Bostan: Kamplaşmadan yana değiliz
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı M. Hanefi Bostan, 4+4+4 eğitim sisteminin yeni kamplaşmalara neden olacağını iddia etti.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı M. Hanefi Bostan, TBMM'de görüşülmeye başlanan 4+4+4 eğitim sisteminin yeni kamplaşmalara neden olacağını iddia ederek, kamplaşmadan yana olmadıklarını söyledi.
Bostan yaptığı açıklamada, "4+4+4 sistemi bugün TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlanacak. Ülkemiz maalesef her konuda olduğu gibi eğitim sistemi konusunda da bir kamplaşma içine itilmiş görünmektedir. Türk Eğitim-Sen, en başından buyana İktidarı uyarmış, eğitim öğretime siyasi bir gözle bakılmaması gerektiğini ifade etmiştir. Gerek TBMM Alt Komisyonunda, gerekse televizyon programlarında ve basın açıklamalarında bu konudaki çekincelerimiz hem taraflara hem de kamuoyuna anlatılmıştır" diye ifade etti.
İktidarı bilimsel eleştirileri dikkate almamakla suçlayan Bostan, "Geldiğimiz noktada bu tartışma tam bir kör dövüşüne dönüşmüş durumdadır. Bir orta nokta bulma gayretine girmekten kaçınanlar eğitim üzerinden bir güç gösterisine girişmiştir. İktidarın sayısal üstünlüğüne güvenerek, hiçbir bilimsel eleştiriyi kabul etmemesi, anlaşma yollarını tıkamış durumdadır. Türk Eğitim-Sen olarak kesintili eğitimden yana olduğumuzu her fırsatta dile getirdik. 4+4+4 sisteminin tüm öğretmen dengesini bozacağını, 90 yıllık bilgi birikimimizin çöpe atılacağını, müfredatların alt üst olacağını, okullarımızın fiziki yapısının alabora olacağını muhataplarımıza anlattık. Okul öncesi eğitiminin zorunlu eğitimden çıkarılmasının kabul edilemez olduğunu, açık öğretim hakkının alternatif okul olarak düzenlenmesinin, öğrencilerimizi yüz yüze eğitimden uzaklaştırmak anlamına geleceğini vurguladık. Okula başlama yaşının 60 aya düşürülmesinin akılcı olmadığı gibi, pedagojik olmadığını da savunduk" şeklinde ifade kullandı.
Bostan, "Bütün bu uyarılarımıza rağmen Hükümet kuru bir inatla 4+4+4 sisteminden vazgeçilemeyeceğini açıkladı. Bakan Ömer Dinçer, kendisinin de anlamakta zorluk çektiği, bu anlaşılmaz sistemi savunmak için, o televizyon senin bu televizyon benim, koşar adım, sistemi savunmaya çalıştı. Her açıklaması ile, kafalarda yeni soru işaretleri oluşturduğunu bile anlamadan, bir garip savunma anlayışı ortaya koydu. Diğer yandan, bir kısım sendikalar "gerici eğitime hayır" sloganları ile yine bildik tepkilerle, imam hatiplere, din eğitimine karşı açıklamalar yaparak, olayın esas mecrasından çıkmasına katkı sağladılar. Bir sendika da, her zaman olduğu gibi, Hükümetten gelen her teklifi, aklama mekanizması olduğunu bir kere daha ortaya koyarken, öğretmenlerin, eğitim öğretimin ne duruma düşeceğini hiç göz önüne almadı. Sendikal sorumluluğunu yine unutarak, Hükümetin ön bahçesi olduklarını ispat etmek istercesine, 4+4+4 ipine sıkı sıkıya sarıldılar" dedi.
Söz konusu sisteme karşı olduklarını ifade eden Bostan, "Türk Eğitim-Sen, 4+4+4 sistemine karşıdır. Bunun yerine, eğitimin kesintili olmasını ve 1+5+3+4 sisteminin uygulanmasını savunmaktadır. Türk Eğitim-Sen, doğru din algısının yerleşmesinin büyük bir ihtiyaç olduğundan hareketle, zorunlu olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisinin yanında, değişik sınıflarda seçmeli Din Eğitimi ve seçmeli Kuran Derslerinin konulmasından yanadır. İmam Hatip Okullarının orta bölümlerinin açılmasından yanadır. Bütün bunların yapılmaması halinde, genç nesillerin bir takım mihrakların, yanlış anlayışların etkisiyle hareket edeceğine inanmaktadır. Bütün bu sebeplerle, Türk Eğitim-Sen, sağlıklı bir din eğitiminin, sağlıklı ve gerçek İslam anlayışının devlet kontrolünde çocuklarımıza verilmesinden yanadır. Bu anlayışı irtica olarak sunanlar, ülkemizde gerçek anlamda irticanın oluşmasının baş aktörleridir. İrtica ve Yüce dinimiz İslamı aynı cümlede kullanmanın dahi abesle iştigal olduğuna inanıyoruz" diye ifade kullandı.
Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün bu sebeplerle, Türk Eğitim-Sen, yaşanılan kör dövüşün tarafı olmak, eğitim öğretim gibi bilimsel bir alanda ülkemizin kamplaşmasından yana değildir. Ya siyah ya da beyaz olacaksınız dayatmasına asla gelemeyiz. Bizlere eylem birliği teklif edenlerin, öncelikle hangi sayiklerle hareket ettiklerini açıklamaları gerekmektedir. Din=irtica noktasında bir değerlendirme içinde olanlar, '4+4+4=bilimsel eğitim' diye kamuoyunu aldatanlar, bunların hiç biri doğru ve sağlıklı bir yaklaşım içinde değildir. Türk
Eğitim-Sen, bugüne kadar her şart altında doğruları savunmuş, değerlendirmelerini ideolojik körlük ve İktidar yalakalığı ile yapmamış tek sendikadır. 4+4+4 konusunda da bu duruşunu asla bozmadan, gerekli girişimlerine devam edecektir. Bu vesile ile başta Sayın Başbakan olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve tüm AK Parti milletvekillerine bir kere daha hatırlatıyoruz; Bu kuru inattan vazgeçin, eğitimi öğretim ve öğrencilerimizin geleceğini bir bilinmezliğin içine sürüklemek üzere olduğunuzu görün,
TBMM'de bulunan teklifinizi geri çekin ve 1+5+3+4 sistemini yeniden değerlendirin, taraflarla tekrar bir araya gelin. Türk Eğitim Sen, öğretmenler, öğrenciler ve bilimsel eğitimden yanadır ve bu tavrını her platformda savunacaktır."
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı M. Hanefi Bostan, 4+4+4 eğitim sisteminin yeni kamplaşmalara neden olacağını iddia etti.
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı M. Hanefi Bostan, TBMM'de görüşülmeye başlanan 4+4+4 eğitim sisteminin yeni kamplaşmalara neden olacağını iddia ederek, kamplaşmadan yana olmadıklarını söyledi.
Bostan yaptığı açıklamada, "4+4+4 sistemi bugün TBMM Genel Kurulunda görüşülmeye başlanacak. Ülkemiz maalesef her konuda olduğu gibi eğitim sistemi konusunda da bir kamplaşma içine itilmiş görünmektedir. Türk Eğitim-Sen, en başından buyana İktidarı uyarmış, eğitim öğretime siyasi bir gözle bakılmaması gerektiğini ifade etmiştir. Gerek TBMM Alt Komisyonunda, gerekse televizyon programlarında ve basın açıklamalarında bu konudaki çekincelerimiz hem taraflara hem de kamuoyuna anlatılmıştır" diye ifade etti.
İktidarı bilimsel eleştirileri dikkate almamakla suçlayan Bostan, "Geldiğimiz noktada bu tartışma tam bir kör dövüşüne dönüşmüş durumdadır. Bir orta nokta bulma gayretine girmekten kaçınanlar eğitim üzerinden bir güç gösterisine girişmiştir. İktidarın sayısal üstünlüğüne güvenerek, hiçbir bilimsel eleştiriyi kabul etmemesi, anlaşma yollarını tıkamış durumdadır. Türk Eğitim-Sen olarak kesintili eğitimden yana olduğumuzu her fırsatta dile getirdik. 4+4+4 sisteminin tüm öğretmen dengesini bozacağını, 90 yıllık bilgi birikimimizin çöpe atılacağını, müfredatların alt üst olacağını, okullarımızın fiziki yapısının alabora olacağını muhataplarımıza anlattık. Okul öncesi eğitiminin zorunlu eğitimden çıkarılmasının kabul edilemez olduğunu, açık öğretim hakkının alternatif okul olarak düzenlenmesinin, öğrencilerimizi yüz yüze eğitimden uzaklaştırmak anlamına geleceğini vurguladık. Okula başlama yaşının 60 aya düşürülmesinin akılcı olmadığı gibi, pedagojik olmadığını da savunduk" şeklinde ifade kullandı.
