Geçtiğimiz yılının son çeyreğinde son 13 yılın en keskin ekonomik kırılmasını yaşayan Avrupa’yı kriz telaşı sardı. Avrupa bölgesinde ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tamamında gayri safi milli hasıla yüzde 1,5 oranında azalırken, uzmanlar söz konusu durgunluğun kalıcı değişikliklere yol açacağını savunuyor. AB Sanayi Komiseri Günter Verheugen, en büyük zararın otomobil sanayinde yaşanacağını, aşırı kapasiteye sahip bu sanayide Avrupa çapında 400 bin kişinin işinden olabileceğini dile getiriyor.
Yapılan araştırmalar ekonomideki durgunluğun Avusturya’ya da ulaştığını gösteriyor. 2008 yılının son çeyreğinde (son üç ay) 2001 yılından bu yana ilk defa küçülme yaşayan Avusturya ekonomisinin geleceği konusundaki öngörüler de olumlu değil. Bank Austria’nın kendi konjonktür göstergelerinden elde ettiği verilere göre Avusturya ekonomisi uzun zaman sürecek bir durgunluğun henüz başında. Viyana Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü’nün (Wifo) araştırmaları da bu sonucu teyit ediyor. Gayri safi milli hasılanın geçen yılın son çeyreğinde bir önceki çeyreğe oranla yüzde 0,2 oranında düşüş yaşadığını kaydeden kurumu Bank Austria Asbaşkanı Stefan Bruckbauer’in açıklamaları da teyit ediyor. Teknik olarak krizden söz edebilmek için en az iki dönem ard arda düşüş kaydetmek gerektiğini, bununla birlikte ekonominin şu an itibariyle ciddi bir durgunluk dönemine adım attığını belirten Bruckbauer, içinde bulunduğumuz yıl içinde gayri safi milli hasılanın en az yüzde 1,6 oranın düşüş kaydedeceğini dile getiriyor.
Turizm Avusturya’nın can simidi
Wifo, yıllardır büyümenin taşıyıcı faktörlerinden olan ihracatın da gerilediğini, bu gerilemenin önümüzdeki aylarda da devam edeceğini hatırlatırken, düşüşün diğer Avrupa ülkelerindeki kadar sert olmayışı turizm sektörünün canlılığını korumasına bağlanıyor. Bununla birlikte Wifo, önümüzdeki aylarda keskin düşüşler yaşanacağını, bunun da devlet bütçesine baskı yapacağını ileri sürüyor.
Bruckbauer ise Avusturya’nın durumunun diğer ülkelerle kıyaslandığında vahim seviyede olmadığına işaret ediyor. Almanya’nın geçen yılın son üç çeyreğinde düşüş kaydederek gayri safi milli hasılasının yüzde 2,1’ini küçülttüğünü, Avrupa ülkelerindeki ortalama düşüşün yüzde 1,5 oranında gerçekleştiğini hatırlatan Bank Austria Asbaşkanı, Batı Avrupa’da durgunluktan nasibini almayan bir ülke kalmadığını söylüyor.
Avusturya’nın ihracatındaki gerilemede ise Almanya’nın yaşadığı durgunluk önemli rol oynuyor. Avusturya özellikle araba sanayinden beslenen ihracatı önemli ölçüde Almanya’daki gelişmelere bağlı. Almanya’nın içinde bulunduğu kriz ise bu durgunluğunun daha uzun süre devam edeceğine işaret ediyor. Konjonktürdeki hava durumunun devam edeceği ise Alman uzmanlar tarafından da kabul ediliyor. Ekonomi uzmanı Hans Werner Sinn, yılın ortalarından itibaren ekonominin yükselişe geçeceği yönündeki teşhisleri saçma bulurken, Bank Austria Şefi Bruckbauer de ekonominin en erken yıl sonuna doğru dinlenmeye başlayabileceğini, bunun da hükümetin antikriz programının tamamını uyguladığı takdirde başarılabileceğini vurguluyor. Bruckbauer’e göre geleneksel konjonktür programları ve para eksenli siyasi önlemler görünür zamanda bir dönüş sağlamak için yetersiz. Bununla birlikte düşüşü tam olarak öngörmek mümkün değil. Bank Austria 2009 yılı için yüzde 1,6 oranında düşüş beklerken, Wifo 0,5 oranında bir düşüşten yola çıkıyor.
Doğu Avrupa ülkelerinde yaşanan kriz, Avusturya’yı önemli derecede etkiliyor
Avusturya’nın ikinci en öneli pazarı Doğu Avrupa ülkeleri. Bu ülkelerin de mali krizin etkisi altında kalması Avusturya’yı önemli derecede etkiliyor. Doğu Avrupa’da kurduğu kredi sitemi için 100 milyar Euro’luk bir yardım paketi alabilmek için geçtiğimiz günlerde Hırvatistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan’a giden Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Josef Pröll pek fazla başarılı olamadı. Avusturya bankaları bu ülkelerdeki kredilerin yüzde 20’sinin sorumluluğunu taşıyor ve bu da Avusturya ekonomik veriminin yüzde 70’ine tekabül eden 240 milyar Euro’luk bir miktarın riske girmesi anlamını taşıyor. Avusturya söz konusu ülkelerle ittifaka girerek yardım alma noktasında AB karşısındaki elini güçlendirmeyi amaçlıyordu.
