Gayri müslimlerle iftar yemegi beraberlikleri gerçekten kabak tadi vermeye
basladi. Bu manasiz beraberlikler halkimizi, aydinlarimizi rahatsiz etme noktasina
geldi. Birçok köse yazarimiz halkimizin bu memnuniyetsizliklerini dile getirdi. Bu konuda
sayin Arman bakinizi üzüntüsünü nasil dile getiriyor:
“Biliyorum birileri bana çok kizacak... Ne kadar kizarlarsa kizsinlar ben yine de
bildigimi yazmak istiyorum; bilmedigimi sizlere sormak istiyorum... Bildigim, "Islam'in
bes sartindan birinin 'oruç tutmak' oldugu ve orucun, Müslümanlarin kullandigi hicri
takvimin Ramazan ayinda tutuldugu..." Bilmedigim, "orucun, Müslüman olmayan
cemaatlerle birlikte açilmasinin ve Müslüman olmayanlarin iftar davetinde bulunmasinin
neden dogru oldugu?.."
Gerçekten bilmiyorum... Bir Müslümanin iftar daveti... Müslümanin yaninda,
Ermeniler, Ortodokslar, Süryaniler, Katolikler, Museviler, Protestanlar... Sonra tersi...
Müslüman olmayan bir cemaatin iftari
Gerçekten bilmiyor ve anlamiyorum... Bu, ayip degil mi? Müslüman olmayan
birine, "Ben dinimin sartini yerine getiriyorum, hadi sen de orada ol" demek,
kabalik degil mi? Veya tam tersi; "Ben Müslüman degilim, oruç da tutmam ama hadi
gel sana bir iftar yemegi vereyim" demek kabalik degil mi?
Kimileri bu Ramazan davetlerini, "dinler arasi saygi, hosgörü, anlayis"
çerçevesinde yorumluyorlar ama acaba gerçekten öyle mi? Müslümanin, Müslüman
olmayani iftara davet etmesi bir dayatma degil mi? Müslüman olmayanin, Müslümani
iftara davet etmesi yapaylik degil mi? Gerçekten anlamiyorum... "Benim dinim bana,
senin dinin sana.." degil mi?.. (Deniz Arman/VATAN-14.11.2003)