1821’de doğdu. Mutsuz bir çocukluk geçirir. Babasının ölümü, ikinci defa evlenen bir anne ve Baudelaire’i anlamayan bir üvey baba arasında geçen mutsuz bir çocukluk. Annesini içten içe sevmesine rağmen, ikinci evliliğinden dolayı ömür boyu affetmeyecektir.
O dönemin adeti olduğu üzre “hukuk öğrenimi görmeye” zorlanan Baudelaire, buna bir nevi başkaldırarak bohem bir hayatı seçer. Yahudi bir fahişe ile ilişkiye girmesi de ailesi ile olan bağların hepsini kopardı. 20 Yaşında doğuya gitmek üzere yola çıktı. Reuinion adasında birkaç hafta kalır ve ömür boyu oranın egzotik havasında yaşar. 1842’de Fransa’ya döner ve reşit olunca da babasının mirasını alır fakat belli bir süre sonra ailesinin Baudelaire’nin yaşamını sefih bulması üzerine bu mirası tekrar kaybeder; ailesi tarafından velayet altına alınır. Bu da onun ömür boyu reşit olmayan bir kişi haline getirir.
Bu dönemlerde koyu bir ümitsizlik hakimdir hayatında. 1845’te intihar girişiminde bulunur. Yine frengiye yakalanması bu dönemlere rastlar. Bunun yanında Kötülük Çiçekleri’nin yazmaya da bu dönemde başlar (1845-1848).
1848 yılında devrim yandaşlarının yanına katılır fakat Baudelaire için bu da hayal kırıklığı ile sonuçlanacak bir girişimdir. Devrimi izleyen günler sanatçıda tiksinti yaratır.
1851’de sağlığı bozulmaya başlar. Nedeni ise esrar ve şarabın bıraktığı tortulardır. Ve iyice içine kapanan bir ruha sahip olur sanatçı. Bütün bunlar sanatçıyı alışık olduğu yaşam tarzından uzaklaştırır.
1857’de “Kötülük Çiçekleri”ni yayımlar. Faka bu eser onun başının daha da çok ağrımasına neden olacaktır. Baudelaire ahlaksızlıkla suçlanacaktır. Aynı yıl üvey babasının ölmesi üzerine annesine tekrar yaklaşmaya çalışacaktır.
1860’da “Yapay” cennetleri yayınlar. Bu eser de diğeri gibi uçlarda gezinen bir kişilik sergiler.
Bir tür otobiyografi olan “Çırılçıplak Soyulan Yüreğim” üzerine çalıştığı ve 1862’de Paris Sıkıntısı adıyla düzyazı şiirlerini yayımladığı sırada frenginin yan etkileri giderek kendini daha fazla hissettirmeye başladı. İki yıl kaldığı Belçika’dan dönüşünde felç olan sanatçı 31 Ağustos 1867’de Paris’te 46 yaşındayken öldü.