“O GÜN ZALİM, ELLERİNİ ISIRARAK DİYECEK Kİ: "NE OLURDU, RESULLE BİRLİKTE BİR YOL TUTSAYDIM!" (Furkan 27)
Önce şunu hatırlatmak isterim, örneği verilen kişiler hiç iman etmeyenler değil, Kitap Ehli ve onların yaptığı yanlışlara örnek veriliyor ki, bizlerde aynı hataya düşmeyelim. Bakın hesap günü doğru yoldan sapmış bazı kişilerin, pişmanlıkları örnek veriliyor ve deniyor ki, bu kişiler ellerini ısırarak NE OLURDU, RESULLE BİRLİKTE YOL TUTSAYDIM diyeceklermiş. Bu ve benzeri ayetleri örnek gösterip, bakın demek ki yalnız Kur’an ile İslam yaşanmıyormuş, Resulün sözlerine/hadislerine de uymayı Allah emrediyor, diyerek Kur’an’ın yanında, rivayet hadislerinde dinin asli unsuru olduğunu savunuyorlar ve KUR’AN ANA HÜKÜMLERİ VERİR AÇIKLAMAZ DETAY VERMEZ, RESUL ONU NASIL HAYATA GEÇİRECEĞİMİZİ ÖĞRETİR, AÇIKLAR deniyor. Bu ayeti anlamaya çalışmadan önce, benzeri bir ayeti daha hatırlatmak istiyorum ki birlikte düşünelim.
"YÜZLERİ ATEŞE ÇEVİRİLDİĞİ GÜN, “EYVAH BİZE! KEŞKE ALLAH'A VE RESULÜNE İTAAT ETSEYDİK” DİYECEKLERDİR." (Ahzab 66)
Bu ayeti şöylede çevirenler var. “YÜZLERİ ATEŞTE EVRİLİP ÇEVRİLDİĞİ GÜN “AH (EYVAH), YAZIK BİZE! KEŞKE ALLAH’A İTAAT ETSEYDİK, RESULE DE İTAAT ETSEYDİK!” DİYECEKLER.” Bu konuda önce bir örnek vermek istiyorum, daha sonra bu onyu daha deyaylı anlamaya çalışırız. Kur'an merkezli düşündüğümüzde sorun yok elbette ama batılı, rivayetleri ayetlere söyletmek ve böylece Kur'an'dan delil göstermek isteyenler, buna şöyle bir anlam veriyorlar. Bakın ayette hem Allah'a, hemde Resulüne ayrı ayrı itaat emrediyor, demek ki Resulün hadislerinede uymamız gerekir diyerek kanıt yaratma çabasında oluyorlar. Eğer buna inanırsak, yüzlerce ayetin hükmünü görmezden gelip iman etmemiş oluruz, onu hatırlatmak isterim. Bu konuyla ilgili önemli bir ayeti hatırlatmak isterim. Madem Allah Resulünün rivayet hadislerinede uymamızı bizlerden istiyor, NEDEN ZUHRUF 44. AYETİNDE, BİZLERİ KUR'AN'DAN SORUMLU TUTACAĞINA ALLAH HÜKMETMİŞTİR? Bakın buna inandığımız andan itibaren, Kur'an'da ellerimizle çelişki yaratmış oluyoruz. Yine batılın, hurafe yolcularının, mahşer günü nasıl pişmanlıklarını göstereceklerine güzel bir örnek veriliyor. Cehennemlik olduğu belli olan kişiler EYVAH BİZE! KEŞKE ALLAH'A VE RESULÜNE İTAAT ETSEYDİK” Şimdi bu iki ayeti Kur’an merkezli anlamaya çalışalım. Sizce Allah yazdığım bu iki ayette yani Furkan 27 de Resul ile birlikte bir yol tutsaydım sözünden ve Ahzab 66. Ayetinde, Allah’a itaat etseydim Resule de itaat etseydim sözüyle Allah, bizlere ne anlatıyor. Allah’a ayrı Resulüne ayrı bir itaatten mi bahsediyor, yoksa…..?
