de burada derdimizi anlatamıyoruz...Böyle insanlara müslüman değilsin denmiyor!!!
ama ???

Bilmiyorum anlatabiliyor muyum ama...

kipchak 01-10-2009 02:23

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

Ben dünya müsteşriklerinin müslümanım diyenden korktuğunu düşünmüyorum
demişsiniz ,ben mi tam olarak anlatamıyorum, bu olay sadece yaşadığım ülkedede değil avrupanın heryerinde durum aynı... çünki insanlara yazılı ve görsel basında gösterilen bu...

Alıntı:

Bugün namazını kılan,bir ilah olarak Allah'ı kabul ettiğini söyleyen(ki tek ilah ne demek,anlaşılmıyor) birinin oluşuna biz de seviniyoruz,onlar da???
bu nasıl iş?
yapmayın el insaf... böyle birşey olduğunu bana ispatlayabilirmisiniz?

Alıntı:

çünkü ortaya çıkan müslümanın LA sı yok...Uzlaşmacı,belki demokrat...Sistemleri ile barışık...İşte bu müslüman küresele emperyalizmin sorunu olmuyor...Olmayınca işler tıkırında...
Biz de burada derdimizi anlatamıyoruz...Böyle insanlara müslüman değilsin denmiyor!!! ama ???
diyalog organizasyonlarına katılan herkes islam ile şereflenecek diye birşey yok o aklındaki kötü islam imajını değiştirmek hakikatı göstermek bile yeterlidir diye düşünüyorum... Sonrası Allah'a kalmış Rabbİm kendisine yönelene hidayet nasip eder... biz görevimizi yaptıktan sonrası Allah'a kalmıştır...ki diyalog faaliyetlerinden sonra hristiyan olan bir kişi varmı?

bugün filistin kan ağlıyor her gün yüzlerce sivil, çocuk ölüyor ve ben burada her gün gazetelere bakıyorum sadece bir sayfanın sağ alt köşesinde yazılan küçük bir haberle geçiştiriliyor...kısacası medya (ki burada medya devletin elinde) göstermek istediğini gösteriyor göstermek istemediğini göstermiyor...
asırlardır islam karşıtlığıyla yıkanmış beyinlere biz ulaşmazsak, anlatmazsak.. kim anlatacak kim gerçekleri gösterecek muhterem...

hem siz diyalogu sadece kendi pencerenizden yani türkiyeden bakıyorsunuz maalesef ki dişarıdan durum çok çok ama çok farklı...

bakınız burada binlerce müslüman var... ama sadece 1 tane minareli camii miz var... oda şehir merkezinden uzakta tuna nehrinin kenarında bir yerde... bugüne kadar bütün hristiyanlara öğretilen, camiilerin minaresinin cihad duygusunun ve ''AŞIRI İSLAM'' ın sembolü olduğu ve ibadethanelerin bina altlarında ve minaresiz olması gerektiği idi sadece bu insanların önyargısını değiştirmedeki diyaloğun pozitif katkısını hiçe sayamayız...


el_feta 01-10-2009 12:48

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Müslümanım diyenlerin zaaflarını ve akaidi eksikliklerini dile getirmeye çalışıyorum zaten..Bağışlayın ama "doğuştan müslüman olan" yani ırki bişeymiş gibi islam olan birine "islam" anlatmak çok zor..Öyle ya biz de GAVUR hakaret olmuş,halbu ki bir tanımdır...
bu anlamda sıkışıyorum...Müslümanlar ekseriyetle islamı bilmiyorlar...

İslamofobia ya gelince...
Bakın onların derdi islam gerçeği değil...Onlar islamı biz gibi analiz de edemezler(halk için konuşuyorum),bugün biz daha doğrusu avam ,nasıl kendi toplumunda pazar ayinlerin egiden birine tuhaf bakar ise onlarda bize tuhaf bakıyorlar,bunun adı sosyoloji,din ve kavram değil...Yoksa mevzu bahis pazar ayinine giden kişiyi şöyle bir incil e vursak belki de beş para etmeyecek bir hristyandır...

Bakın,herkesin bilinçlenemeyeceğini söyledim..Toplumla her zaman böyle olmuştur..Toplumu taşıyanlar vardır,kademe kademedir bu...
Lakin bugün türk ve dünya müslümanlarının ayrılığı şöyle dursun ,bizim kuran anlayışımızda sorun var ve deriin farklılıklar var..Karamsarlık pompolamak istemem lakin hali pür melalimiz budur...

Bir de türkiye açısından bakmadım ben olaya,bilakis yazımı okursanız dünya müslümanlarındaki tepkisi türkiyedekinden daha farklı demişim ve siteye taşıdığım haber de yurt dışından bir haberdi...

İslam'ın biraz şöylesi biraz böylesi olmaz...Derdim bu...

Bir forumda yazmanın zorluğunu itiraf ediyorum tüm eksiklikliğimle ama anlaşılmadığımı düşünüyorum tam olarak...
İslam Allah'ın dini...Beni seni olmaz...Hakk neyse o söylenir..velev ki tek kişi bile olsa..Öyle ya ayette : İBRAHİM;TEK BAŞIAN ÜMMETTİ diyor...

Ümmetin çok anlamda sorunları var...Basit gelebilir belki ama sadece tek kavram olan "tağut" üzerinde bile sitede ben müslümanım diyenler içinde anlaşamıyoruz...
Farkını söyleyeyim mi,biri sistemle fazla sorunlu olmayıp,ıstılahi bir yol seçerken,diğeri inkılabi bir yol seçiyor,bakın tek kavramla üstelik...Bunu yaşıyoruz şuan sitede...

Benim firavun dediğime kahraman diyorsa öteki ve ikimizde müslümanım elhamdülillah diyorsak,bu çelişki yumağının içinden çıkabilecek babayiğit varsa buyursun elini öpeyim..
İddialı olduğumun farkındayım,yer yer yaptığım bakın bilmiyorsunuz çıkışlarının nefslere zor geldiğini de..Bağışlayın...
Sitede benim reddini asla kabul edemeyeceğim ve uğruna canımı vereceğim HADİS VE SÜNNET için bir başka müslüman HİKAYE diyebiliyor..Üstelik işte bak kuran diyerek..???
eleştirdiğimden değil şuan için,çatışmayı göstermek anlamında..
Ya da az önce islam şuurundan bahsederken bir diğeri "pop şarkısı" yükleyebiliyor,bir dk önce sitedeki islamı yazıya teşekkür ettikten sonra üstelik...(kimse alınmasın ve yanlış anlamasın,lütfen) ya da aslında ne kadar YOZ olduğumuzu açığa vuran şeyler sergileyebiliyor...

Ve biz hepimiz muslumaniz!!!

Henna 01-10-2009 15:06

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

elhamdülillah...aşure günü bir rus kızımız kelimei şahadet getirdi...kendi bilgiside aynen şöyle..bugün "sular zem zem"...:)

islamın terör olarak tanınması...bizim eksikliğimiz olduğu kadar,heryerdeki islama yapılan zulümde bizim eksikliğimiz...ve tebliğ de zaten yaratılış gayemiz...

kipchak 01-10-2009 17:16

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

konu diyalog ve diyaloğun gerekliliğinden kendi içimizdeki görüş farklılıklarına kaydı... tam olarak sorduklarıma cevap alabilmiş değilim...

