YÖK Başkanı reform sinyali verdi   Konuyu açan: Gündemci   İlk Mesaj: 03-05-2012 (09:52)   Son Mesaj: 03-05-2012 (09:52)    Cevap: 0    Gösterim: 453  

    03-05-2012

    YÖK Başkanı reform sinyali verdi

    YÖK Başkanı reform sinyali verdi
    YÖK Başkanı reform sinyali verdi

    YÖK Başkanı Çetinsaya: ''Bugün Türkiye'de kapsamlı bir yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında bir fikir birliği mevcut''

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'de kapsamlı yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında fikir birliğinin bulunduğunu belirterek, ''Böylesine geniş çaplı bir mutabakattan yararlanmak suretiyle, ideolojik pozisyonlar yerine rasyonel tartışmaları temel alan yeni bir yol haritası üzerinde çalışmalıyız'' dedi.

    ABD'nin başkenti Washington'da düzenlenen Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği'nin (TASSA) 5'inci Yıllık Konferansı'nın ikinci günü, Türkiye'deki yüksek öğretim sistemi üzerindeki tartışmalara ayrıldı.

    Konferans kapsamında düzenlenenen ''Türkiye İçin Yüksek Öğretim Modelleri'' başlıklı panelin açılışında söz alan YÖK Başkanı Çetinsaya, bu konferansın, akademisyenler, üniversite rektörleri ve üniversite öğrencilerini biraraya getirerek, Türkiye'deki yüksek öğretim sistemiyle ilgili tartışmalara katkıda bulunmada büyük potansiyel sunduğunu ifade etti.

    ''Yeni zorluklar olduğu kadar yeni fırsatlar da var''

    Türkiye'deki yüksek öğretim sisteminin yeni zorluklarla oluğu kadar yeni fırsatlarla da yüz yüze olduğunu kaydeden Çetinsaya, ''Hepinizi, üniversitelerimizi daha güçlü kılacak ve daha rekabetçi hale getirecek yeni bir yol haritası çıkarmak için bu konular ve sorunlar üzerinde kafa yormaya davet ediyorum'' dedi.

    İlk olarak, Türkiye'de yüksek öğretim sisteminin sahip olduğu yükselen fırsatlar üzerinde durmak istediğini belirten Çetinsaya, son yıllarda Türkiye'deki yüksek öğretim sisteminin çarpıcı büyüme kaydettiğini ve yeni üniversitelerin kurulması, yeni programların açılması ve öğrenci sayısındaki artış sayesinde yüksek öğretimde sağlanan büyümenin başarı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

    Çetinsaya, bugün itibariyle Türkiye'de 103 devlet üniversitesi, 62 vakıf üniversitesinin bulunduğunu, şu anda yeni vakıf üniversiteleri için başvuruların da YÖK tarafından değerlendirilmekte olduğunu belirtti.

    Yüksek öğretimdeki genişleme ve büyümenin, beklemedeki binlerce öğrenciye üniversite eğitimine daha kolay erişim sağlama imkan verdiğini anlatan Çetinsaya, ''yüksek öğretim ile sosyal hareketlilik, ekonomik kalkınma, teknolojik ve bilimsel ilerleme arasında pozitif bir ilişki olduğu gerçeği gözönüne alındığında, bunun doğru yönde atılmış önemli bir adım olduğuna inanıyorum'' diye konuştu.

    ''Daha eğitimli bir insan sermayesine ihtiyaç var''

    Çetinsaya, Türkiye'nin dünyanın geri kalanıyla rekabet etme yeteneğinin, sahip olduğu insan sermayesiyle çok yakından bağlantısı bulunduğunu belirterek, ''Dünyanın 16'ıncı ve Avrupa'nın 6'ıncı büyük ekonomisi olarak, Türkiye'nin, pozisyonunu güçlendirmek için daha eğitimli insan sermayesine ihtiyacı var'' ifadesini kullandı.

    Yüksek öğretim sisteminde son dönemde yaşanan büyümenin, gelecek vadeden genç araştırmacılar ve akademisyenlere meslek piyasasına girmede fırsatlar sunduğunu kaydeden Çetinsaya, bunun da ötesinde, yeni devlet ve vakıf üniversitelerinin kurulmasının, öğrenci ve personel alımı için yüksek öğretim kurumları açısından çeşitlendirme ve rekabete neden olduğunu söyledi.

