İngiliz basınında bugün, "ABD'yle İran 5 yıldır perde arkasından görüşüyor", "Clinton Vakfı, Hillary Clinton'ın 'yüzünü kızarttı'", "'Yeni Kyoto' tehdit altında", "'Tasarlanmış' bebekler yolda mı?" ve "Oslo'da 127 yıllık opera binası hasreti bitti" başlıkları öne çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi http://www.bbc.co.uk/turkish/'te yer alan basın özetlerine göre, Independent gazetesi bugün Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İran arasında, Tahran'ın nükleer programına ilişkin olarak beş yıldır gizli görüşmeler yapıldığını bildiriyor.
Gazeteye bu açıklamayı, söz konusu görüşmelere katılan kişilerden biri olduğu belirtilen Amerikalı eski üst düzey diplomat Thomas Pickering yapıyor. Eski Amerikalı diplomat, görüşmelerin perde arkasından yürütüldüğünü söylüyor.
Thomas Pickering görüşmelere, ülkesinden kendisi gibi eski diplomatların ve uzmanların, İran'dansa, bazı akademisyenler ve politikacıların danışmanlarının katıldığını belirtiyor. Pickering görüşmelerin ABD ve İran'da olmasa da çok sayıda yerde yapıldığını vurguluyor.
Eski Amerikalı diplomat görüşmelerin içeriği hakkında detaylı açıklama yapmaktan kaçınıyor. Ancak Thomas Pickering nükleer konuların öne çıktığını, Bush Yönetimi'nin de hiçbir zaman cesaretlerini kırmadığını gizlemiyor.
Thomas Pickering, İran'ın, Birleşmiş Milletler'in (BM) uranyum zenginleştirmeyi askıya alma talebini reddetmesi sonrası, ülkesinin İran politikasının tıkandığı kanısında.
Independent ise haberinde daha önce, oluşturulacak uluslararası bir konsorsiyumun İran topraklarında uranyum zenginleştirmesini önerenler arasında, Pickering'in de olduğuna dikkat çekmiş.
Times gazetesi, ABD'de Demokrat Parti'deki başkan adaylığı mücadelesinde, önemli gördüğü bir gelişmeye yer veriyor. Bu gelişme, Senatör Barack Obama'nın önceki gün San Francisco'da yaptığı bir konuşma.
Barack Obama, ülkesinde hayatın "acımasız" olduğu küçük kasabalarda, insanların hayal kırıklıklarını ya silaha ya da dine sarılarak gidermeye çalıştıklarını söylemişti. Times, Barack Obama'nın bu sözleriyle kampanyasındaki en büyük potu kırmış olabileceği kanısında.
Gazeteye göre Barack Obama'nın rakibi senatör Hillary Clinton'ın yardımcıları haftalardır ilk kez, Obama'yı zayıflatabilme şansı yakaladıklarını düşünüyor.
Cumhuriyetçi bazı stratejistler de, Demokrat Parti'nin başkan adayı olması halinde San Francisco'daki konuşmasının Obama için bir 'kabusa' dönüşebileceği görüşünde. Bu çevreler, görüşlerine gerekçe olarak, sözlerinin Obama'yı liberal bir seçkinciye benzetmesini gösteriyor.
Daily Telegraph gazetesinde yer alan bir haberse, Hillary Clinton'ı utandıracak cinsten. Hillary Clinton daha önce Çin'in Tibet'te izlediği politikaları kınamıştı.
Daily Telegraph ise Hillary Clinton'ın eşi eski başkan Bill Clinton'a ait vakfın, Çinli bir internet şirketinden yüklü miktarda bağış aldığının ortaya çıktığını belirtiyor. Bu noktada gazetenin deyimiyle Hillary Clinton için "yüz kızartıcı" olan gelişmeyse bu şirketin, Tibet'teki hükümet karşıtı gösterilerin bastırılmasına yardımcı olduğunun ortaya çıkması olarak gösteriliyor.
Gazete şirketin internet sayfasında hükümetin en çok arananlar listesine yer verdiğini, halka da, olay çıkardıklarından şüphelenilen Tibet'teki eylemciler hakkında bilgilerini yetkililerle paylaşma çağrısı yaptığını söylüyor.
Financial Times gazetesinin manşetinde, Harris şirketiyle birlikte düzenlenen bir kamuoyu araştırmasının sonuçları var.
Araştırmaya göre, İngiltere Başbakanı Gordon Brown'a halkı, küresel çapta bir mali kriz sırasında ülkesini başarıyla yönetme konusunda, diğer Batı Avrupa liderlerine kıyasla daha az güveniyor. Araştırmada görüşleri alınan İngilizlerin yüzde 68'i, hükümetlerine, ekonomik krizle mücadele konusunda güvenmiyor. Söz konusu oran Almanya'da yüzde 52, Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 51, Fransa'da yüzde 50, İtalya'da yüzde 43, İspanya'da yüzde 36.
