Seyyid Hasan Nasrallah

Seyyid Hasan Nasrallah   Konuyu açan: emirahmedyasin   İlk Mesaj: 07-29-2009 (13:48)   Son Mesaj: 07-29-2009 (14:07)    Cevap: 1    Gösterim: 3365  

    07-29-2009

    Seyyid Hasan Nasrallah

    Seyid Hasan Nasrallah (d. 30 Ağustos 1960). Lübnan'daki Hizbullah örgütünün genel başkanıdır.

    Hasan Nasrallah 31 Ağustos 1960'da Güney Beyrut'ta doğdu. 1975 yılında Lübnan İç Savaşı sırasında ailesinin memleketi olan Güney Lübnan'daki El Bazuriye köyüne kaçtı. Orada Şii Emel örgütüne katıldı. Irak'ta İslam dini eğitimi gördü. Sonra Lübnan'a dönerek Emel örgütünün lideri Abbas El-Musavi'nin kurduğu okulda öğrenim gördü. 1982 yılında İsrail'in Lübnan'ı işgal etmesinden sonra Hizbullah örgütüne katıldı ve hayatını İsrail'i Lübnan'dan atma amacına adadı. 1992 yılında Abbas El-Musavi'nin İsrail tarafından öldürülmesinden sonra Hizbullah'ın genel sekreteri seçildi.

    14 Temmuz 2006 tarihinde 2006 İsrail-Lübnan Krizi sırasında Hasan Nasrallah'ın evi ve işyeri İsrail'in attığı bombalarla imha edildi. Ancak Hasan Nasrallah sağ olarak kurtulmayı başardı.


    Nasrallah:Savaşa Hazırız !




    Latest 5 Biyografi





    Seyyid Hasan Nasrallah Yorumları




      Permalink - Mesaj no 1  07-29-2009, 14:07

    --->: Seyyid Hasan Nasrallah


    Can DÜNDAR ın röportajı

    Hizbullah lideri ile üç saatlik bir görüşmeden notlar:
    Nasrallah'ın karargahında bir gece...
    Lübnan'daki savaş, onun iki İsrailli askeri kaçırtmasıyla başladı. Halen İsrail'in en büyük hedefi... Arap dünyasının ise yükselen kahramanı. Nasrallah'la iki yıl önce Beyrut'taki karargahında görüşmüştük. İşte o günden izlenimler...



    Dünyanın gündeminde Seyit Hasan Nasrallah... İki İsrail askerini kaçırarak Lübnan'daki krizi tetikleyen Hizbullah lideri... İsrail onun kellesini almadan operasyonun bitmeyeceğini söylüyor.
    Amerika için Bin Ladin neyse, Nasrallah İsrail için o anlama geliyor.
    Ama bu kin, onu Arapların gözünde bir kahramana dönüştürüyor.

    Hizbullah'ın karargahında
    İki yıl önce Doğu Konferansı grubuyla birlikte Beyrut'a gittiğimizde her duvarda fotoğrafı asılı olan Nasrallah'la da görüşmek istemiştik.
    O, Lübnan'da görüşülmesi en zor adamdı. Son ana kadar cevap gelmedi. Bir akşam, Hizbullah liderinin bizi kabul edeceğini öğrendik.
    Saat 20.00'de otobüsümüz bir eskort önderliğinde Beyrut'un ara sokaklarından geçerek kale gibi duvarlarla çevrili bir sitenin kapısında durdu.
    Bu "kurtarılmış bölge" demir bir kapıyla şehirden ayrılıyordu. Kapıda eli silahlı Hizbullah militanları bekliyordu.
    Demir kapıdan geçip büyük bir mahallenin geniş avlusuna girdik. İçerde çarşaflı kadınlar ve sakallı adamlar dikkati çekiyordu.
    Yaklaşık 25 kişilik heyetimizi dört katlı bir binaya aldılar.
    İşte Hizbullah liderinin karargahındaydık.

    Kadın-erkek ayrı oturtuldu
    Dedektörlerden geçtik, cep telefonlarımız, fotoğraf makinelerimiz alındı. Kadınlar ve erkekler ayrı odalarda arandı.
    Asansörle dördüncü kata çıktık. Hacıyağı kokan genişçe bir salonda yan yana dizilmiş sandalyelere oturduk. Erkeklerden sonra başları örtülmüş şekilde heyetin kadınları da salona alındı ve arkalara buyur edildi.
    Salonda Nasrallah, Humeyni ve Kudüs fotoğrafları, yapma çiçekler, ağır kadife perdeler, Hizbullah ve Lübnan bayrakları vardı.
    Az sonra kulaklıklı korumalar hareketlendi ve siyah cübbesi içinde, uzun boylu, gözlüklü Nasrallah gülümseyerek salona girdi.