Alıntı:

Bakın onların derdi islam gerçeği değil...Onlar islamı biz gibi analiz de edemezler(halk için konuşuyorum),bugün biz daha doğrusu avam ,nasıl kendi toplumunda pazar ayinlerin egiden birine tuhaf bakar ise onlarda bize tuhaf bakıyorlar,bunun adı sosyoloji,din ve kavram değil...Yoksa mevzu bahis pazar ayinine giden kişiyi şöyle bir incil e vursak belki de beş para etmeyecek bir hristyandır...
gayet tabi, farkli bir dine ve kültüre, farklı bakmaları normaldir ancak bu farklı bakmak vs değil bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hatta cephe alma durumudur...hem onların hristiyanlığını sorgulayacak değiliz... tartıştığımız farklı bir mevzu...

Henna 01-10-2009 17:20

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

bir tutarlılıkdır beklenen... taviz örgüsünün söküntüsüdür mutad vakıa...bir hikaye vardı... ünlem olacak kadar kavi bir anafikre sahip...orjinalini bulamadım...
sakın tavuğu verme!
vakti zamanında bir köy,padişahın haksız haraçlarına karşı direnir ve vezirlerini eli boş gönderirimiş...hepbirlikde hayır,biz padişaha hak olandan başka vergi vermeyiz.
Hırsa kapılan padişah,tüm vezir ve ahalisine ferman etmiş...bu köyden ne yapın edin haraç alın..Kim başarırsa başvezirim olur,kızımlada evlenir..
biri çıkar,ben yaparım der fakat işime kimse karışmasın ve bozmasın..
adam köyün yolunu tutar ve tek tek tarlada ormanda köylülerle bire birgörüşür..
bak der,sen bir tavuk ver,ben padişaha durumları kötü yalnız bir tavuk verebildiler derim,oda hepinizi affeder ve bu yıl başka bir baskı ve eziyetle karşılaşmaz huzur içinde yaşar gidersiniz..eğer sen bir tavuğu vermezsen padişah adamlarını gönderip zorla hepinizden tek tek ne varsa talan ettiricek..oysa sen bir tavukdan ne kaybedersin ver ki sende tüm köylünde kurtulsun,sayende huzura ersinler...ben padişaha durumu izah ederim kahraman bile olursun.:anlastik:
adam hayır der.olmaz..desede düşünür bir tavukdan ne olurki???
sonra köylülere danışır anlatır,dağın bağşında tek başına yaşayan bilgeye varıp soralım derler..bilgeye izah ederler hallerini..
bilge:bir cümle eder:sakın tavuğu verme!!!:y02:
...
aradan zaman geçer ve adam yine gelir ...derken köylü bir tavukdan ne olacak bu sayede bir yıl huzur içinde yaşarız der ve tavuğu verir..
:shocked0121:
bir yıla yakın zaman geçer adam yine gelir,bu sefer derki ben padişah ile anlaştım,sadece bir koyun verirseniz sizin hepinizden haracı kaldıracak,huzur içinde yaşıyacaksınız..yoksa köyü talan edecek.. bir koyundan ne çıkar.sen bir koyun ver ben gerisini hallederim der.
adam yine ahaliye anlatır ve yine bilgeye giderler durumu izah ederler.
bilge: onlara:"sakın tavuğu verme! der...

onlar bilgeye tavuk değil bir tane koyun versekde kurtulsakmı diye sorsalarda bilge her defasında "sakın tavuğu verme"der..

köylü gider.ertesi gün adam bir koyundan ne çıkar deyip verir..:shocked0121:

artık gelmez derken bu sefer bir inek ister elçi,köylü yine toplanır fakat durumdan endişe etmişlerdir artık ..ve bilgeye varırlar onlar herdefasında bilgeye koyun ,inek,at,tarla versekmi diye soraslarda bilge:sakın tavuğu verme!der...

en nihayetinde sahip olduğu herşeyi tekervteker kaybettiğini anlayan köylü...bilgeye sorara neden biz sana başka şeyleri sorsakda sen bize tavuğu verme diyorsun...
bunadığını düşündük ve korkup rahat bıraksınlar diye tek tek isteklerini yaptık ama artık gücümüz yetmiyor ...ne yapacağız ???
bilge şöyle der...
ben size en baştasakın tavuğu vermeyin dedim.verdiniz...
ÇÜNKİ tavuğu veren ineğide verir atıda verir tarlayıda veriri çitfliğide verir...
sen sakın tavuğu verme...:y02:

kipchak 01-10-2009 17:40

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

özür dilerim anlayışım biraz kıt sanırım... hikayenin olayla bağlantısını kuramadım...

Henna 01-10-2009 17:51

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

estağfirullah...taviz den bahsedilmiş ve tutarsızlıkdan...aklıma geldi.

kipchak 01-10-2009 18:00

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

peki ne gibi tavizler vermişiz ki?
neden diyalog faaliyetlerinde taviz verdiğimizi veya tutarsızlık olduğunu düşündünüz?

Henna 01-10-2009 18:47

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

diyalog faaliyetlerine vakıf değilim...benden bir üst yazıda ki islami yaşantıda kişisel verilen taviz ve ya tutarsızlıkdan kasdım .Genel İslami tebliğde şahsen en ince tehlike bilirim tavizi.Buda kendi nefsimizde ilmi ve ameli eksiklik veya gözardı etme vesaire gibi fenomen...
Bu bir öz eleştri kişlere sunmak istediğim hissi ve etkiyi kamiliyet halinde naturel hal ve kal ile daha net ve hızlı sonuç aldığım kanısındayım.genelleme ile bakınca da hadislere hikaye derler dinler ve kanıksarım,mekruhu haramdan uzak sayarım ,alışırım ,alışverişden muamelata.. kuran çizgilerini geçer sünnetden uzaklaşır,şüpheliyi helale katar,derken kendimi kandırır mıyım???bu halimle yaptığım çabadan verim almadım.Tavsiyem en iyi müslüman kıvamına taşıdığımda nefsimi bir sözüm ,az sözüm, çok söz tesiri kazanıyor,allahın bir ikramı, sebebi oluyorsunuz kişinin tevhidine hidayetine..islam çizginiz ne kadar netse bakan lar sizdeki islamı sevecek ve heves edecekler..eğer her duruş ve akaidimizde çizgimiz benzemeklerden kurtulamıyor ise...tutarlılıkdan kasdım ,la demek...tavizden kasdım birgünün ,zamanın çocukları olarak herharekette titizlik...bu uyarıyı bana yapmışlardı,bu hikaye ile çok tavuk kaybım olduğun gördüm...

alptraum 01-10-2009 19:27

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

el_feta´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 31423)
Müslümanları,müslümanım diyenlerde,kafirim diyenlerde bilinçli yahut bilinçsiz ya da cahilce saldırıyor...Aslında saldırma kelimesi meram anlatmıyor tam..Saldıran da var,yozlaştıran da,protestanlaştıran da var,radikalleştiren de...İfrat ve tefir / ortasında islam...

