![]() |
EMPATİ Duy içime akan bulutu Karanlığın içinde Sade bir ışık kahrolası Ortamımı bozan telefon zırıltısı Neden anlamıyorum Yalnızlık içinde doğan bir güneş gibi Mumun dibinde Bir an olsun kendimden sıyrılmak Ta uzaklardaki kabuğa doğru gidip Ona can vermek için Yolculuğa atılan adımlardan birkaç tanesi Bu adımlar Sessiz ola dilber Sakın ses çıkartmayasın Bu sükunet içinde çıkacak ses Beni yerimden oynatır Delicesine sarsmaya Manyakça delişimler var içimde kendi topografyamdan anlamıyorum. Topografya ne ki? Yıllardır okuyorum narin bir çiçeği Onu da kopardım kökünden uzaklarda buz tutsun salkım hanımın tanelerini dinleyerek salkım söğüt göklere ne zaman gider Der demez. Aslında salındığını ve sallanan yüreğimde minik bir kuşun habercisi gibi gelen hain zıtdaş yollara dökülür. Sessizlik katar memleketine. Şenlik başlar yolda. Bir duadır okunmakta ve kopuk kopuk cümleler hiç kimse tarafından yarıdan fazla okunamaz hale dönüşür. Okumak istiyorum. Senden sana dair bir dua gibi alıcı ve imgesiz. İmge zalim bir cellatçasına saldırdığım bir yan. Saldırılarım aslında yaralı yürekte boğumlanan urganın boynumdaki izleri kadar yakın. Ne yazdığımı ne zaman anlatayım diye kendime sorsam. Önümde bir hızla akan kareler belirir. Neden yazarken bu zavallı insanları meşgul ediyorum ki. Aslında bir şey yazmadığımı insanlara anlatmak için delicesine çırpınıyorum. Necip milletimin değerli insanları her daim yazılarıma rast geldiğiniz anda, delicesine bir nefes alıp içi boş bir kavalın içini ısıtmaya çalıştığınızda emin olun ses çıkmayacaktır. Halen yoksa okuyor musunuz? Ses çıkmayan yerde beklemek keramet beklemek gibi bir şeydir. O da bende mevcut değil. Yeter artık defo… Size dair bir damla bile akıtamam. Pek damla da akıttığım söylenemez. Çünkü sizlere gerekli damlaların hepsi damlatıldı. Bu damlalardan nasipsiz kalanlardansanız inanın nalçaklar bende hiç yok. Ve yalnız bırakın yazımı Rahat olunca ne güzel dökülür kelimelerim. Karşılık bulmadıkça Azrail’in boynuma sarılışını hisseder gibiyim. Bir ikindi çayında, atlı bir kitapta kalan anıların tazelenişini, deli ayrık düşüncelerimi parçalarcasına her şeyimi ortaya koyarcasına haykırmak istiyorum. Sen daim düşüncelerimin sahibi! Gece İçinden yalnız dökülen fısıltı Fısıltıydı Dua ederim yalnızca kendi kemendimin Yorgun ve ağır anlarına Ses verilmemekte kararlı! Bir adam, yalnız bir kabuğun cansız haline can vermek için kendini kabuk yerine koyar. Ve bu kabukla dağın zirvesine gider. Sonra bu kabukla o zirveden tek bir şey görülür. Beni ses sahibi kılan evine dönmelisin. Ve yeniden düş görmeye başlamalısın. Sobanın etrafında Kıvrılan kedi Doğumunu kutlayan Muştulayanın adına oku! Genirmek için cola Ay ışığı seyrederken Aksine yakın olma saadeti Zihnin çıldırıp susuşu İçin delicesine haykırışı Zifiri karanlıkta Gelen giden fısıltı yapan Söz dolambacı Tıkırtıydı bir an ürküten yasağın delicesine delinişi bir böcek saadetinde yürünen yol “azizim zahir olmuş yüce pirden sessizlik kokar olmuş” tekerlenen oyuncak misketi usulca sokulduğum dost basit bir yanılgı ayrık düşüncelerin birikimi savruk anı azami derecede sıkıntı veren vuran! ruhuma bir teselli gerek aynada yansıyan zahir olsa da neden olmasın. (Patikalar) |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:27 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük