- "Ayy bi reklam arası olsa da ocaktaki pilava baksam.",
- "Vakitte geçiyo. Reklamlar bi çıksa da namazı kılsam",
-"Hadi bize müsadeee", "Aaaa durun ayol, şimdi reklam arası verirler o zaman kalkarsınız."
- "Oğlum hadi bak reklam çıktı. Bir koşu bakkala gidip alıver şu yoğurdu"
cümlelerinin imarına neden olan, dünyanın en önemli önemsiz şeyleridir reklamlar. Ve o kadar çok ki, sanki film aralarına reklam değil de reklam aralarına film koyuyor gibiler. Bir başladı mı uyuyup uyanıyorsunuz hala devam. Yalnız bunların çok önemli bir özelliği var. Toplaşın söylüyorum. Tanıtımı yapılan ürünler doğaüstü güçlere sahipler şşş!. Reklam filmlerinin konusuna göre çeşitlilik gösteren bu olaylara biz kısaca "Üfürukus mutlulukus" vak'ası diyoruz. Reklam senaryolarına göre ürünleri kullanan oyuncularda nasıl bir neşe, nasıl bir saadet, efendime söyleyeyim nasıl bir hayatı yoluna sokma, nasıl bir eli yağda bir eli balda haller zuhur ediyor sormayın gitsin. Mesela örneğin;
Kız hafta sonu tatili için okuldan eve geliyor ve yaşlı anne babası "Aman da bizim bıcırık kızımız gelmiş" diyerekten, yanağını falan sıkıp kendisine ilgiye boğmaya başlıyorlar. Tabii bu şımarık kızımız da asri olmak için hani ana baba ilgisini baskı olarak görmek gerekiyor ya "Üfff kaçılın be fosiller. Ben büyüdüm artık, ne bıcırığı yaaa? Genciz biz delikanlı, aktif dinamik heyecanlı" triplerine girip özgür kız olacak ya, başlıyor bir o yana hüfkürmeye, bir bu yana püfkürmeye. Neyse bunlar itişe kakışa sofraya geçiyorlar. Annesi kızın tabağına dolma koyuyor. Kız sanki tabağına konulan biber dolması değil de saatli bombaymış gibi geri geri çekiliyor. Babası bardağına kola dolduruyor, kız gene hüfkürüyor. Kızın üzerinde karın bölgesini açıkta bırakan bir kazak var. Annesi "Ahh kızım ahhh, sen çok değiştin. Bellerini üşüteceksiiinn kııız, ben kime diyorum kimee? Bide sana böbrek mi arayalım kör olmayasıııı" gibisinden kızın kazağını aşağı çekiştiriyor. Ve kıza artık cinnet geliyor. Nasıl mutsuz nasıl mutsuz. Magazin fo revır yerine yanlışlıkla siyaset meydanına katılmış Banu Alkan kadar mutsuz. Ve sofradan kalkıp kendini bir kanepeye atıyor ve serçe parmağını da beeeyle ağzına sokup başlıyor tırnağını kemirmeye. "Üfff! Bitmez bu hafta sonu bitmezzz. Yedik ayvayı" hallerine giriyor. Sıkıntıyla kıvranırken birden tepesinde bir ampul yanıyor ve "Beni bu hallardan kurtarsa kurtarsa O (!) kurtarır" deyüüp kararını veriyor ve n'apıyor? Evet evet n'apıyor? Hemen banyoya dalıyor. Peki neden? Kendini şohpenle mi zehirleyecek? Tabii ki hayır. Onu bu stresten kurtaracak ürün orda da ondan akıllım. Peki o nee? Ooo Banino diş macunu. Ama sanki diş macunu değil de "Düş macunu". Hiç boşuna alaka kurmaya çalışmayın. Kız hayatında ilk kez diş macunu görüyormuş gibi tüpü eline alıyor ve fırçasına sürer sürmez olanlar oluyor. Banyonun içinde gençlik rüzgarları esiyor. Çiçekler miçekler, okyanus dalgaları felan doluyor banyoya. O esnada closedin içinden birde sevgilisi fırlamıyor mu sana? Kızın ağzı kulaklarında tabii. Biz diş macununun diş sağlığını koruduğunu, hadi en fazla bilemedin gülümseme fobisini ortandan kaldırdığını sanırdık. Demek ki yanılmışız, hafife almışız. Halbuki o diş haricinde hayattaki tüm çürükleri de aktif florid sistemiyle ortadan kaldırıveriyormuş da haberimiz yokmuş. Meğer insana dünyalık olarak bir tüp diş macunu yetermiş de artarmış bile. Vay anasını be, ne kadar cahil kalmışız. Yalnız bu bir macun reklamı ama ortada diş miş görünmüyor.
Baktınız hayatınız istediğiniz gibi gitmiyor mu, ömür elbiseniz bir kaç beden dar mı geliyor? Hemen bir tüp Banino alıp derhal banyoya dalın, hayatınız değişsin. Dişlerinizi de artık arap sabunuyla fırçalarsınız. Lütfen öyle hafife almayın. Banino pişikolocik bir diş macunudur. Taklitlerinden sakınınız. Bembeyaz düşler sağlıklı gülüşler. Hadi bakalım.