Banka krizinin Doğu Avrupa ayağının aşılmasında en azından Almanya’nın yardım sözü var. Başbakan Werner Faymann’ı ziyaret eden Almanya Başbakanı Angela Merkel, yardım paketi konusunda destek vermese de Doğu Avrupa ülkelerine istikrarlarını tekrar kazanmaları yönünde siyasi mesaj vermenin önemine işaret etti. Almanya’nın Doğu Avrupa ülkelerine kendi önlemlerini paylaşmaya hazır olduğunu kaydeden Merkel, ekonomik döngünün Avrupa çapında rayına oturması için gerekli çözümlerin söz konusu olduğunu belirtti. Esat Semiz / Viyana
Yapılan araştırmalar ekonomideki durgunluğun Avusturya’ya da ulaştığını gösteriyor. 2008 yılının son çeyreğinde (son üç ay) 2001 yılından bu yana ilk defa küçülme yaşayan Avusturya ekonomisinin geleceği konusundaki öngörüler de olumlu değil. Bank Austria’nın kendi konjonktür göstergelerinden elde ettiği verilere göre Avusturya ekonomisi uzun zaman sürecek bir durgunluğun henüz başında. Viyana Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü’nün (Wifo) araştırmaları da bu sonucu teyit ediyor. Gayri safi milli hasılanın geçen yılın son çeyreğinde bir önceki çeyreğe oranla yüzde 0,2 oranında düşüş yaşadığını kaydeden kurumu Bank Austria Asbaşkanı Stefan Bruckbauer’in açıklamaları da teyit ediyor. Teknik olarak krizden söz edebilmek için en az iki dönem ard arda düşüş kaydetmek gerektiğini, bununla birlikte ekonominin şu an itibariyle ciddi bir durgunluk dönemine adım attığını belirten Bruckbauer, içinde bulunduğumuz yıl içinde gayri safi milli hasılanın en az yüzde 1,6 oranın düşüş kaydedeceğini dile getiriyor.
Turizm Avusturya’nın can simidi
Wifo, yıllardır büyümenin taşıyıcı faktörlerinden olan ihracatın da gerilediğini, bu gerilemenin önümüzdeki aylarda da devam edeceğini hatırlatırken, düşüşün diğer Avrupa ülkelerindeki kadar sert olmayışı turizm sektörünün canlılığını korumasına bağlanıyor. Bununla birlikte Wifo, önümüzdeki aylarda keskin düşüşler yaşanacağını, bunun da devlet bütçesine baskı yapacağını ileri sürüyor.
Bruckbauer ise Avusturya’nın durumunun diğer ülkelerle kıyaslandığında vahim seviyede olmadığına işaret ediyor. Almanya’nın geçen yılın son üç çeyreğinde düşüş kaydederek gayri safi milli hasılasının yüzde 2,1’ini küçülttüğünü, Avrupa ülkelerindeki ortalama düşüşün yüzde 1,5 oranında gerçekleştiğini hatırlatan Bank Austria Asbaşkanı, Batı Avrupa’da durgunluktan nasibini almayan bir ülke kalmadığını söylüyor.
Avusturya’nın ihracatındaki gerilemede ise Almanya’nın yaşadığı durgunluk önemli rol oynuyor. Avusturya özellikle araba sanayinden beslenen ihracatı önemli ölçüde Almanya’daki gelişmelere bağlı. Almanya’nın içinde bulunduğu kriz ise bu durgunluğunun daha uzun süre devam edeceğine işaret ediyor. Konjonktürdeki hava durumunun devam edeceği ise Alman uzmanlar tarafından da kabul ediliyor. Ekonomi uzmanı Hans Werner Sinn, yılın ortalarından itibaren ekonominin yükselişe geçeceği yönündeki teşhisleri saçma bulurken, Bank Austria Şefi Bruckbauer de ekonominin en erken yıl sonuna doğru dinlenmeye başlayabileceğini, bunun da hükümetin antikriz programının tamamını uyguladığı takdirde başarılabileceğini vurguluyor. Bruckbauer’e göre geleneksel konjonktür programları ve para eksenli siyasi önlemler görünür zamanda bir dönüş sağlamak için yetersiz. Bununla birlikte düşüşü tam olarak öngörmek mümkün değil. Bank Austria 2009 yılı için yüzde 1,6 oranında düşüş beklerken, Wifo 0,5 oranında bir düşüşten yola çıkıyor.
Doğu Avrupa ülkelerinde yaşanan kriz, Avusturya’yı önemli derecede etkiliyor
Avusturya’nın ikinci en öneli pazarı Doğu Avrupa ülkeleri. Bu ülkelerin de mali krizin etkisi altında kalması Avusturya’yı önemli derecede etkiliyor. Doğu Avrupa’da kurduğu kredi sitemi için 100 milyar Euro’luk bir yardım paketi alabilmek için geçtiğimiz günlerde Hırvatistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan’a giden Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Josef Pröll pek fazla başarılı olamadı. Avusturya bankaları bu ülkelerdeki kredilerin yüzde 20’sinin sorumluluğunu taşıyor ve bu da Avusturya ekonomik veriminin yüzde 70’ine tekabül eden 240 milyar Euro’luk bir miktarın riske girmesi anlamını taşıyor. Avusturya söz konusu ülkelerle ittifaka girerek yardım alma noktasında AB karşısındaki elini güçlendirmeyi amaçlıyordu.
Banka krizinin Doğu Avrupa ayağının aşılmasında en azından Almanya’nın yardım sözü var. Başbakan Werner Faymann’ı ziyaret eden Almanya Başbakanı Angela Merkel, yardım paketi konusunda destek vermese de Doğu Avrupa ülkelerine istikrarlarını tekrar kazanmaları yönünde siyasi mesaj vermenin önemine işaret etti. Almanya’nın Doğu Avrupa ülkelerine kendi önlemlerini paylaşmaya hazır olduğunu kaydeden Merkel, ekonomik döngünün Avrupa çapında rayına oturması için gerekli çözümlerin söz konusu olduğunu belirtti. Esat Semiz / Viyana