Kur’an’ı dikkatle okuyan ve ayetler arasında bağlantı kurarak üzerinde çok değil biraz düşünen, bu söylenenlerin asla doğru olmayacağını bilir. Tabi Kur’an’ı okumaya başlamadan önce, Nahl suresi 98. Ayetin gereklerini yerine getirip, yani kafamızdan önce şeytanın ve şeytanlaşmış insanların dayattığı batıl ve hurafeden kurtulup, yalnız Allah’a dayanıp ona güvenerek Kur’an’ı okumaya başlarsak ancak, Kur’an gerçeklerini fark edebiliriz. Bunu yapmadan Kur’an’ı okuduysak, Allah’ın nuru ile buluşmamız asla mümkün olmayacaktır. Gelin bu konuyu KUR’AN gerçekleri üzerinden anlamaya çalışalım.
Kur’an’da Nisa suresi 13 ve 69. Ayetinde, KİM ALLAH’A VE RASULÜNE İTAAT EDERSE diye başlar. Maide 92. Enfal 20. Ayetinde ALLAH’A İTAAT EDİN, RESULÜNE’E İTAAT EDİN diye geçer. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Bu ayetlere benzer çok önemli bir ayeti daha sizlere hatırlatıp, üzerinde birlikte düşünelim.
Nisa 59: EY İMAN EDENLER! ALLAH’A İTAAT EDİN; ELÇİ’YE VE SİZDEN OLAN EMİR SAHİPLERİNE DE İTAAT EDİN! BİR KONUDA ANLAŞMAZLIĞA DÜŞERSENİZ ALLAH’A VE AHİRETE İNANIYORSANIZ ONU ALLAH’A VE ELÇİ’YE GÖTÜRÜN! BU (TUTUM) HEM HAYIRLI OLANDIR HEM DE SONUÇ İTİBARIYLA DAHA GÜZELDİR. (Mehmet Okuyan)
Bu ayette de bir konuda anlaşmazlığa düştüğünüzde Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız ONU ALLAH’A VE ELÇİ’YE GÖTÜRÜN diye geçiyor. Bu davranışın en doğrusu olduğunu da özellikle söylüyor. Bu ve benzeri ayetler örnek gösterilip, bakın Allah Elçisine yönlendiriyor ona sorun diyor, bu durumda Elçinin rivayet hadislerinden de istifade etmemiz, Allah’ın farz emridir deniyor. İslam’ı Kur’an merkezinden çıkarmak ve atalarının rivayet inançlarını bu yolla Allah’ın Elçisine söyleterek dine sokmaya çalışanların, bu tuzağını lütfen artık Kur’an ile fark edelim.
Allah bu ve benzeri ayetlerde kullarını özellikle Elçisine/Resulüne yönlendirmesinin nedeninin, onun çevresinde toplanarak, onun tebliğ ettiği Kur’an’a uymalarını sağlamıştır. DİKKAT ETTİYSENİZ BU AYETLERİN TAMAMINDA, ALLAH’A VE ELÇİSİ UYUN YA DA SORUNLARINIZI ALLAH’A VE ELÇİSİNE GÖTÜRÜN YANİ ONA DANIŞIN DEMEKLE, İKİ İSMİ BİR ARADA ANMAKLA, ASLINDA ELÇİM SİZLERE BENİM VAHYİMİ, YANİ ALLAH’IN VAHYİNİ TEBLİĞ EDECEK, SORUNLARINIZI ALLAH’IN VAHYİ İLE ÇÖZECEK ANLAMINDA KULLANMIŞTIR. BUNUN AÇIKLAMASINIDA KUR’AN’DA, BİRÇOK AYETİNDE YAPMIŞTIR.
Yoksa Allah’ın hükmü başka, Elçimin/Resulünün hükmü çözüm şekli başka anlamında asla kullanmamıştır. Bu ayetlerin tamamının, Elçisinin yaşadığı dönemle direk bağlantılı olduğunu ve bizlerin bu ayetlerden, Resulün yalnız Kur’an’ı tebliğ ettiğini de anlamamızı sağlamıştır. Ayete lütfen dikkat, sorununuzu Allah’a ve Elçiye götürün diyor. İman eden hiç kimse sorusunu Allah’a direk soramaz, öyle değil mi? Elçime götürün ona sorun demekle de, ELÇİM SİZLERİN SORUNUNUZU BENİM VAHYİMLE ÇÖZECEK ANLAMINDA SÖYLÜYOR. Ben bu konuda bir arkadaşıma, Allah ve Elçisini birlikte anarak ki biz buna isim tamlaması dememiz yanlış olmaz, anlatılmak istenenin anlamını güçlendirerek, Elçinin yaşadığı döneminden özellikle bahsediliyor dediğimde, bana şöyle bir cevap vermişti. “RESÜLE SORUN EMRİ SADECE O TARİH İÇİN GEÇERLİ İSE TÜM AYETLERDE O TARİH İÇİN GEÇERLİ OLUR. ” Arkadaşımız bu örneği verip, Elçiye ait olduğu iddia edilen rivayet hadislere de günümüzde uymanın, Allah emri olduğunu anlatmaya çalışıyordu bana. Bizler rivayetleri ve batılı aklamaya bu yolla çaba gösterirsek, Kur’an’ın tüm ayetleri ile ters düşeriz, lütfen önce bunu unutmayalım.
