Amerikalı işadamı Getty olağanüstü ticari yeteneğini petrol sektöründe kanıtladı. Çok büyük petrol şirketleriyle rekabetine karşın, Oil Company şirketiyle milyarderliğin yolunu tuttu.
Minneapolis/Minnesota'da George Franklin Getty adlı avukat ve petrol şirketi sahibinin oğlu olarak dünyaya gelen Getty, Oxford Üniversitesi'nde siyaset ve ekonomi bilimleri eğitimi aldı. Yüksek tahsilini bitirdikten sonra ABD'ye dönen Getty, 1914'te babasının Oklahoma'da bulunan şirketine kapağı attı.
Getty bu işe girince "Wildcatter Sistemi" denilen yöntemden yararlandı. Büyük şirketlerin sondaj sahalarının dışında henüz işlenmemiş alanlarda "kara altın" aramaya koyuldu. Kendi ifadesine göre 23 yaşında ilk milyonunu kazanan ve ilk bürosu hurda bir Ford T-Model arabadan oluşan genç girişimci, babasının aksine, modern jeolojik bilgilerden yararlandı. 20'li yıllarda giderek şirketlerinin yönetimini üstlendi ve başarılı sondajları sayesinde kazancını giderek artırdı. 30'lu yıllarda bu sektörün başta gelen şirketleri Exxon, Shell ve Texaco ile rekabete giriştiyse de, Yakın Doğu için zamanında sondaj ruhsatları almayı ihmal etti.
Ömür boyu uçmaktan korkan Getty, başka petrol şirketlerine ortak olmakla ABD'deki ekonomik temelini genişletti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Arap petrol piyasasına el attı ve bu alanda büyük bir başarı elde etti. Getty 1949'da Suudi Arabistan devlet yönetimiyle 60 yıl süreli bir sözleşme imzaladı. 12.5 milyon dolarlık bu sözleşmeyle kendisine Basra Körfezinin çok verimli bir bölgesindeki petrol varlığının % 50'sini garantilemiş oldu. 18 milyon dolarlık bir yatırım daha yaptiktan sonra, Getty, o tarihteki jeolojik tahminlere göre, yaklaşık 250 milyar dolarlık petrol içeren bir sondaj alanına sahip oldu. Getty'nin şirketi bu vurgun sayesinde bu sektörün başta gelen işletmeleri arasında yerini aldı. Kadınlara düşkünlüğüyle tanınan milyarder Getty, daha da genişleyerek tanker filoları satın aldı ve petrolün işlenmesinden kazanç sağlayabilmek için petrol rafinerileri inşa ettirdi.
Eski ekolden bir Selfmade (kendi çabalarıyla başarılı olmuş) girişimci olmakla övünmekten hoşlanan Getty, 1953'te Kaliforniya'da Malibu'da bir vakıf kurdu. Tutkulu bir sanat eserleri koleksiyoncusu olan işadamı, Paul Getty Museum adını alan bu kurumda değerli antika parçaların ve nadir el yazmalarının yanı sıra, 15. 19. yüzyılın büyük üstadlarına ait önemli tabloları da izleyicilerinin beğenisine sundu. Bundan başka Getty Center for the History of Art and the Humanities'i (Getty Sanat ve Eski Yunan ve Latin Tarihi Merkezi) kurdu. Bu sanat ve felsefe bilimleri araştırma enstitüsünde sonradan en önemli sanat bilimsel bibliyografilerden biri çıkarıldı. "Fortune" adlı ekonomi dergisinin bir hesabına göre petrol kralı Getty, 50'li yılların sonunda yaklaşık 3-4 milyar DM olarak tahmin edilen servetiyle, dünyanın en zengin insanları arasında başta gelen bir konuma sahipti.
Son derece cimri olarak bilinen Getty, 70'li yılların başında petrol ve doğal gaz işletmelerinde yaklaşık olarak 13.000 kişi çalıştırıyor ve yıllık cirosu 13 milyar doları buluyordu. Çok başarılı geçen bu yılların ardından 1973/74 petrol krizi etkisini gösterdi. OPEC ülkeleri, teslimat blokajları ve çıkarılan petrol miktarını kısıtlamakla, kendilerinin daha yüksek oranda kâra katılmalarını kabul ettirince, 80 yaşındaki Getty parasal kayıplara katlanmak zorunda kaldı. Bunun sonucu olarak önceleri pazarlıkla yükselmiş bulunan Suudi Arabistan'daki kaynaklarının piyasa değeri kısa bir zaman içinde önemli derecede düşmekle birlikte, milyarder Getty'nin serveti sarsılmadı bile.
Getty 1973'te bir kaçırılma dramı yaşayarak da gazete manşetlerinde yer aldı. Torupu Paul Getty III'ü kaçıranlar 10 milyon DM fidye istedilerse de egzantrik girişimci Getty bunu ödemeyi reddetti. Ancak kendisine torununun kulaklarından biri gönderilince, Getty 6.8 milyon DM ödemeyi kabul etti ve çocuk beş ay sonra serbest bırakıldı. Getty bu olaydan üç yıl sonra Londra yakınlarında Sutton Place adlı malikanesinde dünyaya gözlerini kapadı.