ABD'yi sarsan bireysel katliamlar
Dünyada en fazla silahlı kişinin yaşadığı ülke olan ABD, ''bireysel katliamlardan'' kurtulamıyor.
Dünyada en fazla silahlı kişinin yaşadığı ülke olan ABD, ''bireysel katliamlardan'' kurtulamıyor. Amerikalılar, daha geçen yılki Tuscon saldırısı ve 5 ay önceki Colorado katliamının acılarını silmeden, dün Connecticut'ta 20'si çocuk 27 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla yeniden sarsıldı.
Hayatını kaybedenlerde artış olmazsa Connecticut saldırısı, 1927 yılında 45 kişinin ölümüne yol açan ''Bath okulu faciası'' ve 2007 yılında 32 kişinin öldüğü ''Virginia Tech katliamı''nın ardından, ABD tarihindeki en kanlı üçüncü ''bireysel katliam'' haline geldi.
Bireylerin yol açtığı ''katliamların'' çocukları hedef alır olması ise ülkede kırmızı alarmın verilmesini tetikledi. Şimdi ABD, silah yasası tartışmalarına tekrar dönecek. Son onay ise ''toplum sağlığıyla'' ilgili tartışmaları ciddi biçimde artıracak gibi görünüyor.
-Bu trajedilerin en büyük nedenleri-
ABD'nin yıllardır yaşadığı trajediler, her ne kadar ruh sağlığı bozuk, toplumdan dışlanmış ve kızgın bireyler kaynaklı olsa da sorunun altında, çözümü engelleyen bazı etmenler yatıyor. Bunlar, ateşli silahların ülkenin geleneğinin parçası olması, silah alımı ve taşınmasının kolaylığı ve bu konudaki yasal sınırlamaları engelleyen güçlü silah lobileri.
Ateşli silahlar Amerikalılar açısından, kıtaya ilk adım atmalarından başlayıp, ABD'nin bağımsızlık mücadelesine taşınan, oradan ''Vahşi Batı'' efsanelerinden Hollywood'a uzanan bir gelenek ve Amerikan kimliğinin de neredeyse ''ayrılmaz'' parçalarından biri. Özellikle bazı eyaletlerde silahlara düşkünlük yüksek seviyede.
Bu nedenle de ülkede silah alımı ve taşınması konusunda yasal düzenlemeler çoğu zaman esnek nitelikte. Anayasal olarak da ''bireysel özgürlük'' kavramı içinde de yer buluyor. Bu nedenle, şu an 50 eyalette, kişilerin birçok kamusal alanda silah taşımasına izin veriliyor. Yine, birçok eyalette, kişilerin, kendi çevrelerinde tehdit altında olmaları halinde öldürmelerine izin veren düzenlemeler bulunuyor.
-Silahların cirit attığı ülke-
Bu durum da ABD'yi, açık ara dünyanın birinci küçük silah tüketicisi yapıyor. Ayrıntılara bakıldığında bu tablo daha net ortaya çıkıyor.
Bağımsız araştırma projesi olan Küçük Silahlar Araştırması ve diğer bazı araştırmaların verilerine bakıldığında, ABD'de, sivillerin elindeki kayıtlı toplam ateşli silah sayısı 270-314 milyon civarında. Ülkenin nüfusunun 300 milyon civarında olduğu düşünüldüğünde, rakamlar gayet ürkütücü.
Başka bir ifadeyle, ABD'de her 100 vatandaştan 96'sına silah düşüyor ve bu oranla ABD, en fazla silahlı insanın bulunduğu ülke konumunda. Ayrıca, diğer ilginç bir veri olarak, dünyada sivillerin kullandığı kayıtlı 875 milyon civarındaki silahın her üçünden biri ABD'de.
ABD'de her yıl, 100 bin civarında kişi silahlarla vuruluyor ve bu silahlar, intihar ve kazalar dahil yaklaşık 30 bin insanın ölümüne yol açıyor. En kötüsü ise ülke, periyodik olarak katliam haberleriyle güne başlıyor.
-Katliamlar ve siyasetin kirli yüzü-
Dolayısıyla silahların cirit attığı ülke, bireysel ateşli silahlar endüstrisi için de önemli bir merkez. Bu da silah kullanımına dair tüm kısıtlamaların lobilere ve siyasete takılmasına neden oluyor.
