Gazze, Somali’den bile kötü
İHH tarafından hazırlanan Gazze Raporu, Filistinlilerin nasıl bir ambargoyla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Raporda Gazze’deki kişi başına gelirin açlık sorunun baş gösterdiği Somali’den bile daha az olduğu kaydediliyor.
Mehmet Baydemir
İnsani Yardım Vakfı İHH tarafından hazırlanan Gazze Raporu, İsrail ambargosu sonucu Gazze’de kronikleşen ve onlarca yılı etkileyebilecek bir krizin oluştuğunu gözler önüne seriyor. HAMAS’ın iktidara gelmesiyle uzlaşma yerine Filistin toplumundaki siyasi farklılıklardan yararlanma yolunu seçen İsrail’in, 1,5 yıldan bu yana ilişkileri askıya alma, ekonomik ambargo, askeri saldırılar ve Cumhurbaşkanlığını 2’nci bir hükümet gibi muhatap alma siyasetinden sonuç almaya çalıştığı vurgulandı. İsrail’in Ekim 2007’den itibaren Gazze’yi ‘Düşman bölge’ ilan etmesiyle saldırıları meşrulaştıran hukuki bir zemin oluşturulmaya çalışıldığı belirtilen raporda, İsrail Yüksek Mahkemesi’nin kitlesel cezalandırmayı destekleyen kararlara imza attığı kaydedildi. Yine İsrail’in herhangi bir suç işlemediği halde binlerce kişiyi ‘İdari tutuklu’ sıfatıyla ve 40 milletvekili ve bakanı da pazarlık unsuru olarak zindana attığı bildiriliyor.
Kişi başına gelir Somali’nin yarısı
Temel geçim kaynağı tarım, küçük imalat ve balıkçılığa dayalı olan Gazze’de, sistemli bir fakirleşme siyaseti ile bugün 10 yıl önceki üretimim yarısının dahi yapılamadığının altı çiziliyor. Gazze’de kişi başına milli gelirin 385 dolara kadar indiği kaydedilirken, bunun açlık sorunu yaşandığı Somali’deki kişi başı gelirin yarısına denk geldiği ifade ediliyor. Raporda 180 bin memur ile 210 bin işçi ve serbest meslek sahibinin yüzde 80’inin işsiz kaldığı da belirtiliyor. İlaç ve gübre girişinin kısıtlanması sebebiyle tarladaki verimin yüzde 40 düştüğü ve ihracat gelirlerinin de yüzde 80 azaldığı vurgulanırken gıda maddelerinin pahalılaşması sonucu ciddi bir beslenme sorunun arttığı bildiriliyor.5 sınır kapısı da kapalı
Kuşatma altındaki Gazze’nin dışarıyla bağlantısını sağlayan 5 sınır kapısı olduğu ifade edilen raporda, Karni ve Sufa sınır kapılarının HAMAS iktidarından bu yana İsrail tarafından hiç açılmadığı kaydediliyor. Erez sınırını İsrail’in sadece hastalara için açtığı ve Mısır’dan gelen ticari ürünlerin de Kerem Şalom kapısından girdiği vurgulanıyor. Mısır sınırındaki Refah kapısı ise sadece yaya geçişlerine açık tutulurken son dönemde bu kapı da kapatılmış ancak HAMAS milisleri tarafından havaya uçurulmuştu. Tam bir abluka altına alınan Gazze’nin yaşam mücadelesinin İsrail ve Mısır’ın günübirlik kararlarına bağlı olduğu belirtilen raporda İsrail’in hasta çıkışı için 600 dolar ambulans parası aldığı kaydediliyor. Raporu hazırlayan İHH Ortadoğu Sorumlusu Ahmet Emin Dağ, gelinen aşamada Gazze’de kısa, orta ve uzun vadede gereken adımlar atılmadığı sürece, Gazze’deki insani durum daha büyük kayıplara neden olacağını vurguluyor.
Kısa vadede yapılması gerekenler:
*Gazze’ye yardımlar sistemli biçimde arttırılmalı.
*Yardımları ulaşımı için siyasi ve askeri engeller kaldırılmalı.