Bu konu üzerinde Kur’an bütünlüğünde düşünelim şimdide. ALLAH BİZLERİ, KUR’AN’IN DIŞINDAN HERHANGİ BAŞKA BİR KAYNAĞA YÖNLENDİRİYOR MU, ÖNCE ONU ANLAYALIM. Söyledikleri gibi, Allah’a ve Elçime uyun, Elçime sorunlarınızı götürün sözleriyle Allah, Kur’an dışından Resulüm yaşamıyor olsa bile, onun adına nakledilen rivayet hadislere de uymanızı istiyorum diyor mu Kur’an’da Allah? Burası çok önemli. Eğer diyorsa, bu kardeşlerimizin söyledikleri doğru demektir, ama söylemiyor da bizleri yalnız Kur’an’a yönlendiriyorsa, bu kardeşlerimizi bıkmadan usanmadan Kur’an ile uyarmak, bizlerin görevi olmalıdır. Ali İmran 103. ayetinde Allah, nasıl bir hüküm vermişti bizlere? “HEP BİRLİKTE ALLAH’IN İPİNE (KUR’AN’A) SIMSIKI SARILIN. PARÇALANIP BÖLÜNMEYİN.” Bakın Kur’an’dan verdiğim bir örnekle, bu düşüncenin yanlış olduğu çıktı ortaya. Eğer Allah yalnız Kur’an’ın ipine sarılın hükmünü verdiyse, Allah’ın Resulümünde hadislerine uymanızı emrediyorum demesi mümkün değil.
Sizlere Zuhruf suresi 44. Ayeti de hatırlatmak istiyorum. Çünkü bu ayet aslında tüm sorumuza çok net cevap veriyor ve bizleri nereden sorumlu tutuyordu hatırlayalım. “ŞÜPHESİZ BU ZİKİR/KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜT VE BİR ŞEREFTİR, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ.” Bu ayete iman eden bir Müslüman, Allah’a ve Elçime uyun sözlerinden, benim indirdiğim kitabıma ve Elçim vefat etmiş olsa bile, Kur’an dışından onun adına rivayet edilen hadislerine de uyun demiş olma ihtimali, yalnız bu ayete göre bile mümkün görünmüyor. Çünkü Allah Kehf suresi 26. Ayetinde, “O, HÜKMÜNE HİÇBİR KİMSEYİ ORTAK ETMEZ.” Diyorsa ayetinde, yine yalnız bu ayetin hükmüne göre bile, Allah’a ve Elçime uyun sözlerinden, bir Müslümanın hem Kur’an’a hem de Elçisine ait olduğu iddia edilen rivayet hadislere uyulması gerektiğini söylemesi mümkün değildir. Bu konu ile ilgili yazacağım ayet, yapılan bu yanlışımıza, aslında çok iyi cevap veriyor. Allah’a ve Elçime uyun sözüyle Allah, bakın neyi kast ediyormuş, bundan daha açık kanıt olamaz sanırım.
Enam 19: DE Kİ: “ŞAHİTLİK BAKIMINDAN HANGİ ŞEY DAHA BÜYÜKTÜR?” DE Kİ: “ALLAH BENİMLE SİZİN ARANIZDA ŞAHİTTİR. İŞTE BU KUR’AN BANA, ONUNLA SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE VAHYOLUNDU. Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilâhlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?” De ki: “ben şahitlik etmem.” De ki: “o, ancak tek bir ilâhtır ve şüphesiz ben sizin Allah’a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.” (Diyanet meali)
ALLAH’IN ELÇİSİ BİZE BU AYETİNDE, ALLAH ŞAHİTTİRKİ DİYOR, BEN SİZE YALNIZ KUR’AN İLE HÜKMETTİM, YALNIZ KUR’AN’I TEBLİĞ ETTİM. SİZLER KİMİN ŞAHİTLİĞİNE İNANIP GÜVENİYORSUNUZ? ALLAH’IN ŞAHİTLİĞİNDE, YALNIZ RESULÜN KUR’AN’I TEBLİĞİNE Mİ, YOKSA RİVAYETLERE Mİ? KARAR SİZİN, İMTİHAN SİZİN İMTİHANINIZ.