Bu mevzu hakkında daha önce az çok konuşmuştuk...Bakmayın türkiye'de belli cemaat mensubu bi rkitle olduğu için, " Dinlerarası Diyalog " mevzuuna böyle bakılıyor...Farklı islam coğrafyalarındaki tepkiler farklı,hatta bir keresinde haberin bi rtanesini buraya taşımıştım...

Ben böyle düşünüyorum,siz böyle düşünüyorsunuz ayrımına girmekten hazzetmiyorum...İslam'dan anladığım budur...Tağut meselesini konuşurken de,bu meselede de öyle..Aslında hepsi aynı yere dayanıyor..İLkelere bağlılık,sağlam bir duruş..Hepsi bu...
Kavramları birbirine karıştıran hiçbir oluşumun/yapının destekçisi olmam..velev ki adları müslüman bile olsa...HAKK ayakta tutulması gereken apayrı bir olgudur benim gözümde,eğer insanlara bakacak olsa idim,çokça hatalar ederdim..Böyle düşünüyorum..İnsanların çoğu cahildir,anlayamaz...etrafında imam bildiği insanın peşine gider,öyle ya KİTLELER BİLİNÇLENDİRİLMEZ;ŞARTLANDIRILIR...Bu avam ı küçümsemek değil ,asla!!!
Sadece vakıa...
Dinler de yoktur...din vardır...Birileri muhammedun resulullah bile demiyor ya da acaba sorusu uyandırabiliyor kafalarda,bilmem bilir misiniz bu işleri yapan önderler???

Neyse...

selam ve dua ile..

Evet bilirim birileri la ile basliyor la Muhammed diyor birileri La ilahe illallah diyor. Hep ayni durum hep ayni cümle. Peygamber Efendimiz diger din mensuplarindan insanlarla görüsmüs iken, dinler yoktur demek nedir ki?

Ben Kafirum Suresinden dinlerin oldugunu anliyorum. Hak din islamdir ama Diyalog calismalari farklidir. Sohbet olmadan teblig olmaz lakin kolay degildir denizi görmemis bir insana denizi anlatmak. Sartlandirmak gibi bir durum yoktur aksine bilinclendirmek gibi bir durum vaziyetidir.

alptraum 01-10-2009 19:43

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

el_feta´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 31485)
Müslümanım diyenlerin zaaflarını ve akaidi eksikliklerini dile getirmeye çalışıyorum zaten..Bağışlayın ama "doğuştan müslüman olan" yani ırki bişeymiş gibi islam olan birine "islam" anlatmak çok zor..Öyle ya biz de GAVUR hakaret olmuş,halbu ki bir tanımdır...
bu anlamda sıkışıyorum...Müslümanlar ekseriyetle islamı bilmiyorlar...

İslamofobia ya gelince...
Bakın onların derdi islam gerçeği değil...Onlar islamı biz gibi analiz de edemezler(halk için konuşuyorum),bugün biz daha doğrusu avam ,nasıl kendi toplumunda pazar ayinlerin egiden birine tuhaf bakar ise onlarda bize tuhaf bakıyorlar,bunun adı sosyoloji,din ve kavram değil...Yoksa mevzu bahis pazar ayinine giden kişiyi şöyle bir incil e vursak belki de beş para etmeyecek bir hristyandır...

Bakın,herkesin bilinçlenemeyeceğini söyledim..Toplumla her zaman böyle olmuştur..Toplumu taşıyanlar vardır,kademe kademedir bu...
Lakin bugün türk ve dünya müslümanlarının ayrılığı şöyle dursun ,bizim kuran anlayışımızda sorun var ve deriin farklılıklar var..Karamsarlık pompolamak istemem lakin hali pür melalimiz budur...

Bir de türkiye açısından bakmadım ben olaya,bilakis yazımı okursanız dünya müslümanlarındaki tepkisi türkiyedekinden daha farklı demişim ve siteye taşıdığım haber de yurt dışından bir haberdi...

İslam'ın biraz şöylesi biraz böylesi olmaz...Derdim bu...

Bir forumda yazmanın zorluğunu itiraf ediyorum tüm eksiklikliğimle ama anlaşılmadığımı düşünüyorum tam olarak...
İslam Allah'ın dini...Beni seni olmaz...Hakk neyse o söylenir..velev ki tek kişi bile olsa..Öyle ya ayette : İBRAHİM;TEK BAŞIAN ÜMMETTİ diyor...

Ümmetin çok anlamda sorunları var...Basit gelebilir belki ama sadece tek kavram olan "tağut" üzerinde bile sitede ben müslümanım diyenler içinde anlaşamıyoruz...
Farkını söyleyeyim mi,biri sistemle fazla sorunlu olmayıp,ıstılahi bir yol seçerken,diğeri inkılabi bir yol seçiyor,bakın tek kavramla üstelik...Bunu yaşıyoruz şuan sitede...

Benim firavun dediğime kahraman diyorsa öteki ve ikimizde müslümanım elhamdülillah diyorsak,bu çelişki yumağının içinden çıkabilecek babayiğit varsa buyursun elini öpeyim..
İddialı olduğumun farkındayım,yer yer yaptığım bakın bilmiyorsunuz çıkışlarının nefslere zor geldiğini de..Bağışlayın...
Sitede benim reddini asla kabul edemeyeceğim ve uğruna canımı vereceğim HADİS VE SÜNNET için bir başka müslüman HİKAYE diyebiliyor..Üstelik işte bak kuran diyerek..???
eleştirdiğimden değil şuan için,çatışmayı göstermek anlamında..
Ya da az önce islam şuurundan bahsederken bir diğeri "pop şarkısı" yükleyebiliyor,bir dk önce sitedeki islamı yazıya teşekkür ettikten sonra üstelik...(kimse alınmasın ve yanlış anlamasın,lütfen) ya da aslında ne kadar YOZ olduğumuzu açığa vuran şeyler sergileyebiliyor...

Ve biz hepimiz muslumaniz!!!


Kavramlar karisiyor sebebi ise kullandigimiz dili cok iyi bilmeyisimizden. Gavur diye tabir ettiginde tek basina kullanirsan bunun anlami dinsiz kimse oluyor. Sözlügü acip bakabilirsiniz. Ama bunu cümle icinde belirttiginizde söylemek istediginiz merama göre degisiyor. Demekki sorun anlatamayistan kaynaklaniyor lakin kimse beyninin icindekileri karsiya anlatmadan gösteremiyor anlamli, düzgün bir sekilde yani bilindik bir sekilde....

Buradalarda bayram oldugu zaman televizyon kanallarinda müslümanlarin bayramindan bahseder ve o günün nasil geldigi tarihcesi ve bu durumun izahati ile halk bilinclendirilir. Emin olunki orucu bilmeyen bir kisi yoktur. Müslümanlarin orucunu tuttuklari sekilde. Bugün Hristiyan nasil oruc tutuyor diye sorsak birilerine kimse bilmez ve ne yazikki bu Avrupa ülkesindede böyledir. Bu bizim eksikligimiz her yönden herseyi kapatisimiz ne icin tembelligimiz icin.

