“KİM RASUL E İTAAT EDERSE ALLAH A İTAAT ETMİŞ OLUR. BUNDAN ACIK AYET Mİ OLUR. BEN RASUL OLMADAN DİN OLMAZ DİYORUM, SİZDE RASUL E GEREK YOK DİYORSUNUZ. SİZİN İNANIŞINIZ SİZE, BENİM İNANIŞIM BANA. İNANCISINIZI BİLİYORUM, YAZIŞMAMIM NEDENİ SİZİ İKNA ETMEK DEGİL, BİRİLERİ YAZILARI BELKİ OKURDA ARAŞTIRMA YAPAR.”
Değerli kardeşimiz, kim Resul e itaat ederse, Allah a itaat etmiş olur sözünden, Kur’an ın açıklamaları, hükümleri dışında öyle bir anlam veriyor ki, neredeyse Allah ın Resulü Allah ın dinde hüküm ortağı oluyor. Hâlbuki Allah Resulüme itaat edin derken Resulüne de, SANA İNDİRDİĞİM KUR’AN İL KULLARIMA HÜKMET EMRİ VERMİŞTİ. Hatırlatmak isterim, Allah Resule itaat edin emrini, Resulünün tebliğ ettiği Kur’an a inanmakta nazlanan, onun tebliğ ettiği Kur’an dan şüphesi olanlara, ikaz niteliğinde bir ayettir. YANİ ALLAH, BENİM RESULÜM SİZE BENİM VAHYİ Mİ TEBLİĞ EDİYOR, KENDİ DÜŞÜNCELERİ DEĞİLDİR SÖYLEDİKLERİ DİYOR. BUNU KUR’AN IN BİRÇOK AYETİNDEN ANLIYORUZ.
BUGÜN ALLAH IN RESULÜ ARAMIZDA YOK, BU DURUMDA ONUN YOLUNDAN GİTMEK İSTİYORSAK NE YAPMAMIZ GEREKİR? ONUN TEBLİĞ ETTİĞİ KUR’AN A UYAN, ONA İTAAT EDENLERİN SAFINDA OLACAKTIR. SİZCE BU AYETTE ALLAH, RESULÜM VEFAT ETTİKTEN SONRA, ONUN RİVAYET HADİSLERİNE DE UYUN DİYOR OLABİLİR Mİ? NE DERSİNİZ? İŞTE ONUN İÇİN ALLAH, DÜŞÜN AKLINI KULLAN EY KULUM DİYOR. Günümüze ulaşan rivayet hadislerin hiç birisinin, gerçekten Allah ın Resulüne ait olduğuna emin olamayız. Çünkü bu hadislerin hiç biri, Peygamberimiz tarafından kayda alınmamış ve bu bilgilerin hiç birinden Peygamberimizin haberi de yok. Bu bilgiler Peygamberimizin vefatından, yaklaşık 200–250 yıl sonra, ikinci ya da üçüncü şahısların duydukları ve kendilerince bu sözleri şekillendirdiği ve anladığı sözler. SİZCE ALLAH BU BİLGİLERLE, KUR’AN I ANLAMAMIZI VE İSLAMI YAŞAMAMIZI İSTERMİ? Yorumunu sizlere bırakıyorum.
