Avusturya'nın ikili koalisyon hükümetinin ikinci ortağı olan Hıristiyan-muhafazakar Halk Partisi'nden (ÖVP) İçişleri Bakanı Günther Platter'in hazırlattığı entegrasyon raporunu basın açıklamasıyla herkese tanıttı.
Avusturya çapında ilk defa bu genişlikte kurulan entegrasyon platformu 15 Ekim 2007'de başladı, dört sürecin sonrasında kitaplaştı. Bu süreç içerisinde birçok dini kuruluşlar, yabancı dernekler, yardım kuruluşları ve uzmanlar platforma davet edilerek görüşleri ve tavsiyeleri alındı. İçişleri Bakanı Günther Platter'in koordine ettiği bu platform toplantılarında konuşulanlar yapılan son bir toplantı ile bitirildi. Yeni başlayan süreçte ise bütün ülke genelinde tartışma günleri oluşturularak, rapor üzerinde fikir alışverişi yapılacak. Tartışma günlerine isteyen herkes katılabilecek. "Birlikte bir araya geliyoruz" adını taşıyan 8 bölümden ve 220 sayfadan oluşan rapor, 16 bilim adamının koordinatörlüğü ile hazırlandı.
Toplantı esnasında yaptığı konuşmada, bütün bir ülkenin entegrasyon sürecine katılması gerektiğini söyleyen Platter, göreve geldiği günden beri yabancılara karşı sert tutumunu değiştirerek yeni bir imaj oluşturmaya da çalışıyor. Bilim adamlarının koordinatörlüğünde hazırlanan entegrasyonu raporunu isteyen herkes, internet üzerinden elektronik ortamda okuyabiliyor, bilgisayarına indirebiliyor ya da kitabı kendi ev adresine ücretsiz olarak talep edebiliyor. Raporu okuyup inceleyen kişilerin kendi düşüncelerini ve eleştirilerini yazabileceği birde forum sayfası oluşturulmuş. İstediğiniz takdirde raporun içerisindeki bir bölümde bulunan yazının altına kendi yorumunuzu ekleyebiliyorsunuz.
Öte yandan, raporu hazırlayan bilim adamlarının da katılacağı bütün ülke genelinde düzenlenecek olan entegrasyon raporu ile ilgili olan tartışma programlarına isteyen herkes, ister dernek, ister yardım kuruluşları, isterse de kişi olarak katılma hakkı olacak. Toplamda 220 sayfa olan raporda önce sorunlar dillendirilmiş, sonra da bu sorunlara çözümler tavsiye edilmiş. Şimdiye kadar politikacılar ve bilim adamları tarafından oluşturulan raporların halka inmediğinin belirtildiği raporda, artık sorunlarla birebir muhatap olan göçmenlere ve Avusturyalı halka sorularak, sorunlara cevaplar arandığı belirtiliyor.
RAPORUN İÇİNDE NELER VAR ?
Avusturya'da yükselen şiddet olayları hakkında, yazılı ve görsel basın tarafından faturası göçmen ve göçmen asıllı gençlere çıkartılacak şekilde haberler yapılıyordu. Ancak İçişleri Bakanlığının entegrasyonu raporuna göre ülkede 2007 yılında işlenen 180 bin kriminal olayın 140 bini Avusturyalı gençler tarafından işlenmiş. 2007 yılında kadınların işlediği 35 bin kriminal olayın nerdeyse tamamı Avusturyalı bayanlar tarafından yapılmış. Rapora göre göçmen kadınların adının karıştığı kriminal olaylar iki binden daha az.
Entegrasyon probleminin en çok İslam dini mensupları arasında görüldüğü de raporda yer alan maddeler arasında. Medya ile alakalı olarak devlet kanalı ORF'te program sunucusu olarak yabancı asıllı kişilerin görülmesinin gerekliliği ve onlara bu konuda yardımcı olunması konusun üzerinde duruluyor. Avusturya polisinin olumsuz olan imajını kırmak için de göçmen asıllı kişilerin polisliğe teşvik edilmesinin altı çiziliyor.
Temel haklar: Raporun bu kısmında insan olmanın getirdiği temel hakların değiştirilemez olduğu, entegrasyonun tek yönlü bir yol olmadığı ve bir defada gerçekleşecek bir durum olmadığı belirtiliyor. Ayrıca entegrasyonun bir süreç olduğu, zamana yayılması gerektiği de vurgulanıyor.
