Nahl 44: (O peygamberleri) APAÇIK BELGELER VE KİTAPLARLA GÖNDERDİK. İnsanlara, kendilerine İNDİRİLENİ AÇIKLAMAN ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur’an’ı indirdik. (Diyanet meali)
Nahl 44: Onları mucizelerle ve hikmet dolu sayfalarla gönderdik. O ZİKRİ (KİTABI) SANA DA İNDİRDİK Kİ KENDİLERİNE GÖNDERİLENİN NE OLDUĞUNU O İNSANLARA AÇIK AÇIK ANLATASIN, belki düşünürler. (Süleymaniye vakfı)
Nahl 44: [Onlar size, kendilerini] apaçık delillerle ve hikmet dolu ilahî kitaplarla [desteklediğimiz peygamberlerin ölümlü adamlardan başka kimseler olmadığını söyleyeceklerdir]. Ve biz sana da bu uyarıcı kitabı indirdik ki, insanlara, BAŞINDAN BERİ İNDİRİLEGELEN MESAJIN ASLINI OLANCA AÇIKLIĞIYLA ULAŞTIRASIN ve onlar da böylece belki düşünürler. (Muhammed Esed)
Nahl 64: Sana bu kitabı indirmemiz de ancak şunun içindir ki onlara hakkında IHTİLÂF ETTİKLERİ ŞEY'İ BEYAN EDESİN ve iyman edeceklere bir hidayet, bir rahmet olsun. (Elmalı meali)
Kur’an ı dikkatle ve düşünerek okuyanların, Kur’an ın birçok ayetinde anlayabilmeniz ve hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, ayetlerimizi nice örneklerle açıkladık, izah ettik ki üzerinde düşünesiniz diyordu. Ayetin sonunda, iman edenlerin düşünmesini istiyor Allah. Nahl 64. ayette de, ayetlerin indirilme nedenini açıklıyor ve aralarındaki tartıştığı, ihtilaf içinde olduğu konular hakkında, onlara Kur’an ile beyanda bulunasın, yani açıklığa kavuşturasın diyor. Açık olmayan, anlaşılmayan bir ayet üzerinde, nasıl düşünürüz ve ihtilaf ettiğimiz konu hakkında açıklık getirir. Şöyle söyleyenler olabilir. Allah ın Resulü açıklıyor ya, açıklanmış ayet üzerinde düşüneceksiniz denebilir. Bugün Allah ın elçisi aramızda yok. Açıklanmamış Kur’an mı elimizde bu durumda? Hani Kur’an ın eşi benzeri yoktu? Hani hadi bir benzerini getirin bakalım diye meydan okuyordu Allah bizlere. Bu durumda açıklanmamış, izah edilmemiş olduğunu ve anlaşılması için beşeri bilgilere muhtaç olduğunu nasıl söyleriz. Hani Allah bizleri Kur’an dan hesaba çekecekti? Madem ayetler açık ve anlaşılır değil, Allah ın elçisi açıkladı. Neden ayetleri kayda alırken, açık ve anlaşılır yazdırmadı?
ALLAH NEDEN AÇIKLANMAMIŞ BİR KİTAP GÖNDERSİN, DAHA SONRADA BİZLERİ SORUMLU TUTSUN, BUNUDA MI DÜŞÜNEMİYORUZ. BİZLERİN KAFASINDA, NASIL BİR ALLAH VE ADALETİ ANLAYIŞIMIZ VAR, DOĞRUSU ANLAYAMIYORUM. Bakın nasıl mantıksız sorular geliyor akla. Allah sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin hesabını sorarım, Kur’an ın ipine sarılın diyordu. Bu durumda bizler doğruluğundan emin olamayacağımız, rivayet bilgilerle mi Kur’an ı anlayacağız? Hatırlatırım Allah Kur’an ı ben koruyorum diyor, rivayet hadisleri/sözleri değil. İşin ilginci her mezhebin doğru kabul ettiği hadislerde çok farklı. Aslında zerre kadar düşünen, gerçekleri ve bizlere kurulan tuzağı fark edecektir.
Kıyame 19. ayetinde Allah, Kur’an ın açıklanması konusunda ne diyordu hatırlayalım. “SONRA ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR.” Yine Kur’an ın anlaşılacak bir şekilde, apaçık delillerle kanıtlarla indirildiğini, Ali İmran 105, Hud suresi 1. ayetinde, Bakara 99- 209. ayetlerinde de, “ANDOLSUN, BİZ SANA APAÇIK AYETLER, DELİLLER İNDİRDİK.” Demiyor muydu Rabbimiz? Bunlara benzer birçok ayetleri görmezden gelerek, Allah ın yemin ederek bizler için kolaylaştırdığı Kur’an ın açıklanmamış ve izah edilmemiş olduğunu hala söyleyip, ayetleri Peygamberimiz açıklamıştır nasıl deriz. Hani Allah ın ayetleri MÜBİN di, MUHKEM di? Yoksa batıl inançlarımızı yaşayabilmek adına, neredeyse Kur’an ın tamamını inkâr mı ediyoruz.
