Fransa'nın liman kenti Calais'e daha iyi bir ve güvenli hayat hayaliyle gelen göçmenler ve mülteciler, dondurucu soğuklarla baş etmek zorunda.


Afganistan, Irak, İran, Somali, Eritre, Sudan gibi ülkelerden gelen yüzlerce kişiden biri de Mamad Khan. 22 yaşındaki Afgan genci, insan kaçakçılarının en çok kullandığı Calais'te bir geceyi daha sokakta geçirmiş. Khan; İran ve Türkiye üzerinden önce İtalya'ya daha sonra da Fransa'ya gelmiş. Burada hayatta kalma mücadelesi verdiklerini söylüyor. Polisin hemen her gece toplandıkları yeri bastığını belirten Khan, "Biz insanız, hayvan değil. Hayvanlara bile böyle davranılmaz." diyor.

Dondurucu soğuklar başladıktan sonra, geceleri bir spor salonunda geçirmelerine izin verilmiş. Sıcaklık sıfırın üzerine çıktığında hemen kapı dışarı ediliyorlar. Bir hayır kurumu kalmaları için küçük kamp çadırları bağışlamış ama polise yakalanırlarsa çadırlar ellerinden alınıyor.

Günlük sıcak yemekleri kentteki yardımseverler tarafından veriliyor ama kalacak yerler yok. Gündüzleri, üşümemek için bütün gün yürüyorlar. Geceleri ise spor salonunun kapılarını açmasını umut ederek, sokaklarda geçiriyorlar.

Aslında sonbahara kadar suntadan yaptıkları kulübelerde yaşıyorlardı. Asayişin tehlike altında olduğunu söyleyen polis, bir gün bütün kulübeleri yaktı. Kent sakinleri de göçmenlerin durumu konusunda bölünmüş durumda. Bazıları yardım elini uzatıyor, bir kısmı ise davetsiz misafirlerden rahatsız. Bir dernek, göçmenler için portatif duşlar tahsis etmiş fakat bu duşlar kimliği belirsiz kişiler tarafından tahrip edilmiş.

Mamad Khan, Fransa'daki şartlar karşısında şoke olmuş, "Afganistan'da problem olmasa yemin ederim buraya gelmez, itilip kakılmazdım. Kimse vatanını kendi isteğiyle terk etmez." diyor.

Birleşmiş Milletler yetkilileri, göçmenlerin çoğunun Fransızca bilmediğine dikkat çekerek, "Yakalanma ve sınırdışı edilme korkusuyla haklarını arayamıyorlar. Sonunda umutlarını kaybedip yeninde insan kaçakçılarının ağına düşüyorlar. "diyor.