*Gazze’den giriş çıkışların keyfi engeller kaldırılmalı.
*Gazze’ye uygulanan ekonomik ve siyasi ambargo derhal kaldırılmalı.
*İsrail saldırılarının durması için, İslam Konferansı Örgütü, Arap Birliği ve Birleşmiş Milletler’de İslam ülkeleri blok halinde hareket etme konusunda prensip kararı almalı.
Orta vadede yapılması gerekenler:
*Gazze’de insanların iş imkânına kavuşmaları sağlanmalı. *Filistin’in enerji ihtiyacı konusunda İsrail’e bağımlılığını sona erdirecek yatırımlar teşvik edilmeli, bunların korunması için uluslar arası bir mekanizma kurulmalı.
*Erez bölgesinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği öncülüğünde yapılan sanayi bölgesinin güvenli biçimde işlemesi yeniden gündeme getirilmeli.
*Gazzeli öğrencilerin okullarına devam edebilmeleri ve ekonomik işgücünün yetişmesi için okul harçlığı kampanyaları çerçevesinde her öğrencinin eğitim giderleri dışarıdan karşılanmalı.
Uzun vadede yapılması gerekenler:
*Filistin’de birlik hükümetinin kurulması için arabuluculuk yapılmalı.*Bağımsız Filistin devletinin İsrail ile eşit şartlarda yaşaması için kuruluşu hızlandırılmalı.
*İsrail’in geri adım atmaması durumunda bölgedeki Filistinli memur ve işçilere iş başı yaptırılmalı, Filistin devleti kurulana kadar uluslar arası bir fon oluşturularak maaşları bu fondan ödenmeli.
Türkiye’nin yapabilecekleri:
*Hamas ile Fetih’i uzlaştırmak için arabuluculuk ve bu amaçla gerekirse gizli görüşmelere ev sahipliği yapmalı.*TBMM’deki Filistin Dostluk Grubu, daha aktif çabalara teşvik edilerek, bölgeye ziyaretler, Türkiye’ye davetler ve farklı etkinliklerle Filistin sorununda yapıcı roller oynamalı.
*Türkiye, İsrail ile arasındaki ikili işbirliği anlaşmalarından doğan ortak yükümlülüklere dayanarak bu anlaşmaları gözden geçirme tehdidini kullanmalı.
*Mağripliler Kapısı’ndaki kazıların oluşturduğu tehlikeyi yerinden tespit etmek üzere bölgeye giden uzmanlar heyetine benzer şekilde, Türkiye, Gazze’deki ekonomik, siyasi ve askeri konularda uzmanlar göndermeyi teklif etmeli.
*İKÖ Genel Sekreterliği aracılığı ile acil bir uluslar arası Filistin Barış Konferansı’nı tertip etmeli. Bu konferanstan başlayarak, barış konusundaki inisiyatifi Batılı ülkelerin tekelinden kurtarmalı.
*Ekonomik anlamda bölgeden Filistin mallarının ithalatını teşvik etmeli ve Türk işadamlarının Gazze’de yatırım yapmaları için TİKA aracılığı ile bir çalışma başlatılmalı.
*Her yıl Türkiye’ye değişik branşlarda en az 50 Filistinli öğrenci bursla okutulmak üzere getirilmeli.
Gazze neresi?
Gazze 1950 ateşkes anlaşmasından 1967 yılına kadar Mısır’ın kontrolünde kaldı. Bu tarihten itibaren İsrail işgali altında kalan Gazze’de 2005’te kısmi bağımsızlığa kavuştu. Ancak Gazze’nin tüm sınırları, kara suları ve hava sahası İsrail kontrolünde bulunuyor. 8 mülteci kampının olduğu Gazze’de 900 bin mültecinin sağlık, eğitim ve diğer insani ihtiyaçlarını uluslararası yardı kuruluşları sağlıyor. Amerika’nın uluslararası çapta başlattığı ‘terörle mücadele’ söylemiyle kast ettiği bölgeler arasında Gazze de bulunuyor. Gazze’deki 1,5 milyon Filistinli yaşam mücadelesi veriyor. ...........
selametle..
