BİNALARLA, yollarla işgal edilmiş, betona gömülmüş tüm dünya şehirlerinde gizliden ve derinden bir yeraltı hareketi yayılıyor. Gündüzleri hedef belirleyen gerillalar, akşam karanlığı bastığında silahlarıyla sokağa çıkıp, korkusuzca saldırıya geçiyorlar.
Ama bunlar, bildik gerillalardan biraz farklı. Tabi ki onlar da bir başkaldırının neferleri. Gerçekleştirmek istedikleri romantik hayalleri var. Hem bu hayalleri sözde değil, özde de romantik. Silahları da konvansiyonel saldırı makinalarından farklı. Silah niyetine kazma, kürek, çapa, mermi niyetine çiçek tohumu ve fidesi kullanıyorlar. Peki kim mi bu gerillalar? Onlara bahçıvan gerillalar deniyor.
Yeşil gerilların sayısı her geçen gün artıyor. Tıpkı diğer yeraltı örgütleri gibi, internet sayesinde kolayca organize olup plan yapabiliyorlar. Ancak bireysel takılmayı tercih edenleri de çok. Böylece polise, bekçiye yakalanmamış oluyorlar. Bahçıvan gerillaların yaptıklarına gelince. Bunlar genelde şehrin griliğinden, yol kenarlarının bakımsızlığından ya da refüjlerdeki çiçeklerin tek tipliğinden sıkılmış asi ruhlu şehirliler. Yetkililerin, milyonlarca dolar harcayıp lale bahçesi vaadetmesi de onlara yetmiyor.
DÜNYAYA YAYILIYOR
Yol kenarında kaderine terk edilmiş küçük bir toprak parçası mı gördüler. Hemen hedefe kilitleniyorlar. Akşam karanlığında gizlice dışarı süzülüp o gözlerine kestirdikleri toprak parçasını işlemeye başlıyorlar. Toprağı kabartıyorlar. Gübresini veriyorlar. İstedikleri tohumları atıp dikkat çekmeden evlerine geri dönüyorlar. Sonra da başlıyorlar günleri saymayı. Ne zaman o toprak parçasının yanından geçseler bakıyorlar. Tohumlar filizlenmeye başlamış mı? Zehirli otlar çıkmış mı? Bir de bahçe yeşerip çiçek açtı mı deymeyin keyiflerine.
Bahçıvan gerilların internette buluşma adresleri de var. www.guerrillagardening.org/ bu sitelerden biri. Dünyanın çeşitli yerlerinden katılımcıları bulunuyor. Burada gizli bahçelerini birbirlerine açıyorlar. Hatta öncesi, sonrası diye minik bir cennet köşesine dönüştürdükleri toprak parçalarının fotoğraflarını paylaşıyorlar. Bir de geçtiğimiz günlerde başvuru niteliğinde bir kitap hazırlandı. Richard Reynolds'un "Guerrilla Gardening" kitabı.
ASLINDA YASAK
Yukarıda adı geçen internet sitesinin de kurucusu olan Reynolds, aslında eski bir reklamcı. Ancak sitesinin bu kadar rağbet gördüğünü görünce tüm bu deneyimi bir kitapta toplamaya karar vermiş. "Bahçıvan gerillalar" meselesine gelince Reynolds, bunu "başka birinin toprağını yasadışı bir şekilde yeşillendirmek" olarak nitelendiriyor.
İngiltere gibi yerlerde öyle yol kenarlarını kazıp çiçek ekmeye kalkmak illegal bir eylem. Hatta cezası bile var. Bu nedenle kitapta yetkilere yakalanmadan neyin nasıl yapılacağına dair püf noktaları anlatılıyor.
İnternet sitesi aynı zamanda bahçıvan gerillaların buluşma noktası. Burada 'community' bölümüne girenler, acil el atılması gereken toprak parçalarıyla ilgili bilgi bulabiliyor. Ya da o toprağı işlemeye karar veren kişi işbirliği çağrısı yapabiliyor. Bir de bu işi gündüz vakti çaktırmadan yapanlar var. Reynolds kitabında, "Bahçıvan gerilla eyleminin en kolayı tohum atmaktır. Mesela 830 Tony kod adlı bahçıvan gerillamız, yoldan geçerken kenarlara gelincik tohumu atmış" diyor.
GERİLLALAR ANLATIYOR
Lyla 1046 aslında Londralı bir bahçıvan gerilla. Kensal Green semtinde yaşayan Lyla, çevresine duyarlı bir genç kadın. Bölgede gördüğü kuru ve kuytu bir toprağı seçmiş. Sözkonusu internet sitesinden Anya 1309 ve Nilüfer 059 ile irtibata geçen Lyla, lavanta, zambak, lobelia gibi bitki tohumları ve fideleriyle bölgeyi yeşillendirmeye çalışmış. Lyla, "İşimiz bittiğinde, toprak yeşilden çok kahverengiye çalıyordu. Ama güzel bir bahçe, bir gecede olmaz ki" diyor.
Ayrıca bu hareket Londra ile sınırlı değil. Blogun İsviçre'den, Almanya'dan, Japonya'dan bile katılımcıları var. Tokyolu iki grafik tasarımcı, Japon başkentinde az bulunan toprak parçalarında sebze fidesi yetiştirme maceralarını anlatıyor. Kanadalı GG 158 Luc kod adlı başka bir gerilla ise dört yıldır gözü gibi baktığı bahçesindeki gelişmeleri katılımcılarla paylaşıyor. Yukarıda da anlatılanlardan anlaşılacağı gibi üyelerin çoğu zengin ülkelerden. Refahın arttığı, sorunların nisbeten azaldığı ülkelerde insanlar işte böyle meselelere vakit ayırabiliyor.