Ülke siyasetinin bu bitmeyen uzlaşmazlık konusunda, Cumhuriyetçiler daha çok silah edinme yanlısı iken, Demokratlar konuya karşı. Ama daha önemlisi, güçlü silah lobileri ile onların Washington siyasetindeki belirgin ağırlığı. Silah lobilerinin desteklediği adayların çoğu zaman seçimleri kazandığı biliniyor ve her ne zaman bu konuda tartışmalar başlasa Washington, silah lobisine yenik düşüyor.
Örneğin, 5 ay önce tüm ülke Colorado'da 12 kişinin öldüğü katliama ağlamıştı. Colorado saldırısından sonra, ülkede ateşli silah kullanımı ve bunun sınırlandırılmasına yönelik tartışmalar yine alevlense de bir sonuca varılamamıştı. Şimdi, yeni bir katliamın ardından yeni tartışmalar ülkeyi bekliyor. Ancak, lobiler ve Washington siyasetçileri nedeniyle, bu tartışmaların yine bir sonuca varıp varmayacağı belirsiz.
-Obama'nın önünde iki seçenek-
İkinci dönemine başlayan ABD Başkanı Barack Obama'yı önemli bir karar bekliyor. Bu noktada sorulacak soru ise Obama'nın, bir kez daha seçilme kaygısı olmadığından bu kez Colorado saldırısından sonra yapmadığını yapıp, silah lobilerine savaş mı açacağı, yoksa Washington'ın yıllardır süren çıkmazı karşısında sessiz kalmaya devam mı edeceği.
Obama, Colorado saldırısının ardından kurbanların ailelerini ziyareti sırasında, siyasetle ilgili tek cümle etmemiş, silah yasasını ise ağzına bile almamıştı. Ancak, Connecticut saldırısının ardından sahnede başka bir Obama vardı. Beyaz Saray, olayın ilk günü konuyu siyaset zeminine taşımak istemedi. Ancak, kendisi de iki kız babası olan Obama, 20 çocuğun ölümü karşısında soğukkanlı siyasetçi de olamadı.
Basın toplantısında ilk kez bu kadar gözyaşlarına boğulmuş olarak görülen Obama, ''Siyasete bakılmaksızın, bu tür trajedilere son vermek için bir araya gelip anlamlı adımlar atmalıyız'' derken, birinci seçeneğe yönelerek, silah kullanımının sınırlandırılması konusunu masaya taşıyabileceğine dair ilk izlenimi yarattı.
Şimdi, Obama'nın bu konuda Amerikan halkının desteğini ne kadar güçlü arkasına alabileceği ve bu konuda kararlılıkla yürüyebileceği, Cumhuriyetçiler ile silah lobilerinin de son yaşananların ağır faturası karşısında geri adım atmaya yönelip yönelmeyeceği merak konusu.
-ABD tarihindeki 8 büyük katliam-
Psikolojik sorunları olan veya topluma nefret duyan bireylerin eline silah alıp ortalığı ateşe vermesi ABD'de ilk değil.
Ülke, neredeyse iki-üç yılda bir, bireylerin yarattığı silahlı saldırılarla yüz yüze kalıyor. ABD tarihinde, önü alınamayan ''bireysel katliamlardan'' öne çıkanlar ise şöyle:
"-2012 ''Connecticut'' saldırısı: Okula yapılan saldırı sonucu 20'si çocuk 27 kişi öldü. İlk kez bir katliamın kurbanları çok sayıda küçük çocuk oldu.
-2012 ''Colorado'' saldırısı: Colorado eyaletinin Denver kentinde ''Batman'' serisinin son filminin ilk gösterimini basan James Holmes, 12 kişinin ölümüne, 58 kişinin de yaralanmasına yol açtı.
-2011 ''Tuscon'' saldırısı: Arizona'nın Tuscon kentinde Temsilciler Meclisi üyesi Gabrielle Giffords, bir park alanında konuşurken, Jared Lee Loughner'ın açtığı ateş sonucu 6 kişi hayatını kaybetti, uzun süre yaşam mücadelesi veren Gifford da Kongre'deki görevinden ayrıldı. Loughner'in hala neden Giffords'u öldürmek istediği bilinmiyor.
-2009 ''Fort Hood'' saldırısı: Bir Amerikan askeri üssünde, bir şahıs tarafından gerçekleştirilen en büyük saldırıydı. Üste çalışan Nidal Malik Hasan'ın açtığı silahlı ateş sonucu, 13 askeri personel hayatını kaybederken, 29 kişi de yaralandı.
