Avusturyada Yerel gazetelerin denetim altına alınması lazım   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 02-25-2009 (03:15)   Son Mesaj: 02-25-2009 (03:15)    Cevap: 0    Gösterim: 4237  

    02-25-2009

    Avusturyada Yerel gazetelerin denetim altına alınması lazım

    Avusturyada Yerel gazetelerin denetim altına alınması lazım

    Avusturya’daki yerel medya mensuplarıyla röportaj ve dosya serimizi Yeni Hareket Gazetesi ile başlatmıştık. Bu hafta Ajans Gazetesi’ni ağırlıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde Avusturya’da yayın yapan diğer yerel medya kuruluşlarını da bu sayfalarda ağırlamak istiyoruz. Ajans Gazetesi’nin sahibi Mehmet Emin Avcı ile, özelde Ajans’ı, genelde ise gazeteciliği ve yerel gazeteleri konuştuk.

    Bugüne kadar 31 sayı çıkardıklarını belirten Mehmet Emin Avcı, Ajans Gazetesi’nin tamamen kendisine ait olduğunu, İhlas Medya Grubuyla bir ilgisinin bulunmadığını belirtiyor. Avcı, gazetenin Kaernten hariç bütün eyaletlere dağıtıldığını ifade ederek, “baskıyı Viyana’da yapıyoruz. Kargo aracılığıyla eyaletlerdeki temsilcilerimize ulaştırıyoruz. Onlar da gazeteleri Türklerin yoğun olarak uğradıkları camii, alışveriş merkezleri, kahvehane gibi yerlere dağıtıyorlar” diyor. Ajans’ın 48 sayfalık bir gazete olduğunu ve bunun 8-10 sayfasının Almanca yazı ve haberlerden oluştuğunu bildiren Avcı, gazetenin tamamen muhafazakar kesime hitap eden bir çizgisi bulunduğunu ve yayınlarında aşırılığa, açık saçıklığa yer vermediklerini vurguluyor.

    Cinayet haberlerine pek yer vermiyoruz
    Ajans’ta cinayet haberlerine pek yer vermediklerini dile getiren Avcı, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Bu tür haberlerin insanlarımızın beyninde kazılarak yer almasını istemiyoruz. Onlar zaten bu haberleri duyuyorlar. Bir de biz yazarsak, kişilerin beyninde o fotoğraflar kalıyor. Bu anlamda, bu tür acılı haberlere hemen hemen hiç yer vermiyoruz.”

    Ajans’ın her ay düzenli olarak okuyucularıyla buluştuğunu, hatta bu bayramda olduğu gibi, özel dönemlerde art arda iki sayı çıkardıklarını söyleyen Avcı, gazeteyi eşi ve kızıyla birlikte çıkarttıklarını ve Viyana dağıtımını da kızıyla birlikte yaptıklarını ifade ediyor. Haber, reklam, mizanpaj ve dağıtım gibi bir gazetenin çıkması için şart olan bütün çalışmaları üç kişiyle nasıl yetiştirdiğini sorduğumuz Avcı, şu cevabı veriyor: “20 senelik gazeteci olmanın avantajını kullanıyorum. Ben zaten yürüyen bir gazete gibiyim. Bunları sadece kağıda aktarmış oluyorum. Dolayısıyla kızım ve eşimle beraber rahat bir şekilde gazeteyi çıkartıyoruz.”

    Avusturyalı makamlar, yabancı gazetecilere çok iyi davranıyorlar
    Avusturya’da gazetecilik yapmak çok zor olduğuna işaret eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Avusturyalı makamlar, hangi gazetenin veya televizyonun yerel, hangisinin uluslararası düzeyde yayın yaptığını biliyorlar ve buna göre hareket ediyorlar. Ona göre davranıyorlar, konuşmalarını ona göre yapıyorlar, mesajlarını da ona göre veriyorlar. Uluslararası yayın yapan bir medya grubunun elemanıysanız, sizinle konuşurken söyledikleri şeylerin ülkesine zarar verip vermeyeceğini süzgeçten geçiriyorlar. Fakat eğer Türk insanına karşı önyargıları varsa, ucu nereye dokunursa dokunsun, aklından geçenleri dobra dobra söylüyorlar. Yabancı gazetecilere çok iyi davranıyorlar. İyi imkânlar sunuyorlar. Birçok programda yiyecek ve içecek bir şeyler ikram ediyorlar. Uluslararası toplantılarda teknolojik bütün imkânları sunuyorlar.”