Ben burada oruc larda Camiler dolup tasarken diger din mensuplarininda katildigini gördüm ve sofra duasi edildigini gördüm onlarinda amin dedigine sahit oldum.

Islam baris dinidir savas dini degil. Bunu Peygamberimizin hayatini inceleyerek görürsünüz ve küfrün ve cehlin ta ortasinda en savascil oldugu dönemde dahi Fahri Kainatin ne kadar gün savastigini ve ömrünün kac yillarini sadece teblig ile gecirdigini görürsünüz. Sadece Kuran Mealleri okumakla olmuyor. Tefsir de lazim Efendimizin hayatinida ögrenmek lazim. Kendi basimayim diyen insandan korkarim lakin tek basinalik iyi degildir. en az 3 kisi ve en az 3 kisilik cemaat budur görüsüm.

Hickimseyi kendimden asagi göremem görmedimde. Tek kuran diyenide diger cemaatlerden olanlarida kendi savundugum su cemaatin döngüsündede.

Rabbime siginirim. Unutmayinki islam baris isteyen bir toplumla asla ama asla savasmamistir birakin su hircinliginizi Baris isteyin biraz. Sohbet edin acilin biraz. Zulme riza göstermek degil bu aslada gösterilmeyecek tabiki. Ama her tabirden ayni seyleri cikartmak hep ayni yerlere varmak.....

Mehmed akif derki ;

Budur benim cihanda en begendigim meslek

Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek.

Hakikat olmayani ve hakiki kakikat ile degerlendirilmeyeni görmem,göstermekte istemem.

alptraum 01-10-2009 19:53

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Benimde aklima bir hikaye geldi. Cocukken anlatmislardi hic unutmam.

Teröristler, doguda adama geliyor diyorlar ki :

Bizimle gel yoksa anayi babayi VIRIRIK.

Adamda yok diyor. Günler geciyor annesini babasini vuruyorlar. Teröristler yine geliyor.

Bizimle gel yoksa kariyi VIRIRIK: diyorlar. Adam yok diyor ve bir zaman sonra karisinida öldürüyorlar. Teröristler yine gelyior.

Bizimle gel Yoksa cociklarini VIRIRIK. Adam yine yok diyor ve bir zaman sonra cocuklarida ölüyor. Teröristler yine gelyiorlar :

Bizimle gel yoksa seni VIRIRIK diyorlar. Adamda cevap veriyor.

E DÜSÜNDÜM mantikli bende katildim.


Benimde aklima geldi yazayim dedim. Arkadaslar bu durum hikayelerde oldugu gibi degildir herkes hikaye yazar herkes her bildigine göre uydurur. Bugün nice antlasmalar olmusturki görünürde kaybetmisizdir ama aslinda kazanan olmusuzdur. 1000 insan kurtulacak feraha erecek ve asirlar bununla yükselecekse birden vazgecersin o da belki kanaatlerle olur. Cok iyi düsünmek lazim lakin her konu her tahakkuk tek bir kalem ile bir madde ISIGINDA gerceklesmiyor ve her zaman icinde degisiyor da degisiyor. Kolay degil.

Henna 01-10-2009 20:19

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

islamın temel esaslarında taviz verilmemeli diyorum...ferdi yaşantıda..bu çok önemli..tesirde.
şahsen kendisine hiç teklif etmeden tanıştığımız alman , italyan,rus ve farizelerden uzak yaşayan türk,kürt kardeşlerim kendi özeni ve beğenileri ile kıbleye yöneldiler..buradan anladığım tek sonuç ,terbiyeye, anlatmaya kendi nefsimden başladığım gibi zamanın gafletini kendime uydurup bu arada taviz vermeyen bir kişilik resmi ayna olmalı içime dinime....burada yalnız bir noktayı vurgulamak dı niyetim.atlamamız gerektiği ve hatırlatmak babından.Belki hergün defalarca "ben sizin taptıklarınıza tapmam derken" dahi nefismize verdiğimiz telkin gibi...hatalar değil ,kabul ve farkında olmak hatanın menbaını...ardından dilenilmeyen özürlerdir kişiyi gözden düşüren.Allah bizden kusursuzluk beklemiyor..konunun çok dışına çıkan yorum ve paylaşım için üzgünüm.
eminim rızası için yapılan her gayretin ücreti Allah gani gani verecektir..el-hak!
yeterki sıratı müstakim üzere sabit kadem olalım..inşallah..
selam ile...

Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!

Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!

Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!

Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!

Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!

Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!

kipchak 01-10-2009 23:55

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

konunun çok dışına çıkan yorum ve paylaşım için üzgünüm.

estağfurullah konunun dışına falan çıkılmış değil ama mevzu bahis diyalogsa; mesela atıyorum
''diyalog faaliyetleri sırasında tavizler veriliyor'' deyin bende cevap vermeye çalışayım yada ne gibi tavizler verildiğini söyleyin, böyle sadece hikaye yazılınca soru ve cevap çok havada kalıyor...
sadece bunu arzetmek istedim

Henna 01-11-2009 12:42

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

ben diyalogdan hiç bahsetmedim.genel islam ve tebliğ olarak fikrimi beyan ettim,yazımda bu nu anlıyorum.üstte belirttim defaaten.her mevzuyu hassaten kişisel yaşantıdan başlangıç alıyorum...muhakkakki tebliğ ve telkine kendi nefsimizinde ihtiyacı var. siz yorumları eleştri olarak mı düşünüp okuyorsunuz.ben eleştri değil ilaveten deyin veya ömeri bir uslup ile hatırlatma deyin...Hak için atılan ne bir gülü,adımı nede bir taşı eleştirmek haddime değil ki...
başlık da kalmadım ,dialog faaliyetlerinden haberdar değilim evet...ama kişisel olarak hepimiz canlı islam resmiyiz,her an bir örneklik vaziyeti içinde hizmette tesir adına katiyyen düsturlardan taviz vermemliyiz ki;örneğin dialogdan sonra bir gayri müslim bize rastladığında bir ayrıcalık bir farklılık görsün ve bu büsbütün islam olsun.gayem bu.duruşumuzu kaybetmemek adına bir hatırlatma idi.gavur icadı deyip bilim ve teknikden uzak kalmamak ayrı, giyim kuşam ve keyfe dair mevzularda köprü kurayım diyorum konulara marka kalite deyip ciddi rakamları harcamakdan tutun,şekilcilik hARİÇ, müslüman
ayrıcalıklarını toplumun her bireyi olarak taşımalıyız ki yapılan diyaloglardan sonra müslümanı markajına alan kişiler bizde islamı görmekde zorlanmasın....yüzde kaç müslüman alameti ve titizlik adına nelerden feragat ediyoruz acaba diyorum sesli düşündüm.gün içerisinde katıldığım derslerde helal gıdanın tesiri imanın kamiliyetinin bağlı olduğu temeller bir iç muhasebe...konuya islam ve iman olarak bakabiliyorum .diyorum ki,ben islam olunca tebliğ daha kolay.sırf ebedi bir boykot ile sünnette neler uyguluyoruz değil mi?oruç gibi bir ibadette dahi muhalefet ediyoruz,tek gün tutmuyoruz...saç sakal dan mekruhdan taviz,giyim kuşamdan ibadete kadar pazzel gibi değilde bütün bir tablo gibi hayal ediyorum..
yineliyorum,parantez içi bir yorum oldu benimkisi...
selametle..

