İSRAİL



Yüzölçümü : 20.270 km²



Nüfus : 4.470.000



Başkent : Tel-Aviv



Önemli Şehirler : Tel-Aviv, Yafa, Hayfa



Yeri : Ürdün ve Lübnan ile sınırdır.



Dil : İbranice



Din : Musevilik, İslam



Para birimi : İsrail lirası



Önemli coğrafi yerler : Karmel dağı, Necef çölü, Şeria ırmağı.



KUBBE-TÜS SAHRA (692 İsrail)



Kubbe-tüs Sahra, Kudüs'te Eski Şehirdeki Tapınak Dağı'nın üzerinde. Modern şehir merkezinin doğusundadır.



Kubbe-tüs Sahra, Müslümanlar için çok önemli bir türbe olsa da, İslam'dan önce de kayda değer olan bir bölgede yer alıyor. MÖ 1. milenyumun başlarında Kral David Kudüs'ü ele geçirdiğinde, Tanrı'nın gazabına uğrayan bir nüfus sayımı yapmaya çalıştı. Sonuçta bir bela gerçekleşti. Durumu düzeltmek isteyen David, Kudüs'te İbrahim'in (a.s.) oğlunu kurban ettiği kayaya minber yaptırdı. Moriah Dağı'nın zirvesindeki bu kaya, birçoklarına göre dünyanın merkeziydi.

David'in oğlu Solomon daha sonra buraya altın kutu Ark of the Covenant'ın saklandığı büyük tapınağı yaptırdı. Bugün hala, alanda tapınağın kalıntıları bulunuyor. 6. yüzyılda, Nebuchadrezzar şehri yerle bir ettikten sonra, tapınak yeniden inşa edildi. Düzlük de, tapınak da MÖ 1. yüzyılda Kral Herod'un isteği üzerine genişletildi.

MS 7. yüzyılda, Kudüs'ün Arap fatihi Umar ibn-Khatib, orijinal kayayı ortaya çıkardı ve yakına bir cami yaptırdı. Daha sonraları, halife Abdülmelik, buranın Müslümanlar için bir ibadet yeri olması konusunda diretti. Hepsinin ötesinde burası Hz. Muhammed'in miraca çıktığı yerdir. Hz. Muhammed, melek Cebrail tarafından uykusundan uyandırılıp kanatlı bir at üzerinde Kudüs'e getirildi. Hira Dağı'nın zirvesinden göğe, Tanrı'nın huzuruna çıktı ve İslam'ın şartlarını öğrendi. Kubbe-tüs Sahra, Hz. Muhammed'in göğe yükseldiği yerde bulunuyor. Burayı ziyaret eden hacılar, peygamberin ayak izleriyle sakalını görebilir. Bina, 688-692 yılları arasında, inşa edildi. İslam'la ilgili dünyadaki en eski yapı olsa da, dizaynı Hıristiyan mimarisinin etkilerini taşıdığı için "İslam'dan uzak" diye nitelendirilir. Orijinalinin altından yapıldığı söylenen kubbe, üzerinde bulunduğu kutsal kayanın sembolü olarak görülür. 20 metre çapında ve 34 metre yüksekliğindeki kubbeyi taş sütunlar taşır. Dış tarafta sekizgen bir pasaj bulunuyor. Binanın ortasındaki kayayı çevreleyen pasajlar, ibadet sırasında hacıların özgürce hareket etmesine olanak sağlıyor.

İçeride bariz Bizans etkisi taşıyan bir mozaik bulunuyor. Hattatlık, türbenin yapıldığı dönemde İslam sanatının önemli bir parçasıydı. Binanın içinde şeritler halinde kitabeler yer alıyor. Bazıları, kubbenin içine boyanmış. Dış cepheler ilk başta cam mozaikle kaplı olsa da, 16. yüzyılda İslam mermerleriyle kaplandı. Kubbe-tüs Sahra'yı yaptıran Umayyad hanedanı mensubu halife Abdülmelik, binanın içinde anılsa da, daha sonraki Abbasi halifelerinden biri, bu kitabeyi değiştirerek, burayı kendisine mal etmeye çalıştı. Kitabenin üzerindeki ismi değiştirse de, tarihi değiştirmeyi unuttu, böylece Kubbe-tüs Sahra'nın hakkı hala Abdülmelik'e teslim ediliyor. Kubbe-tüs Sahra'nın bulunduğu Tapınak Dağı, üç ayrı dini inanışın yan yana olduğu bir yer.



JERICHO (MÖ. 9. Milenyum İsrail)



Kudüs'ün kuzeydoğusunda; Ölü Deniz'in kuzeyinde.



1930'larda eski Jericho'da kazı çalışmaları yapan arkeologlar, yerle bir olan duvarı bulduklarını düşündü. Ancak, sonradan buldukları kalıntıların Joshua'nın dönemi olan 13. yüzyıldan bin yıl önceye ait olduğu anlaşıldı. Eski Ahit'te sözü geçen bölge, Jericho'nun 1.5 km dışındaki Tel-es Sultan. 1950'lerde Britanyalı arkeolog Kathleen Kenyon yönetiminde yapılan kazılar, sadece Joshua'dan eski olmadığını, aynı zamanda dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunu ortaya koydu. Ancak çok sayıda arkeolog bu kesin iddiaya sıcak bakmıyor. Taş devrinin ortalarında, MÖ 9000'lerde, göçebe avcılar burada kamp kurdu. Bölgede onlara ait bir ibadet yerinin olduğu sanılıyor. MÖ 8000'lerde burada bir kasaba kuruldu. Tahta direklerle ayakta duran toprak tuğladan evler, bulunan en eski ikametgahlardan. Şehir 800 metre uzunluğunda, 9 metre çapında ve 9 metre yüksekliğinde taş kuleli sağlam bir duvarla korunuyordu. Şehrin insanları, göçebelerin aksine, tarımla uğraşıyordu. Bölgede buğday ve arpa parçalarının yanında kazı gereçleri, ekin biçmede kullanılan kürekler bulundu. Burada ayrıca Ürdün Nehri'nin çorak vadisini çevreleyen alanda yeşil bir vaha yaratan yer altı pınarları var. Büyük olasılıkla Jericho halkı, toprağını nasıl sulayacağını öğrenmişti. Sonuç olarak burası göçebelikten tarım toplumuna geçilen, uygarlık tarihinde önemli adımlarının atıldığı bir bölge. MÖ 7000'de yangınla yok olan ilk şehrin kalıntılarının üzerine eskisinden büyük bir şehir inşa edildi. Sonradan bölgede daha başka duvarlı şehirler kuruldu. MÖ 1. yüzyılda, Judea'nın Ramalı kukla hükümdarı Herod, 1.5 km güneye Roma tarzı bir saray yaptırdı. MÖ 4'te, hayata gözlerini burada yumdu. Halife Hisham da civarda lüks bir saray inşa etti.