Eğitim: Raporun eğitim bölümünde göçmen ve göçmen asıllı kişilere yönelik özel eğitim verilmesi öngörülüyor. Bu eğitimin en başında tabiî ki dil kursları geliyor. Avusturya'da oturum iznini beş yıllık ikametten sonra uzatabilmek için 300 saatlik Almanca kursunu başarıyla bitirmek gerekiyor. 300 saatlik Almanca kursunu yetersiz bulan uzmanlar, kurs saatinin süresini ikiyi katlayarak 600 saate çıkarmayı hedefliyor. İlkokulda göçmenlerin en büyük başarısızlık sebebi yetersiz Almanca olduğu için, göçmen ailelerin çocuklarına okul öncesi kreş zorunluluğu getirilmesi isteniyor. Öte yandan, Avusturya'daki bir milyon 200 bin ilköğretim ve lise öğrencisinin 170 bini başka bir anadile sahip.
İş imkanı ve ekonomi: Franz Wolf-Maier, Margit Kreuzhuber'in hazırladığı bölümde, "yabancı ve yabancı asıllı kişilere iş ve meslek arayışında daha iyi şanslar verilerek, daha iyi iş olanakları ile çalışmaya teşvik edilmeli" tavsiyesi yer alıyor. Avusturya'da yabancılar arasındaki işsizlik oranı yüzde 9, Avusturyalılar arasındaki oran ise yüzde 4. Ayrıca Avusturya'da oturma iznine sahip olan ama çalışma iznine sahip olmayan kişilerinde sorununa çözüm getirilerek oturma iznine sahip olan herkesin çalışma müsaadesinin de olması gerektiği de raporda belirtiliyor.
Şiddet: Yabancı kökenliler tarafından ülkede şiddetin artırıldığı söylemleri boşa çıktı. Avusturya'da meydana gelen kriminal olayların nüfusa göre artışı Avusturyalı ve Avusturya'da yaşayan göçmenler arasında büyük fark göstermiyor. Yani Avusturya'da şiddet içerikli kriminal olayları yabancıların başına yıkarak bu konular üzerinden yapılacak politik propagandalardan faydalanmak isteyenlere kapılar kapanıyor.
Ev durumu: Raporda geniş yer verilen konulardan biri de; göçmen ve göçmen asıllı kişilerin ev durumları. Göçmenler, Avusturyalılara göre daha küçük, eski ve kötü şartlardaki evlerde yaşıyorlar. Alınması gereken önlemler olarak uzmanların tavsiyesini; `göçmenlerin ağırlık olarak yaşadıkları bölgelerin daha zenginleştirilmesi ve evlerin kalitesinin artırılması´ oluşturuyor.
Mahalli politika: Göçmenlerin günlük hayatla daha fazla haşır neşir olmaları için mahalli belediyeler özellikle desteklenecek.
RAPORLA İLGİLİ YORUMLARDA NELER YER ALIYOR
8 başlık ve 220 sayfanın oluştuğu raporda, 16 uzmanın isminin yer alıyor. Ancak uzmanlar içerisinde göçmen ya da göçmen asıllı bir isim bulunmuyor. Avusturya gazetelerinde yer alan haberlere göre de, raporu hazırlayan uzman kadro İçişleri Bakanlığı hakkında şimdiye kadar kritikte bulunmamış kişilerden seçildiği söyleniyor. Öte yandan, tek taraflı olarak diğer göçmenler gözardı edilerek, Müslümanların bu topluma entegre olmada en sorunlu kişiler olduğu belirtilen raporda, daha birçok çelişkili ifadeler bulunuyor.
Raporda yer alan bir başka yoruma açık mevzu ise, raporda geçen "Farklılıklar arasındaki sınırların mesafesi fazla açılmamalı" maddesi. Bu maddenin altını dolduracak zengin bir açıklama yapılmamış. Farklılıkların ne olduğu ve sınırları ile ilgili olarak da tam bir açıklık ne netlik yok.
Avusturya'nın en büyük yardım kuruluşu olan Caritas'ın başkanı Franz Küberl ise, "Bunlar zaten herkesin bildiği şeyler. Buradaki tek yenilik. Bu konunun bakanlık tarafından ilk defa ela alınmasıdır. Raporda belirtilen sorunlara ait çözümler ciddiye alınırda gerçekleştirilmesini umuyorum. Yoksa pek bir anlamı olmaz" diye rapora ait düşüncelerini belirtti.
Avusturya'nın temel değerlerini kabul edilmesinin zorunluluğundan bahsedilen raporda, temel değerlerinden kendisinden açık olarak bahsedilmiyor. Göçmen asıllı kişilere, yardım edilmesinden önce temel değerlerin zorunluluğundan bahseden rapor, göçmenlere yardım eden dernekler tarafından eleştiriliyor.
