Biraz geriye gidersek kısa bir süre önce; Milli Eğitim ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları ile TÜBİTAK arasında “Girişimciliğin Geliştirilmesi İşbirliği Projesi”nin işbirliği protokolü imzalanmıştı. MEB toplantı salonunda gerçekleşen imza töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer o zaman da şunları söylemişti:
“Rekabetçi bir toplum ve rekabetçi bir yapıya sahip olmanın da yegâne yolu, girişimci bir ekonomiye sahip olmaktan geçer. Girişimci bir ekonomi olmanın temeli özü ve çekirdeği de girişimci bireyler yetiştirmekten geçer. Eğer girişimci bireylere sahip değilseniz, rekabetçi bir toplum olma imkânınız olmayacak. O yüzden Türkiye’de girişimci bireyleri yetiştirecek, yenilik yapmaya cesaret edecek, güveni yüksek bir nesle ihtiyacımız var. Bunu başarmak için de gerekli değişiklikleri yapmaya çalışıyoruz”
14.09.2011 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararname ile de hatırlanacağı üzere Bakanlığın görevleri yeniden tanımlanmıştı. Yeni görev tanımı içinde de vurgulanan hususlardan birisi bilin bakalım neydi? Tabi ki rekabet.
Milli Eğitim Bakanlığının görevlerini yeniden düzenleyen ilgili kararnamede söz konusu ifade şöyle geçmektedir:
“Okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki öğrencileri… küresel düzeyde rekabet gücüne sahip ekonomik sistemin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlayan eğitim ve öğretim programlarını tasarlamak, uygulamak, güncellemek…”
Eğitimde bir –izm kapı dışarı edilirken-ki biz sonunu kadar bu gelişmeden memnunuz- başka bir –izm kapıda mı karşılanıyor?
Sizce de bu rekabet vurgusu, bu girişimcilik güzellemesi başka bir –izm’i çağrıştır mıyor mu?
Marx, Adam Simith’i eleştirirken onun “İngiliz bakkalını” evrensel insan sandığını söylemişti. Adam Simith ise insanı “değiş tokuş, mübadele ve ticaret yapan” hesaplı davranan ve yararını kollayan bir varlık olarak tanımlamıştı.
Acaba ideolojik insan yaratma döneminden ya da devlet için makbul insan yetiştirme ülküsünden ekonomik insan yaratma dönemine ya da piyasa için makbul birey yetiştirme ülküsüne mi geçiliyor?
Acaba Milli Eğitim Bakanlığı, rekabetçi bireyin; evrensel insan olduğu inancına mı sahip?
Sahi, bu ekonomik insan, homo economicus; başka bir –izm’in makbul insanı değil miydi?