-2007 ''Virginia Tech'' katliamı: Virginia Polytechnic Enstitüsü ve Devlet Üniversitesi'nde Seung-Hui Cho adlı öğrenci, iki saat arayla iki saldırı gerçekleştirdi. Daha sonra intihar eden Cho'nun saldırılarında toplam 32 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi de yaralandı. Bu saldırı, ABD tarihindeki, bir kişi tarafından yapılan en ölümcül eylem oldu. Ayrıca bu olay, ABD tarihinde, bir okul kampüsünde yaşanan en büyük ikinci toplu katliamdı. Katliama yol açan Cho'nun psikolojik sorunları olduğu ortaya çıktı.
-Yıl 1999 Columbine Lisesi katliamı: Colorado eyaletinde gerçekleşti. Eric Harris ve Dylan Klebold adlı öğrencilerin ateş açmaları sonucunda 12 öğrenci ve 1 öğretmen hayatını kaybetti, 21 öğrenci yaralandı. İki öğrencinin de toplum ve okuluna karşı ciddi nefreti vardı. Olay, ABD'deki bir okul kampüsünde yaşanan dördüncü büyük katliam olarak tarihe geçti.
-Yıl 1966 Teksas Üniversitesi katliamı: Charles Joseph Whitman'ın üniversite kampüsü çevresinde ateş açması sonucu 16 kişi öldü, 32 kişi yaralandı.
-Yıl 1927 Bath Okulu faciası: ABD'deki bir okul kampüsünde yaşanan en büyük katliamdı. Katliamı yapan, okul inşaatı için toplanan emlak vergisine sinirlenen Andrew Kehoe adlı Amerikalıydı. Ek verginin kendisini, çiftliğini hacze kadar uzanan mali sıkıntıya düşürdüğünü iddia eden Kehoe'nin okulda 3 kez bomba patlatması sonucu 38 ilkokul öğrencisi, 2 öğretmen ve 4 yetişkin ile Kehoe'nin kendisi olmak üzere 45 kişi öldü."
Kaynak: AA
Dünyada en fazla silahlı kişinin yaşadığı ülke olan ABD, ''bireysel katliamlardan'' kurtulamıyor.
Dünyada en fazla silahlı kişinin yaşadığı ülke olan ABD, ''bireysel katliamlardan'' kurtulamıyor. Amerikalılar, daha geçen yılki Tuscon saldırısı ve 5 ay önceki Colorado katliamının acılarını silmeden, dün Connecticut'ta 20'si çocuk 27 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyla yeniden sarsıldı.
Hayatını kaybedenlerde artış olmazsa Connecticut saldırısı, 1927 yılında 45 kişinin ölümüne yol açan ''Bath okulu faciası'' ve 2007 yılında 32 kişinin öldüğü ''Virginia Tech katliamı''nın ardından, ABD tarihindeki en kanlı üçüncü ''bireysel katliam'' haline geldi.
Bireylerin yol açtığı ''katliamların'' çocukları hedef alır olması ise ülkede kırmızı alarmın verilmesini tetikledi. Şimdi ABD, silah yasası tartışmalarına tekrar dönecek. Son onay ise ''toplum sağlığıyla'' ilgili tartışmaları ciddi biçimde artıracak gibi görünüyor.
-Bu trajedilerin en büyük nedenleri-
ABD'nin yıllardır yaşadığı trajediler, her ne kadar ruh sağlığı bozuk, toplumdan dışlanmış ve kızgın bireyler kaynaklı olsa da sorunun altında, çözümü engelleyen bazı etmenler yatıyor. Bunlar, ateşli silahların ülkenin geleneğinin parçası olması, silah alımı ve taşınmasının kolaylığı ve bu konudaki yasal sınırlamaları engelleyen güçlü silah lobileri.
Ateşli silahlar Amerikalılar açısından, kıtaya ilk adım atmalarından başlayıp, ABD'nin bağımsızlık mücadelesine taşınan, oradan ''Vahşi Batı'' efsanelerinden Hollywood'a uzanan bir gelenek ve Amerikan kimliğinin de neredeyse ''ayrılmaz'' parçalarından biri. Özellikle bazı eyaletlerde silahlara düşkünlük yüksek seviyede.