Avusturya çapında ilk defa bu genişlikte kurulan entegrasyon platformu 15 Ekim 2007'de başladı, dört sürecin sonrasında kitaplaştı. Bu süreç içerisinde birçok dini kuruluşlar, yabancı dernekler, yardım kuruluşları ve uzmanlar platforma davet edilerek görüşleri ve tavsiyeleri alındı. İçişleri Bakanı Günther Platter'in koordine ettiği bu platform toplantılarında konuşulanlar yapılan son bir toplantı ile bitirildi. Yeni başlayan süreçte ise bütün ülke genelinde tartışma günleri oluşturularak, rapor üzerinde fikir alışverişi yapılacak. Tartışma günlerine isteyen herkes katılabilecek. "Birlikte bir araya geliyoruz" adını taşıyan 8 bölümden ve 220 sayfadan oluşan rapor, 16 bilim adamının koordinatörlüğü ile hazırlandı.
Toplantı esnasında yaptığı konuşmada, bütün bir ülkenin entegrasyon sürecine katılması gerektiğini söyleyen Platter, göreve geldiği günden beri yabancılara karşı sert tutumunu değiştirerek yeni bir imaj oluşturmaya da çalışıyor. Bilim adamlarının koordinatörlüğünde hazırlanan entegrasyonu raporunu isteyen herkes, internet üzerinden elektronik ortamda okuyabiliyor, bilgisayarına indirebiliyor ya da kitabı kendi ev adresine ücretsiz olarak talep edebiliyor. Raporu okuyup inceleyen kişilerin kendi düşüncelerini ve eleştirilerini yazabileceği birde forum sayfası oluşturulmuş. İstediğiniz takdirde raporun içerisindeki bir bölümde bulunan yazının altına kendi yorumunuzu ekleyebiliyorsunuz.
Öte yandan, raporu hazırlayan bilim adamlarının da katılacağı bütün ülke genelinde düzenlenecek olan entegrasyon raporu ile ilgili olan tartışma programlarına isteyen herkes, ister dernek, ister yardım kuruluşları, isterse de kişi olarak katılma hakkı olacak. Toplamda 220 sayfa olan raporda önce sorunlar dillendirilmiş, sonra da bu sorunlara çözümler tavsiye edilmiş. Şimdiye kadar politikacılar ve bilim adamları tarafından oluşturulan raporların halka inmediğinin belirtildiği raporda, artık sorunlarla birebir muhatap olan göçmenlere ve Avusturyalı halka sorularak, sorunlara cevaplar arandığı belirtiliyor.
RAPORUN İÇİNDE NELER VAR ?
Avusturya'da yükselen şiddet olayları hakkında, yazılı ve görsel basın tarafından faturası göçmen ve göçmen asıllı gençlere çıkartılacak şekilde haberler yapılıyordu. Ancak İçişleri Bakanlığının entegrasyonu raporuna göre ülkede 2007 yılında işlenen 180 bin kriminal olayın 140 bini Avusturyalı gençler tarafından işlenmiş. 2007 yılında kadınların işlediği 35 bin kriminal olayın nerdeyse tamamı Avusturyalı bayanlar tarafından yapılmış. Rapora göre göçmen kadınların adının karıştığı kriminal olaylar iki binden daha az.
Entegrasyon probleminin en çok İslam dini mensupları arasında görüldüğü de raporda yer alan maddeler arasında. Medya ile alakalı olarak devlet kanalı ORF'te program sunucusu olarak yabancı asıllı kişilerin görülmesinin gerekliliği ve onlara bu konuda yardımcı olunması konusun üzerinde duruluyor. Avusturya polisinin olumsuz olan imajını kırmak için de göçmen asıllı kişilerin polisliğe teşvik edilmesinin altı çiziliyor.
Temel haklar: Raporun bu kısmında insan olmanın getirdiği temel hakların değiştirilemez olduğu, entegrasyonun tek yönlü bir yol olmadığı ve bir defada gerçekleşecek bir durum olmadığı belirtiliyor. Ayrıca entegrasyonun bir süreç olduğu, zamana yayılması gerektiği de vurgulanıyor.