Henna 01-11-2009 12:59

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

şuna benzettim..aklıma gelmişken,sigaranın zararını anatan bir seminerde doktorlar,arada koridorda elinde sigara ile rastlıyorsunuz.veya hastasıysanız,kliniğinde size içmeyin diyor ,masasında küllerini görüyorsunuz.elbette kendi yapsada hakikati söylemek zorunda...ve söylüyor,tesir az oluyor.Bu her seviyede ve konuda düsturdur,tesirin oluşması için bilirsiniz kişisel uygulama şart diye düşünüyorum.Bir damlacık da ,okyanusun özelliklerini taşır.
" bir kum tanesiyim ama çölün derdini taşıyorum.."
selametle..

Henna 01-11-2009 19:52

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

böyle sadece hikaye yazılınca soru ve cevap çok havada kalıyor...
hikayeden başka ve önce yorumum var...soru cevap cümlesi yok...vurgu yaptığım husus netti...selametle..


Alıntı:

Bugün nice antlasmalar olmusturki görünürde kaybetmisizdir ama aslinda kazanan olmusuzdur. 1000 insan kurtulacak feraha erecek ve asirlar bununla yükselecekse birden vazgecersin o da belki kanaatlerle olur
sorum şöyle...
antlaşmalar nedir ben anlamadım.ve 1000 kişi kurtulacak derken kasıt ne açarmısınız ve örnek nedir.hikayede verilen tavizin "hak" olmayan dan verilen taviz ki bunu farz ve sünnet mekruh gibi kesin delilerden vazgeçme müsamaha gösterme olarak belirttim.eğer 1000 kişi kurtulacak derken nasıl bir kurtulma can mı manen mi?birden vazgeçmek derken feda edilen nedir..hüküm mü kişi mi?mal veya can mı?zaten verilecek taviz hak dan değilse konuya dahil değildir ki...Allah yolunda mal can ana evlat hertürlü infak..vermek şerefdir.İlim için hizmet için herşeyden geçebilmek evinden yurdundan rahatından...nefsinden.Ne mutlu o erlere.
selametle...

alptraum 01-11-2009 20:27

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

O zaman cevap vereyim ne oldugunu. Hudeybiye baris antlasmasini bilirsiniz. Hac vazifesine giden Peygamber efendimiz ve sahabeler ile Mekkeli müsrikler arasinda imzalanmis bir antlasmadir. Buradaki örnekten dahi yazdiginiz hikayedeki tavuktan cikan sonuca göre bir mukayese edin. Gerci sizinkisi hikaye benim koyacagim ise hakikat. Ben anlatmayayim da Tarihi tam nükteleriyle kopyalayim.

Müşrikler müslümanların Mekke'ye girmelerine izin vermeyeceklerini açıkça söylüyorlardı. Hz. Peygamber ise "Biz buraya kesinlikle savaşmak için gelmedik. Amacımız Kâbe'yi ziyarettir, Umre yapmaktır. Kureyşliler eski savaşlarda zayıf düşmüşlerdir. Dilerlerse onlarla bir anlaşma, bir sure için barış anlaşması yapmak isterim. Kabul ederlerse ne âlâ, aksi takdirde Allah'a yemin ederim ki, ölünceye kadar onlarla savaşırım" diyerek barış öneriyordu.

Allah Rasûlü'nün kararlılığı yüzünden müşrikler savaşı göze alamadılar. Amr oğlu Süheyl'i kendileri adına bir anlaşma yapmak üzere gönderdiler.

Rasûlullah ile Süheyl uzun görüşmelerden sonra anlaşma şartlarını tesbit ettiler. Buna göre;

1-Müslümanlarla müşrikler on yıl süreyle savaşmayacaklar, birbirlerine saldırmayacaklardı .

2- Müslümanlar bu yıl Kabe'yi ziyaretten vazgeçerek geri dönecekler, ancak gelecek yıl umre yapacaklar, müşriklerin boşaltacağı Mekke'de üç gün kalacaklar ve yanlarında yolcu kılıçlarından başka silah taşımayacaklardı.

3- Mekke'den birisi müslüman olarak Medine'ye sığındığı zaman iade edilecek; fakat Medine'den Mekke'ye sığınanlar iade edilmeyecekti.

4- Arap kabileleri istedikleri tarafla anlaşma yapmakta serbest olacaklardı.




Maddeler asikar degil mi? Efendimiz Tavugu vermis mi oldu simdi:):):)

Ittihad denilen bir durum var. Gelecek icin uygulanan ve müslümanlarin lehine olacak bir durum söz konusu.

Ve hakikatin devami ;

Bu nedenle müslümanlar büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Bu andlaşmayı bir aşağılanma, bir küçük düşürülme olarak kabul ettiler. "Sen Allah'ın Rasûlü değil misin? Davamız hak dava değil mi? Bu zilleti neden kabul ediyoruz?" diyen Hz. Ömer'in sözleri, müslümanların genel üzüntülerinden doğan tepkinin dile getirilişinden başka bir şey değildi. Fakat şüphesiz Allah ve Rasulü neyin hayırlı, neyin şer, neyin izzet, neyin zillet olduğunu daha iyi bilirdi.

Hudeybiye andlaşmasının en önemli yanlarından veya sonuçlarından birisi hiç kuşkusuz siyasî yönüdür. Daha önce Mekkeli müşrikler, Medine İslam toplumunun varlığına bile tahammül edemezlerdi. Hatta müslümanları kökten yok etmek amacıyla Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında olduğu gibi birçok girişimde bulunmuşlardı. İşte bu andlaşma ile ilk kez müşrikler Medine İslam toplumunu resmen tanınmış oluyorlardı. Bu durum İslam'ın kabileler arasından büyük bir önem kazanmasına neden oldu.

Bugün devletler arasi bizim gördügümüz ise su sekilde ;

Amanin taguta karsi durulmadi, küfre susuldu. Savasmak gerekiyor vurmak gerekiyor kesmek gerekiyor. Ardinada salliyoruz 5-10 küfür her aklimiza geldiginde her seferinde beddua dilimizden düsmüyor. Icraat nerde yok. Islam baris dinidir islam uzlasma dinidir. Uzlasmak ise taviz vermek degildir, insanca toplum olarak yasayabilmenin örneklerindendir. Bu yüzden bugün benim düsüncemle Avrupa birligi cok cok önemlidir. Bakin hakikatin devamini kopyalayip neden Avrupa birliginin öneminide söyleyim.

Andlaşma maddelerinden müslümanları en çok üzenlerden birisi, Mekke'den kaçan müslümanların iade edilmesi hakkındaki madde idi. Daha andlaşma imzalanır imzalanmaz zincirlerini sürükleyerek gelen Ebu Cendel'in, "Müslüman olduğum için bu kadar zulümlere işkencelere uğramıştım. Beni tekrar aynı işkencelere atmak mı istiyorsunuz? Beni yine müşriklere mi teslim edeceksiniz?" çığlıklarına rağmen antlaşma gereğince Kureyş adına andlaşmayı yapan müşrik Amr oğlu Süheyl'e teslim edilmesi, müslümanları gözyaşları içinde bırakmıştı .