Bu nedenle de ülkede silah alımı ve taşınması konusunda yasal düzenlemeler çoğu zaman esnek nitelikte. Anayasal olarak da ''bireysel özgürlük'' kavramı içinde de yer buluyor. Bu nedenle, şu an 50 eyalette, kişilerin birçok kamusal alanda silah taşımasına izin veriliyor. Yine, birçok eyalette, kişilerin, kendi çevrelerinde tehdit altında olmaları halinde öldürmelerine izin veren düzenlemeler bulunuyor.
-Silahların cirit attığı ülke-
Bu durum da ABD'yi, açık ara dünyanın birinci küçük silah tüketicisi yapıyor. Ayrıntılara bakıldığında bu tablo daha net ortaya çıkıyor.
Bağımsız araştırma projesi olan Küçük Silahlar Araştırması ve diğer bazı araştırmaların verilerine bakıldığında, ABD'de, sivillerin elindeki kayıtlı toplam ateşli silah sayısı 270-314 milyon civarında. Ülkenin nüfusunun 300 milyon civarında olduğu düşünüldüğünde, rakamlar gayet ürkütücü.
Başka bir ifadeyle, ABD'de her 100 vatandaştan 96'sına silah düşüyor ve bu oranla ABD, en fazla silahlı insanın bulunduğu ülke konumunda. Ayrıca, diğer ilginç bir veri olarak, dünyada sivillerin kullandığı kayıtlı 875 milyon civarındaki silahın her üçünden biri ABD'de.
ABD'de her yıl, 100 bin civarında kişi silahlarla vuruluyor ve bu silahlar, intihar ve kazalar dahil yaklaşık 30 bin insanın ölümüne yol açıyor. En kötüsü ise ülke, periyodik olarak katliam haberleriyle güne başlıyor.
-Katliamlar ve siyasetin kirli yüzü-
Dolayısıyla silahların cirit attığı ülke, bireysel ateşli silahlar endüstrisi için de önemli bir merkez. Bu da silah kullanımına dair tüm kısıtlamaların lobilere ve siyasete takılmasına neden oluyor.
Ülke siyasetinin bu bitmeyen uzlaşmazlık konusunda, Cumhuriyetçiler daha çok silah edinme yanlısı iken, Demokratlar konuya karşı. Ama daha önemlisi, güçlü silah lobileri ile onların Washington siyasetindeki belirgin ağırlığı. Silah lobilerinin desteklediği adayların çoğu zaman seçimleri kazandığı biliniyor ve her ne zaman bu konuda tartışmalar başlasa Washington, silah lobisine yenik düşüyor.
Örneğin, 5 ay önce tüm ülke Colorado'da 12 kişinin öldüğü katliama ağlamıştı. Colorado saldırısından sonra, ülkede ateşli silah kullanımı ve bunun sınırlandırılmasına yönelik tartışmalar yine alevlense de bir sonuca varılamamıştı. Şimdi, yeni bir katliamın ardından yeni tartışmalar ülkeyi bekliyor. Ancak, lobiler ve Washington siyasetçileri nedeniyle, bu tartışmaların yine bir sonuca varıp varmayacağı belirsiz.
-Obama'nın önünde iki seçenek-
İkinci dönemine başlayan ABD Başkanı Barack Obama'yı önemli bir karar bekliyor. Bu noktada sorulacak soru ise Obama'nın, bir kez daha seçilme kaygısı olmadığından bu kez Colorado saldırısından sonra yapmadığını yapıp, silah lobilerine savaş mı açacağı, yoksa Washington'ın yıllardır süren çıkmazı karşısında sessiz kalmaya devam mı edeceği.
Obama, Colorado saldırısının ardından kurbanların ailelerini ziyareti sırasında, siyasetle ilgili tek cümle etmemiş, silah yasasını ise ağzına bile almamıştı. Ancak, Connecticut saldırısının ardından sahnede başka bir Obama vardı. Beyaz Saray, olayın ilk günü konuyu siyaset zeminine taşımak istemedi. Ancak, kendisi de iki kız babası olan Obama, 20 çocuğun ölümü karşısında soğukkanlı siyasetçi de olamadı.