Allah ın elçisi ayetleri tebyin ediyordu. Bu kelimenin çok geniş bir anlamı var. Ama bizler ne yazık ki Kur’an ın tamamına ters düşecek, tek bir anlamını cımbızla seçiyoruz ve batıl inançlarımıza kanıt yaratma çabası içinde oluyoruz. TEBYİN, AÇIKÇA BEYAN ETMEK, İZAH ETMEK, GEREKTİĞİNDE AÇIKLAMAK, GERÇEĞİ ORTAYA KOYMAK ANLAMLARINDADIR. Allah Kur’an ı açıklamak bize düşer diyor da, bizzat açıkladığını birçok kez bildiriyorsa, demek ki Allah ın elçisinin bu ayetlerdeki tebyin görevi, açıklanmamış bir ayeti açık hale getirmek değil, gizlenenleri ayetlerle ortaya koymak, açıkça bildirmek tebliğ etmek anlamındadır. Konuyu daha doğru anlayabilmemiz adına, sizlere Allah tüm kitap ehlinin, yani iman eden tüm kullarının, nasıl bir tebyin görevi aldığını, bildiriyor.
Ali İmran 187: Hani Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “ONU (KİTABI) MUTLAKA İNSANLARA AÇIKLAYACAKSINIZ, ONU GİZLEMEYECEKSİNİZ” diye sağlam söz almıştı. Fakat onlar verdikleri sözü, arkalarına atıp onu az bir karşılığa değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür! (Diyanet meali)
Dikkat ederseniz, bu ayette Allah ın kitabına iman eden tüm kitap ehli, bir söz veriyor iman ederek Allah a. Allah ın kitabını tüm insanlara Allah ın emrettiği ve örneklerini verdiği şekilde tebyin edeceğiz, yani tebliğ edeceğiz, açıklayacağız, topluma Allah ın vahyini ulaştıracağız. Bizlerde buna iman etmedik mi? O kitaptan hiçbir şeyi gizlemeyeceğiz demişlerdi ama sözlerinde durmadılar diyor. Çünkü geçmiş toplumlar, iman ettiklerine dair söz verdikleri halde, atalarının batıl inançlarının etkisiyle Allah ın bazı ayetlerini gizlediler, anlamlarının üstlerini örttüler, farklı anlamlar verdiler. Hatta sen anlayamazsın onu, âlim insanlar anlar diyerek, Allah ın kitabını anlayarak ve düşünerek okutmadılar. YOKSA BU AYETTE TERCÜME EDİLDİĞİ GİBİ, HER İMAN EDEN ALLAH IN ANLAŞILMAZ AÇIKLANMAMIŞ AYETİ VARDA, ONU AÇIKLIYOR DEĞİLDİR. Allah ın açıkladığı şekliyle topluma anlatmak, tebliğ etmek anlamındadır. Allah ın elçisinin de ayetleri açıklaması, tebyin etmesi, KUR’AN DIŞINDAN VAHİYLER ALIP, AYETLERİ AÇIKLAMASI DEĞİL, TAM TERSİNE ALLAH IN NİCE ÖRNEKLERLE AYETLERİMİZİ AÇIKLADIK, ÖRNEKLER VERDİK AYETLERİNİN IŞIĞINDA, TOPLUMA BİLGİ VERMESİ, SORULAN SORULARI, KUR’AN IN BÜTÜNLÜĞÜNDE ANLATMASI VE ONLARI İKNA ETMESİ ANLAMINDADIR. Kur’an ı Allah ın açıkladığına birçok örnek var ama ben iki ayeti hatırlatmak istiyorum.
Enam 97: O, kara ve denizin karanlıklarında kendileri ile yol bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. GERÇEKTEN BİZ, BİLEN BİR TOPLUM İÇİN AYETLERİ GENİŞ GENİŞ AÇIKLADIK. (Diyanet vakfı meali)
Enam 98: O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. BİZ ANLAYAN BİR TOPLUM İÇİN AYETLERİ AYRI AYRI AÇIKLAMIŞIZDIR. (Diyanet meali)
Bu ve bunlara benzer onlarca ayeti bir kenara bırakıp, görmezden gelip, ayetleri Allah ın açıkladığını toplumdan gizlemek isteyenler, ancak batılı din diye yaşamaya ve yaşatmaya çalışanlardır. Bunu yaparak ancak şeytana hizmet etmiş oluruz, lütfen unutmayalım. Konuyu daha iyi pekiştirebilmemiz için, bir örnek ayet daha vermek istiyorum.
