YUNANİSTAN
Yüzölçümü : 131.990 km²
Nüfus : 10.066.000
Başkent : Atina
Önemli Şehirler : Atina, Selanik, Patras, Dedeağaç, Dimetoka, Gümülcine, Yenice, Kavala, Drama, Serez, Karaferie, Kozani, Katerini, Lacissa, Korfu, Yanya, Tırhala, Golos, Domokos, Lamia, Agrinion, Kalamai, Hanya, Kandiye, Korent, Pire, Chalkis.
Yeri : Doğusunda Ege Denizi, batısında Arnavutluk ve Yunan Denizi, güneyinde Akdeniz, kuzeyinde Arnavutluk ve Yugoslavya bulunur.
Dil : Yunanca
Para birimi : Drahmi
Önemli coğrafi yerler : Rodop dağları, Khalkidike dağları, Makedonya dağları, Epir, Pindos, Peloponnesos dağları.
METEORA MANASTIRLARI (1350 Yunanistan)
Manastırlar, Kalambaka kasabasının yakınında; Larisa üzerinden Atina'ya 426 km uzaklıkta.
Meteora, "havada" anlamına geliyor. Bu manastırlar da oldukça yüksekte. Pindus Dağları'nın 549 metre yüksekteki zirvesinden Yunanistan'ın merkezindeki Thessaly'de bulunan Pinios Nehri'nin vadisine bakıyorlar. 1920'lere dek, ziyaretçiler ya bu yamaca takılı 30.5 metrelik tehlikeli merdivenleri (Saldırı durumunda bunlar yukarıya çekilebiliyordu) çıkmak zorunda kalıyor ya da bir file üzerinde halatla yukarıya çekiliyorlardı. Halatın ancak koptuğunda onarılacağı konusu halk arasında artık bir şaka konusu haline gelmişti.
Malzemeler yukarı hala bu fileyle çekilse de, Kalambaka'dan buraya ulaşımı kolaylaştıran bir yol yapılınca, Birinci Dünya Savaşı, özellikle de 1960'lardan sonra buraya gelen ziyaretçilerin sayısında büyük bir artış görüldü.
Bugün ulaşım, kayaların içine oyulan basamaklar ve ve köprülerden geçilerek sağlanıyor. Çok sayıda keşiş, mahremiyetine yeniden kavuşmak için buradan taşındı. Bugün burası bir yerleşim yerinden çok müze görevi görüyor. Çok eski zamanlardan beri, gündelik hayatın zevklerinden uzak, izole yerlerde Tanrı'ya tapmak Hıristiyanlığın öğelerinden biri olmuştur. Aztekler 12. yüzyılda, bu bölgedeki kayaların içindeki mağaralarda yaşasa da, buradaki ana manastırın ilk kurucusu Büyük Metereon'un gelişi 1350 yılını bulur. Meteoran, Atos Dağı'ndan gelen St. Atanasios adlı bir keşişti. Efsaneye göre, bugün manastırın olduğu kayalığın üstüne, bir meleğin ya da kartalın üzerine binerek çıkmıştı. Öğrencisi, Serbiya kralının oğlu Joasaph, 30 ya da 40 yıl sonra vakfı büyüttü.
15. ve 16. yüzyılda, Türkler Thessaly'i fethettikten sonra burada 30'un üzerinde toplum doğup yaşasa da, 17. ve 18. yüzyıldaki düşüşle beraber çoğu yok oldu. 19. yüzyılda, manastırlar, araştırmacı ve inatçı seyyahların ilgisini çekti ve buranın namı kulaktan kulağa yayıldı.
Baş döndürücü abislere bakan galerileriyle kiremit çatılı taştan manastırlarda, keşişlerin kaldığı dar hücreler, kilise ve yemekhane yer alıyordu. Kayaların içine oyulan sarnıçlarda yağmur suyu toplanıyordu. Agios Varlaam'daki yemekhane 1960'larda müzeye çevrildi. Büyük Meteoron'daki mutfakta biçimsiz kap ve kepçeleri görebilirsiniz. Her ikisinde de, kiliseler cehennemi ve acı çeken şehitlerin kafası uçurulurken, çekiçlenirken, bıçaklanırken, yanarken resmeden fresklerle dolu. İzole edilmiş Agios Nikolaos manastırında, Creteli Theophanis adlı bir sanatçı tarafından yapılan 16. yüzyıl fresklerine rastlanıyor. Manastırlar sadece erkeklere özel olsa da, burada rahibeler de vardı. Onlardan biri olan Agios Stephanos'a korkutucu bir kanyonu geçen köprü üzerinden ulaşılıyordu.
PARTHENON (M.Ö. 450 Yunanistan)
Parthenon, modern Atina'nın uzandığı tepenin yanındaki tarihi kent Acropolis'te yer alıyor.
Atina'nın bakire koruyucusu Atina Parthenos için yapılan bu tapınak, klasik mimarinin en önemli örneği, sanatsal bir şaheser olarak kabul edilir. Bina, MÖ 5. yüzyıla ait. MÖ 480'de Atina'da firtınalar estiren Persler bu tarihte yenilgiye uğramıştı; eyalet yöneticisi Pericles bir gurur ve kendine güven abidesi olarak dolaşıyordu. Bu hava müsrif bina yapım programına da yansımıştı ve finansmanı, Atina'nın müttefiklerinin verdiği vergilerden sağlanıyordu. Klasik uygarlık doruk noktasındaydı ve Atina'nın Acropolis'teki yeni tapınağı bu gerçeği tüm dünyaya gösteriyordu. Parthenon, 69.5 metre uzunluğunda ve 30.5 metre genişliğinde Dorik tarz bir tapınak. Dış kolonlar, altın ve fildişinden yapma dev bir tanrıça heykelinin bulunduğu türbenin yer aldığı iç binayı (cella) çevreliyordu. 8'i önde, 17'si yanlarda olmak üzere, yukarı doğru incelen 46 kolonla çevriliydi. Kolonlar mermer, çan ahşaptı. Binanın stili, basit kereste binaların gelişmiş haliydi. Parthenon, taş yapısıyla mühendislik sorunlarına bulunan eski çözümlerin zarafetini ortaya koyuyor. Ancak, sade çizgisi ve formu yanıltıcı: Iktinos adındaki Yunanlı mimar, binaya aşağıdan yukarıya bakan gözü okşayan bir yapının nasıl olacağını titizce hesaplayan bir perspektif ustasıydı. Parthenon, Atina'daki eski bir tapınağın temelleri üzerine kurulmuştu ve bir zamanlar içinde büyük heykeltıraş Phidias'ın tanrıça heykeli yer alıyordu. Atina, savaş tanrıçası olduğu gibi, sanatın da öncüsüydü.
Parthenon, bir tapınak olmakla beraber, aynı zamanda çok sayıda heykele ev sahipliği yapan bir çeşit sanat galerisiydi. Bina dışarıdan bakıldığında görülebilen figürlerle bezeliydi. Ancak çok sözü edilen "Parthenon frizi" (yarısı Lord Elgin tarafından Londra'ya götürülen ve 1816'da British Museum tarafından satın alınan) 12 metre yükseklikte bulunuyor ve hak ettiği ilgiyi göremiyordu. Yunan tapınaklarının parıltılı beyaz binalardan oluşan modern görünümü yanıltıcı.
Parthenon'un orjinali, zevksiz olmasa da, renkli bir tarzda boyanmıştı. Son yıllarda mermer Atina'daki kirli havadan ve Acropolis'e akın eden turistlerden kötü bir şekilde etkilendi. Geçmişte bina, farklı amaçlarla kullanılmış, Yunan Ortodoks Kilisesi, Roma Katolik Kilisesi ve cami olarak hizmet vermişti. 1687'deTürk ordusu, tapınağı havaya uçurmayı başaran Venedik güçlerini kuşatırken, burayı barut deposu olarak kullanmıştı. Şüpheli 19. yüzyıl restorasyon tasarıları bir yana itilmişti ve bugün -çoğu yeri ip çekilerek sınırlandırılmış ve içinde bulunan heykellerin birçoğu yabancı ülkelerin müzelerinde olduğu halde- nefes kesen bir yapı.
Parthcnon Frizi
Tanrıça Atina'nın doğum günü her yıl Atina'da kutlanırdı ve her 4 yılda bir, tören alaylı, tanrıça heykeline yeni bir kaftanın sunulduğu özel bir kutlama yapılırdı. 152 metreyi geçen uzunluktaki Parthenon frizinin bu tören alayını temsil ettiği düşünülmüştür. Üzerindeki detaylar da bu yorumu doğrular nitelikte. Yine de bazı anormallikler var. Profesör John Boardman, yakın bir zamanda, frizin MÖ 490'daki Marathon Savaşı'nda Perslerle savaşıp hayatını kaybeden 192 Yunan kahramanını anlattığı teorisini ortaya ata. Atina'nın yanındaki tanrılar, bunun sanılandan önemli bir tören olduğunu gösteriyor. Parthenon frizindeki panellerin yarısı British Museum'da görülebilir.