1793'te Grenoble'da doğan Stendhal, 1842'de Paris'te öldü. Gençliğinde orduya katıldıysa da askerlik yaşamının kendisine göre olmadığını anlayıp Paris'e döndü. Tiyatro ve felsefeyle ilgilendi. Askerliğe kısa süreli bir dönüşü oldu.
Aşık olduğu bir kadının peşinden gittiği İtalya'da uzun yıllar kaldı ve buradayken yazı çalışmalarına başladı. 1827'de ilk romanı Armance'ı yayınlattı; 1829'de "Roma'da Gezintiler", 1830'da "Kızıl ile Kara" yayımlandı.
Para sıkıntısı çektiği için devletteki görevini sürdürüyordu. Başyapıtlarından biri olan "Parma Manastırı" nı, konsolosluk görevinden izinli olarak ayrıldığı sırada tamamladı ve 1839 yılında yayımladı. Kitap yazabilmek için sürekli olarak görevinden izin alıyordu. Son aldığı izinde, Paris'e döndü, ama yaşamı sokakta son buldu.
Stendhal, çağdaşları tarafından önemi anlaşılamamış olsa da, psikolojiyi ön plana çıkaran romancılardan sözedildiğinde ilk akla gelen adlardandır. Keskin gözlemleri, kişilik çözümlemeleri, sezgileri, süslemesiz sayılan üslubunun temel özelliği olan hareketle birleşince, Stendhal, en az kendi kişiliği kadar renkli yapıtlar sunabilmiştir.
Hem muhafazakar hem liberal, hem yurtsever hem kozmopolit, hem taklitçi hem özgün, hem açık yürekli hem kapalı kişiliği, romanlarına da yansımıştır.