Asya'da kadına biçilen düşük statü kıtanın geleceği için risk oluşturuyor.
Merkezi New York'ta bulunan sivil toplum kuruluşu Asya Toplumu'nun sağlık, eğitim, ekonomik faaliyetler ve siyasi liderlikle ilgili alanlarda kadının statüsüyle ilgili yaptığı araştırmanın neticesinde, bölgedeki insan yeteneği havuzundan tam faydalanabilmek için bu alanlarda gelişmeler kaydedilmesi gerektiği belirtildi.
Singapur'daki Li Kuan Yew Kamu Politikası Fakültesi Profesörü Astrid S. Tuminez tarafından derlenen raporda, Asya'daki 2 milyar kadına hala benzer işler için erkeklerden daha az ücret verildiği ve kadınların yöneticilik mevkisinde çok az temsil edildiği ifade edildi.
Kadının statüsü her kategoride ülkeden ülkeye çeşitlilik gösterirken, kadının statüsüyle ilgili olarak bu yolun sürdürülmesi halinde Asya'daki pek çok başarının tehlikeye atılacağı kaydedildi.
Raporda, BM verilerine göre kadın istihdamındaki sınırlılığın üretim ve insan kaynakları bakımından bölgeye yılda 89 milyar dolara mal olduğu bildirildi.
Ekonomi Forumu ve diğer kaynakların verilerinden de faydalanılan raporda, cinsiyet ayrımcılığının en az olduğu ülkeler Yeni Zelanda, Avustralya, Filipinler, Sri Lanka ve Moğolistan olarak sıralanırken, kadın erkek eşitsizliğinin en çok görüldüğü ülkelerin Pakistan, Nepal, Hindistan, Güney Kore ve Kamboçya olduğu belirtildi.
Raporda, Asya'daki kalkınma düzeyi yüksek olan Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin bile kadınların yönetim kadrolarında yer alması konusunda çok geri olduğu kaydedildi.
En çok kadın lider Asya'da olmasına rağmen, bunun tamamen hanedanlık geleneğinden kaynaklandığı ifade edildi.
Raporda, kadının statüsüyle ilgili sorunun doğumdan önce başladığı, bazı ülkelerde cinsiyet sebebiyle yapılan kürtajlara ve erkek bebeğin tercih edildiğine dikkat çekildi.
Eğitim konusunda yapılan ayrımcılık yüzünden özellikle 4 Asya ülkesinde; Butan, Pakistan, Nepal ve Bangladeş'te okuma yazma bilmeyen kadınların oranının yüksek olduğu bildirildi.
Eşit ya da benzer işin ücretlendirilmesinde de kadınların erkeklerden geri kaldığı vurgulanan raporda, en büyük farkın Güney Kore'de olduğu bildirildi.
Merkezi New York'ta bulunan sivil toplum kuruluşu Asya Toplumu'nun sağlık, eğitim, ekonomik faaliyetler ve siyasi liderlikle ilgili alanlarda kadının statüsüyle ilgili yaptığı araştırmanın neticesinde, bölgedeki insan yeteneği havuzundan tam faydalanabilmek için bu alanlarda gelişmeler kaydedilmesi gerektiği belirtildi.
Singapur'daki Li Kuan Yew Kamu Politikası Fakültesi Profesörü Astrid S. Tuminez tarafından derlenen raporda, Asya'daki 2 milyar kadına hala benzer işler için erkeklerden daha az ücret verildiği ve kadınların yöneticilik mevkisinde çok az temsil edildiği ifade edildi.
Kadının statüsü her kategoride ülkeden ülkeye çeşitlilik gösterirken, kadının statüsüyle ilgili olarak bu yolun sürdürülmesi halinde Asya'daki pek çok başarının tehlikeye atılacağı kaydedildi.
Raporda, BM verilerine göre kadın istihdamındaki sınırlılığın üretim ve insan kaynakları bakımından bölgeye yılda 89 milyar dolara mal olduğu bildirildi.
Ekonomi Forumu ve diğer kaynakların verilerinden de faydalanılan raporda, cinsiyet ayrımcılığının en az olduğu ülkeler Yeni Zelanda, Avustralya, Filipinler, Sri Lanka ve Moğolistan olarak sıralanırken, kadın erkek eşitsizliğinin en çok görüldüğü ülkelerin Pakistan, Nepal, Hindistan, Güney Kore ve Kamboçya olduğu belirtildi.
Raporda, Asya'daki kalkınma düzeyi yüksek olan Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin bile kadınların yönetim kadrolarında yer alması konusunda çok geri olduğu kaydedildi.
En çok kadın lider Asya'da olmasına rağmen, bunun tamamen hanedanlık geleneğinden kaynaklandığı ifade edildi.
Raporda, kadının statüsüyle ilgili sorunun doğumdan önce başladığı, bazı ülkelerde cinsiyet sebebiyle yapılan kürtajlara ve erkek bebeğin tercih edildiğine dikkat çekildi.
Eğitim konusunda yapılan ayrımcılık yüzünden özellikle 4 Asya ülkesinde; Butan, Pakistan, Nepal ve Bangladeş'te okuma yazma bilmeyen kadınların oranının yüksek olduğu bildirildi.
Eşit ya da benzer işin ücretlendirilmesinde de kadınların erkeklerden geri kaldığı vurgulanan raporda, en büyük farkın Güney Kore'de olduğu bildirildi.