Almanya'daki Türk sivil toplum kuruluşları Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti'ye karşı açılan kapatma davasını kabul etmesine tepki gösterdi. Davanın açılmasının bile Türkiye ekonomisini sarstığına işaret eden dernek yöneticileri "Kimsenin Türkiye'yi böyle büyük bir siyasi ve ekonomik krize sürüklemeye hakkı yok," dediler.
Cihan'a konuşan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Arslan, AK Pati'ye kapatma davası açılmasının beklenen bir olay olduğunu söyledi. Arslan, "Türkiye'nin eksik demokrasisinin bir yönü daha tecelli etti. Bu süreçten kaybeden ve zarar gören Türk milleti ve Türk devletidir." dedi. Son gelişmeleri "yargı darbesi" olarak nitelendiren Arslan, "Belli bir zihniyet, çok cüzi bir azınlık olmasına rağmen; hâkimiyetlerini kaybetmemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyor," yorumunu yaptı. "Kararla birlikte 550 milletvekilinin 11 kişilik yargıçlar grubu tarafından baypas edildiğini görüyoruz. Bu kabul milletin ve devletin alehine olmuştur," diyen Arslan, davanın Türk ekonomisine büyük zarar getireceğini vurguladı.
Avrupa Ehli Beyt - Alevi Federasyonu Genel Başkanı Fuat Mansuroğlu, davanın ekonomiye büyük zarar verdiğinin altını çizdi. Mansuroğlu, "Ben bunu ülkemiz açısından bir talihsizlik olarak görüyorum. Şu anda zaten global bir ekonomik kriz yaşanıyor. Böyle bir olayın çıkması ekonomi açısından gerçekten çok büyük endişe verici bir durumdur. Türkiye için büyük şansızlık," dedi. Mansuroğlu, "Bazı çıkar gruplarının da bu işte parmağı var," şeklinde konuştu. "Geçen yıl bir Cumhurbaşkanı seçim krizi çıkarıldı. Faturası kime kesildi; Türk ekonomisine. Büyüme hızı yüzde 7.5'ten yüzde 4.5'e düştü. Bu haliyle Türkiye'ye yabancı sermaye gelmesi güç," diyen Alevi Federasyonu Genel Başkanı, yine de uzun vadede umutlu olduğunu belirtti. Mansuroğlu, "Türkiye bunları da atlatacaktır," ifadelerine yer verdi.
Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Şeref Başkanı Fikret Ekin, "Bu tür konular ekonomiye zarar vermekle kalmıyor; insanımızın sandığa olan güvenini sarsıyor. Vatandaş bunları kendi iradesine tavır olarak algılıyor. Bu da devlet ile millet arasında zaten mevcut olan uçurumu büyütüyor," yorumunu yaptı. "İstikrarın olduğu, hatalarına rağmen ülkeyi belli bir noktaya getiren hükümete karşı ani kararlar insanı şüpheye düşürüyor," diyen Ekin, Türkiye'nin bazı güçler tarafından yönlendirildiği şeklindeki kaygıların güçlendiğini kaydetti.
Almanya Alevi Dernekler Birliği (AADB) Genel Başkanı Alişan Hızlı ise, "Biz istikrardan, huzurdan, barıştan yanayız. İstikrara zarar verilmesi bizi rahatsız ediyor," diye konuştu. Hangi parti olursa olsun prensipte parti kapatılmasına karşı olduklarını belirten Hızlı, "Demokrasilerde sandık vardır. Siyasileri millet getirip millet götürür. Tabi siyasi partilerin de yasalara uyma zorunluluğu vardır. Çok aşırı durumlarda Avrupa'da da parti kapatılıyor. Ama somut bir suçu olmayan bir partinin kapanmasını kimse arzu etmez" şeklinde konuştu.
Cihan'a konuşan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Arslan, AK Pati'ye kapatma davası açılmasının beklenen bir olay olduğunu söyledi. Arslan, "Türkiye'nin eksik demokrasisinin bir yönü daha tecelli etti. Bu süreçten kaybeden ve zarar gören Türk milleti ve Türk devletidir." dedi. Son gelişmeleri "yargı darbesi" olarak nitelendiren Arslan, "Belli bir zihniyet, çok cüzi bir azınlık olmasına rağmen; hâkimiyetlerini kaybetmemek için ellerinden gelen her şeyi yapıyor," yorumunu yaptı. "Kararla birlikte 550 milletvekilinin 11 kişilik yargıçlar grubu tarafından baypas edildiğini görüyoruz. Bu kabul milletin ve devletin alehine olmuştur," diyen Arslan, davanın Türk ekonomisine büyük zarar getireceğini vurguladı.
Avrupa Ehli Beyt - Alevi Federasyonu Genel Başkanı Fuat Mansuroğlu, davanın ekonomiye büyük zarar verdiğinin altını çizdi. Mansuroğlu, "Ben bunu ülkemiz açısından bir talihsizlik olarak görüyorum. Şu anda zaten global bir ekonomik kriz yaşanıyor. Böyle bir olayın çıkması ekonomi açısından gerçekten çok büyük endişe verici bir durumdur. Türkiye için büyük şansızlık," dedi. Mansuroğlu, "Bazı çıkar gruplarının da bu işte parmağı var," şeklinde konuştu. "Geçen yıl bir Cumhurbaşkanı seçim krizi çıkarıldı. Faturası kime kesildi; Türk ekonomisine. Büyüme hızı yüzde 7.5'ten yüzde 4.5'e düştü. Bu haliyle Türkiye'ye yabancı sermaye gelmesi güç," diyen Alevi Federasyonu Genel Başkanı, yine de uzun vadede umutlu olduğunu belirtti. Mansuroğlu, "Türkiye bunları da atlatacaktır," ifadelerine yer verdi.
Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) Şeref Başkanı Fikret Ekin, "Bu tür konular ekonomiye zarar vermekle kalmıyor; insanımızın sandığa olan güvenini sarsıyor. Vatandaş bunları kendi iradesine tavır olarak algılıyor. Bu da devlet ile millet arasında zaten mevcut olan uçurumu büyütüyor," yorumunu yaptı. "İstikrarın olduğu, hatalarına rağmen ülkeyi belli bir noktaya getiren hükümete karşı ani kararlar insanı şüpheye düşürüyor," diyen Ekin, Türkiye'nin bazı güçler tarafından yönlendirildiği şeklindeki kaygıların güçlendiğini kaydetti.
Almanya Alevi Dernekler Birliği (AADB) Genel Başkanı Alişan Hızlı ise, "Biz istikrardan, huzurdan, barıştan yanayız. İstikrara zarar verilmesi bizi rahatsız ediyor," diye konuştu. Hangi parti olursa olsun prensipte parti kapatılmasına karşı olduklarını belirten Hızlı, "Demokrasilerde sandık vardır. Siyasileri millet getirip millet götürür. Tabi siyasi partilerin de yasalara uyma zorunluluğu vardır. Çok aşırı durumlarda Avrupa'da da parti kapatılıyor. Ama somut bir suçu olmayan bir partinin kapanmasını kimse arzu etmez" şeklinde konuştu.