Guardian gazetesi bugün manşetine, BM'ye bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli başkanının bir uyarısını çekiyor.
Rajendra Pachauri, zengin ülkelerin, karbon salımlarını azaltmaya yönelik çabalara önderlik etmediklerini söylüyor. Pachauri'ye göre bu durum, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin de cesaretini kırmış durumda. BM yetkilisi "Kyoto Protokolü'nün yerini alacak bir anlaşmanın imzalanması tehdit altında" mesajını veriyor. Zehirli gazların salımını sınırlandıran protokol ise 2012'ye kadar geçerli.
Independent'ın bugünkü manşetiyse, bilim dünyasından bir habere ilişkin, "Şimdi, Bir Çocuğu Klonlayabilecek Teknolojiye Sahibiz." Gazeteye manşet olan bu cümle, ABD'de Massachusetts Institute of Technology'den bilim adamlarından geliyor. Independent, bilim adamlarının geliştirdikleri yeni klonlama yönetiminin, daha basit ve güvenilir olduğuna dikkat çekiyor.
Yeni yöntem yetişkin hayvanların deri hücrelerinden fare yavruları elde edilmesine dayanıyor. Independent söz konusu yöntemin, "tasarlanmış" bebeklerin ortaya çıkmasına yönelik endişeleri artırdığını vurguluyor.
Independent gazetesi, Norveç'in başkenti Oslo'da ilk kez bir opera binasının açıldığını duyuruyor.
Dünyanın en zengin ülkelerinden birinin banBarack Obama'nın rşkentinde bir opera binasının açılması içinse Independent'a göre kent halkı tam 127 yıl bekledi. Independent'ın bu tarihi vermesinin nedeni, Oslo'da yayınlanan bir gazetenin 1881'de, kentte bir opera binasının açılacağını duyurması olarak görülüyor.
Habere göre, Oslolular bu amaçla 1916'da, binanın inşa edileceği arsayı satın almak için aralarında para bile toplamışlar. Ancak yıllarca süren belediye meclisi toplantıları ve meclisteki tartışmalar süreci hep aksatmış.
Norveç Parlamentosu sonunda 1999'da binanın inşa edileceği arsayı belirlemiş. Proje için 1999'da yaklaşık 430 milyon dolar tahsis edilmiş. Ancak proje, bunun yaklaşık iki katına mal olmuş.
Independent gazetesi bu noktadaysa, Osloluların, opera binası konusunda yıllarca söyledikleri bir söze atıfta bulunarak, "Şişman kadın şarkı söyleyene dek hiçbir şey bitmiş değildir" diye yazıyor.
BBC'nin Türkçe internet sitesi http://www.bbc.co.uk/turkish/'te yer alan basın özetlerine göre, Independent gazetesi bugün Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İran arasında, Tahran'ın nükleer programına ilişkin olarak beş yıldır gizli görüşmeler yapıldığını bildiriyor.
Gazeteye bu açıklamayı, söz konusu görüşmelere katılan kişilerden biri olduğu belirtilen Amerikalı eski üst düzey diplomat Thomas Pickering yapıyor. Eski Amerikalı diplomat, görüşmelerin perde arkasından yürütüldüğünü söylüyor.
Thomas Pickering görüşmelere, ülkesinden kendisi gibi eski diplomatların ve uzmanların, İran'dansa, bazı akademisyenler ve politikacıların danışmanlarının katıldığını belirtiyor. Pickering görüşmelerin ABD ve İran'da olmasa da çok sayıda yerde yapıldığını vurguluyor.
Eski Amerikalı diplomat görüşmelerin içeriği hakkında detaylı açıklama yapmaktan kaçınıyor. Ancak Thomas Pickering nükleer konuların öne çıktığını, Bush Yönetimi'nin de hiçbir zaman cesaretlerini kırmadığını gizlemiyor.
Thomas Pickering, İran'ın, Birleşmiş Milletler'in (BM) uranyum zenginleştirmeyi askıya alma talebini reddetmesi sonrası, ülkesinin İran politikasının tıkandığı kanısında.
Independent ise haberinde daha önce, oluşturulacak uluslararası bir konsorsiyumun İran topraklarında uranyum zenginleştirmesini önerenler arasında, Pickering'in de olduğuna dikkat çekmiş.
Times gazetesi, ABD'de Demokrat Parti'deki başkan adaylığı mücadelesinde, önemli gördüğü bir gelişmeye yer veriyor. Bu gelişme, Senatör Barack Obama'nın önceki gün San Francisco'da yaptığı bir konuşma.
Barack Obama, ülkesinde hayatın "acımasız" olduğu küçük kasabalarda, insanların hayal kırıklıklarını ya silaha ya da dine sarılarak gidermeye çalıştıklarını söylemişti. Times, Barack Obama'nın bu sözleriyle kampanyasındaki en büyük potu kırmış olabileceği kanısında.
