Bu iki hücre grubunun ortaklaşa çalışması neticesinde kemikler büyüyerek iskeleti oluştururlar.
Çocukluk döneminde osteoblastların işi daha ağırdır, çünkü büyüme oldukça hızlı olduğundan kemik yapımı yıkımdan daha fazla olmalıdır. Ancak iskelet belli bir olgunluk düzeyine eriştikten sonra yapım ve yıkım süreçleri birbirlerini dengelemeye başlar.
Her insanda kemiklerde bulunan bu hücreler aynı görevleri görürler. Hepsi kemik yüzeyini nasıl inşa edeceklerini bilirler. Kafatasındaki kemiklerle uyluk kemiği arasındaki farklılıkları bilerek bu kemiklere nasıl şekil vereceklerini, ne zaman uzamalarının duracağını, incelik ve kalınlıklarının nasıl olacağını bilirler. Çocukluk döneminden de haberdardırlar. Bu dönemde daha fazla işleri olduğunu bilerek hareket ederler.
Bu işlemlerin sıralamasında hiçbir karışıklık yaşanmaz. Her hücre grubu tam gerektiği anda aktif hale geçer. Bu planlı oluşum sayesinde bütün kemikler görevlerini en iyi şekilde yerine getirebilecek bir yapıya ve şekle kavuşurlar.
Kemik hücreleri bu üretim ve planlama yeteneklerini nasıl kazanmışlardır? Şuursuz atomlardan oluşan bir hücre planlama yapamaz. Karar veremez. Vücuttaki dengelerden haberdar olamaz. İhtiyaçları hissedip önlem alamaz. Ancak insan bedenindeki trilyonlarca hücrenin her biri şuurlu bir insan gibi davranmakta, hatta insandan daha yüksek bir akıl göstermektedir. Bu durum hücrelerin üstün bir güç tarafından yönetildiklerini ve yönlendirildiklerini gösterir. Hücrelere neler yapacaklarını ilham eden büyük bir kudret sahibi olan Allah'tır.