Rıza Şah Pehlevi 16 Mart 1878'de İran'da doğdu. Ordu içinde yükselerek başa geçmiş ve Pehlevi hanedanını kurmuştu. Pehlevan kabinesine reislik eden bir ailedendi. Babası albay Ali Han'ın ölümünden sonra annesi ile Tahra'ya giderek Rusların eğittiği bir İran askeri birliğine yazıldı. Güçlü kişiliği ve önderlik yeteneği ile kısa sürede yükseldi. Bu sırada yüzyıllardır süren kötü yönetim ve saldırgan dış güçlerin yürüttü savaşlar nedeni ile İran Çökme ve bölünmenin eteğine gelmişti.
İktidara el koyup etkili ve disiplinli bir askeri gücün desteği ile güçlü bir hükümet kurarak kargaşaya son vermeyi amaçlayan Rıza Han, ordu içindeki genç ve ileri unsurları örgütleyerek 21 Şubat 1921'de 1200 kişi ile Tahran'ı ele geçirdi. Böylece genç bir gazeteci olan Seyit Ziyaettin Tabatabai'nin başbakanlığa, kendisinin de önce silahlı kuvvetler komutanlığına, ardından savaş bakanlığına getirilmesini sağladı. Başbakanın ardından 1923'de bu görevi de üstüne aldı. Avrupa'da tedavi gören ve çağrılara karşı dönmeyi red eden Ahmet Şah'ın 1925'te tahtan indirilmesinden sonra toplanan kurucu mecliste yeni şah olarak seçildi.
Nisan 1926'ta taç giyen Rıza Şah başbakanlığı sırasında başlattığı reformları sürdürdü. 1928'te yabancı devletlerle imzalanmış tek yanlı anlaşma ve sözleşmeleri bozarak bütün ayrıcalıklara son verdi. Trans İran demiryolunu inşa ederek büyük kentlerin birbirine bağlanmasını sağladı. Kadınlara bazı haklar sağlayarak çarşaflarını çıkarmalarını istedi. Fiilen yabancıların denetimin de olan bankaları ve ulaşım sistemini millileştirdi. Okullar, yollar, hastaneler yaptırdı. İlk Üniversiteyi kurdu.
Rıza Şah'ın İngiltere ve SSCB'yi birbirine karşı kullanmaya dayanan dış politikası, II. Dünya Savaşı koşullarında başarısızlığa uğradı. Yerini oğlu Muhammed Rıza Pehleviye bırakan Rıza Şah Kanada'ya gitmek istediyse de İngiliz hükümetince önce Mauritius'a oradan da Johannesburg'a gönderildi ve orada öldü.