Rus iktisatçı Kondraçev, SSCB'de piyasa ekonomisine yönelik eğilimleri savundu. Kapitalizmde uzun süreli iktisadi dalgalanma kuramıyla tanınmaktadır.
Kondraçev, Orta Rusya'nın Kostroma (Ivanovo) eyaletinin Galuyevskaya köyünde dünyaya geldi. Liseyi bitirdikten sonra Sen Petersburg Üniversitesi'nde 1910 yılında hukuk okumaya başladı. Ne var ki, aradan çok geçmeden ilgi alanı ekonomik sorunlara yöneldi ve Kondraçev iktisat fakültesine geçti.
1915'te "Kostroma eyaletinin Kineşma ilçesindeki ekonomik gelişimi"ne ilişkin çalışmasıyla diplomasını almaya hak kazandı.
Kondraçev 1916'da Petersburg Bölgesi İstatistik ve Ekonomi Dairesi'nde çalışmaya başladı. Kurucu (anayasa koyucu) meclise seçildi ve Ekim İhtilali'nden kısa bir süre önce, geçici hükümet tarafından besin maddeleri bakan yardımcılığına getirildi. Çar devrildikten sonra 1918'de Kondraçev Rusya Köylü Temsilcileri Kurulu'nun hazırlık çalışmalarına katıldı. Bilimsel makale ve analizlerle besin maddeleri sağlama konusunu işledi ve tarımla ilgili problemlerin çözülmesi için önerilerde bulundu. Bolşevikler kurucu meclisi fesh ettikten sonra, Kondraçev Moskova'ya taşındı ve burada 1920'de yeni kurulan İktisadi Etkinlikleri Araştırma Enstitüsü'ne yönetici olarak atandı. Aynı zamanda Moskova Üniversitesi'nde doçent olarak görev yaptı.
1922'de yayınladığı "Savaş ve İhtilal Sırasında Hububat Piyasası ve Düzenlenmesi" adlı makalesiyle Kondraçey, Sovyetler Birliği'nin tarımsal sorunları üzerinde durdu. Sovyetler Birliği'nin modern ve verimli bir devlet olarak gelişebilmesi için, Kondraçev bir iktisatçı olarak, piyasa ekonomisine önem verilmesi gerektiğini savunuyordu. Buna uygun olarak Lenin tarafından ilan edilen Yeni Ekonomi Politikasını destekledi ve piyasa yasalarına uymayan her türlü plânlı ekonomi eğilimine karşı koydu. 1923'ten sonra beş yıllık tarım planının hazırlanmasında sorumlu bir rol üstlendi. Dış ülkelerden sermaye toplamaya çalıştı ve uluslararası bir işbölümü yapılmasına talep etti. Küçük çiftçilerin kooperatiflerle bir araya toplanmasına taraftar olmakla beraber, daha büyük ve verimli çalışabilen büyük tarım işletmelerini destekledi. Kondraçev bu önlemleriyle büyük çiftçilerin bir sınıf olarak tasfiye edilmesini (Kulak=büyük toprak ağası olarak kovuşturulmasını) talep eden Stalin'in gözünden düştü.
1921'de Lenin tarafından başlatılan ekonomi programı, serbest iç ticarete yeniden izin verdi. Çiftçilerin artık ürünlerini (yani talep edilen miktarın üzerindeki ürünlerini) serbest piyasada satmalarına izin verildi. Özel kişilere, öncelikle yabancılara, talepleri halinde şirket kurmaları için devlet tarafından izin veriliyordu.
Konjonktür (piyasa dalgalanmaları) araştırmalarının sonuçları ile de Kondraçev iktidardakilerin takdirlerini kazanamadı. 1925'te yayınladığı bir makalesinde, kapitalist ekonominin uzun kalkınma ve gerileme (iniş) dönemlerinin etkisinde bulunduğu tezini savundu. İngiltere, Fransa, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nden toplanmış istatistiksel malzemenin analizi, Kondraçev'i ekonomik gelişmenin üç büyük kalkınma ve gerileme dalgasının etkisiyle oluştuğu sonucuna götürdü. Kondraçev adını kendisinden alan dönemlerin dış faktörlere bağlı olmayıp, üretken güçlerin ve toplumsal kurumların devrimsel değişikliklerine bağlı olduklarını ileri sürdü.
1929'da patlak veren dünya ekonomi krizi, Kondraçev'in bir konjonktür kriziyle karşı karşıya kalınacağına ilişkin tahminlerini doğruladı. Bununla beraber Marksistler 1914'teki gerileme döneminin "kapitalizmin genel çöküş ve batış dönemini" başlattığına inanıyorlardı. Kondraçev 1930'da, bir köylü partisi kurma girişiminde bulunduğuna ilişkin bir suçlamayla tutuklandı. Sekiz yıl sonra çıkarıldığı askerî mahkeme 46 yaşındaki iktisatçıyı ölüm cezasına çarptırdı ve Kondraçev hükmün kendisine okunduğu gün kurşuna dizildi.
Kondraçev'in itibarı taksit taksit iade edildi. 1962'de kendisine verilen ölüm cezasının hükümsüz olduğu bildirilirken, 1987'de tutuklanmasının da yasalara aykırı olduğu ilân edildi. Bu tarihe kadar tahminlerinin çoğu gerçekleşmişti. 30'lu yılların ekonomik depresyonu kapitalizmin çökmesine neden omadığı gibi yeni bir yükselişi (kalkınmayı) başlattı. Plânlı ekonominin, Batının sanayi uluslarıyla uluslararası rekabette yeterli olmadığı görüldü.