    Türk gazeteciler negatifliklere, Avusturyalı gazeteciler ise pozitifliklere yoğunlaşıyor
    Türkiye’deki gazetecilik anlayışı ile Avusturya’daki gazetecilik anlayışını kıyaslayan Mehmet Emin Avcı, şu tespitlerde bulunuyor: “Avusturya’da daha medeni bir yaklaşım var. Avusturya’da, kişi veya kurumlar rahatsız edilmeden kendileriyle ilgili haberler yapılıyor. Türk gazeteciler habere konu olan kişi veya kurumlara karşı daha saldırgan yaklaşırken, buradakiler daha dengeli yaklaşıyor. Türk gazeteciler negatifliklere yoğunlaşırken, buradakiler daha pozitif şeylere yoğunlaşıyorlar. Burada, biriyle ilgili bir haber yapmak istediğinizde önce haberini yapacağınız kişiye soruyorsunuz. Eğer kişi, kendisiyle ilgili haber yapılmasını istemiyorsa, haberini yapamıyorsunuz zaten.”

    Avcı, Avusturya’daki yerel gazeteler adına özeleştiri yaparak şunları kaydediyor: “Birçok gazetenin finans yönünden arkasında bir destek yok. Bu, finans yönünden büyük bir eksiklik. O nedenle, gazeteler düzenli olarak çıkmakta zorluk çekiyorlar. Gazetecilerin bir kısmı, televizyonlarda da görev yaptıkları için kendilerini anlatıyorlar. Bir gazete çıkartıyorsanız, o gazetede kendinizi anlatmamalısınız. Bazı gazeteciler de, habere çıkmadan, internetten şuradan buradan alıp yapıştırarak gazete çıkartıyorlar.”

    Yerel göçmen gazeteleri, gazetecilik kriterlerine uymuyor
    Entegrasyon Fonu’nun verdiği rakamlara göre, diğer ülkelerin yerel gazeteleriyle birlikte Avusturya’da toplam 25 civarında yerel gazete bulunduğunu ve bunların 13-14 tanesinin Türk gazetesi olduğunu belirten Avcı, yerel gazete sayısıyla ilgili şu yorumda bulunuyor: “Aslında çok seslilik güzel bir şey ama, çıkan gazeteler yayınları bakımından gazetecilik kriterlerine uymuyorlar. Resmi makamların bu işe el atması lazım. Kuaför bile, kuaför olmadan önce bir kurstan geçerek, bir belge alıyor. Burada gazete çıkaranlara baktığınızda, ne eğitimleri var, ne de bir belgeleri. Avusturya’da bu işe bir standart getirilmesi gerekiyor. Gazeteleri bir yere bağlayarak, denetim altına almaları lazım.”

    Türk gazetelerin hemen hepsinin ücretsiz dağıtılmasıyla ilgili fikrini sorduğumuz Avcı, şu değerlendirmede bulunuyor: Yaklaşık 13 sene önce yaptığımız araştırma, buradaki insanlarımızın okuma yazma alışkanlığının bulunmadığını, sadece seyretme alışkanlığının bulunduğunu ortaya koymuştu. O zamanki insanlarımızdan okuma alışkanlığı olanların nüfusa oranı yüzde 5’lerdeyse, şimdi yüzde 50’lerdedir. İnsanlarımıza okuma alışkanlığını, ücretsiz dağıtılan bu gazetelerin kazandırdığını düşünüyorum. Yerel gazetelerin gazeteyi satarak para kazanmak gibi bir düşüncesi de olmuyor zaten. Gazeteler, gelirlerinin tamamını sponsorluklardan ve reklamlardan elde ediyor.”

    Gazetede bazı sayfaları hazırladıklarına değinen Avcı, yazmak ile hazırlamanın genelde karıştırıldığını ancak ikisinin birbirinden çok farklı şeyler olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Yazmak ayrı bir şey, yazılanı hazırlayıp sunmak ayrı bir şeydir. Var olan bir şeyi, kimyasını da bozmadan düzenleyip yayınlamak, hazırlamaktır. Yazmak ise, sıfırdan üretmektir.”

    Mehmet Emin Avcı:
    1962 Burdur Gölhisar doğumlu olan Mehmet Emin Avcı, liseyi bitirdikten sonra Açık öğretim Fakültesi’ne kaydoluyor. O arada, İzmir’e giden Avcı, oradaki gazeteci bir akrabasının vasıtasıyla, Türkiye Gazetesi’ne giriyor. 1986’dan beri aynı medya grubunun içinde olduğunu belirten Avcı, 96’da görevli olarak Viyana’ya geliyor. Avcı, Viyana’da dört-beş sene İhlas Medya Grubu’nun temsilciliğini yapıyor. Üç seneden beridir de Ajans ismiyle kendi gazetesini çıkartıyor.




    Avusturyada Yerel gazetelerin denetim altına alınması lazım Yorumları