İbrahim oğlu Ahmet Hallaç (Hallaçzade Ahmet Efendi)'1876’da Mersin’de dünyaya gelmiştir. Babası İbrahim Bey, Osmanlı Devleti zamanında Aşar Mültezimliği görevinde bulunmuştur. Devletin vergisini toplaması için emrine belirli sayıda asker verildiği belirtilmektedir. Aynı zamanda çiftçilikle uğraşan İbrahim Bey’in, Seferberlik’te askere erzak yetiştirmesi için de emrine 15 asker verildiği ifade edilmiştir.
Ahmet Hallaç’ın ilk eşinden olma kızları Nazire ve Sıdıka, ikinci eşi Kâtibe Hanım’dan oğulları İbrahim Bedi, Cevdet (erken ölmüş), Zekeriya ve kızı Ganime. Ölen ikinci eşinin kızkardeşi Kerime Hanım’dan, oğulları Fethi, İbrahim Ethem, Fahri, Selâhattin, Rüknettin ile kızları; Nebiha, Fatma, Selvet, Belkıs, Muteber dünyaya gelmişlerdir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında Fransızlar’ın Mersin’i işgali sırasında 1919-1922 yılları arasında Mersin Belediye Başkanlığı yapan Ahmet Hallaç, bu görevi sırasında Millî Kuvvetlerin yiyecek ihtiyacının sağlanmasına katkılarda bulunmuş ve istihbarat görevini de sürdürmüştür.
Bu istihbarat (haber alma ve ulaştırma) görevine ait bir olay şöyledir: Bir gün, Fransızlar odun kestirmek üzere bir müfreze göndermeyi kararlaştırırlar. Ahmet Hallaç vasıtasıyla bu müfrezenin geleceği yeri ve zamanı öğrenerek pusu kuran Millî Kuvvetler, bu Fransız müfrezesini yok ederler. Dağdan bekledikleri odunu sağlayamayan ve baskın olayı nedeniyle Ahmet Hallaç’tan şüphelenen Fransızlar, odun ihtiyaçlarını gidermek için, bahçesindeki ağaçları keserek Ahmet Hallaç’ı cezalandırırlar.
Ahmet Hallaç’ın, Millî Kuvvetlere desteği konusunda çarpıcı bir örnek ise şöyledir:
Mustafa Kemal Atatürk’ün bindiği aracın lâstiği Ulukışla’da patlar. Mersin Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti bir lâstik temin eder fakat, göndermek konusunda sıkıntı çeker. Ahmet Hallaç, Karaduvarlı Ahmet Çalış aracılığıyla ve bir saman çuvalı içinde lâstiği Karaduvar’a gönderir. Gudubes Kalesi’ndeki bir Millî Kuvvetler müfrezesine teslim edilen lâstik, Millî Kuvvetler tarafından Ulukışla’da Atatürk’e ulaştırılır.
Bunun üzerine, Atatürk’ün, Ahmet Hallaç’a bir teşekkür mektubu gönderdiği ifade edilmektedir.
Millî Mücadele sona erdikten sonra, Cumhuriyet döneminde, Ahmet Hallaç, çiftçilikle uğraşmıştır. 1930’da Serbest Cumhuriyet Fırkası (Partisi)’nı kuran Ali Fethi Okyar, Mersin’e gelip Ahmet Hallaç ile görüşerek Serbest Cumhuriyet Fırkası Mersin İl Şubesi’nin kuruluşunda görev almasını ister. Ahmet Hallaç, Serbest Cumhuriyet Fırka Mersin İl Başkanı olur. Daha sonra partiyi kapatma kararı alan A. Fethi Okyar, Ahmet Hallaç’a bir telgraf çekerek partinin faaliyetine son verme kararı aldığını bildirir.
Çiftçilik yanında pamuğu işleyen çırçır-prese fabrikası ile un ve bulgur değirmeni de işleten ve ticaretle uğraşan Ahmet Hallaç, pamuk ticaretinde (ürün yetişmeden önce satılması anlamına gelen) alivre satışı işinde başarılı olamamıştır. Çiftçilikle uğraşını sürdüren Ahmet Hallaç, 1959 yılında bir mide kanaması sonucu vefat etmiştir.