Protestan bir ailenin çocuğuydu. Özel öğrenim gördü. Wowlwich Krallık Askeri Akademisi'ni bitirdi. Fransız Alman savaşlarında, Fransızlar safında gönüllü olarak savaştı. Ocak 1871'de devlet memuru olarak çalışmağa başladı. 1874-1882 arasında Filistin, Anadolu ve Kıbrıs'ta gizli serviste çalıştı. 1883 başlarında Kahire'de bir Mısır süvari birliğinde görevlendirildi. Nil'de general C. G. Gordon'u kurtarmak için yapılan operasyona katıldı. Harekatın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Zanzibar'a gitti. Kızıldeniz kıyısındaki Suakin'de genel vali olarak bulundu. Başbakan Lord Salisbury'in tavsiyesi üzerine Mısır ordusu başkumandanı oldu.
Kitchener hiç evlenmedi, sadece görevini düşündü. Kitchener ve arkadaşları 1896 da savaşı başlattılar; 2 Eylül 1898'de Omdurman'dan Araplara karşı geniş bir katliam düzenlediler. Vahşetin zaferi İngiltere'yi heyecana boğdu. Kitchener'e 1898 kasımında soyluluk unvanı, 1899 haziranında parlamentonun teşekkürleriyle büyük bir para verildi. Kitchener'in bir başka başarısı da, Faşoda'da (Kodok) bulunan bir Fransız birliğinin Sudan'ın bazı kısımları üstünde hak iddia etmesiyle ortaya çıkan durumu ustalıkla çözümlemesi oldu. Kitchener Sudan'da bir yıl genel vali olarak kaldı. Bu arada Güney Afrika'da savaş çıkmıştı. Kitchener kötüye giden durumu düzeltmek üzere 1899 aralığında Lord Roberts ile Güney Afrika'ya gönderildi, orada Roberts'in yerine başkumandan oldu, aşağı yukarı iki yıl süren gerilla direnişini vahşi metotlarla kırdı. Tarlalar ateşe verildi, kadınlar ve çocuklar salgın hastalıkların kol gezdiği toplama kamplarına kapatıldı. Sonunda Boerler dize geldi.
Kitchener, 1902 temmuzunda İngiltere'ye dönünce şeref madalyaları aldı, ayrıca vikontluğa yükseltildi. Savaş bakanlığında çalışmayı kabul etmeyince başkumandan olarak Hindistan'a gönderildi. Burada orduyu bir içi isyanı bastıracak şekilde değil de dışarıdan gelecek bir saldırıyı karşılayacak şekilde yeniden teşkilatlandırdı. Fakat Hindistan ordusunda böylece ortaya çıkan çift kumandan düzeni yüzünden genel vali ile arası açıldı. Kitchener askeri konularda genel valinin değil başkumandanın daha yüksek yetkiye sahip olması gerektiği görüşünü savundu. İngiliz kabinesinin Kitchener'i tutması üzerine genel vali istifa etti. 1909 eylülüne kadar orada kalan Kitchener aynı yıl savunma siyaseti konusunda tavsiyelerde bulunmak üzere Avustralya ve Yeni Zelanda'ya gitti.
Hayatının en büyük hayal kırıklığı belki de Asquith'in liberal hükümetinin kendisini Hindistan genel valisi yapmaya yanaşmaması oldu, fakat mısır valiliği teklif edilince teselli buldu. 1911-1914 arasında Kahire'de bulundu, Mısır ve Sudan'ı yönetti. Kitchener 1914 Temmuzunda başbakan Asquith'in verdiği bir görevi hiç istemeyerek kabul etti. Buna göre mareşal olarak kabineye girecek ve tarafsız bir savaş bakanı olacaktı. Kitchener İngiliz ordusunu küçük buluyor, savaşın üç haftada biteceğine inanan meslektaşlarına 'savaş en az üç yıl sürecek' diyordu. Kitchener'a göre İngiltere'nin savaşı kazanabilmesi için daha bir milyon kişilik bir ordu gerekirdi. Kitchener savaşın ilk aylarında tam bir önderdi, halkın zafer tutkusunu temsil ediyordu. Yeni birlikler kurdu bu birliklere bazı ayrıcalıklar tanıdı ve ülke sanayiinin savaş sanayisine dönüşmesini sağladı.
Kitchener'ın hatası grup çalışmasını ve yetkilerini paylaşmayı hiç sevmemesiydi. Sürekli olarak birbirine karşıt baskılar altında kalıyordu ve bu durumda yerinde ve etkili kararlar vermesi güçleşiyordu. Mayıs 1915'te sanayi ile ilgili yetkileri elinden alındı. Kitchener'ın Kasımda tahliye için tavsiyelerde bulunmak üzere Gelibolu'ya gitmek istemesi bütün iş arkadaşlarına rahat bir nefes aldırdı. Yokluğu sırasında strateji konusundaki bütün yetkileri elinden alındı. Kitchener'ı istifa etmekten alıkoyan yalnızca görev aşkı oldu. Halkın kabineye güvenini sarsmamak, kabinenin düşmemesine çalışmak zorundaydı. Halkın hayranlığı ile kabinedeki arkadaşlarının ilgisizliği arasında bocaladı ve bu durum onu bunalıma sürükledi.
1915 sonlarında Kitchener kura ile askere almanın sırası geldiğine inanmıştı, ama Asquith, siyasi açıdan bunun henüz imkansız olduğu görüşünü savunuyordu, Kitchener bu durumda susmak zorunda kaldı. Haziran 1916'da bir görevle Rusya'ya gitti. 5 Haziran 1916'da Hampshire kruvazörü Orkney adası açıklarında bir Alman mayınına çarparak battı. Kitchener boğularak öldü.