Dershaneciler ikiye bölündü
Bir grup eğitimci dershanelerin kaldırılmasını desteklerken, diğer bir grup Türkiye'deki üniversite yapısında bunun mümkün olmadığını savunuyor.
Yaşar Özay'ın haberi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Üniversite giriş sınavlarını ve hazırlık kurslarını kaldıracağız. Dershaneler liseye dönüşecek ya da kapanacaklar" açıklaması eğitimciler arasında tartışma başlattı. Görüşler şöyle:
Selçuk Pehlivanoğlu (Türk Eğitim Derneği Başkanı): Aşamalı bir planlama ile yapılırsa, 5 yıl içersinde Türkiye sınav mahkumu olmaktan kurtulur. SBS 8. sınıf sınavlarını, bu yıldan sonra, üniversite giriş sınavları ise başta açık öğretim olmak üzere, talebin düşük olduğu fakülteleri kapsayacak şekilde kademeli kaldırılabilir. Tıp, mühendislik ve hukuk gibi üniversitelerin kendi öğrencisini seçmesi gerekir. Vatandaşlar her yıl dershanelere 16 milyar lira harcama yapıyor. Bu vatandaşın parasını çalmaktır.
Oktay Aydın (Sınav Koordinatörü): 2012'de 103'ü devlet, 70'i vakıf 173 üniversite, 400 bini lisans, 350 bini ön lisans toplam 750 bin kontenjanına, 800 bini lise son olan 1.9 milyon aday arasından seçerek öğrenci alacak. Yeni sistem tek sınav baskısını kaldıracağı için okul dışı dershane gibi kurumları işlevsiz duruma getirecektir.
Faruk Köprülü (Özel Dershaneler Birliği Genel Başkanı): Başbakan'ın, "Dershaneleri kaldırıyorum" demesiyle, dershaneler kalkmaz. Dershane ihtiyacını yok etmek gerek. Dershanelerin okula dönüştürüleceği açıklaması ise mümkün görünmüyor. 6 bin dershaneden ancak 30 tanesi okul olmaya elverişli durumda.
Enver Yücel (Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı): Üniversite sınavı kalkabilir, ancak dershaneler kalkmaz. İşlevi değişir. İnsanlar okul dışında bale, müzik, resim, İngilizce dersleri alıyor. Eksiklerini tamamlamak için matematik, sosyal dersi alıyor.
Nazmi Arıkan (Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi sahibi): Konu ihtiyaç meselesi. Gençler 2 profesörü olan, imkanları olmayan üniversitelere gitmek istemiyor. Tüm üniversiteleri Boğaziçi yapabilirseniz tamam. Ama farklılık olduğu sürece yarış olacaktır. Bu yarışta dershaneleri kapatırsanız insanlar gizli gizli özel ders alır.
İbrahim Taşel (Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı- TÖDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı): Eğitimle ilgili bir sorun yaşandığında ilk suçlanan dershaneler oluyor. Oysa Türkiye'de öğrencilerin sadece yüzde 8'i dershanelere gidiyor. Başka ülkelerde ise bu oran yüzde 70'leri buluyor.
SABAH
Bir grup eğitimci dershanelerin kaldırılmasını desteklerken, diğer bir grup Türkiye'deki üniversite yapısında bunun mümkün olmadığını savunuyor.
Yaşar Özay'ın haberi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Üniversite giriş sınavlarını ve hazırlık kurslarını kaldıracağız. Dershaneler liseye dönüşecek ya da kapanacaklar" açıklaması eğitimciler arasında tartışma başlattı. Görüşler şöyle:
Selçuk Pehlivanoğlu (Türk Eğitim Derneği Başkanı): Aşamalı bir planlama ile yapılırsa, 5 yıl içersinde Türkiye sınav mahkumu olmaktan kurtulur. SBS 8. sınıf sınavlarını, bu yıldan sonra, üniversite giriş sınavları ise başta açık öğretim olmak üzere, talebin düşük olduğu fakülteleri kapsayacak şekilde kademeli kaldırılabilir. Tıp, mühendislik ve hukuk gibi üniversitelerin kendi öğrencisini seçmesi gerekir. Vatandaşlar her yıl dershanelere 16 milyar lira harcama yapıyor. Bu vatandaşın parasını çalmaktır.
Oktay Aydın (Sınav Koordinatörü): 2012'de 103'ü devlet, 70'i vakıf 173 üniversite, 400 bini lisans, 350 bini ön lisans toplam 750 bin kontenjanına, 800 bini lise son olan 1.9 milyon aday arasından seçerek öğrenci alacak. Yeni sistem tek sınav baskısını kaldıracağı için okul dışı dershane gibi kurumları işlevsiz duruma getirecektir.
Faruk Köprülü (Özel Dershaneler Birliği Genel Başkanı): Başbakan'ın, "Dershaneleri kaldırıyorum" demesiyle, dershaneler kalkmaz. Dershane ihtiyacını yok etmek gerek. Dershanelerin okula dönüştürüleceği açıklaması ise mümkün görünmüyor. 6 bin dershaneden ancak 30 tanesi okul olmaya elverişli durumda.
Enver Yücel (Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği Başkanı): Üniversite sınavı kalkabilir, ancak dershaneler kalkmaz. İşlevi değişir. İnsanlar okul dışında bale, müzik, resim, İngilizce dersleri alıyor. Eksiklerini tamamlamak için matematik, sosyal dersi alıyor.
Nazmi Arıkan (Fen Bilimleri Merkezi Dershanesi sahibi): Konu ihtiyaç meselesi. Gençler 2 profesörü olan, imkanları olmayan üniversitelere gitmek istemiyor. Tüm üniversiteleri Boğaziçi yapabilirseniz tamam. Ama farklılık olduğu sürece yarış olacaktır. Bu yarışta dershaneleri kapatırsanız insanlar gizli gizli özel ders alır.
İbrahim Taşel (Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı- TÖDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı): Eğitimle ilgili bir sorun yaşandığında ilk suçlanan dershaneler oluyor. Oysa Türkiye'de öğrencilerin sadece yüzde 8'i dershanelere gidiyor. Başka ülkelerde ise bu oran yüzde 70'leri buluyor.
SABAH