ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, Esad rejimine, halkını öldürmeye son vermesi için baskının yoğunlaştırılacağını söyledi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, 1 Nisan'da İstanbul'da yapılacak ''Suriye Halkının Dostları Toplantısı''nda dünyanın Suriye halkına yardımcı olmak için harcadığı çabaların arttırılacağını, Esad rejimine, halkını öldürmeye son vermesi için baskının yoğunlaştırılacağını söyledi.
Ricciardone, Koç Üniversitesi Küreselleşme ve Demokratik Yönetim Merkezi (GLODEM) tarafından üniversitenin Rumeli Feneri Kampüsü'nde düzenlenen ''Türk-Amerikan İlişkileri: Çalkantılı Bir Bölgede Zorluklar ve Fırsatlar'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Obama'nın Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında dile getirdiği ''iki ülke ve toplum arasında işbirliğinin yenilenmesi'' söylemini hatırlatarak, bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
NATO'nun yenilenen misyonuna, Afganistan ve Libya'daki ortak çalışmalara, Orta Doğu'da ABD ve Türkiye arasındaki işbirliğine değinen Ricciardone, demokratik, özgür, müreffeh bir ortama kavuşmaları için Suriye'lileri desteklemenin bir yolunun aranması amacıyla 1 Nisan'da İstanbul'da ''Suriye Halkının Dostları Toplantısı''nın düzenleneceğini hatırlattı.
Ricciardone, İran'daki nükleer sorunla ilgili olarak daha önce İstanbul'da yapılan toplantıların başarısız olduğunu, ancak Türkiye'nin İran'ı yeniden görüşmeler için teşvik etmeye çalıştığını ifade etti.
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Ricciardone, İran'la yapılacak bir sonraki olası P5 1 görüşmesine ilişkin bir soruya, ''Bir dünya başkentinde hoş bir öğleden sonra için değil, ciddi ve verimli müzakereler için bir araya gelmeyi amaçlıyoruz. İran'ın da aynı amacı taşıyıp taşımadığını görmeyi bekliyoruz. Şov değil, dünya liderleri arasında gerçekleşecek ciddi ve saygılı bir diyalog...'' şeklinde cevap verdi.
Ricciardone, diplomasi yoluyla herkes için ''kazan-kazan'' şeklinde bir sonuca ulaşmanın mümkün olduğunu belirterek, İran'ın barışçıl nükleer güce sahip olma hakkı bulunduğunu kaydetti.
Başka bir soru üzerine, Türkiye ve İsrail'in ABD'nin yakın müttefikleri olmanın yanı sıra bölgenin barışı, refahı ve kalkınması için çok önemli iki güç olduğunu ifade eden Ricciardone, birkaç yıl öncesine kadar bütün bölgenin, iki ülke arasındaki işbirliğine dayalı olumlu ilişkilerden faydalandığını, bu yüzden aradaki strateji farklılıklarının çözümü için iki ülkeyi teşvik ettiklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Türkiye'nin Afganistan'da ne işi var?'' eleştirileri hatırlatılan Ricciardone, böyle bir sorgulamaya Türkiye'nin kendi iç demokratik süreçlerinin karar vereceğini ve bunun ''adil bir soru'' olduğunu belirtti.
Ricciardone, benzer sorgulamaların kendi ülkesinde de yapıldığına işaret ederek, ''Demokraside bu sorulabilir. Yani adil bir soru. Bu konuda Türkiye'nin doğru yanıtı bulması gerekiyor'' dedi. Ricciardone, belki genlerinde 500 yıllık imparatorluk geleneği olduğu için Türklerin, modern Türkiye'yi bir lider olarak sadece dünya olaylarını izleyen değil, etkileyen bir konumda düşünmesinin doğal olabileceğini belirterek, bunun için diplomatik kaynakların aktarıldığını, sivil, ekonomik destek sağlandığını, Türkiye'nin Afganistan'da sadece askeri gücüyle değil, doktorları, öğretmenleri, mühendisleriyle de bulunduğunu söyledi.
Suriye Halkının Dostları Toplantısından beklentiler
Francis Ricciardone, Suriye Halkının Dostları Toplantısında konuyla ilgili önemli isimlerin bir araya gelmesini beklediğini anlatarak, toplantıdan beklentilerini şöyle açıkladı:
''Hepimiz ortak bir önermeler setinden hareketle geliyoruz. Dünyanın, Suriye halkına yardımcı olması için harcadığı çabaları arttıracağız, Esad rejimine, halkını öldürmeye son vermesi için baskıyı yoğunlaştıracağız. Bu bizim ilk amacımız. Böylesine karmaşık bir sorunun, sihirli veya basit bir çözümü olmayacağına inanıyorum. Pazartesi sabahı uyandığımızda sorunun çözülmesini beklemiyorum. Ancak şimdiye kadar da önemli gelişme kaydedildi.''
Ricciardone, Suriye'deki muhalif güçlerin zor bir süreç içinde bir araya geldiğini ve farklı etnik kökenlerden, farklı siyasal görüşlerden insanların Suriye'nin geleceğine ilişkin ortak bir vizyonun arkasında toplandığını ifade etti.
Kürt meselesinin çözümü konusunda, sorunun terörizm boyutunda Türkiye'ye karşı istihbarat paylaşımı, diplomatik destek ve finans kaynaklarının kurutulması gibi her alanda destek verdiklerini vurgulayan Ricciardone, siyasal açıdan çözüm yaklaşımının benimsenmesinden de memnuniyet duyduklarını, Türkiye'nin elinde sorunu çözecek demokratik araçlar bulunduğunu sözlerine ekledi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, 1 Nisan'da İstanbul'da yapılacak ''Suriye Halkının Dostları Toplantısı''nda dünyanın Suriye halkına yardımcı olmak için harcadığı çabaların arttırılacağını, Esad rejimine, halkını öldürmeye son vermesi için baskının yoğunlaştırılacağını söyledi.