Ayete bakar mısınız lütfen, nasılda güzel açıklıyor sorumuzu. Tabi gözler perdeli kulaklar ve kalpler mühürlü değilse görecektir gerçekleri. Bakın Allah Elçisinin ne söylemesini istiyor ümmetine. Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür? Devamında bu soruya cevap veriyor, ALLAH BENİMLE SİZİN ARASINDA ŞAHİTTİR Kİ, BU KUR’AN BANA ONUNLA YANİ ALLAH’IN VAHYİM İLE SİZİ VE ERİŞTİĞİ HERKESİ UYARAYIM DİYE BANA VAHYOLUNDU. Sizce başka kanıta, delile elbette gerek yok ama anlamamakta ısrar edene, ne kadar örnek göstersek te boşuna olacaktır. Ne kadar güzel açıklıyor. Allah’ın Elçisi, ALLAH ŞAHİTTİR Kİ BEN SİZİ YALNIZ KUR’AN İLE UYARMA GÖREVİ ALDIM DEDİĞİ HALDE, batıl ve hurafe inançlarını yaşayabilmek için bu ve benzeri onlarca ayetin anlamını değiştirip, batılı hurafeyi HAK yapmaya çalışıyorlar. Ne kadar acı ve üzücü değil mi? Allah ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dediği halde, hala Allah’ın Elçisini Allah’ın dinine ortak etmeye çalışarak ŞİRK KOŞANLARA bu ayet çok güzel bir uyarıdır. LÜTFEN UNUTMAYALIM, DİNİN SAHİBİ ALLAH’TIR. DİNİN HÜKÜMLERİNİDE KOYACAK DİNİN SAHİBİDİR. LÜTFEN KENDİMİZE BAŞKA KAYNAKLAR ARAYARAK, ALLAH’IN DİNİNE ŞİRK KOŞMAYALIM. UNUTMAYALIM ALLAH ŞİRK DIŞINDA TÜM GÜNAHLARINIZI AFFEDEBİLİRİM DİYOR.
Kur’an’da geçen Allah’a ve Elçime uyun, sorunlarınızı Elçime götürün ayetlerinin tamamında anlatılmak istenen, ELÇİNİN YAŞADIĞI DÖNEMDE, ARANIZDAKİ DİNİ KONULARDAKİ SORUNLARI ELÇİME GÖTÜRÜN. O SİZİN SORUNUNUZU BENİM VAHYİM KUR’AN İLE ÇÖZÜMLEYECEKTİR DİYOR. RESULÜ VEFAT ETMİŞ İSE, BU AYETTEN ANLAYACAĞIMIZ, ALLAH’IN RESULÜ TÜM SORUNLARI, SİZE TEBLİĞ ETTİĞİ ALLAH’IN VAHYİ KUR’AN İLE ÇÖZMÜŞTÜR. SİZLERDE SORUNLARINIZI ATALARINIZIN İNANCI OLAN RİVAYET VE SANI BİLGİLERLE DEĞİL, BENİM VAHYİM KUR’AN İLE ÇÖZÜN EMRİNİ VERDİĞİNİ ANLAMALIYIZ. BU DÜŞÜNCEYE TERS BİR ANLAM VERMEK, KUR’AN İLE ÇELİŞMEK OLUR. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, Allah’ın Elçisine verdiği görev, yetki sorumluluğu ile ilgili ayetlerden örnekleri hatırlayalım.
“EĞER SİZ YALANLARSANIZ BİLİN Kİ, SİZDEN ÖNCE GEÇEN BİRTAKIM ÜMMETLER DE YALANLAMIŞLARDI. RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)
“ONLARA VA’DETTİĞİMİZ AZABIN BİR KISMINI SANA GÖSTERSEK DE, (GÖSTERMEDEN) SENİN RUHUNU ALSAK DA SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. HESAP GÖRMEK İSE BİZE AİTTİR.” (Rad40)
“DE Kİ: “BEN TÜREDİ BİR RESUL DEĞİLİM. BANA VE SİZE NE YAPILACAĞINI DA BİLMEM. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” ( Ahkaf 9)
Bunca açık ayetlerin üstünü örterek, ayetlerde geçen ALLAH’A VE ELÇİME/RESULÜME UYUN emirlerine, Kur’an’ın asla onay vermediği anlamları verenlerin, hesap günü hem Allah’a hem de Elçisine iftira atanların safında olacaklarını tekrar Kur’an ile hatırlatmak isterim. Allah Kur’an’da, sakın emin olmadığınız bilgilerin, rivayet ve sanı sözlerin/hadislerin ardına düşmeyin, bunun hesabını sorarım dedikten sonra, Kehf 29. Ayetinde Allah bakın nasıl uyarıyor. “DE Kİ: “HAK, GERÇEK RABBİNİZDEN GELENDİR. ARTIK DİLEYEN İMAN ETSİN, DİLEYEN İNKÂR ETSİN.”
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
hakyolkuran
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/