Cumhuriyet devri roman ve hikaye yazarlarından olan Oğuz Atay İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ ni (1957) bitirdi. İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi İnşaat Bölümü’ nde öğretim üyeliği yaptı. TRT 1970 Sanat Ödülleri yarışmasında başarı ödülü kazanan (Şubat 1971) Tutunamayanlar romanı sonradan iki cilt olarak basıldı.
Tutunamayanlar romanı aynı zamanda kendi oynunu oynamıştı yazar. Günlük adlı eserinde bu romandan hareketle insanlara sitemde bulunuyordu sanki; "Ey insanlar sonunda bunu da mı yapacaktınız bana" diyen yazar, toplumla entellektüelin çatışmasını en iyi şekilde yansıtıyordu. Romanları ve oyunlarındaki kişiliklerin hemen hemen hepsi arafta kalmışlığın portresi var gibiydi.
Oğuz Atay'ın en önemli projelerinden biri de Türkiye'nin psikolojisini çıkarmaktı. Fakat 13 Aralık 1977'de genç denilebilecek bir yaşta öldü ve bu eserini yazamadı. Oğuz Atay genelde Tutunamayan romanıyla anılır. Fakat Tutunamayanlar'ın bir devamı niteliğinde çıkardığı "tehlikeli oyunlar", "hem biçim hem de ele aldığı temalar açısından “Tutunamayanlar”dan hiç de aşağı değildir. Üstelik, ilkinin birçok okuyucuya dağınık gelen olay örgüsü yerine, ikincisinde daha derli toplu bir anlatımı seçmişti yazar, ama bir tür okuyucu için 80’li yıllarda neredeyse külte dönüşen “Tutunamayanlar”ın yanında sönük kalmaktan kurtulamadı “Tehlikeli Oyunlar”.
Yaşamı ve küçük burjuva aydını alaya almaktan hoşlanan Atay, kitaplarının dönemsel ve eşitsiz ünlenişini görseydi herhalde çok eğlenirdi. 71-75 yılları arasında yayınlanan, ama pek ilgi görmeyen, 83’den sonraysa her entellektüelin -okumasa bile- kitaplığında bulunması zorunlu olan Oğuz Atay külliyatı, 90’lı yıllarda yine unutulanlar arşivine kaldırıldı. Elbette satış adetleri ile edebi değer arasında doğrudan bir ilişki yok, ve Oğuz Atay, Türk romanının en önemli yazarları arasında yerini çoktan aldı." (A. Ömer Türkeş) Bu olguyu hemen hemen bütün eserlerinde inceleyen Atay, daha sonraki bir çok romancının da esin kaynağı oldu.