Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, bankalardan kullandığımız kredi ve onlara verilen faiz konusu ile ilgili olacak. Ne yazık ki faiz ve Kredi konusu İslam toplumunda o kadar farklı anlatılır ki topluma, insanlar neye karar vereceklerini bilemez durumda kalmışlardır. Bildiğiniz gibi Kur’an’da bizlerin bildiği şekliyle FAİZ kelimesi geçmez, RİBA diye geçer. Peki, faiz ile Kur’an’da geçen RİBA aynı anlamda mı kullanılmıştır, işte burası çok önemli. İsterseniz önce RİBA konusuna bakalım Kur’an neler söylüyor. Allah RİBA alanları, çok kötü bir son beklediğini anlatırken, bakın ne diyor Bakara 275. Ayetinde.

“RİBA YİYEN KİMSELER, ŞEYTAN ÇARPAN KİMSE NASIL KALKARSA, ÖYLE KALKARLAR.” (Bakara 275)

Demek ki RİBA yemek, Allah katında çok büyük bir suç olduğunu anlıyoruz. Bundan mutlaka kaçınmalıyız ki, hesap günü pişman olmayalım. Çünkü Kur’an’da çok az konularda böyle bir ikaz vardır. Bu durumda Allah Kur’an’da RİBA konusunda yaptığı açıklamaya önce bakalım, gerçekten bugün bizlerin bankadan çektiğimiz Kredileri geri öderken ödediğimiz faiz gerçekten RİBA ise ondan uzak duralım. Bakın Allah RİBA konusuna nasıl açıklık getiriyor.

Ali İmran 130: EY İMAN EDENLER! KAT KAT ARTIRILMIŞ OLARAK FAİZ YEMEYİN! ALLAH’A KARŞI [TAKVÂ]LI (DUYARLI) OLUN! UMULUR Kİ KURTULURSUNUZ. (Mehmet Okuyan)

Ayet insanların birbirine borç verdiğinde, geri alırken nasıl alması gerektiği örneğini çok açık veriyor. Bu ayette faiz diye çevrilen kelime aslında ayette RİBA diye geçer, özellikle faiz diye çevrilen meali yazdım. Ayet üzerinde çok fazla değil, biraz düşündüğümüzde, ayette bahsedilen RİBANIN aslında, günümüzde kullandığımız faizin karşılığı olmayıp, tam anlamıyla TEFECİLİĞİN tam karşılığı olduğunu görüyoruz. Dikkat ederseniz ayette şöyle demiyor, verdiğiniz borcu geri alırken verdiğiniz paranın aynısını alın demiyor. Peki, ne diyor? “SAKIN BORCUNU ALIRKEN, KAT KAT ARTIRMIŞ OLARAK GERİ ALMAYIN.” Allah çok açık tefeciliği tarif ediyor. Tefeciler zor durumdaki insanların mallarını alabilmek için, onlara borç veriyorlar ama geri alırken verdikleri paranın kat kat fazlasını istiyorlar, veremediklerinde de mallarını ellerinden alıyorlardı. Allah sakın böyle yapmayın, bunu yapanlar mahşer günü hesap vermeye kalktıklarında, şeytan çarpmış gibi kalkacaklar diye örnek veriyor. Demek ki verdiğiniz borcu geri alırken, ANAPARANIZIN O GÜNKÜ DEĞERİNDE ALINMASI çok önemli. Yani Borcu verdiğinizde, paranız 10 küçük altın alıyorsa, geri alırken de on küçük altın almalı ki, zarara uğramayasın, sermayen zarar etmesin. Aslında konu çok açık, batılın etkisinde kalmadan düşünen, aklını kullanan anlayacaktır.

Günümüzde bankaların verdiği Kredi ve verdiği Krediyi geri alırken ödediğimiz faiz RİBAYLA aynı olabilir mi, şimdide ona bakalım. Önce şunu hatırlatmak isterim, bankalar müşterilerine Kredi verebilmesi için, çok fazla enflasyonist bir ortam olmasını istemez. Yani banka hem kendisini düşünür, hem de Kredi verdiği müşterisinin ödeyebilme şartlarının uygun olmasını ister. Eğer ortam müsaitse, yani enflasyonun çok fazla olmadığı bir ortam varsa, Krediyi ödenebilecek faiz oranları ile müşterisine verir. İnsanlar ev alır araba alır, eşya alır her türlü ihtiyacını karşılar ve geri ödemede zorluk çekmez. Bütün dünyada bu böyledir ve hiç kimsede şikâyetçi değildir. Şikâyetçi olanlar, enflasyonun yüksel olduğu ülkelerdir. YANİ HİÇ BİR BANKA ENFLASYONUN FAZLA OLMADIĞI BİR ORTAMDA, YÜKSEK FAİZLE KREDİ VERMEZ, DAHA DORUSU VEREMEZ İLK ÖNCE DEVLET BUNA MÜSAADE ETMEZ. HATTA HİÇ KİMSE ALMAZ. Böylece bundan hiç kimse şikâyetçi de olmaz. DAHA AÇIK SÖYLEMEK GEREKİRSE, BANKADAN BU ORTAMDA ALINAN KREDİYE ÖDENECEK FAİZ, ASLA KUR’AN’IN BAHSETTİĞİ RİBA OLAMAZ. Çünkü verilen para geri alınırken, kat kat fazlasıyla değil, belirli bir oranda fazlalıkla geri alınır.