Bakin 1000 icin 1 yakildi. Aslinda buna yakilmada denmez ve ben cümlemde kanaat durumundan bahsettim yani bu durum heryerde gecerli degildir. Bugün kü durumun örneklerinden belki kiyaslamalar olusturulabilir.



Alıntı:

zaten verilecek taviz hak dan değilse konuya dahil değildir ki...
Iste senin yazdigin hikaye ve konu ile uyumu ve yazilan cümleleler.


ISIK tutmasi ümidi ile.

Henna 01-11-2009 20:55

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

evet hudeybiyeyi her türlü biliyorum...o mekana selam olsun...teşekkür ederim ışık için.

fakat hiç aynı penceren okumuyoruz yazıları bu anlaşılmış oldu...ben yalnız kişisel taviz diye diye burada yaşlancam galiba:)
kasdım genel istisnai durumlar ve kararı veren bir nebevi ferasetten bahsetmiyorum.elbette ulemanında yol ve yön gösterme alınan kararlarda ileri görüş.. taviz derken kesin helal,haram,mekruh olan kişisel hareketlerdeki hassasiyetti ,yorumunuzla bağlantı kuramadım ...hacc farz ibadettir ayrı tabiii..
sonuçda can için,selamet için ,din için bir nebi savaş veya antlaşma yapıyor...bir değil savaş diye düşününcede binlerce can belki bir avuç insanın hidayeti ve selameti için verilebiliyor.ama ben taviz göremedim bu bir taviz değil sabır ve nebevi starteji.taviz hoş ve hak olmayan yerini bulmayan ödün vermek anlamında kullandığım bir tabir.mesela hikayedeki haksız bir kar için aldatmacaya verilen kişisel bir tutum.
efendimiz taviz vermemiş.ince bir çizgi.hakkı feth için sabırlı sebatlı ve istikrarlı bir o kadarda emin ve dosdoğru...sonuçda varacağı sürekli bir mekkeden veya hacdan vazgeçme mi var.
ben tavizden hudeybiyede eğer sünnetin terki veya mekruhun işlenmesi bunuda nebinin emri değil kişilerin gafleti olsa idi...bağlantı kurmuşsunuz derdim.siz yazılarınızda haklısınız ama ben bunlara hiç itirazım yok vede mevzum değildi...
neden böyle anlamıyorum.yine diyeyim,bizden ve fertten bahsediyorum.

alptraum 01-11-2009 21:03

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

GaZZe´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 31565)
evet hudeybiyeyi her türlü biliyorum...o mekana selam olsun...teşekkür ederim ışık için.

fakat hiç aynı penceren okumuyoruz yazıları bu anlaşılmış oldu...ben yalnız kişisel taviz diye diye burada yaşlancam galiba:)
kasdım genel istisnai durumlar ve kararı veren bir nebevi ferasetten bahsetmiyorum.elbette ulemanında yol ve yön gösterme alınan kararlarda ileri görüş.. taviz derken kesin helal,haram,mekruh olan kişisel hareketlerdeki hassasiyetti ,yorumunuzla bağlantı kuramadım ...hacc farz ibadettir ayrı tabiii..
sonuçda can için,selamet için ,din için bir nebi savaş veya antlaşma yapıyor...bir değil savş diye düşünüğncede binlerce can belki bir avuç insanın hidayeti ve selameti için verilebiliyor.ama ben taviz göremedim bu bir taviz değil sabır ve nebevi starteji.taviz hoş ve hak olmayan yerini bulmayan ödün vermek anlamında kullandığım bir tabir.mesela hikayedeki haksız bir kar için aldatmacaya verilen kişisel bir tutum.
efendimiz taviz vermemiş.ince bir çizgi.hakkı feth için sabırlı sebatlı ve istikrarlı bir o kadarda emin ve dosdoğru...sonuçda varacağı sürekli bir mekkeden veya hacdan vazgeçme mi var.
ben tavizden hudeybiyede eğer sünnetin terki veya mekruhun işlenmesi bunuda nebinin emri değil kişilerin gafleti olsa idi...bağlantı kurmuşsunuz derdim.siz yazılarınızda haklısınız ama ben bunlara hiç itirazım yok vede mevzum değildi...
neden böyle anlamıyorum.yine diyeyim,bizden ve fertten bahsediyorum.


O zaman yaziniza bir kac cümle ile teget gecerek su buududa bulunayim.
Dinler arasi diyalog kisisel degildir ferdi degildir. Kisi hata yaparsa o kisiyi ilgilendirir dinlerarasi diyalogu degil. Nasil ki müslüman adam öldürüyorsa ve bu islami kötü yapmiyor ama öldüreni suclu buluyorsa ferdi bir konu degildir konumuz. Dinler arasi diyalog tamamen toplu bir hizmettir hizmetki Efendimizdir ve belki daha gerilere dahi gidilebilir. Kavram karmasasi yasanmasinin sebebi Konuya farkli yönlerden bakmaniz. Biri cikar der ki ;

Kars ta asker geldi ahiri yakti ve icinde insanlar vardi vay ben türkiye devletinin. Halbuki devlet mi dedi? e dediyse de bu devlet degildir ferdidir. Kurallarin disinda gerceklesen hersey ferdidir.

Sizinkisi buna benzedi. Yok eger benzemedi diyorsaniz ben bu baslik altinda ki durumun mahiyetini anlayamadim.

Tursu oldu acikcasi.......

Henna 01-11-2009 21:14

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

saol turşu kelimesi için..benim yazoılarımı anlamayan sizsiniz ben herşeyi anladım itirazda etmedim...
fakat diyalogdan bahsetmediğimi belirttim..fakat ek olarak konuya bir hassasiyet ile yanaşıp demem şuydu diyalog yada tebliğ yapacağız, bunun tesiri ve devamı islamın izzeti için fertlerin kişisel yaşantısında günümüz de geldiği nokta da rol oynuyor...elbette hatalar kul için..
anlaşılmıyor olmam üzücü,kusura bakmayın konunuyu ekşittiğim için..
selametle...

kipchak 01-12-2009 00:05

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

diyalog faaliyetlerine vakıf değilim...
Alıntı:

ben diyalogdan hiç bahsetmedim.genel islam ve tebliğ olarak fikrimi beyan ettim,yazımda bu nu anlıyorum
Alıntı:

dialog faaliyetlerinden haberdar değilim evet
e bizim tartıştığımız konu diyalog zaten mübarek... hem insan vakıf olmadığı konu hakkkında konuşmaz yada konuşmamalı değilmi?

''parantez içi bir yorum oldu benimkisi...'' demişsiniz ama böyle araya başka şeyler girince konu çok farklı yere kayıyor... el_feta yada bir kaç soru sordum o konuyu içimizdeki farklılıklara kadar götürdü...
muhakeme çok büyük bir forum her konunun tartışılacağı bölüm ayrı ama burada yani bu konu başlığı altında en azından başlıkla alakalı mevzular konuşulsun ki yarın yazdıklarımızı okuyan birisi birşeyler öğrenebilsin, faydalanabilsin değilmi?

