Dua, ızdırar diliyle Cenab-ı Hakk'a yönelmek ve halini arz etmektir.
Duada en önemli husus samimiyet ve ihlâstır.
İhtiyaç sahibinin, rahmeti ihtizaza getirecek şekilde halini ulu dergâha arz etmesidir. Bunun için çabalaması; duanın kabul olacağı vakitleri ve duanın icabetine vesile olacak halleri gözetmesidir. Avının peşinden sabırla ve ısrarla koşan avcı gibi icabet avına çıkmasıdır.
Bazen ihtiyaçlarımızı arz ederken esma-i ilahiyeyi şefaatçi yaparız.
Rızık talep ederken Rezzak ismine, şifa için Şâfî ism-i şerifine, rahmet ve mağfiret için
Rahim ve Ğafûr isimlerine sığınırız. Bunlarla bir anlamda Rahmet kapısının tokmağına dokunuruz.
En çok Nebiler Sultanı'nın dualarını okuruz. Verdiği rakamlara sadık kalırız. Subhanallah zikrini 33 defa, Elhamdülillah'ı 33 defa, Allahu Ekber'i 33 ya da 34 defa okumayı O öğretmiştir bize. O kulların en güzelidir. En güzel kulluk da O'nun kulluğudur. Rabb'ine iyi kul olmak isteyen O'nun ibadetini, duasını ve sünnetini kendine rehber edinmelidir.
Bir de O'nun manevi varisleri olarak kabul edilen hak dostları, mürşitler vardır. O ışık insanların duaları ve ibadet hayatları da bizler için yol gösterici mahiyettedir. Allah Resûlü'nden rivayet edilen duaların yanında bu kutluların dua ve zikirleri de kulluk yolculuğunda bize azık olabilir . O dualar sarsılmaz bir imanın, engin bir marifetin ve ihlâsla yoğrulmuş kulluk tecrübesinin neticesi olarak yüreklerden dillere dökülmüştür.
İhtiyaçlarımızın arzı, sıkıntılarımızın def'i için böyle hak dostları tarafından tavsiye edilen dua ve zikirleri de okuyabiliriz. Bu bazen Kur'an'dan bir sure ya da ayet demeti, bazen Efendimiz'den rivayet edilen bir dua, bazen de hak dostları tarafından okunan ve tavsiye edilen zikirlerden biri olur. Gün olur Cevşen'i bir zırh gibi alırız elimize. Bir başka zaman Şah-ı Nakşibendî'nin Evrâd-ı Kudsiye'si dökülür dilimizden. On dokuz defa Fetih Suresi ya da iki yüz kere Nasr Suresi okumak da tavsiyeler arasındadır. En meşhur zikirlerden biri de 4444 defa Salât-ı tefriciye okumaktır.
Bedir Savaşı'na katılmış kahraman sahabilerin mübarek isimlerini sayarak onların manevi şahsiyetlerini duamıza vesile yapmak da yaygın bir uygulamadır. İmam Gazali'nin Hizbü'l-hasîn ve Hizbü'l-masûn duaları da okunagelen dualardandır.
Şimdilerde el-Kulûbu'd-dâria (Yakaran Gönüller) adıyla yayınlanan dua kitabı da böyle hak dostlarının virdlerinin bir araya getirildiği ayrı bir gül demeti. Başta Nebiler Sultanı olmak üzere Sahabe-i Güzin efendilerimizin duaları, İmam Gazalî, Ebu'l-Hasan Şazilî, Abdülkadir Geylânî, Ahmed Bedevî, Muhyiddin ibn Arabî gibi her biri yıldız mesabesindeki mana önderlerinin münacatları ve zikirleri bu kitapta toplanmış.
Şimdilerde okunması en çok tavsiye edilen dua veya dualarımızın kabulüne vesile olacak yer Enbiyâ Sûre-i Celîlesi'nin 69. ile 94. ayet-i kerimeleri arasıdır. Orada, başta ateşe atılan İbrahim (aleyhisselam) olmak üzere on bir enbiya efendimizin sıkıntıları, Rabbilerine teveccühleri ve Cenab-ı Hakk'ın bu teveccühlerine verdiği karşılıklar, lütuflar, ihsanlar anlatılmaktadır.
Bu kısmı her gün mutlaka okumak, dualarımızın kabulü için önemli bir vesile olabilir. Bahsedilen on bir, Peygamber Efendimiz'den mülhem on bir ve katları olabilecek rakamlar da adet olarak tesbit edilip paylaşılabilir.
Bütün bunları yaparken Bediüzzaman Hazretleri'nin işaret ettiği şu husus kesinlikle unutulmamalıdır: Kulluğun ve duanın sebebi Allah'ın emri olmalarıdır. Neticeleri de sadece Allah'ın rızasıdır. Bunun dışında hiçbir şey dua ve ibadet için birinci ve asıl maksat olamaz. Ancak bu dualar halisane bir şekilde, kulluk düşüncesiyle okunursa bu ihlâsa ve samimiyete terettüp eden bir kısım neticeleri olabilir.
İlahi rahmet, bu dualar hürmetine talep edilmeden bazı ikram ve ihsanlarda bulunur.
İşte daha önce tecrübe edilen bu ikram ve ihsanlardan dolayı bazı talepler için bir kısım hususi dualar tavsiye edilmiştir.