30 Mart 1844 yılında Fransa’nın Metz kasabasında doğan ünlü şair Verlaine, Fransa'da ve dünyada hala en çok okunan şairlerdendir. Verlaine, 1862’de liseyi bitirdikten sonra bir sigorta şirketinde memur olarak çalışmaya başladı. Çalışırken bir yandan da şiir yazıyordu. Paris’te Mallarme, Villiers de L’isle-Adam gibi şiirlerle ve Parnasçı şiir akımının temsilcileriyle tanıştı. 1866 yılında “Çağdaş Parnas” adıyla yayımlanan derlemeye o da sekiz şiiriyle katkıda bulundu. Aynı yıl, Baudelaire ve Charles-Marie-Rene Leconte de L’isle’in etkisindeki şiirlerinin yer aldığı ‘Zühal Şiirleri’ adlı ilk kitabı yayımlandı.
1869’da çıkan ‘Çapkın Törenler’ Parnasçı şiir öncüsü Gautier’nin savunduğu, ‘resmi şiire dökme’ anlayışına uygun olarak, 18. yüzyıl ressamlarının yapıtlarını, şiirlerinde yansıtmaya çalıştı. Şiirleriyle olduğu kadar şiir ve şairler üstüne yazdığı yazılarıyla da sanat evreninde önemli bir yer tutan Verlaine, 1870’te büyük bir aşkla bağlandığı Mathilde Maute’yle evlendi. O yıl yayımladığı “Tatlı Şarkı”, karısına yazılmış aşk şiirlerinden oluşuyordu. 1872 yılında karısını ve yeni doğan çocuğunu bırakarak Paris’i terketti. Kendinden on yaş küçük olan Arthur Rimbaud ile aralarındaki tutkulu ilişki, Brüksel ve Londra’da birlikte sürdürdükleri serseri yaşam, yeni şiirlerine esin kaynağı oldu.
1873’te Brüksel’de, duygusal bir kriz anındaki bir kavga sırasında kendisinden ayrılmak isteyen Rimbaud’a ateş ederek yaraladı ve iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1880 yılında yayımlanan ‘Usluluk’ şiirleri, bu Katolik döneminin duygusal arayışlarını dile getirir. 1875’te hapisten çıktıktan sonra bir süre tam bir rahip yaşamı sürdürdüyse de, daha sonra Stuttgart’a Rimbaud’yu görmeye gitti. Ünlü bir şair olmuştu ama son yıllarını kira odalarında, akıl hastanelerinde, yalnızlık ve yokluk içinde geçirdi. Şiiri, daha önceki dönemlerindeki gücünü kaybetmiş olsa da, yazmayı sürdürdü.
Verlaine, ilk dönemlerinde romantizme tepki olarak başlayan ve biçimsel yetkinlik temelinde öznellikten uzak, arı bir şiire yönelen Parnasçı şiir akımından etkilendi, ancak daha sonraki yıllarda Parnasçılık’tan uzaklaştı. Tüm dünyada kendinden sonra gelen şairler üzerinde iz bırakan Verlaine için önemli olan; kesinlikten uzak, yer yer belirsiz ve kapalı, kolay yakalanamayan, esnek ve uçucu bir şiir dilinin yaratılmasıdır. 8 Haziran 1896 yılında ölen şair, şiirlerinde değişik ölçüler kullanarak ölçüde tekdüzeliği bozdu, durakları kaldırdı, özgür dizenin ve serbest şiirin kuruluşunu hazırladı.