Günümüzde İslam toplumlarını bu konuda aldatmaya çalışanlar, bankadan alınan Kredinin günah olduğuna inandırdıkları için, farklı isimler altında bankanın yaptığı aynı işi yaparak ama adına katılım bankası, ya da kar kayı adı altında işletmeler kurmuşlardır. Araştırdığınızda normal bankadan hiçbir farkı yoktur. Tam tersine bankaya parasını yatırana, kendi inisiyatifleri ile kar payı adı altında istedikleri kadar faiz verip, yine katılım bankasından, bir mal almak için kredi alanlara parayı müşterisine vermeyip, malın sahibine parasını ödediklerinde, ama borçlu olandan normal bankanın aldığı faiz oranlarına yakın geri aldıklarında, buna faiz demeyerek, toplum aldatılmaktadır. Lütfen araştırın. Katılım bankası adı altında olan banlarla, diğer bankaların hiçbir farkı yoktur. FAİZ HARAMDIR DİYEN, TÜM İSLAM ÜLKELERİNDE DAHİ, AYNI SİSTEMLERE BENZER BANKACILIK VARDIR. İSTEDİĞİNİZ KADAR İSMİNİ DEĞİŞTİRİN. SONUÇTA ALDIĞIN KREDİNİN AYNISINI DEĞİL, İLAVE ÜCRET ÖDEYEREK GERİ VERİRSİN. LÜTFEN KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM, TOPLUMU GEREKSİZ KORKUTMAYALIM.

Düşüncelerine çok değer verdiğim ve sevdiğim bir hocamız, faiz konusunu anlatırken, banlardan çekilen Kredilerin haram olduğunu anlatıyor ve dikkat çekici örnekler veriyor. Kredi kartı konusunda sorulan bir soruya, buda mı haram diye sorulduğunda şöyle cevap veriyor. “KREDİ KARTI DA BULAŞIK BİR ŞEYDİR AMA DOĞRUDAN ONA FAİZDİR DİYEMEM.” Aslında Kredi kartından para çekip, ya da mal alıp kredi kartıyla gecikmeli ödemenin, bankadan Kredi çekmekten hiçbir farkı yoktur. Hatta Kredi kartından para çekmenin faizi normal Krediden daha yüksek olabilir. İlginç değil mi? Yine örnek verdiğim, değerli hocamıza bankadan Kredi alma konusunda şöyle bir soru soruyorlar. “ÇOK MECBUR KALDIM BANKADAN EV KREDİSİ, ARABA KREDİSİ ALACAĞIZ GÜNAH MI?” Değerli hocamızın verdiği cevap şöyle olmuş. “SENİN ALACAĞIN KREDİDE SEN SEFASINI SÜRECEKSİN, BEN SANA BU YOLU VERDİĞİM İÇİN, CEHENNEME GİDECEĞİM.” Çok ilgin bir cevap değil mi sizce? Ev almak için Kredi alan bir kişiye, sen bunun sefasını süreceksin diyor. İyide Allah kulunun sefasını süreceği bir şeyi haram kılar mı? Mümkün değil. Burada bir yanlışlık var, o yanlışı mutla düzeltmeliyiz. Eğer topluma Allah’ın vermediği yanlış bilgi verirsek, işte o zaman cehennemi boylarız. Konuyu daha net anlayabilmemiz için, gelin bu konuda Kur’an’ın örnek verdiği başka bir ayet bakalım.

