Müze-Kent görünümü, doğal güzellikleri, 15 medeniyetin izleri, kayalara oyulan Kral Mezarları ve Su Kanallarıyla sizleri bekliyor AMASYA.
Amasya, eski tarihlerde Harşena adıyla bilinir.
Amasya''ya hangi sıkıntı ile girilirse girilsin insanın gönlü rahatlar, huzur bulur. Her türlü sıkıntıdan uzaklaşır. Mısır gibi şöhretlidir. Nil gibi nehri vardır. Akan ırmağı hayat suyudur. Çok temiz ve çok güzel kokuludur. Seyretmeye doyum olmaz. Eski köşkleri muhteşem ve manzaralıdır.
Arkeolojik bulgulara göre Amasya''nın 7500 yıl öncesine (M.Ö. 5500) kadar uzanan bir geçmişi vardır. O dönemden itibaren Hititlerden Perslere, Romalılardan Osmanlılara kadar çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.
Bunun sonucu olarak Amasya bir bilim ve sanat merkezi haline gelmiş, dünyaca ünlü bilim ve sanat insanları yetiştirmiştir. Lokman Hekim, dünyanın ilk coğrafyacısı Strabon, ilk kadın divan şairi Mihri Hatun, hattatlar piri Şeyh Hamdullah bunlardan sadece bir kaçıdır.
Yeşilırmak boyunca dizilmiş "Yalıboyu evleri", Dünya'da ilk defa akıl hastalarının müzik ve su sesiyle tedavi edildiği Darüşşifa (Bimarhane), dağlara oyulmuş bulunan ve Amasya'nın her yerinden görülebilen Kral Kaya Mezarları, Ferhat'ın Şirin'e kavuşmak için kazdığı "Ferhat su kanalı", adı Amasya ile özdeşleşen "Misket Elması", Borabay gölü, kaplıcalar ve diğer doğal güzellikler Amasya'nın mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir belde olmasını sağlamaktadır.