Henna 01-12-2009 11:55

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

e bizim tartıştığımız konu diyalog zaten mübarek... hem insan vakıf olmadığı konu hakkkında konuşmaz yada konuşmamalı değilmi?
hocalarımdan dahi böyle bir uyarı almamıştım...

Alıntı:

ama böyle araya başka şeyler girince konu çok farklı yere kayıyor...
tebliğin sıhhati için yapılan yorumu dialoga eleştri veya "başka şey" gibi algılanması ve alakasız bulunması...diaoloğumuzun kıvamı bu mu kendi içimizde...

peki bir daha olmaz efendim...

kipchak 01-12-2009 13:19

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

yanlış anlaşılmasın amacım kalp kırmak değil...

ben sadece sizin yazdıklarınızdan alıntı yaptım...

yazılan herşeyi ''dialoga eleştiri veya başka şey'' olarak gördüğüm yok.. ben sadece bu başlık altında diyalogla alakalı mevzuların tartışılmasını istediğinimi dile getirdim..

bakınız tekrar belirtmek isterim ki amacım kalp kırmak değil...

Henna 01-12-2009 19:51

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

Mü'min, İslamî prensiplere bağlılığı nisbetinde, yani Mevlana’nın yaklaşımı ile bir ayağı dini zemine sağlam basıyorsa, bahse konu diyaloglar fayda getirirken, aksine mü'min Kur'an ve sünnet yörüngeli beslenmiyorsa, bu takdirde –hafizanallah- kaymalarla karşılaşılabilinir!

bakın yazılarımda sadece değindiğim yalın hakikat bu...hatırlatma.
tartışmıyor, fikrimi paylaşıyorum.Üstteki yazıda yine dialog ile ilgili konulardan alıntı...
hatamı aramak adına, okurken rastladım ,yazmayacaktım.
fakat uslub ve gerekçeniz istemesenizde kırdı.
mühim değil ...
cidden niyetiniz ne olursa olsun muhatabınızda önemli...
hoşçakalın...
yorum yok.:)


Metin mete 02-11-2009 16:49

--->: Diyalog Devletin Resmi Politikasidir
 

Alıntı:

alptraum´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 31413)
Msülümanlari kim ayri bir cepheden yenmeye calisiyor???



DİNLERARASI DİYALOG DÖNEMİ
Misyonerlik ve oryantalizm faaliyetleri birbirinin devamı ve tamamlayıcısı durumnda idiler. Diyalog ise; misyon faaliyetleriyle İslam ülkelerinin başta hadisler ve sünnet müessesi olmak üzere pek çok konuda kafası bulanmış ve şüphelerle dolmuş halklarını kilisenin kurtarıcısı (!) eline teslim edebilme gayretlerinin adıdır.

Nitekim Dinlerarası Diyalog fikrinin babası olan, İslam tasavvufu ve bilhassa Hallac-ı Mansur üzerine çalışması bulunan Louıs Massignon, “onların (Müslümanların) her şeylerini tahrif ettik. Felsefeleri, dinleri mahvoldu. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. Derin bir boşluğa düştüler. İntihar ve anarşi için olgun hale geldiler” demektedir. Hayatını İslam’ın içinde olduğunu düşündüğü Hıristiyanlık unsurlarını bulmaya adayan ve çalışmalarını hep bu maksatla yapan bu şahsın ortaya attığı diyalog fikri günümüzde uygulamaya konmuştur.

Diyalog dönemine geçmeden önce bu süreci başlatan Papa’lağın diyalogdan ne anladığına ve nasıl baktığına bir göz atalım.

DİYALOG MİSYONERLİĞİN BİR TÜRÜDÜR

Katolikliğin bir nevi ilmihal kitabı olan ve Papa’nın imzasını taşıyan Cathecism’de diyalog şöyle tanımlanıyor: “Misyonerlik görevi İncil’i daha henüz kabul etmemiş olanlarla saygıya dayalı bir diyaloğu öngörür.” ( Cathecims, s. 227, madde 856) burada geçen “henüz İncil’le tanışmamış olanlar” kimlerdir? Sorusunun cevabı 359. maddede şöyle veriliyor: “Aziz Paul derki; ‘insan soyu iki erkekten kaynaklanır. Bir tanesi Adem, bir tanesi Mesih’tir. Ama Mesih, Adem’i yaratırken kendi suretini de ona vermiştir.’ “ buradan ortaya şu çıkıyor: henüz İncil’le tanışmayanlar, Adem’i de Mesih’in yarattığını henüz bilmeyenlerdir. Burada açıkca bir şirk vardır. Ve kilise kimi çevrelerin iddia ettiği gibi diyalog yolu ile İslam’a yönelmek yerine şirke çağırmaktadır.

DİYALOG, KİLİSE’YE DÖNDÜRME AMAÇLI MİSYONUN BİR PARÇASIDIR

Şimdiki Papa II. J. Paul’e göre “Dinlerarası diyalog Kilise’nin insanları Kilise’ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.”( Joun Paul II, Redemptoris Missio, Libreria Editrice Vaticana, Roma 1991, s. 55) Papa’ya göre bu durum Hıristiyanlığın tabiatından kaynaklanır ve amaç başkalarına İncil’in mesajını öğretmektir: “Diyalog bir ve üç olan Tanrı’nın kendi kendi hayatına dayanır… Böylece diyalog Kilise’nin kurtarıcı misyonunun bir parçasıdır; gerçekten bu kurtuluş diyaloğudur. Çünkü böyle hakiki bir diyalog bir Hıristiyan için inandığını pratiğe dökmektir, saygı göstermek ve dinlemek suretiyle başkalarına İncil’in mesajını öğretmektir.”( Podgorski, F. R., Tawars A Catolic Theolojy of Misyonary Dialogue And Dialogical Mission With Other Religions, Roma 1987, s. 142 vd.)

DİYALOĞA RAĞMEN, PAPALIĞA GÖRE YEGANE GERÇEK DİN HIRİSTİYANLIKTIR

Diyalog kavramını II. Vatikan Konsoline öneren Papa VI. Paul diyaloğa rağmen yegane gerçek din vardır, oda Hıristiyanlıktır: “Biz her ne kadar Hıristiyan olmayan dinlerin manevi ve ahlaki değerlerini tanıyor, saygı gösteriyor, onlarla diyaloğa hazırlanıyor ve din hüviyetini savunmak, insanlık kardeşliğini tesis etmek, kültür, sosyal refah ve sivil iradeyi oluşturmak gibi hususlarda diyaloğa girmek istiyorsak da dürüstlük bizi gerçek kanaatimizi açıkca ilan etmeye mecbur etmektedir; yegane gerçek din vardır. Oda Hıristiyanlıktır.”( Catholic Official Teachings, VIII: Clergy and Laity, Edited by Odile m. Leibhard, Wilmington 1978, s. 13 vd.)