Basın toplantısında ilk kez bu kadar gözyaşlarına boğulmuş olarak görülen Obama, ''Siyasete bakılmaksızın, bu tür trajedilere son vermek için bir araya gelip anlamlı adımlar atmalıyız'' derken, birinci seçeneğe yönelerek, silah kullanımının sınırlandırılması konusunu masaya taşıyabileceğine dair ilk izlenimi yarattı.
Şimdi, Obama'nın bu konuda Amerikan halkının desteğini ne kadar güçlü arkasına alabileceği ve bu konuda kararlılıkla yürüyebileceği, Cumhuriyetçiler ile silah lobilerinin de son yaşananların ağır faturası karşısında geri adım atmaya yönelip yönelmeyeceği merak konusu.
-ABD tarihindeki 8 büyük katliam-
Psikolojik sorunları olan veya topluma nefret duyan bireylerin eline silah alıp ortalığı ateşe vermesi ABD'de ilk değil.
Ülke, neredeyse iki-üç yılda bir, bireylerin yarattığı silahlı saldırılarla yüz yüze kalıyor. ABD tarihinde, önü alınamayan ''bireysel katliamlardan'' öne çıkanlar ise şöyle:
"-2012 ''Connecticut'' saldırısı: Okula yapılan saldırı sonucu 20'si çocuk 27 kişi öldü. İlk kez bir katliamın kurbanları çok sayıda küçük çocuk oldu.
-2012 ''Colorado'' saldırısı: Colorado eyaletinin Denver kentinde ''Batman'' serisinin son filminin ilk gösterimini basan James Holmes, 12 kişinin ölümüne, 58 kişinin de yaralanmasına yol açtı.
-2011 ''Tuscon'' saldırısı: Arizona'nın Tuscon kentinde Temsilciler Meclisi üyesi Gabrielle Giffords, bir park alanında konuşurken, Jared Lee Loughner'ın açtığı ateş sonucu 6 kişi hayatını kaybetti, uzun süre yaşam mücadelesi veren Gifford da Kongre'deki görevinden ayrıldı. Loughner'in hala neden Giffords'u öldürmek istediği bilinmiyor.
-2009 ''Fort Hood'' saldırısı: Bir Amerikan askeri üssünde, bir şahıs tarafından gerçekleştirilen en büyük saldırıydı. Üste çalışan Nidal Malik Hasan'ın açtığı silahlı ateş sonucu, 13 askeri personel hayatını kaybederken, 29 kişi de yaralandı.
-2007 ''Virginia Tech'' katliamı: Virginia Polytechnic Enstitüsü ve Devlet Üniversitesi'nde Seung-Hui Cho adlı öğrenci, iki saat arayla iki saldırı gerçekleştirdi. Daha sonra intihar eden Cho'nun saldırılarında toplam 32 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi de yaralandı. Bu saldırı, ABD tarihindeki, bir kişi tarafından yapılan en ölümcül eylem oldu. Ayrıca bu olay, ABD tarihinde, bir okul kampüsünde yaşanan en büyük ikinci toplu katliamdı. Katliama yol açan Cho'nun psikolojik sorunları olduğu ortaya çıktı.
-Yıl 1999 Columbine Lisesi katliamı: Colorado eyaletinde gerçekleşti. Eric Harris ve Dylan Klebold adlı öğrencilerin ateş açmaları sonucunda 12 öğrenci ve 1 öğretmen hayatını kaybetti, 21 öğrenci yaralandı. İki öğrencinin de toplum ve okuluna karşı ciddi nefreti vardı. Olay, ABD'deki bir okul kampüsünde yaşanan dördüncü büyük katliam olarak tarihe geçti.
-Yıl 1966 Teksas Üniversitesi katliamı: Charles Joseph Whitman'ın üniversite kampüsü çevresinde ateş açması sonucu 16 kişi öldü, 32 kişi yaralandı.
-Yıl 1927 Bath Okulu faciası: ABD'deki bir okul kampüsünde yaşanan en büyük katliamdı. Katliamı yapan, okul inşaatı için toplanan emlak vergisine sinirlenen Andrew Kehoe adlı Amerikalıydı. Ek verginin kendisini, çiftliğini hacze kadar uzanan mali sıkıntıya düşürdüğünü iddia eden Kehoe'nin okulda 3 kez bomba patlatması sonucu 38 ilkokul öğrencisi, 2 öğretmen ve 4 yetişkin ile Kehoe'nin kendisi olmak üzere 45 kişi öldü."
Kaynak: AA