    Çetinsaya, sözlerine şöyle devam etti:

    ''Üniversite öğrencilerinin sayısıyla ilgili önümüzde şöyle bir tablo var: Açık öğretim öğrencileri hariç, Türkiye'de her düzeyde kayıtlı iki milyonun üzerinde öğrenci bulunmakta ve bunların yarım milyonu, meslek yüksek okullarında öğrenim görürken, bir milyondan biraz fazlası, 4 yıllık lisans programlarına kayıtlı durumda. Yüz binin üzerinde yüksek lisans öğrencimiz ve 40 bin doktora öğrencimiz var. Bu öğrencilerin sadece yüzde 9'u vakıf üniversitelerinde.

    Üniversitelerinin sayısının artmasıyla, akademik personel ve öğrenciler için yeni bir fırsat penceresi açıldı, bu da hem Türkiye'de hem de yurtdışında değişim faaliyetinde bulunma imkanı. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin değişim faaliyetleri içerisine girmeleri, YÖK tarafından teşvik edilmekte ve desteklenmekte. Bunlar, yüksek öğretim sistemimizin önündeki bazı fırsatları oluşturuyor''.

    ''Eğitim sistemimizi dış dünyaya açmalıyız''

    Konuşmasında Türkiye'de yüksek öğretim sisteminin karşılaştığı bazı zorluk ve sorunlara da değinen Çetinsaya, bunlardan birincisini ''kalite'' konusu olarak göstererek, ''Yüksek öğretim sisteminde önemli büyümeye tanık olduk. Şimdi, inovatif eğitim sunma, modern araştırmalar yürütme ve birinci sınıf yayınlar üretme konuları üzerinde dikkatlice düşünme zamanı. Bu tamamıyla Türkiye'de yüksek öğretimin kalitesiyle alakalı. Türkiye'de özellikle yeni kurulmuş üniversiteler kalite mekanizmaları tesis etmeye yatırım yaparken, daha eski kurumların da kendi mevcut sistemlerini geliştirmelerini sağlamalıyız. Bu aşamada size şu bilgiyi vermek isterim ki, Türkiye'de kalite güvence sistemleri üzerinde sağlıklı bir tartışma yürüyor'' diye konuştu.

    Çetinsaya, ikinci zorluğu, ''uluslararasılaştırma'' olarak tanımlayarak, ''Türkiye'deki sosyal, ekonomik ve siyasi değişimler, ülkemizi son yıllarda bölgesel güce ve küresel oyuncuya dönüştürdü'' dedi. Türkiye'nin komşu ülkelerle ekonomik ilişkileri ve ABD, AB ve Afrika gibi ülke ve bölgelerle ticaret hacminin arttığına işaret eden Çetinsaya, ''Bu bağlamda, üniversitelerden, Türkiye'nin küresel rekabetine katkıda bulunabilecek bilgi ve yeteneğe sahip öğrenciler mezun etmeleri beklenmektedir. Dolayısıyla, eğitim sistemimizi dış dünyaya açmalıyız. Bu hedefe ulaşmak için, öğrencilerimizi ve akademik personelimizi ülke dışına gönderirken, yabancı öğrencileri ve araştırmacıları da Türkiye'ye çekmeliyiz. Bu bağlamda, Türk kökenli akademisyenlerin araştırma ve ders verme için Türkiye'ye kısa ya da uzun vadeli çerçevede geri dönmelerini öngören ters beyin göçü teşvik edilecektir'' diye konuştu.

    ''Yeni yol haritası üzerinde çalışmalıyız''

    Çetinsaya, üçüncü ve en önemli meselenin ise, yüksek öğretim sisteminin reforme edilmesi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:

    ''Hepinizin bildiği gibi, YÖK, Türkiye'de askeri darbenin ardından kurulmuştu, Dolayısıyla, bu dönemin izlerini taşımakta. Bugün, kapsamlı bir yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında bir fikir birliği bulunmakta. Böylesine geniş çaplı mutabakattan yararlanmak suretiyle, ideolojik pozisyonlar yerine rasyonel tartışmaları temel alan yeni bir yol haritası üzerinde çalışmalıyız. Deneyimlerimizi paylaşır ve işbirliği yaparsak, doğru yönde olumlu adımların atılabileceğinden umutluyum''.




    YÖK Başkanı reform sinyali verdi Yorumları