Ali İhsan Sabis (veya, Soyadı Kanunu öncesinde, Ali İhsan Paşa) 1. Dünya Savaşı'nda Irak cephesinde 6. Ordu'ya komuta etmiş, İngilizlerce tutuklanmasının ardından ilk Malta sürgünü olmuş, dönüşünde ve Büyük Taarruz öncesinde Batı Cephesi 1. Ordu komutanlığını yürütmüş Türk askeridir. Soyadını Irak'ta Kut savaşlarında İngilizlere ağır kayıplar verdirdiği Sabis mevkiinden almıştır.
30 Ağustos 1882 tarihinde İstanbul'da, Cihangir semtinde doğdu. İlk mektebi ve Beşiktaş Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonra 1895 yılında Halıcıoğlu'ndaki Topçu okuluna girdi. 1901'de Harp Okuluna başladı ve 1904'te birinci olarak mezun oldu.
1. Dünya Savaşı'nda kolordu ve ordu komutanı olarak Kafkasya ve Irak cephelerinde bulundu (1915-1918). 1915'de Tortum'da muvaffakiyetlerle başlayan komutanlığında, Dilman mağlubiyeti ve Ermeni isyanı sonucunda Van'ın elden çıkması ile Tortum'dan Tatvan'a inmek zorunda kaldı. 9. Kolordu Kumandanlığından 4. Kolordu Kumandanlığına, sonra da 6. Ordu Kumandanlığına terfi etti. İran içlerine gönderildi. Hatıralarında, Ruslarla yapılan Dümdar muharebeleri ile İran'dan, Bağdat'tan ilerleyen İngiliz kuvvetleriyle Şehriban civarında çarpışarak, tekmil 13. Kolorduyu Ruslarla İngilizlerin kıskacı arasından kurtararak Diyale nehrinin batısına geçirdiğini belirtmiştir. 2 Nisan 1918'de harabe halindeki Van'a girer.
30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalandığında Musul ve çevresi hala Türklerin elinde ve Ali İhsan Paşa komutasındaki birliklerin idaresindeydi. Ateşkes ile savaşın bitmesi ve bütün kuvvetlerin yerlerinde kalmaları gerektiği yönündeki mütareke hükmü İngilizleri durdurmaya yetmedi. İlerlemeye devam ettiler ve Türk birliklerinin Musul'u terk etmesini istediler. Türk kuvvetlerinin komutanı Ali İhsan Sabis Paşa, bu isteği reddetti ancak İstanbul Hükümeti'nin talimatı üzerine Musul'u bırakıp Nusaybin'e kadar çekildi.
Savaştan sonra İstanbul'un işgalinde İngilizler tarafından Haydarpaşa İstasyonu'nda tutuklanarak Malta'ya sürüldü. Dönüşünde (27 Eylül 1921), Kurtuluş Savaşı'na katıldı ve Batı Cephesi 1. Ordu komutanlığına atandı. Daha kıdemli olması dolayısıyla cephe komutanı İsmet Paşa ile anlaşmazlık çıkardığından Büyük Taarruzdan önce görevden alındı ve emekliye ayrıldı (1922). Nutuk'ta kendisine ağır eleştiriler yöneltilmiştir.
2. Dünya Savaşı yıllarında, gazetelere askerlik konusunda yazılar yazıyor ve genellikle Nazi ordularının ilerleyişini alkışlıyordu. Türkiye savaşın sonuna doğru Almanya'nın karşısında yer alınca, tenkit yazılarıyla yetinmeyerek, başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olmak üzere devlet ve hükümet erkanına, suçlayıcı imzasız mektuplar göndermeğe başladı. Böylelikle 1922'de emekliye ayrılmasından önemli rolü oynayan, o zamanın Batı Cephesi komutanı İnönü'den dolaylı intikam almış oluyordu. Olayın tespitinden sonra, 24 Şubat 1944'de tutuklandı ve 10 Şubat 1947'de de sıkıyönetim mahkemesince 15 ay ağır hapis cezasına çarptırıldı. 1950'den sonra cezası sonuçları itibarıyla kaldırıldı ve 1954'te 10. Dönem'de DP milletvekili olarak Meclise girdi. Milletvekilliği bir dönem sürdü. 1957'de vefat etti.
Eserleri
Birinci Dünya Harbi Harp Hatıralarım Cilt 1
Birinci Dünya Harbi Harp Hatıralarım Cilt 2
Birinci Dünya Harbi Harp Hatıralarım Cilt 3
İstiklal Harbi ve Gizli Cihetleri Harp Hatıralarım Cilt 5
Birinci Dünya Harbi Harp Hatıralarım Cilt 4
Harp Hatıralarım Birinci Cihan Harbi 2. Cilt
Harp Hatıralarım Birinci Dünya Harbi 1. Cilt
Harp Hatıralarım Birinci Dünya Harbi 4. Cilt
Harp Hatıralarım İstiklâl Harbi ve Gizli Cihetleri 5. Cilt
Harp Hatıralarım İstiklâl Harbi ve Gizli Cihetleri 6. Cilt
İstiklal Harbi ve Gizli Cihetleri Harp Hatıralarım Cilt 6
Mustafa Kemal Paşa ve Ali İhsan Paşa
(21 Ocak 1921)