Önce günümüzde mezheplerin ve cemaatlerin ne anlayıp topluma anlattıklarına bakalım. Günümüzde yapılan bu hatayı tekrar etmek istiyorum. Diyorlar ki, Kur’an bakın yalnız Allah’a değil, Resulüne de itaat emrediyor ve ona uymanın Allah’a uymak olduğunu söylediğine göre, RESULÜN GÜNÜMÜZE ULAŞMIŞ RİVAYET HADİSLERİNEDE UYMAK, ALLAH’IN EMRİ DEMEK Kİ, ŞEKLİNDE SAVUNMA YAPILIYOR. Buna inanıldığı içinde Allah’ın yemin olsun ki bu dini kolaylaştırdık hükmü görmezden gelinerek, mezheplerin, cemaat ve tarikatların Resulün adını kullanarak dine yaptıkları ilavelerle din zorlaştırılıyor, daha sonrada nasıl kolaylaştırırız onun yolu aranıyor.
Gelin önce bu düşüncenin doğru olduğuna bir an inanalım, bakalım Kur’an bu ayetlerden bu anlamı çıkarmamıza izin veriyor mu onu anlamaya çalışalım. Eğer bu düşünce doğru olsaydı, Allah bizleri yalnız Kur’an’a sarılmamızı emretmez, ben genel hükümlerimi veriyorum, detayını Resulümden öğrenin derdi. Peki, böyle bir hüküm var mı? Elbette yok. Neden yok? Çünkü İslam dini ve Allah’ın Resulü O örnek insan yalnız Araplara değil TÜM ÂLEME, İNSANLIĞA GELMİŞ VE KUR’AN’I TEBLİĞ EDEREK NE DEMİŞTİ AYETTE HATIRLAYALIM.
“BU KURAN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19)
Bakın Allah Resulüme uyun Resulle birlikte bir yol tutsaydık keşke diyeceklerinin ne maksatla söyleyecekleri, çok daha netleşmeye başladı. Allah belirli zamanlarda Resul ve onunla yol gösterici Kitap gönderip uyrmalarını istemesinin nedeni, Allah'ın indirdikleri vahiyden belirli bir zaman sonra uzaklaşıp, atalarından öğrendiklerini Allah'ın dini diye yaşamalarından kaynaklanıyor. Demek ki Resul ulaştığı tüm toplumu, Kur’an ile uyarma görevi almış ve kendisi de yalnız Kur’an’a uymuş. Bu konuda Allah’ın Resulüne verdiği görev ve yetki ile ilgili ayetleri de zamanı gelmişken hatırlayalım ki, konumuz daha net anlaşılabilsin. Bakın Allah Resulünün yetki sınırlarını nasıl açıklıyor Kur’an’da.
“RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)
“BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” (Kehf 56)
“SENİN GÖREVİN, SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40)
“BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” (Ahkaf 9 )
Sizler bu ayetlerden, Allah’ın Resulünün görev tanımında, Allah’ın açıklamadığını açıklayan, ya da vermediği hükümlerde hükümler verebilen bir yetkinin, görevin olduğunu mu anladınız? Yeri gelmişken Hakka suresi Rabbimiz Resulünü nasıl uyarıp ikaz ediyordu onuda hatırlayalım. "EĞER RESULÜM BİZE ATFEN BAZI SÖZLER UYDURMAYA KALKIŞSAYDI, ELBETTE ONU BUNDAN DOLAYI KISKIVRAK YAKALARDIK; SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI KESER ATARDIK." Bakar mısınız lütfen, bu ikazı alan Allah'ın Resulü, bunlarda dine ilave ettiğim benim sünnetimdir, yada Allah'ın hüküm vermedikleri konuda, bana yetki verdi diyerek biz ümmetine bunlara uyun dermi? Karar sizin kime güveneceğiniz size kalmış. Elbette hayır, aklını başkasına emanet etmemiş, Kur'an'ı anlayarak ve düşünerek okumuş bir Müslüman Allah’ın başka, Resulünün başka hükümler veremeyeceğine inanmaz, Resulün yalnız ona vah yedilen Kur’an ile hükmedip, yalnız onu tebliğ edeceğine inanır. Demek ki Allah Resulüme uyun ya da Resulle birlikte hareket etseydik keşke diyenler, aslında şunu söylüyorlar. RESUL YALNIZ ALLAH’IN VAHYİNE UYUYORDU VE BİZİ YALNIZ ALLAH’IN VAHYİ KUR’AN’A DAVET EDİYORDU. BİZ ONUN TEBLİĞİ İLE YETİNMEDİK, ATALARIMIZIN İNANCINADA UYDUK. KEŞKE BENDE YALNIZ ONUN TEBLİĞİNE UYSAYDIM, HAKKA BATIL KARIŞTIRMASAYDIM. BÖYLECE ALLAH’A UYMUŞ OLACAK RESUL İLE BİRLİKTE AYNI YOLDA GİDECEK VE CEHENNEM AZABI BANA GELMEYECEKTİ DİYORLAR.
