Mevlana Dergahı'nın son iki hücrenişinden biri olan M. Ruhi Dede, Mevlana Dergahı'nın 1926 yılında kapatılıp müze olarak açılmasından sonra ömrünün son yıllarını, vefat edinceye kadar dışarıda geçirdi. M. Ruhi Dede, 1299 Hicri 1883 Miladi yılında Karaman'da doğdu. Kendisi, Koca Hacı Himmetzadeler'dendir. 18-20 yaşlarındayken, Mevlana sevgisi dolayısıyla her mevlevi gibi evvela Şems Zaviyesi'nde bir süre bulundu ve daha sonra 1001 günlük çilesini çıkarmak üzere Mevlana Dergahı'na dahil oldu. Daha sonra dergahın birçok hizmetlerinde çalıştı, bevvablık, meydancılık ve Kazancı Dede yardımcılığı yaptı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Mevlevi Taburu ile Hicaz ve Şam'a gitti.
M. Ruhi Dede, dergahın kapanmasından sonra hücresinden ayrıldı ve bugün Mevlana Araştırmaları Enstitüsü'nün (sonradan İl Halk Kütüphanesi) arkasında tek odalı bir ev kiralayarak uzun süre burada kaldı. 1950 yıllarının başlarında Mevlana alanının yeniden düzenlenmesi sıralarında bu ev istimlake tabi tutulduğundan buradan ayrılmak zorunda kaldı. Bu durum karşısında Konya eşrafından, tüccar merhum Mehmet Kıçıkoğlu Bey, M. Ruhi Dede'ye sahip çıktı ve kendisine Eski Garaj civarında Tolluoğlu Cami Sokağı'nda bir oda tahsis etti. M. Ruhi Dede, ömrünün son yıllarına kadar burada oturtu.
1950 yılının Ocak ayının başlarında gribe tutulan M. Ruhi Dede, Devlet Hastanesi'nde yatıp birkaç gün tedavi gördükten sonra 6 Ocak 1950 tarihinde vefat etti.
M. Ruhi Dede, seyrek sakallı, güzel konuşan, zarif, coşkulu, şair tabiatlı bir kişiliğe sahipti. Bu özelliklerinin yanında, ayrıca, halk ile hem hal olabilen, gereğinde onların arasına karışabilen bir halk adamıydı. Başında Konya keçesinden yapılmış fötr şapkası, Konya Çarşısı'nda dolaşır ve esnaf ile sohbetlerde bulunur, bazen istek üzerine bulunduğu yerde kısa bir sema gösterisi yapardı. M. Ruhi Dede, dergahta hücrenişin iken ziyaretine gelenlere övgü içeren şiirler söylerdi. Ziyaretçileri genellikle askeri okul öğrencileri ve üst düzey rütbeye sahip askerlerdi. Evlad-ı maneviyem dediği öğrencilerden Zeki; Hamdi, Kamil Beyler ile üst rütbeli subaylardan Birinci Fırka Kumandanı Miralay Naci Bey ile Konya Menzil Müfettişi Erkan-ı Harb Miralayı Kazım Beyi (sonradan Dirik soyadını alan General Kazım Dirik) sayabiliriz.
M. Ruhi Dede'nin kendi el yazısı ile yazmış bulunduğu ve düz yazıları ile şiirlerini içeren 3 adet eski harfle yazılmış defter, Recai Kıçıkoğlu'nun elinde bulunmaktadır. Ruhi Dede’nin bir şiiri:
Bazı cahil hiçbir hacet bitirmez
Her ne ister olsa getirip vermez
İloğlu senin keyfini yitirmez
Ticaret olacak eşyadan al sat
İl ekmeği mihnet ile yenilir
Hacet sahan alsan düşer delinir
Kör olsa da badem gözlü delinir
Ticaret olacak eşyadan al sat
Kolay mıdır ağız eğmek illere
Bazı uyuzlara bazı kellere
Danlmasa nush eden ehl-i dillere
Ticaret olacak eşyadan al sat
Kazara aldığım hacet kırılsa
Kaçınırsam mal sahibi darılsa
Memnun olmaz fazla bedel verirse
Ticaret olacak eşyadan al sat
Kendi kazanınla pişir aşını
Dırnağın varsa kaşı başını
Tut Ruhi'ya nasihat, eğme başını
Ticaret olacak eşyadan al sat