Allah Resulüme itaat edenler, Allah a itaat etmiş olur derken, Allah ın Resulünün yalnız Kur’an ı tebliğ ettiğini de onaylamış, bizlere bildirmiş oluyor. Ayeti yazalım. “RESULE İTAAT EDEN, ALLAH’A İTAAT ETMİŞ OLUR. YAN ÇİZEN ÇİZSİN, BİZ SENİ ONLAR ÜZERİNE BEKÇİ GÖNDERMEDİK.” (Nisa 80) Bakın ayetin devamında sana uyan uysun, biz seni onlar üzerinde bekçi göndermedik diyor. Sizce Allah neden Resulü için, seni onlara bekçi göndermedik diyor olabilir? Bekçi kelime anlamı olarak, BİR ŞEYİ YA DA BİR YERİ BEKLEYİP KORUMAKLA GÖREVLİ kimse anlamındadır. Allah bu sözüyle bizlere şunu söylüyor. Ankebut 18. ayetinde bildirdiği gibi, “RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR” Kehf 56. ayette de,”BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ”
Allah ın Resulünün vahyin tebliğinden başka, yapacak hiçbir şeyi yoktur. BUNCA AYETLERİ GÖRMEZDEN GELİP, NE YANİ PEYGAMBERİMİZ POSTACI MIYDI, NASIL DİYEBİLİRİZ? ALLAH IN ELÇİSİNE VERDİĞİ YETKİ BU KADAR. ONA NASIL İTİRAZ EDEBİLİRİZ. Çünkü bizlere öyle yanlış bilgiler öğretildi ki, Kur’an da her bilgi detaylı yoktur, ayetleri açıklayan, detaylı ve yaşanır hale getiren Peygamberimizdir diye inandırıldık. Bizlere öğretilen, dine yapılan ilaveleri Kur’an da göremediğimizde, ne yazık ki bu yanlışa düşüyoruz. Hâlbuki Allah, sen onların bekçisi değilsin diyor. YANİ ONLARDAN SEN SORUMLU DEĞİLSİN, HER KULUMU KENDİ ÇABALARI İLE KUR’AN DAN İMTİHAN EDİYORUM DİYOR. Peygamberimizin hadisleri, ayetleri hayatımıza geçirmemiz için gerekli olsaydı, Allah ın Elçisi ayetleri tek tek yazdırdığı gibi, yazdırmaz mıydı sağlığında onları da. Hatta Allah Kur’an ı koruduğu gibi, onları da korumaz mıydı? BUNLARI DA MI DÜŞÜNEMİYORUZ? Haşa Peygamberimiz sağlığında tüm bunları yazdırmayıp, görevini eksik yaptı da, aradan yüzlerce yıl geçtikten sonra, birilerinin aklına gelip bu hadisleri toplayıp kayda alıp, bizlerin imanlarını mı kurtardı. NE DEDİĞİMİZİN FARKINDA MIYIZ?
Allah Kur’an ı açıklamak, bizim görevimizdir diye hükmünü vermiştir. Ayrıca biz her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diye de bu hükmünü pekiştirmiştir. Enam 97. ayetinde de, BİZ ANLAYAN BİR TOPLUM İÇİN AYETLERİ AYRI AYRI AÇIKLAMIŞIZDIR diye bizlere bildiriyor. Bir başka örnek vermek istiyorum. “Biz sana bu Kur’ân’ı ancak, HAKKINDA AYRILIĞA DÜŞTÜKLERİ ŞEYLERİ, ONLARA APAÇIK BİLDİRMEN İÇİN İNDİRDİK. BU KİTAP, İMAN EDENLER İÇİN HİDAYET VE RAHMETTİR.” (Nahl 64)
Bakın Allah, kullarımın ayrılığa düştüğü konuları onlara apaçık bildirmen, tebliğ etmen için indirdik diyor. Bazı meallerde onlara açıklayasın diye indirdik şeklinde tercüme edilir. Burada ki açıklama, ayetin açık olmadığı anlamında değil, verilen bilgilerle sorun yaşadıkları konuya ayeti tebliğ ederek, açıklık getiresin anlamındadır. Zaten ayetin başında hakkında ayrılığa düştükleri konuya açıklık getirilmek için Kur’an ın indirildiği söyleniyor. YANİ KUR’AN, TÜM SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN İNDİRİLMİŞTİR DİYOR ALLAH. Eğer bizler Kur’an açık ve anlaşılır değildir dersek, hakkında tartıştığımız konulara Kur’an değil, Allah ın Resulü açıklık getiriyor anlamını vermiş oluruz ki, BUDA ŞİRKTİR. Ayetin sonunda bu kitap, yani Kur’an bizler için hidayet, yani Allah ın gösterdiği doğru yol, Rahmet yani Allah ın bağışlaması ve yardımıdır diyor. Ama bu vasıfları taşıyan bir nura bizler açık, anlaşılır ve detaylı değildir diyebiliyoruz.
