Vucudumuzu örten tabaka Deri

Derimiz vücudumuzu örten en büyük organımızdır.


Bir anlamda bedeni ve organizmayı çevreden ayıran dış duvardır. Bu niteliğiyle; mekanik, kimyasal ve biyolojik dış etkilere karşı bedeni koruyucu fonksiyonu vardır. Yaklaşık iki m2 alanı kapsar. Bedenle ilgili çok önemli bazı işlevleri yerine getirir: Herşeyden önce sağlığın aynasıdır, vücut su dengesini ve ısısını düzenler, vücudun kurumasını engeller, ter bezleri vasıtası ile zararlı maddeleri atar, solunum yapar. Bir duyu organıdır: derimizle dokunur ve hissederiz. Ayrıca duygularımızı ifade etmede de yardımcımızdır. İnsanlar kızardıklarında veya sarardıklarında aslında duyguları görünür hale gelmektedir. Cilt aynı zamanda bağışıklık süreçleriyle de ilgilidir ve metabolik fonksiyonlara (D2vitamini ve kolesterol sen¤¤¤i) sahiptir.

Derinin yerine getirdiği işlevler karmaşık bir yapıyı gerekli kılmıştır. Bu nedenle deri, her biri farklı bir doku yapısına sahip üç ayrı katmandan oluşur. Yüzeyden derine doğru bu tabakalar şunlardır:

ÜST DERİ (Epidermis),
ALT DERİ (Dermis),
DERİ ALTI(subkutis).


ÜST DERİ (Epidermis):


Epidermis derinin en dıştaki tabakasıdır. Asıl olarak "Keratinosit" adı verilen hücrelerden oluşur. Kalınlığı vücudun bölümüne, yaşa ve cinsiyete bağlı olarak değişir. Epidermis de kendi içinde dört farklı tabakaya ayrılabilir. En alttaki tabaka "stratum basale epidermidis" adını alır ve tek sıra hücrelerden oluşur. Bu Üst deri hücrelerinin oluştuğu ilk tabakadır. İkinci tabaka "stratum spinosum epidermidis" veya, "stratum granulosum epidermidis" adını alır. Bu alttaki tabakada oluşan hücrelerin evrimleşmesi ve üstüste birikmesiyle oluşmuştur. En üstte de neredeyse tümüyle ölmüş hücrelerden ""stratum corneum epidermidis" tabakası vardır.

En alt tabakada oluşan Keratinositler yaklaşık 21-25 günlük bir süreç içinde yapılarını değiştirerek üst tabakalara doğru yol alırlar. Bir keratinositin bütün tabakaları kat ederek cansız bir keratin tabakasıhaline gelmesine kadar geçen süre "derinin çevrimi (turnover)" olarak adlandırılır.

Epidermiste mevcut diğer hücreler arasında adına "melanosit" denilen deriye rengini veren yani pigment üreten hücrelerle birlikte, derinin korunmasında rol oynayan Meckel hücreleri, Langerhans hücreleri, lenfositler bulunur.

Derinin bir alttaki tabakası olan "Dermis" ten farklı olarak bu tabakada damarlar bulunmaz. Beslenme, altta bulunan dermisten doğrudan geçiş (difüzyon) yoluyla olur.

ALT DERİ (Dermis):


Asıl deriyi oluşturan "alt deri(Dermis)" deriye elastikliğini veren lifli ve damarlarla sinirleri içeren bir dokudur. Bunun da aslında iki tabakası vardır: "stratum papillare" ve "stratum reticulare".

İnce yüzey tabakası olan stratum papillare ince elastik lifler içerir ve adeta bir parmak gibi çıkıntılar oluşturarak daha üstteki tabakanın deriye sağlam bir şekilde tutunmasını sağlar. Bu parmaksı çıkıntıların içinde yoğun bir kılcal damar ağı mevcuttur ve epidermise kan gitmesini sağlarlar. Stratum papillare aynı zamanda çeşitli savunma hücreleri de içerir (histositler, fibroblastlar, mast hücreleri ve bağışıklık hücreleri). Ayrıca hissetmemizi sağlayan serbest sinir uçları ile dokunma ve basınç algılayıcıları gibi yapılar da bu tabakada bulunmaktadır.

Daha alttaki "Stratum reticulare" ise asıl olarak vücut yüzeyine paralel uzanan kalın kollajen lif demetleri ve elastik liflerden ibaret bir ağ yapısı oluşturmaktadır. Çeşitli tipte salgılar üreten ter ve yağ bezleriyle bunların salgılanmasında rol oynayan kas hücreleri ile birlikte kıl ve tüylerle ilgili yapılar da bu tabaka içinde yer alır. Ayrıca tüm bu yapıları birleştiren ve desteğini sağlayan bağ doku hücreleri de bu tabaka da yer alır.

Daha alttaki deri altı dokusuna bitişik olan asıl deri bölümü ana işlevi vücut sıcaklığı ile kan basıncını düzenlemek olan küçük ve orta boy damarların oluşturduğu bir ağ yapısına da sahiptir.

DERİ ALTI(Epidermis):


"Subcutis" denilen deri altı tabakası dermisin altında bulunur. Aslında bu iki tabaka arasında net bir sınır bulunmaz ve her iki bölümün kalınlıkları ve geçiş özellikleri cinsiyete, yaşa, beslenme durumu ve yaşam koşullarıyla, vücudun hangi bölgesinde olduğuna göre değişir. Deri altı doku yapı olarak yağ ve bağ dokusundan oluşur. Temel işlevi taşımak ve bağlamaktır. Enerji deposu ve mekanik tampon görevi de yapar ve vücudu sıcaklık dalgalanmalarından korur. Bu tabaka bir altta yer alan kas tabakanın etrafındaki kılıfa (fasya) kadar uzanır.

Deri altı doku içinde de kan damarları, sinirler ve lenf damarlarının geçtiği bağ doku perdelerinin birbirine bağladığı yağ dokusu topkaçıkları (lobülleri) bulunur.

Yaşlanma ve ihtiyarlama ile birlikte derinin gelişimi tersine döner. Epidermis ve dermis incelir, melanosit yoğunluğu azalır. Dermisteki damar ağı ve adneksler zayıflar ve elastin fibrilleri kalınlaşır, ileri yaşlarda kıl folikülleri, yağ bezleri, apokrin ve ekrin bezler atrofiye uğrar. Zamanla deri kendisini koruyucu, duysal ve iletişimsel özelliklerini kaybeder. İlerleyen yaşla birlikte, deri, yeterli yağ ve su depolayamaz doğal elastikiyetini kaybeder ve incelir.