Allah emin olmadığınız bilgilerin ardına sakın düşmeyin, ben hükmüme asla hiç kimseyi ortak etmem, hesabını sorarım diye uyarıyor ve en emin kaynağın, bilginin Kur’an olduğunu söylüyorsa, sizce her şey çok açık değil midir? GÜNÜMÜZDE RESULE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN RİVAYET HADİSLERİN, DOĞRULUĞUNA HİÇ BİRİMİZ ŞAHİT OLMADIK. Eğer böyle bir yetkisi olsaydı Resulün, onuda Allah Kur'an'a geçirip korumasına alırdı, bunuda mı düşünemiyoruz? Haşa Hz. Muhammed'ın akıl edip Kur'an gibi yazdırmadığı bu hadislerini, yüzlerce yıl sonra birilerinin aklına gelip kayda alıp, bizlerin imanını mı korudu? Ne yazık ki bu hatalı düşünceye inandığımızın bile, farkında değiliz. Allah’ın Resulü ile de birlikte yaşamadığımıza göre, Resule atfen söylenen tüm sözlerin/hadislerin mutlaka doğruluğunun kontrol edilmesi gerekmez mi? Elbette gerekir, peki nasıl yapacağız bunu? Bu yolu da Allah bizlere gösteriyor, Kur’an ışığında düşünen bunu bilir. Çünkü Allah bizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorsa, Resulde yalnız Kur’an ile hükmetme görevi aldıysa, RESULE ATFEN SÖYLENEN HER SÖZÜ KUR’AN SÜZGECİNDEN GEÇRMELİYİZ. ONUN ONAYINI ALIYORSA ANCAK, ALLAH’IN RESULÜ BUNU SÖYLEMİŞ OLABİLİR DİYEBİLİRİZ. Bakın Allah Nebisini nasıl uyarıyor. Sizce bu ayetten alacağımız hiç ders yok mu? "EY NEBİ! ALLAH, SANA DA SANA UYAN MÜMİNLERE DE YETER." (Enfal 64) Nebiye/Resule Allah'ın kitabı yetiyor. Peki bizlere neden yetmiyor? Pişman olmak istemeyen, çok değil biraz Kur'an merkezli düşünen, tüm gerçekleri görecektir.
Değerli dostlarım eğer bu yolu, yöntemi kullanmazsak, hem Allah’a hem de Resulüne iftira atma ihtimalimiz çok yüksek olacak ve örneğini verdiğim ve mahşer günü KEŞKE BUNU YAPMASAYDIK, söylemeseydik diyenlerden olacağımız kesindir. Mahşer günü yine pişman olanlardan bir kısmı, çok güvendikleri ve Allah dostu dedikleri kişiler hakkında, bakın nasıl üzüntülerini dile getireceklerini söylüyor Kur’an. “AH, YAZIK BANA! KEŞKE FALANCAYI DOST EDİNMESEYDİM! (Furkan 28) Ayette halila diye geçer ve bu kelime yakın, dost güvenilir arkadaş anlamındadır. Bu kelimeden türemiş Halilullah kelimesi de ALLAH DOSTU ANLAMINDA KULLANILIR. Bizler ne yazık ki bu hatayı da yapıyoruz ve kendimize yalnız Allah’ın bileceği, Allah dostları ilan ettiğimiz kişileri VELİLER ediniyoruz. Bu hatayı yapanlarda O çetin gün, keşke bu kişiyi dost edinip güvenmeydim, onun sözlerini dinlemeseydim diyecekler. Peki, bizler günümüzde ne yapacağız? Allah’ın Resulü aramızda yok. Onunda cevabını birçok ayetinde Allah veriyor ve bakın ne diyor.
“RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN. ALLAH’A DAHA YAKINDIR DİYE EVLİYAYA UYMAYIN. BİLGİLERİNİZİ NE KADAR AZ KULLANIYORSUNUZ!” (Araf 3)
Ayette geçen Evliya kelimesi, Veli kelimesinin çoğuludur ve güvenilecek dost anlamına gelir. Allah bizleri uyarıyor ve diyor ki, güvenilecek veliniz yalnız benim. Sizlere indirdiğim ve sorumlu tuttuğum, her konuda nice örneklerle açıkladığım Kur’an’ın ipine sarılın, yani Kur’an’a uyun diyor. ÇÜNKÜ KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZE DÜŞER DİYOR VE NİCE ÖRNEKLERLE AÇIKLIYOR RABBİMİZ. PEKİ, BİZLER NE DİYORUZ? “KUR’AN AÇIK VE DETAYLI DEĞİLDİR, ONU ALLAH’IN RESULÜ AÇIKLAMIŞTIR.” Allah açıkça Kur’an’da, sakın kendinize Veliler/evliyalar edinip onların sözleri ile benim dinimi yaşamayın diye uyarıyor. Ama bizler Allah'a, onun kitabına güvenmemiz gerekirken, Kur'an dışı rivayet bilgilere inanıp güveniyoruz. SİZCE MAHŞER GÜNÜ BU YAKINMALARI, KEŞKE SÖZLERİNİ BİZLERİNDE SÖYLEYECEĞİ, KESİN DEĞİL Mİ? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Yüce Rabbimiz bu uyarılarını, bir çoğumuzun yine de dinlemeyeceğini bildiğinden, ayetin sonunda aklınızı kullanmıyor, bildiklerinizi hayata geçirmiyorsunuz diyerek sitem ediyor. Ne kadar doğru, aslında hepimiz Kur'an gerçeklerini biliyoruz, ama sen Kur'an'ı anlayamazsın diyenlere inandığımz, güvendiğimiz için gerçek hak olanı hayatımıza geçirmiyoruz.
Değerli dostlarım bu konularda çok ama çok büyük hatalar yapıyoruz. Bu can bedenden ayrılmadan, bu hatamızdan vaz geçelim. Hesap günü KEŞKELERİMİZİN fazla olmasını istemiyorsak, lütfen rivayetlere, sanı bilgilere, atalarımızın inançlarına değil, en emin kaynak sorumlu olacağımız, HAKTAN GELEN KUR’ANA UYALIM. Lütfen mezheplerin öğretisini Kur'an'da aramayalım bulamayız. Çünkü Allah İslam dinini, yemin ederek kolaylaştırdığını en basit, kolay bir şekilde hayata nasıl geçirebilirz o şekilde bizlere gönderdiğini söylüyor. Bu konuda yüce Rabbimizin çok önemli bazı ayetlerini makalemin sonunda hatırlatmak istiyorum. Çünkü bizler İslam’ı yaşarken inanın rivayetlere karşı değil, ALLAH’IN VAHYİNE KARŞI KUŞKUYLA BAKIYOR VE KUR’AN’I HERKES ANLAYAMAZ, KUR’AN AÇIK VE DETAYLI DEĞİLDİR DİYORUZ. Bu yanlışımız bizlerin Kur'an'ı doğru anlamamda en büyük engeldir, önce bu engeli kaldıralım. Dilerim yazacağım bu ayetleri dikkate alıp hayatına geçiren, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.
“GERÇEK HAK OLAN, RABBİNDEN GELENDİR. O HALDE KUŞKULANANLARDAN OLMA!” (Bakara 147)
“DOĞRUSU KUR'AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜTTÜR. İLERİDE ONDAN SORUMLU TUTULACAKSINIZ.” (Zuhruf 44)
“AZAP SİZE GELMEDEN ÖNCE RABBİNİZE DÖNÜN VE O’NA TESLİM OLUN. SONRA SİZE YARDIM EDİLMEZ.”( Zümer 54)
"ALLAH'TAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ?" (Maide 50)
“SÖZ BAKIMINDAN ALLAH'TAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR!” (Nisa 87)
“AND OLSUN, SİZE ÖYLE BİR KİTAP İNDİRDİK Kİ, BÜTÜN ŞAN VE ŞEREFİNİZ ONDADIR. HÂLÂ AKILLANMAYACAK MISINIZ?” (Enbiya 10)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/