Eğitim: Raporun eğitim bölümünde göçmen ve göçmen asıllı kişilere yönelik özel eğitim verilmesi öngörülüyor. Bu eğitimin en başında tabiî ki dil kursları geliyor. Avusturya'da oturum iznini beş yıllık ikametten sonra uzatabilmek için 300 saatlik Almanca kursunu başarıyla bitirmek gerekiyor. 300 saatlik Almanca kursunu yetersiz bulan uzmanlar, kurs saatinin süresini ikiyi katlayarak 600 saate çıkarmayı hedefliyor. İlkokulda göçmenlerin en büyük başarısızlık sebebi yetersiz Almanca olduğu için, göçmen ailelerin çocuklarına okul öncesi kreş zorunluluğu getirilmesi isteniyor. Öte yandan, Avusturya'daki bir milyon 200 bin ilköğretim ve lise öğrencisinin 170 bini başka bir anadile sahip.
İş imkanı ve ekonomi: Franz Wolf-Maier, Margit Kreuzhuber'in hazırladığı bölümde, "yabancı ve yabancı asıllı kişilere iş ve meslek arayışında daha iyi şanslar verilerek, daha iyi iş olanakları ile çalışmaya teşvik edilmeli" tavsiyesi yer alıyor. Avusturya'da yabancılar arasındaki işsizlik oranı yüzde 9, Avusturyalılar arasındaki oran ise yüzde 4. Ayrıca Avusturya'da oturma iznine sahip olan ama çalışma iznine sahip olmayan kişilerinde sorununa çözüm getirilerek oturma iznine sahip olan herkesin çalışma müsaadesinin de olması gerektiği de raporda belirtiliyor.
Şiddet: Yabancı kökenliler tarafından ülkede şiddetin artırıldığı söylemleri boşa çıktı. Avusturya'da meydana gelen kriminal olayların nüfusa göre artışı Avusturyalı ve Avusturya'da yaşayan göçmenler arasında büyük fark göstermiyor. Yani Avusturya'da şiddet içerikli kriminal olayları yabancıların başına yıkarak bu konular üzerinden yapılacak politik propagandalardan faydalanmak isteyenlere kapılar kapanıyor.
Ev durumu: Raporda geniş yer verilen konulardan biri de; göçmen ve göçmen asıllı kişilerin ev durumları. Göçmenler, Avusturyalılara göre daha küçük, eski ve kötü şartlardaki evlerde yaşıyorlar. Alınması gereken önlemler olarak uzmanların tavsiyesini; `göçmenlerin ağırlık olarak yaşadıkları bölgelerin daha zenginleştirilmesi ve evlerin kalitesinin artırılması´ oluşturuyor.
Mahalli politika: Göçmenlerin günlük hayatla daha fazla haşır neşir olmaları için mahalli belediyeler özellikle desteklenecek.
RAPORLA İLGİLİ YORUMLARDA NELER YER ALIYOR
8 başlık ve 220 sayfanın oluştuğu raporda, 16 uzmanın isminin yer alıyor. Ancak uzmanlar içerisinde göçmen ya da göçmen asıllı bir isim bulunmuyor. Avusturya gazetelerinde yer alan haberlere göre de, raporu hazırlayan uzman kadro İçişleri Bakanlığı hakkında şimdiye kadar kritikte bulunmamış kişilerden seçildiği söyleniyor. Öte yandan, tek taraflı olarak diğer göçmenler gözardı edilerek, Müslümanların bu topluma entegre olmada en sorunlu kişiler olduğu belirtilen raporda, daha birçok çelişkili ifadeler bulunuyor.
Raporda yer alan bir başka yoruma açık mevzu ise, raporda geçen "Farklılıklar arasındaki sınırların mesafesi fazla açılmamalı" maddesi. Bu maddenin altını dolduracak zengin bir açıklama yapılmamış. Farklılıkların ne olduğu ve sınırları ile ilgili olarak da tam bir açıklık ne netlik yok.
Avusturya'nın en büyük yardım kuruluşu olan Caritas'ın başkanı Franz Küberl ise, "Bunlar zaten herkesin bildiği şeyler. Buradaki tek yenilik. Bu konunun bakanlık tarafından ilk defa ela alınmasıdır. Raporda belirtilen sorunlara ait çözümler ciddiye alınırda gerçekleştirilmesini umuyorum. Yoksa pek bir anlamı olmaz" diye rapora ait düşüncelerini belirtti.
Avusturya'nın temel değerlerini kabul edilmesinin zorunluluğundan bahsedilen raporda, temel değerlerinden kendisinden açık olarak bahsedilmiyor. Göçmen asıllı kişilere, yardım edilmesinden önce temel değerlerin zorunluluğundan bahseden rapor, göçmenlere yardım eden dernekler tarafından eleştiriliyor.