Bostan, "Bütün bu uyarılarımıza rağmen Hükümet kuru bir inatla 4+4+4 sisteminden vazgeçilemeyeceğini açıkladı. Bakan Ömer Dinçer, kendisinin de anlamakta zorluk çektiği, bu anlaşılmaz sistemi savunmak için, o televizyon senin bu televizyon benim, koşar adım, sistemi savunmaya çalıştı. Her açıklaması ile, kafalarda yeni soru işaretleri oluşturduğunu bile anlamadan, bir garip savunma anlayışı ortaya koydu. Diğer yandan, bir kısım sendikalar "gerici eğitime hayır" sloganları ile yine bildik tepkilerle, imam hatiplere, din eğitimine karşı açıklamalar yaparak, olayın esas mecrasından çıkmasına katkı sağladılar. Bir sendika da, her zaman olduğu gibi, Hükümetten gelen her teklifi, aklama mekanizması olduğunu bir kere daha ortaya koyarken, öğretmenlerin, eğitim öğretimin ne duruma düşeceğini hiç göz önüne almadı. Sendikal sorumluluğunu yine unutarak, Hükümetin ön bahçesi olduklarını ispat etmek istercesine, 4+4+4 ipine sıkı sıkıya sarıldılar" dedi.
Söz konusu sisteme karşı olduklarını ifade eden Bostan, "Türk Eğitim-Sen, 4+4+4 sistemine karşıdır. Bunun yerine, eğitimin kesintili olmasını ve 1+5+3+4 sisteminin uygulanmasını savunmaktadır. Türk Eğitim-Sen, doğru din algısının yerleşmesinin büyük bir ihtiyaç olduğundan hareketle, zorunlu olarak okutulan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisinin yanında, değişik sınıflarda seçmeli Din Eğitimi ve seçmeli Kuran Derslerinin konulmasından yanadır. İmam Hatip Okullarının orta bölümlerinin açılmasından yanadır. Bütün bunların yapılmaması halinde, genç nesillerin bir takım mihrakların, yanlış anlayışların etkisiyle hareket edeceğine inanmaktadır. Bütün bu sebeplerle, Türk Eğitim-Sen, sağlıklı bir din eğitiminin, sağlıklı ve gerçek İslam anlayışının devlet kontrolünde çocuklarımıza verilmesinden yanadır. Bu anlayışı irtica olarak sunanlar, ülkemizde gerçek anlamda irticanın oluşmasının baş aktörleridir. İrtica ve Yüce dinimiz İslamı aynı cümlede kullanmanın dahi abesle iştigal olduğuna inanıyoruz" diye ifade kullandı.
Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün bu sebeplerle, Türk Eğitim-Sen, yaşanılan kör dövüşün tarafı olmak, eğitim öğretim gibi bilimsel bir alanda ülkemizin kamplaşmasından yana değildir. Ya siyah ya da beyaz olacaksınız dayatmasına asla gelemeyiz. Bizlere eylem birliği teklif edenlerin, öncelikle hangi sayiklerle hareket ettiklerini açıklamaları gerekmektedir. Din=irtica noktasında bir değerlendirme içinde olanlar, '4+4+4=bilimsel eğitim' diye kamuoyunu aldatanlar, bunların hiç biri doğru ve sağlıklı bir yaklaşım içinde değildir. Türk
Eğitim-Sen, bugüne kadar her şart altında doğruları savunmuş, değerlendirmelerini ideolojik körlük ve İktidar yalakalığı ile yapmamış tek sendikadır. 4+4+4 konusunda da bu duruşunu asla bozmadan, gerekli girişimlerine devam edecektir. Bu vesile ile başta Sayın Başbakan olmak üzere Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ve tüm AK Parti milletvekillerine bir kere daha hatırlatıyoruz; Bu kuru inattan vazgeçin, eğitimi öğretim ve öğrencilerimizin geleceğini bir bilinmezliğin içine sürüklemek üzere olduğunuzu görün,
TBMM'de bulunan teklifinizi geri çekin ve 1+5+3+4 sistemini yeniden değerlendirin, taraflarla tekrar bir araya gelin. Türk Eğitim Sen, öğretmenler, öğrenciler ve bilimsel eğitimden yanadır ve bu tavrını her platformda savunacaktır."