Ama bunlar, bildik gerillalardan biraz farklı. Tabi ki onlar da bir başkaldırının neferleri. Gerçekleştirmek istedikleri romantik hayalleri var. Hem bu hayalleri sözde değil, özde de romantik. Silahları da konvansiyonel saldırı makinalarından farklı. Silah niyetine kazma, kürek, çapa, mermi niyetine çiçek tohumu ve fidesi kullanıyorlar. Peki kim mi bu gerillalar? Onlara bahçıvan gerillalar deniyor.
Yeşil gerilların sayısı her geçen gün artıyor. Tıpkı diğer yeraltı örgütleri gibi, internet sayesinde kolayca organize olup plan yapabiliyorlar. Ancak bireysel takılmayı tercih edenleri de çok. Böylece polise, bekçiye yakalanmamış oluyorlar. Bahçıvan gerillaların yaptıklarına gelince. Bunlar genelde şehrin griliğinden, yol kenarlarının bakımsızlığından ya da refüjlerdeki çiçeklerin tek tipliğinden sıkılmış asi ruhlu şehirliler. Yetkililerin, milyonlarca dolar harcayıp lale bahçesi vaadetmesi de onlara yetmiyor.
DÜNYAYA YAYILIYOR
Yol kenarında kaderine terk edilmiş küçük bir toprak parçası mı gördüler. Hemen hedefe kilitleniyorlar. Akşam karanlığında gizlice dışarı süzülüp o gözlerine kestirdikleri toprak parçasını işlemeye başlıyorlar. Toprağı kabartıyorlar. Gübresini veriyorlar. İstedikleri tohumları atıp dikkat çekmeden evlerine geri dönüyorlar. Sonra da başlıyorlar günleri saymayı. Ne zaman o toprak parçasının yanından geçseler bakıyorlar. Tohumlar filizlenmeye başlamış mı? Zehirli otlar çıkmış mı? Bir de bahçe yeşerip çiçek açtı mı deymeyin keyiflerine.
Bahçıvan gerilların internette buluşma adresleri de var. www.guerrillagardening.org/ bu sitelerden biri. Dünyanın çeşitli yerlerinden katılımcıları bulunuyor. Burada gizli bahçelerini birbirlerine açıyorlar. Hatta öncesi, sonrası diye minik bir cennet köşesine dönüştürdükleri toprak parçalarının fotoğraflarını paylaşıyorlar. Bir de geçtiğimiz günlerde başvuru niteliğinde bir kitap hazırlandı. Richard Reynolds'un "Guerrilla Gardening" kitabı.
ASLINDA YASAK
Yukarıda adı geçen internet sitesinin de kurucusu olan Reynolds, aslında eski bir reklamcı. Ancak sitesinin bu kadar rağbet gördüğünü görünce tüm bu deneyimi bir kitapta toplamaya karar vermiş. "Bahçıvan gerillalar" meselesine gelince Reynolds, bunu "başka birinin toprağını yasadışı bir şekilde yeşillendirmek" olarak nitelendiriyor.
İngiltere gibi yerlerde öyle yol kenarlarını kazıp çiçek ekmeye kalkmak illegal bir eylem. Hatta cezası bile var. Bu nedenle kitapta yetkilere yakalanmadan neyin nasıl yapılacağına dair püf noktaları anlatılıyor.
İnternet sitesi aynı zamanda bahçıvan gerillaların buluşma noktası. Burada 'community' bölümüne girenler, acil el atılması gereken toprak parçalarıyla ilgili bilgi bulabiliyor. Ya da o toprağı işlemeye karar veren kişi işbirliği çağrısı yapabiliyor. Bir de bu işi gündüz vakti çaktırmadan yapanlar var. Reynolds kitabında, "Bahçıvan gerilla eyleminin en kolayı tohum atmaktır. Mesela 830 Tony kod adlı bahçıvan gerillamız, yoldan geçerken kenarlara gelincik tohumu atmış" diyor.
GERİLLALAR ANLATIYOR
Lyla 1046 aslında Londralı bir bahçıvan gerilla. Kensal Green semtinde yaşayan Lyla, çevresine duyarlı bir genç kadın. Bölgede gördüğü kuru ve kuytu bir toprağı seçmiş. Sözkonusu internet sitesinden Anya 1309 ve Nilüfer 059 ile irtibata geçen Lyla, lavanta, zambak, lobelia gibi bitki tohumları ve fideleriyle bölgeyi yeşillendirmeye çalışmış. Lyla, "İşimiz bittiğinde, toprak yeşilden çok kahverengiye çalıyordu. Ama güzel bir bahçe, bir gecede olmaz ki" diyor.
Ayrıca bu hareket Londra ile sınırlı değil. Blogun İsviçre'den, Almanya'dan, Japonya'dan bile katılımcıları var. Tokyolu iki grafik tasarımcı, Japon başkentinde az bulunan toprak parçalarında sebze fidesi yetiştirme maceralarını anlatıyor. Kanadalı GG 158 Luc kod adlı başka bir gerilla ise dört yıldır gözü gibi baktığı bahçesindeki gelişmeleri katılımcılarla paylaşıyor. Yukarıda da anlatılanlardan anlaşılacağı gibi üyelerin çoğu zengin ülkelerden. Refahın arttığı, sorunların nisbeten azaldığı ülkelerde insanlar işte böyle meselelere vakit ayırabiliyor.