Ricciardone, Koç Üniversitesi Küreselleşme ve Demokratik Yönetim Merkezi (GLODEM) tarafından üniversitenin Rumeli Feneri Kampüsü'nde düzenlenen ''Türk-Amerikan İlişkileri: Çalkantılı Bir Bölgede Zorluklar ve Fırsatlar'' konulu konferansta yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Obama'nın Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında dile getirdiği ''iki ülke ve toplum arasında işbirliğinin yenilenmesi'' söylemini hatırlatarak, bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.
NATO'nun yenilenen misyonuna, Afganistan ve Libya'daki ortak çalışmalara, Orta Doğu'da ABD ve Türkiye arasındaki işbirliğine değinen Ricciardone, demokratik, özgür, müreffeh bir ortama kavuşmaları için Suriye'lileri desteklemenin bir yolunun aranması amacıyla 1 Nisan'da İstanbul'da ''Suriye Halkının Dostları Toplantısı''nın düzenleneceğini hatırlattı.
Ricciardone, İran'daki nükleer sorunla ilgili olarak daha önce İstanbul'da yapılan toplantıların başarısız olduğunu, ancak Türkiye'nin İran'ı yeniden görüşmeler için teşvik etmeye çalıştığını ifade etti.
Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Ricciardone, İran'la yapılacak bir sonraki olası P5 1 görüşmesine ilişkin bir soruya, ''Bir dünya başkentinde hoş bir öğleden sonra için değil, ciddi ve verimli müzakereler için bir araya gelmeyi amaçlıyoruz. İran'ın da aynı amacı taşıyıp taşımadığını görmeyi bekliyoruz. Şov değil, dünya liderleri arasında gerçekleşecek ciddi ve saygılı bir diyalog...'' şeklinde cevap verdi.
Ricciardone, diplomasi yoluyla herkes için ''kazan-kazan'' şeklinde bir sonuca ulaşmanın mümkün olduğunu belirterek, İran'ın barışçıl nükleer güce sahip olma hakkı bulunduğunu kaydetti.
Başka bir soru üzerine, Türkiye ve İsrail'in ABD'nin yakın müttefikleri olmanın yanı sıra bölgenin barışı, refahı ve kalkınması için çok önemli iki güç olduğunu ifade eden Ricciardone, birkaç yıl öncesine kadar bütün bölgenin, iki ülke arasındaki işbirliğine dayalı olumlu ilişkilerden faydalandığını, bu yüzden aradaki strateji farklılıklarının çözümü için iki ülkeyi teşvik ettiklerini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Türkiye'nin Afganistan'da ne işi var?'' eleştirileri hatırlatılan Ricciardone, böyle bir sorgulamaya Türkiye'nin kendi iç demokratik süreçlerinin karar vereceğini ve bunun ''adil bir soru'' olduğunu belirtti.
Ricciardone, benzer sorgulamaların kendi ülkesinde de yapıldığına işaret ederek, ''Demokraside bu sorulabilir. Yani adil bir soru. Bu konuda Türkiye'nin doğru yanıtı bulması gerekiyor'' dedi. Ricciardone, belki genlerinde 500 yıllık imparatorluk geleneği olduğu için Türklerin, modern Türkiye'yi bir lider olarak sadece dünya olaylarını izleyen değil, etkileyen bir konumda düşünmesinin doğal olabileceğini belirterek, bunun için diplomatik kaynakların aktarıldığını, sivil, ekonomik destek sağlandığını, Türkiye'nin Afganistan'da sadece askeri gücüyle değil, doktorları, öğretmenleri, mühendisleriyle de bulunduğunu söyledi.
Suriye Halkının Dostları Toplantısından beklentiler
Francis Ricciardone, Suriye Halkının Dostları Toplantısında konuyla ilgili önemli isimlerin bir araya gelmesini beklediğini anlatarak, toplantıdan beklentilerini şöyle açıkladı:
''Hepimiz ortak bir önermeler setinden hareketle geliyoruz. Dünyanın, Suriye halkına yardımcı olması için harcadığı çabaları arttıracağız, Esad rejimine, halkını öldürmeye son vermesi için baskıyı yoğunlaştıracağız. Bu bizim ilk amacımız. Böylesine karmaşık bir sorunun, sihirli veya basit bir çözümü olmayacağına inanıyorum. Pazartesi sabahı uyandığımızda sorunun çözülmesini beklemiyorum. Ancak şimdiye kadar da önemli gelişme kaydedildi.''
Ricciardone, Suriye'deki muhalif güçlerin zor bir süreç içinde bir araya geldiğini ve farklı etnik kökenlerden, farklı siyasal görüşlerden insanların Suriye'nin geleceğine ilişkin ortak bir vizyonun arkasında toplandığını ifade etti.
Kürt meselesinin çözümü konusunda, sorunun terörizm boyutunda Türkiye'ye karşı istihbarat paylaşımı, diplomatik destek ve finans kaynaklarının kurutulması gibi her alanda destek verdiklerini vurgulayan Ricciardone, siyasal açıdan çözüm yaklaşımının benimsenmesinden de memnuniyet duyduklarını, Türkiye'nin elinde sorunu çözecek demokratik araçlar bulunduğunu sözlerine ekledi.