Gazeteye göre Barack Obama'nın rakibi senatör Hillary Clinton'ın yardımcıları haftalardır ilk kez, Obama'yı zayıflatabilme şansı yakaladıklarını düşünüyor.
Cumhuriyetçi bazı stratejistler de, Demokrat Parti'nin başkan adayı olması halinde San Francisco'daki konuşmasının Obama için bir 'kabusa' dönüşebileceği görüşünde. Bu çevreler, görüşlerine gerekçe olarak, sözlerinin Obama'yı liberal bir seçkinciye benzetmesini gösteriyor.
Daily Telegraph gazetesinde yer alan bir haberse, Hillary Clinton'ı utandıracak cinsten. Hillary Clinton daha önce Çin'in Tibet'te izlediği politikaları kınamıştı.
Daily Telegraph ise Hillary Clinton'ın eşi eski başkan Bill Clinton'a ait vakfın, Çinli bir internet şirketinden yüklü miktarda bağış aldığının ortaya çıktığını belirtiyor. Bu noktada gazetenin deyimiyle Hillary Clinton için "yüz kızartıcı" olan gelişmeyse bu şirketin, Tibet'teki hükümet karşıtı gösterilerin bastırılmasına yardımcı olduğunun ortaya çıkması olarak gösteriliyor.
Gazete şirketin internet sayfasında hükümetin en çok arananlar listesine yer verdiğini, halka da, olay çıkardıklarından şüphelenilen Tibet'teki eylemciler hakkında bilgilerini yetkililerle paylaşma çağrısı yaptığını söylüyor.
Financial Times gazetesinin manşetinde, Harris şirketiyle birlikte düzenlenen bir kamuoyu araştırmasının sonuçları var.
Araştırmaya göre, İngiltere Başbakanı Gordon Brown'a halkı, küresel çapta bir mali kriz sırasında ülkesini başarıyla yönetme konusunda, diğer Batı Avrupa liderlerine kıyasla daha az güveniyor. Araştırmada görüşleri alınan İngilizlerin yüzde 68'i, hükümetlerine, ekonomik krizle mücadele konusunda güvenmiyor. Söz konusu oran Almanya'da yüzde 52, Amerika Birleşik Devletleri'nde yüzde 51, Fransa'da yüzde 50, İtalya'da yüzde 43, İspanya'da yüzde 36.
Guardian gazetesi bugün manşetine, BM'ye bağlı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli başkanının bir uyarısını çekiyor.
Rajendra Pachauri, zengin ülkelerin, karbon salımlarını azaltmaya yönelik çabalara önderlik etmediklerini söylüyor. Pachauri'ye göre bu durum, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin de cesaretini kırmış durumda. BM yetkilisi "Kyoto Protokolü'nün yerini alacak bir anlaşmanın imzalanması tehdit altında" mesajını veriyor. Zehirli gazların salımını sınırlandıran protokol ise 2012'ye kadar geçerli.
Independent'ın bugünkü manşetiyse, bilim dünyasından bir habere ilişkin, "Şimdi, Bir Çocuğu Klonlayabilecek Teknolojiye Sahibiz." Gazeteye manşet olan bu cümle, ABD'de Massachusetts Institute of Technology'den bilim adamlarından geliyor. Independent, bilim adamlarının geliştirdikleri yeni klonlama yönetiminin, daha basit ve güvenilir olduğuna dikkat çekiyor.
Yeni yöntem yetişkin hayvanların deri hücrelerinden fare yavruları elde edilmesine dayanıyor. Independent söz konusu yöntemin, "tasarlanmış" bebeklerin ortaya çıkmasına yönelik endişeleri artırdığını vurguluyor.
Independent gazetesi, Norveç'in başkenti Oslo'da ilk kez bir opera binasının açıldığını duyuruyor.
Dünyanın en zengin ülkelerinden birinin banBarack Obama'nın rşkentinde bir opera binasının açılması içinse Independent'a göre kent halkı tam 127 yıl bekledi. Independent'ın bu tarihi vermesinin nedeni, Oslo'da yayınlanan bir gazetenin 1881'de, kentte bir opera binasının açılacağını duyurması olarak görülüyor.
Habere göre, Oslolular bu amaçla 1916'da, binanın inşa edileceği arsayı satın almak için aralarında para bile toplamışlar. Ancak yıllarca süren belediye meclisi toplantıları ve meclisteki tartışmalar süreci hep aksatmış.
Norveç Parlamentosu sonunda 1999'da binanın inşa edileceği arsayı belirlemiş. Proje için 1999'da yaklaşık 430 milyon dolar tahsis edilmiş. Ancak proje, bunun yaklaşık iki katına mal olmuş.
Independent gazetesi bu noktadaysa, Osloluların, opera binası konusunda yıllarca söyledikleri bir söze atıfta bulunarak, "Şişman kadın şarkı söyleyene dek hiçbir şey bitmiş değildir" diye yazıyor.