Maide 15: Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, KİTABINIZDAN GİZLEYİP DURDUĞUNUZ GERÇEKLERDEN BİRÇOĞUNU SİZLERE AÇIKLIYOR, BİRÇOĞUNU DA AFFEDİYOR. İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir. (Diyanet meali)
Sanırım bu ayetle, Resulün ayetleri açıkladığı sözünden, ne anlaşılması gerektiği konusu, daha iyi anlaşılmıştır. Allah tüm kitap ehline seslenerek, size elçim geldi diyor. Kitap ehlinin yaptığı yanlışlara dikkat çekerek, sizlere daha önce gönderdiğim kitaplarda, bazı emirlerimi, batıl ve hurafe inançlarınızı yaşamak adına gizlediniz, üstünü örttünüz diye hatırlatıyor. Gönderdiğim elçim, sizlerin gizlediklerinizi açıkça ortaya koyuyor ve Kur’an ile açıklıyor. Daha önce sizlere gönderdiğim bazı hükümleri de kaldırdığımı, yani nesih ettiğimi de sizlere bildiriyor diye açıklık getiriyor. Birçoğunu affediyor derken, Allah ın elçisi kendisi inisiyatif kullanarak hükmünü kaldırıyor değil, tam tersine Allah Kur’an da nesih ile ilgili ayetleri tebliğ ediyor ve bazı konuların hükmünün kalktığını bildiriyor. Ayetin sonunda da, aslında karmaşa yarattığımız bu konuya son noktayı koyarak ne diyor, tekrar hatırlayalım.” İŞTE SİZE ALLAH’TAN BİR NUR VE APAÇIK BİR KİTAP (KUR’AN) GELMİŞTİR.” Ama bizler kitap ehlinin yaptığı yanlışı yaparak, onca ayetleri görmezden gelip, üstünü örtüp, Kur’an ın tek kelime bahsetmediği, Kur’an a da ters düşen onca rivayetleri, dinin asli unsuru yapabilmek adına, ayetlere yanlış anlamlar yüklüyoruz.
Değerli kardeşlerim. Lütfen Allah ın ayetlerini Kur’an dışı bilgilerle değil, Allah ın elçisinin yaptığı gibi topluma, dostlarımıza, yakınlarımıza Kur’an ın diğer ayetlerinden istifade ederek izah etmeye, anlatmaya onlara hatırlatmaya çalışalım, onların düşünmelerine vesile olalım. BİZLERE DÜŞEN AYETLERİ AÇIKLAMAK DEĞİL, YAPILAN YANLIŞLARIN ORTAYA ÇIKMASI ADINA, APAÇIK OLAN AYETLERİ, KUR’AN’ IN TÜM AYETLERİ İLE BAĞLANTI KURARAK ANLAMAYA, ANLATMAYA, DOSTLARIMIZA HATIRLATMAYA ÇALIŞMAK OLMALIDIR. Lütfen unutmayalım, Allah ın elçisi O örnek insan ÜMMİYDİ. Daha önce kitap ehline de tabi değildi. Din adına da hiçbir bilgisi yoktu. Din adına ne öğrendiyse Kur’an dan öğrendi ve ümmetine ne öğrettiyse, herhangi bir konuda nasıl açıklamalar yaptıysa, Kur’an dan aldığı bilgiler doğrultusun da açıklamalar yaptı. Lütfen Allah ın elçisine verdiği görev, yetki ve sorumluluğu Kur’an dan doğru öğrenelim ve bizleri Altanların tuzağına düşmeyelim.
RESULE DÜŞEN, APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. (Ankebut 18) Diyanet meali.
BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. (Kehf 56) Diyanet vakfı meali
SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Rad 40) Diyanet meali.
BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM. (Ahkaf 9 ) Diyanet meali.
Ayetleri emin olamayacağımız rivayetlerin etkisinde değil, Allah ın apaçık muhkem ayetlerinde verdiği örneklerin ışığında anlamaya çalışalım. Bunu yapmayıp, Kur’an ile buluşmadığımızda, bizleri Allah ile aldatanların tuzağına düşmekten, asla kurtulamayız.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://twitter.com/HGumustabak
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/