Lütfen şöyle düşünün, neden Allah bizlerin anlayacağı şekilde açık ve detaylı Kur’an ı göndermesin? Açık ve anlaşılır olmayan, detaysız olan bir kitap, nasıl olur da sorunlarımıza çare olur ve bizlere hidayet ve Rahmet olur. Bu yanlışa inanırsak, bizlerin rehberi Kur’an değil, Rivayet hadisler olur. Rivayet kelime anlamı olarak, doğruluğu kesin olmayan bilgi anlamındadır. Lütfen unutmayalım, Allah ın Resulü ÜMMİYDİ. Yani din adına, daha önce hiçbir bilgisi yoktu. Hiçbir kitap Ehline de tabi değildi. DİN ADINA NE ÖĞRENDİYSE KUR’AN DAN ÖĞRENDİ VE YALNIZ KUR’AN I TEBLİĞ ETTİ ÜMMETİNE.
Arkadaşımız bana şöyle diyor. “Resul olmadan din olmaz diyorum, sizde Resul e gerek yok diyorsunuz”, diye bana sitem ediyor. Ben Resule gerek yok demiyorum. Bunu hiç kimse söyleyemez. Ben Resulün görevi gereği, Allah ın vahyinden başka bizlere hiçbir şeyi tebliğ etmediğini söylüyorum. ASLINDA BUNU BEN SÖYLEMİYORUM, KUR’AN DA ALLAH SÖYLÜYOR VE BEN İMAN EDİYORUM. Allah Resulüm sizler için güzel örnektir diyor. Allah ın Resulü yaşamıyla, davranışlarıyla bizlere örnektir. YOKSA DİNDE ALLAH IN HÜKÜM ORTAĞI DEĞİLDİR. Çünkü Allah ben hükmüme hiç kimseyi ortak etmem diyor. Yoksa bu hükme aramızda, inanmayan Müslümanlar mı var? Resulüm sizlere, açık olmayan ayetleri açık hale getirecek, Kur’an da bahsetmediğim konularda da hükümler verme yetkisini verdim ona demiyor. Tam tersini söylüyor ve Allah elçisine bakın ne diyor. ”SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) Bunları ben söylemiyorum, Allah elçisinin görev tanımını yaparken söylüyor. İsteyen inanır, isteyen batıl inançlarını yaşayabilmek adına, görmezden gelir.
Arkadaşımız bana cevap vermesinin nedeni olarak, amacının beni ikna etmek olmadığını, yazımı okuyanların yanılmamaları, doğruyu araştırmaları adına cevap verdiğini söylüyor. Kendisine teşekkür ediyorum ama bu kardeşimizin de şunu düşünmesini rica ediyorum kendisinden. YA KENDİSİ YANILIYORSA? BENDE ONUN İÇİN BU KONUYU TEKRAR DETAYLI ELE ALMAK ADINA MAKALEMİ YAZDIM. ALLAH IN AYETLERİNİ HATIRLATIYORUM Kİ DÜŞÜNSÜN VE TEKRAR İNANCINI KUR’AN İLE SORGULASIN. KİMİN DOĞRU YOLDA OLDUĞUNU, YALNIZ RABBİMİZ BİLİR.
Bir an şöyle düşünelim. Diyelim ki, Kur’an ayetleri açık ve anlaşılır değil, rivayet hadisler olmasaydı ayetleri anlayamazdık ve hayatımıza geçiremezdik diyelim. Şu sorular gelmiyor mu akla. Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim dediği halde, neden ayetleri detaylı açıklamadı? Allah Kur’an da emin olmayacağınız bilginin ardına sakın düşmeyin, hesabını sorarım dediği halde, bizleri emin olamayacağımız rivayetlere muhtaç mı bıraktı? Hatta ayetinde, Kur’an ı açıklamak bizim görevimiz ve Kur’an ı nice örneklerle açıkladık ki kimseye muhtaç olmayasınız dediği halde, açıklamadı mı? Ne derinsiz bu sorulara cevap veremiyorsak, inancımızı lütfen Kur’an ile gözden geçirelim. UNUTMAYALIM BİZLERİ DİNDE MEZHEPLERE, CEMAATLERE, TARİKATLARA BÖLEN KUR’AN DEĞİL, RİVAYETLER. Örnek verilen Nisa 80. ayetin devamına, yani 81. ayete bakalım şimdide.