Bakara 279: EĞER BÖYLE YAPMAZSANIZ, BİLİNİZ Kİ ALLAH’A VE RESULÜNE SAVAŞ AÇMIŞ OLURSUNUZ. AMA EĞER TÖVBE EDERSENİZ, ANAPARANIZI GERİ ALMAYA HAK KAZANIRSINIZ. BÖYLECE NE HAKSIZLIK YAPMIŞ, NE DE HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞ OLURSUNUZ. (Bayraktara Bayraklı)

Aslında Allah bu ayetiyle bizlerin, tüm sorularımıza cevap veriyor. Ama Kur’an’ı hala kafamızdaki batıl, yanlış inançlarımızla anlamaya çalışırsak, elbette doğrularla buluşmamız asla mümkün olmayacaktır. Ayetin ilk cümlesinden şunu anlıyoruz. Eğer verdiğiniz borcu geri alırken, kat kat artırılmış RİBA ile geri alırsanız, Allah’ın hükümlerine savaş açmış olursunuz diyor. Dikkat ederseniz Kur’an’ın birçok ayetinde olduğu gibi, Allah’a ve Resulüne birlikteliğini kullanıyor. Çünkü Allah’ın vahyini Resul tebliğ ediyor da ondan. Yani Resulün tebliğ ettiği RİBA uyarısını dikkate almazsanız, Allah’a savaş açmış gibi olursunuz diyor.

Ayetin devamı çok önemli. Verdiğiniz borcunuzu geri alırken ANAPARANIZ KADAR GERİ ALIN. Bu ayeti tercüme edenlerin bir kısmı anaparanız kelimesinin yerine, günümüzde anlaşılacak şekliyle, SERMAYENİZ SİZİNDİR, yani sermeyeniz kadar geri alın şeklinde yazmışlar. Aslında ayetin sonunda bahsedilen ve açıklanan konuya, bu kelimenin daha uygun olduğunu görüyoruz. Peki, ne diyor ayetin sonunda? “BÖYLECE NE HAKSIZLIK YAPMIŞ, NE DE HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞ OLURSUNUZ.”

Demek ki borç verip alırken asıl amaç, HER İKİ TARAFIN HAKSIZLIĞA UĞRAMAMASIYMIŞ. Yani borç veren ister arkadaşın olsun, isterse banka olsun önemli olan haksızlık yapılmaması. Elbette Kur’an’da 1400 sene önce çok fazla olmayan, insanların baş belası enflasyon yoktu. Allah’ın Kur’an’ı tüm âleme ve her çağa uygun gönderdiğini lütfen unutmayalım. Onun için Allah öyle kelimeler ve açıklamalarla örnekler veriyor ki, ancak dikkatle düşündüğümüzde anlayabiliyoruz. Bir arkadaşına bugün borç verdiğinizi düşünün. Bir yıl sonra geri aldığınızda, aynı parayı alırsanız, kendinize haksızlık yapmış olmaz mısınız? Elbette olursunuz. Yani borcunu verdiğiniz tarihte anaparanızın değeri neyse, daha doğrusu alım gücü ne kadarsa, aldığınızda da aynı değerde geri almanız gerekir ki, her iki tarafta haksızlığa uğramasın. Elbette geri alırken arkadaşınıza yardım etmek için, zarar bile etseniz anaparanızı sermayenizi düşük değerde alabilirsiniz, böylece ona yardım etmiş olursunuz. Hatta zor durumdaki bir kişiye, iyilik yapmış olursunuz çok sevaptır, ama konumuz bu değil.

Bankalarda farklı çalışmıyor zaten. Tabi enflasyonist bir ortamda yaşamıyorsanız. Ülkemizde de bankalar ortamın durumuna göre Kredi faizlerini azaltıp çoğaltıyorlar. Tabi bazen enflasyon o kadar yükseliyor ki, hiçbir banka müşterisine Kredi verme cesaretini gösteremiyor, çünkü geri alamayacağı korkusu var. Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerde, bankaların faiz oranlarında, genellikle çok fazla yükselme göremezsiniz, çünkü enflasyon düşüktür. HİÇ KİMSEDE BUNDAN ŞİKÂYETÇİ OLMAZ VE HERKES EVİNİDE, ARABASINIDA BANKALARDAN ALDIĞI KREDİLERLE ALIRLAR. Hiç kimsenin şikâyetçi olmadığı bir düzeni, Allah asla yasaklamaz, lütfen bunun bilincinde olalım.

Banka ya da katılım bankacılığı konusu, ne yazık ki ülkemizde toplumun kafasını karıştıran, hatta insanların bazı konularda aldatıldığı, sömürüldüğü bir konudur. Lütfen bu konuyu, batılın etkisinde kalmadan, Kur’an merkezli araştıralım ve anlamaya çalışalım. Çok yakın tanıdığım dostlarım, Kredi faizlerinin düşük olduğu ortamlarda bankadan Kredi alarak, hepsi ev ve araba sahibi oldular. Şu anda faizler çok yükseldi, ama bunun nedenlerini sizler biliyorsunuz. İnşallah enflasyon düşer ve ev, araba alma hayalinde olanlar, düşük faizlerle ödeme kolaylıkları ile evlerini alabilirler.

Dilerim batılın ve hurafenin etkisinde kalmadan, Kur’an’ın nuru ile buluşan Allah’ın halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/