PAPAYA GÖRE TEK KURTULUŞ YOLU HIRİSTİYANLAKTIR

Papa I. Jean Paul’un 20 yıllık dostu ve “Papa’nın Düşüncesi” kitabının yazarı Buttiglione bu düşünceleri şöyle açıyor: “Hıristiyanlar İsa’nın Mesih olduğuna ve insanın onun sayesinde kurtulduğuna inanır. Tanrı’ya götüren başka bir yol yoktur. Bu önerme Hıristiyanlığı bir ahlak felsefesinde ve İsa’yı bir tür ahlak hocasına indirgeyen belirli bir çağdaş eğilime karşı tepkidir. (…) Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki siyasi sorunlar, onla kurtuluş sunma gibi bir misyonerlik sorunundan tümüyle ayrı tutulmalıdır. Hıristiyanlık bu kurtuluşu, sömürgecilik veya Haçlı Seferleri ile değil, İsa’dan geçen bir diyalogla sunmaktadır.”( NPQ; Cilt: 1, Yaz 1991.)

DİYALOGDAN AMAÇ MİSYONERLİĞE YARDIMCI OLMAKTIR

Vatikan’ın Dinlerarası Diyalog Sekreterya’sının ilk başkanı Kardinal Marella Konsil Babalarına gönderdiği bir mektupta diyalog sekreteryasının amacını, doğrudan misyonerliğe yardımcı olmak şeklinde açıklamıştır: “Faaliyetlerimizle, Kilise’nin misyoner faaliyetlerini yürüten S. Cogregation de Propaganda Fide teşkilatının çalışmalarına, misyonerlik faaliyetlerinin kanunen mümkün olmadığı yerlerde yardımcı olmaya ve boşluğu doldurmaya çalışacağız.”( Rosanna, P., ‘The Secretariat For Non-Cristian Religions From the Begginings to the Present Day: History, Ideas, Problems’, Bulletin XIV/2-3, Roma 1979, s. 91)

DİYALOG KİLİSE’NİN İNCİL’İ YAYMA AMAÇLI MİSYONUNUN İÇİNDE YER ALIR

1973’te Sekreterliğe seçilen Rosanno, Hıristiyan olmayanlarla diyalog ile neyi kastettiklerini şöyle açıklamakta:”Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki bu faaliyeti, Kilise şartları ve çerçevesinde misyoner ve İncil’i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilise’nin bütün faaliyetleri gibi diyalog da. Kilisenin üzerinde taşıdığı Tanrı Mesih’in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog Kilise’nin İncil’i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır.” ( Rosanno, aynı makale, s.100)

DİYALOĞUN AMACI

II. Vatikan Konsili’nin diyalog taktiğini yeni çağın bir metodu olarak benimsemesiyle birlikte kilise gözlerini Anadalu’ya çevirmiş ve Anadolu ile diyaloğa girmenin yollarını aramıştır. Zira gerek Türkiye’nin tarihi, kültürel, siyasi potansiyeli ve stratejik konumu, gerekse Hıristiyanlarca kutsal sayılan hac bölgesinin Anadolu topraklarında bulunuşu, ülkemizi dinlerarası diyalog faaliyetlerinin odak noktası durumuna getirmiştir. 1987 yılından bu yana Türkiye üzerindeki faaliyetler hızlanmıştır. Hıristiyanlık Dışı Dinler Sekreteryası Başkanı Kardinal Arinze 13 Mayıs 1987’de ülkemize gelmiş, diyaloğun kitlesel ayağını oluşturmak üzere kendilerine yakın bulduğu azınlık temsilcileri ve bazı Müslüman din bilginleriyle görüşmelerde bulunmuştur.

Bu adımın bir uzantısı olarak 1998’de Fettullah Gülen “Papalık misyonunun bir parçası olmak üzere” Vatikan’a Papa ile görüşmeye gitmiştir.

Diyaloğun akademik ayağını oluşturmak üzere Papaz Thomas Michel 1987’de Türkiye’ye gelmiş Ankara İlahiyat fakültesi’nde bir dönem Hıristiyanlık dersleri ve seminerleri vermiş, 1988’de İzmir’de, 1989’da Konya’da ilahiyat fakültelerinde derslerine devam etmiştir.

Papaz Michael Efendi Türkiye’de kaldığı süre zarfında bir akademik kadro yetiştirmiş kendisinin seslendirmesi halinde aşırı tepkiler doğurması muhtemel bazı itikadi görüşleri bu akademik kadro vasıtasıyla, onların ağzından Anadolu insanına pompalamıştır. Bu tahrif edici itikadi görüşler şunlardır:

* Kur’an-ı Kerim’in metin yönünden ele alınıp bazı tarihsel beyanlarının açığa çıkarılması.

* Türk milletince muharref olarak kabul edilen İncil ve Tevrat’ın hükümleri geçerli ilahi kitaplar olduğu iddiası.

* Anadolu’daki yerleşik kanaatin aksine Yahudi ve Hıristiyanların da cennetlik olduğu iddiası.

* Tek Allah inancının yeterli, Hz. Muhammed’i kabul ve tasdik etmenin ise bir “kemal mertebesi” olduğu iddiası.

* İncil ve Tevrat’ın bazı bölümlerinin namazda okunabileceği iddiası.

* İbrahimi dinlerin uzlaşmasının mümkün olduğu şeklinde Vatikan kaynaklı muharref anlayışlar bir kısım akademisyenlerimiz tarafından ısrarla milletimizin gündemine sokulmaya çalışılmıştır.


Türkiye’de diyalogun akademik ayağını oluşturmakla görevli kilise sekreteryası bu işlerin İslam’a sadakatle bağlı geleneksel Müslümanlarla olamayacağını gayet iyi bildiğinden, ‘gevşek vahiy’ inancını kabullenmiş, gerektiğinde Kur’an-ı Kerim’i sorgulayabilecek akademik çevrelerle çok yakın temas kurulmasının şart olduğunu düşünmektedir. R Arnaldez normal bir Müslüman’a diyalogu kabul ettirmenin pratikte imkansız olduğunu söyledikten sonra İslami esasları modern akılla silkelemeyi bir metot haline dönüştürmüş Vehhabi anlayışının ve Abduh’çu ekolün görüşlerinin galip gelmesi halinde, dinlerarası diyalogun oldukça kolaylaşacağını ifade etmektedir.( R. Arnaldez: Contidions dun avee İslam)

1998-1999’da yapılan Abant Toplantılarında da her ne kadar tıkanma noktasındaki Türkiye’nin önünün açılması şeklindeki bir gaye çatısı konmuş ise de alınan kararlar İslam dininin akli yorumlarla yeniden ele alınması ve diğer dinler karşısında yeni pozisyona sokulması şeklinde tezahür etmiştir. Toplantının organizatörlerinin, kararların ardından Kur’an’da mevcut olan Ehl-i Kitap ile ilgili ayetlerin tarihsel olduğu, dolaysıyla bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları değil o dönemin insanlarını bağladığı, öte yandan devletin kutsal olup olmadığı şeklindeki tespitleri de dikkat çekicidir.

Bu sayfada yer alan araştırma Prof. Dr. Haydar Baş'ın Dini ve Milli Bütünlüğümüze Karşı Tehditler Eserinden alınmıştır!


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:48 .

2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük