Yüzölçümü : 11.779 km²
Nüfus : 9.897.000
Başkent : Brüksel
Önemli Şehirler : Brüksel, Liege, Bruges, Mons, Antwerp, Gent, Hasselt, Namur, Arlon, Oostende
Yeri : Kuzeyinde Kuzey Denizi ve Hollanda ile kuşatılan ülke, Federal Almanya, Lüksemburg ve Fransa ile çevrilmiştir.
Para birimi : Belçika frankı
Dil : Flamanca, Fransızca, Wallon lehçesi
Önemli coğrafi yerler : Flaman ovası, Brabant yaylası, Wallon yaylaları, Maas ırmağı, Escaut ırmağı.
GRAND PLACE (1402 Belçika)
Belçika'nın başkenti Brüksel'dedir.
Bir dönem Brüksel'de yaşayan 19. yüzyıl Fransız yazan Victor Hugo, Grand Place'in dünyanın en güzel meydanı olduğunu söylemiş ve birçokları da ona katılmıştı. Flaman gotik tarzdaki ihtişamlı belediye binası, özenle inşa edilmiş kraliyet sarayı ve şehrin zengin tüccar takımının altın bezeli yüksek evleri ile göz alıyor. Sütunları, süslü damları, heykelleri, büstleri, ganimetleri, tarabzanlan ve madalyonları bir opera sahnesini andırıyor. Meydanda her gün bir çiçek, Pazar sabahları ise kuş pazarı kuruluyor. Eski zamanlarda meydanda Burgonya asaletini gözler önüne seren mızrak dövüşleri yapılıyordu. Meydan önceden, Serme Nehri kenarındaki bataklık köyü olan eski yerleşim bölgesinde pazar yeriydi.
Meydanın neredeyse bir yanını boydan boya kaplayan belediye binası Hotel de Ville'in yapımına 1402'de başlandı, önemli kısmı 1480'de tamamlandı. Burgonya Dükü'nün mimarı Jan van Ruysbroek tarafindan tasarlanan 91 metrelik kule, 1450'lerden kalma. Tepesinde, şeytanı çiğnerken aynı zamanda pervane görevi gören St. Michael'in bakır heykeli yer alıyor. Binanın ön yüzünde, 19. yüzyıldaki orijinallerinin yerine konan 100'den fazla heykel var. İçerideki odalar, tablolarla ve Brüksel'e has duvar halılarıyla süslü. İç avludaki iki çeşme, Belçika'nın belli başlı nehirleri Scheldt ile Meuse'u temsil ediyor.
Karşı taraftaki Maison du Roi, adına rağmen hiçbir zaman bir kraliyet evi olmadı. Daha çok, sömürge ülkelerin İspanyol yöneticilerinin atadığı valiler tararından kullanıldı. 1873 ve 1895'te, 16. yüzyılın süslü tarzıyla yeniden yapılan bina, bugün şehrin tarihini anlatan bir müze. Burada, yüzyıllar boyunca şehrin maskotu Mannaken Pis'e hediye edilen 300'ün üzerinde kostüm sergileniyor. Buradaki evler, Brüksel'in tüccar prensleri tarafından iş toplantılarında ve eğlence amaçlı kullanılıyordu. Orijinalinde ahşaptan yapılmıştı ancak 1695'te, Fransızlar şehri 36 saat boyunca bombaladığında meydan büyük hasar görmüştü. 16 kilise ve binlerce ev yıkılmıştı. Şehrin tüccar takımı, evleri bu kez en abartılı ve şaşalı barok tarzında yeniden yaptırmak için su gibi para akıtmıştı. Evlerin üzerinde isteğe göre isimleri işlenmişti. Le Renard (Tilki), 7 Numara'da, kapı girişinin üzerinde altın bir tilki yer alıyor. Victor Hugo, 26 Numaralı Le Pigeon'da (Kuğu) oturdu. Okçu loncasına ait olan ve kapısında Romulus ile Remus'u emziren bir kurt kabartması olan 10 Numara'nın, L'Arbre d'Or (Altın Ağaç) üzerinde yiğit bir binici heykeli yer alıyor. Damda, Brüksel'in yeniden doğuşunu simgeleyen altından dev bir anka kuşu var.