“SANA “BAŞ ÜSTÜNE” DERLER, FAKAT YANINDAN ÇIKINCA İÇLERİNDEN BİR KESİMİ, GECELEYİN SENİN DEDİĞİNDEN BAŞKA ŞEYLER TASARLARLAR. ALLAH ONLARIN TASARLADIKLARINI YAZAR. ONLARA KARŞI DİKKATLİ OL VE ALLAH’A GÜVEN. DAYANAK OLARAK ALLAH YETER.” (Nisa 81)
Bu ayetin verdiği örneğin, ne yazık ki bizlerin günümüzde yaptığımız yanlışlarımızdan hiçbir farkı yok. Bazı kardeşlerimize Allah ın ayetlerini okuyoruz, hatırlatıyoruz ve diyoruz ki, Allah bunu söylediyse, Allah ın Resulünün böyle bir söz/hadis söylemesi mümkün değildir. Önce kabul etmiş görünüyorlar ama kendi düşüncelerini öğrendiği toplantılara katıldıklarında, Allah ın ayetlerini unutuyorlar. Ayetin sonunda Resulüne Allah ın söyledikleri çok dikkat çekici bizler için. ALLAH RESULÜNE, SEN ALLAH A GÜVEN, DAYANAK OLARAK ALLAH YETER DİYOR.
Peki bizler yalnız Allah a güvenip, yalnız Allah ın ayetlerine mi dayanıyoruz? Yoksa Allah ın vahyi/ayetleri açık ve anlaşılır değildir, yalnız Kur’an ayetleri ile İslam yaşanmaz diyerek, kendimize güveneceğimiz, dayanacağımız doğruluğundan emin olamadığımız, Peygamberimize ait olduğu iddia edilen, rivayet hadislerini ve edindiğimiz velilerin sözlerini de mi güvenip dayanacak kaynaklar kabul ediyoruz? Ne dersiniz? ALLAH IN RESULÜ YALNIZ ALLAH A VE ONUN VAHYİ KUR’AN A GÜVENİP DAYANIYOR, AMA BİZLER HALA BU GERÇEĞİN FARKINDA OLMADAN, EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYETLERİ DE, DAYANAK KABUL EDİYORUZ.
Bana cevap veren kardeşime ve aynı düşüncede olan arkadaşlarıma, Kur’an dan çok dikkat çekici ve Allah ın Resulünü uyardığı bir ayeti hatırlatmak istiyorum. Lütfen bu ayeti okuduktan sonra, yanlış düşüncelerimizden artık kurtulalım ve bizlere bu yanlış inançları anlatanları da, bizler uyaralım. SİZCE ALLAH ELÇİSİNE, AŞAĞIDAKİ UYARIYI, İKAZI YAPTIKTAN SONRA, ALLAH IN RESULÜ, KUR’AN IN BAHSETMEDİĞİ TEK BİR SÖZÜ/HADİSİ SÖYLEMİŞ VE BUNLARDA ALLAH IN EMRİ GİBİDİR, YERİNE GETİRMENİZ GEREKİR DEMİŞ OLABİLİR Mİ? ŞEYTANIN BİZLERİ ALDATA BİLMEK ADINA, HER BEŞERİ SÖZE, RİVAYETE VESVESE VERİP, BİZLERİ NEFİSLERİMİZLE HER AN ALDATABİLECEĞİNİ, LÜTFEN UNUTMAYALIM. KARAR SİZİN, İMTİHAN SİZİN İMTİHANINIZ.
“EĞER (RESUL) BİZE ATFEN BAZI SÖZLER UYDURMAYA KALKIŞSAYDI, ELBETTE ONU BUNDAN DOLAYI KISKIVRAK YAKALARDIK. SONRA DA ONUN ŞAH DAMARINI KESER ATARDIK. HİÇBİRİNİZ BUNA ENGEL DE OLAMAZDINIZ.” (HAKKA 44–45–46–47 )
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/