    Üç saatlik görüşme
    Kadınların elini sıkmadı. Erkeklerle tokalaştı.
    Kendi resminin altına oturup serçe parmağındaki iki gümüş yüzüğü okşayarak konuşmaya başladı.
    "İlk kez böyle çeşitli görüşten insanlardan oluşan bu kadar kalabalık bir grup bu saatte bizi ziyarete geliyor" diye başladı söze...
    Bunun önemine işaret etti.
    Önce onun uzun konuşmasını dinledik, sonra sorular yönelttik.
    İki yıl sonra patlayacak savaşta İsrail'in baş hedefi durumuna geçecek adam, saldırıda ilk bombalanacak karargahında, Türkiye'ye önemli mesajlar verdi.
    Çıktığımızda saat gece yarısına yaklaşıyordu.



    Hizbullah liderinden Türkiye'ye mesajlar

    Türkiye'nin Irak savaşındaki tavrı
    Türkiye'nin durumunu takdir ediyoruz. ABD'nin, Türkiye üzerinden cephe açma baskısına karşı ciddi bir siyasi duruş sergiledi. Bunun da Arap dünyasında ciddi etkisi oldu. Irak konusunda bölge ülkeleriyle birlikte hareket etmelisiniz. Çünkü ortak çıkarlarınız var: Mesela Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması... Irak bölünürse bu, Türkiye, Irak, Suriye, Suudi Arabistan'ın da bölünmesinin yolunu açar. Irak'ta federal yapı da çok tehlikeli olur.

    Kürtlerin tavrı
    Maalesef Irak'taki bazı Kürt gruplar ABD-İsrail yönünde siyasi tercih kullandı. Bu onların tarihi ve geleceği açısından kötü bir tercih. Kürtlerin çoğu Müslümandır ve bölgede büyük bir Müslüman çoğunluk arasında yaşıyorlar. Onların çıkarı okyanus ötesi güçlerle değil, bölgedeki İslam ümmetiyle ittifaktadır. Yakın gelecekte ABD'nin çıkarı gerektirirse ilk kurban yine Kürtler olur.

    Türk-İsrail ilişkileri
    Bu, Türkiye ile İslam dünyası arasındaki en büyük sorun... Arap halkları İsrail'le yaptığınız ortak tatbikatları görünce endişeye kapılıyor. Çünkü işgalci İsrail devlet terörü uyguluyor. Biz ise sizin din kardeşiniziz. Eğer saldırganlığın bertaraf edilmesine yardımcı olmuyorsanız, en azından düşmanımıza yardımcı olmamalısınız.

    Türkiye'nin AB üyeliği
    AB'nin Türkiye için önemini biliyor ve takdir de ediyoruz. Ancak Türkiye dikkatli olmazsa AB'ye giremediği gibi İslam dünyasından da uzaklaşıp yalnızlığa itilebilir. Temennimiz Türkiye'nin kendi kararlarını almakta bağımsız davranabilmesidir. Yöneticileriniz Batılıların elinde oyuncak olmamalı...

    Türkiye ve Arap dünyası
    Türklerin Arap dünyası ile ortak çıkarları var. 400 yıl bu topraklara egemen oldunuz. Ama şimdi Hıristiyan kültürünün egemen olduğu bir birliğe girmeye çalışıyorsunuz. Türkiye sırtını Araplara, kıblesini Avrupa'ya dönmüş görünüyor. Oysa İran, Suriye gibi komşularında Türkiye ile ilişkileri geliştirme yönünde ciddi arzu var.



    Beş çocuk babası
    Nasrallah 1960 doğumlu...
    1975'teki Lübnan iç savaşında ailesiyle Güney Lübnan'daki bir köye göçmek zorunda kalmış. Burada Şii Emel hareketine katılmış.
    Necef'te ve Kum'da bir süre dini eğitim gördükten sonra Lübnan'a dönmüş. Emel hareketi içinde tırmanmış.
    1982'deki İsrail işgalinden sonra Hizbullah'a katılmış ve kendini İsrail direnişine adamış.
    Lübnanlı Fatma Yasin'le evli. Adları Muhammed ön takısıyla başlayan beş çocuğu var. Bunlardan en büyüğü olan Muhammed Hadi, 1997'deki Güney Lübnan saldırısında İsrail güçlerince öldürülmüş.
    Nasrallah, Hizbullah'ın başına 1992'de geçti.
    Güney Lübnan'daki saldırıları sonucu 2000'de İsrail'in çekilmesini sağladı.
    İsrail bu coğrafyada ilk kez yeniliyordu.
    Bu zafer, Nasrallah'a büyük itibar kazandırdı.
    Daha sonra 2004'te İsrail'le Filistin arasındaki esir değiş-tokuşunu ve Hizbullah mensuplarının salıverilmesini sağladığı için itibarı katlandı.
    Lübnan'daki son seçimde 23 sandalye kazandı.
    emirahmedyasin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar) emirahmedyasin