safinaz´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 129990)

erol5109´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 133533)

Hayret, Nihat DOĞAN Kim, bu zatı muhteremin, , eğitimi nedir, dini bilgisi nedir, fetva vermek, arkasından gitmek, sözünü dinlemek, bu şahsa kaldıysa,acırım halinize, partinin tabanı belli, hep cahil ve güdülmeğe hazır bir topluluk :mad0233:

erol5109´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 133533)

Hayret, Nihat DOĞAN Kim, bu zatı muhteremin, , eğitimi nedir, dini bilgisi nedir, fetva vermek, arkasından gitmek, sözünü dinlemek, bu şahsa kaldıysa,acırım halinize, partinin tabanı belli, hep cahil ve güdülmeğe hazır bir topluluk :mad0233:

safinaz´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 133299)

Haklısınız,benim siyasete ve siyasi partilere karşı bakış açım çok farklı.Temiz bir siyaset olmadığını düşünüyorum.Ancak ülkenin geleceğini etkileyecek ve her yurttaşın durup düşünmesi gereken bir seçim döneminde vereceği kararlar da önemli.AKP'ye Ehven-i Şer gözüyle bakıyorum.
Ancak bunu sizin söylemeniz biraz tuhaf oldu.Saadet Partisi'ni destkeliyorum derken nasıl olur da AKP'ye Ehven-i Şer diyebiliyorsunuz.

Bu nedenle alternatifi vardır,dedim.Şöyle bir durum var,AKP sadece CHP vb.partiler içinde değil SP gibi partiler içinde de Ehven-i Şerdir.
Saadet Partisi Mustafa Kamalak'tan dolayı belki eskiye nazaran daha şeffaf bir politika izleyebilir,tabi Erbakan bir fenomendi,onun her durumda kökleşmiş destekçileri vardı ki bence çok yanlıştı yenileşme sürecine ihtiyaç vardı.

Ehven-i Şer nazarıyla desteklediğim partinin fanatik destekçisi gibi görünmek de istemiyorum.
Ancak şu an itibari ile masaya yatırırsak AKP ilk siyasi oluşumu itibari ile sadece muhafazakar kesimin isteklerine hitap ederken sonrasında yıllarca Kürtlerin isteyip de devletin federal bir sistem almasından korkan hükümetlerin yapmaktan çekindiği ve Türkiye'deki tüm etniklerin bu tarz isteklerinin olacağı endişesiyle yapamadığı TRT 6 (Şeş) kanalını kurdular ve hiç de öyle korkulduğu gibi bir etki uyandırmadığı gibi devletin elinde bir TV kanalı kurarak hem denetimini ellerine aldılar hem de devletin resmen onayladığı bir Kürt TV'nu kurarak Kürt Halkı'nın gönlünü alarak bir ilke imza attılar.

Yine Türkiye tarihinde ilk defa bir bakan Cem Evlerini ziyarete gitti.Aleviler yıllarca biz de vergi ödüyoruz ama Cem Evleri yaptıramıyoruz diye serzenişlerde bulundular.Hükümet yetkilileri birçok Alevi dedesi ile irtibata geçti ve sorunları masaya yatırıldı ve CHP Aleviler bizim kalemiz diye tepki gösterdi.
Birçok aydın AKP sol partilere benzemeye başladı diye düşünürken aslında demokrasinin gereğini yerine getiriyorlardı.

Yalnız şu var ki AKP seçim dönemine yakın birçok sözleşmeli memur ve çalışanı kadrolu yapma müjdesini verdi ve kamu sektöründe çalışacaklara yaş sınırını kaldırarak 35 yaş'a yükseltilmesi yasa tasarısını önce maliye sonra da tüm iş kollarında kabul etti.Bunun gibi sevindirici adımlar atsada tüm bunları seçim dönemine bağlıyorum.
Keşke daha önce yapılsa idi.

AKP'de döneminde yine sosyal devlet gereği çok fazla halk yardımı yapıldı,yoksul ailelere,öğrencilere v.s kıyafet,yiyecek,kömür gibi yardımlar.
Sağlık güvencesi olmayan dar gelirli ailere yeşil kart çıkartıldı ve her yerde kullanabildiler.Ancak buna mukabil doktorlar beyaz yakalı köleler haline getirilirken, halk sağlığı derken emekçileri ezildi.Onların da birçok hakkı elinden alındı,iş yükü arttı.

İnsanlar yardımlara bağımlı kaldı,istihtam olanakları arttırılmadı ve vatandaş devletin bağımlı dilencileri haline geldi.Belki de oy stratejisidir.İstihtam olanakları arttırılsa idi sadece sosyal devlet denebilirdi.

Sigara yasağı getirilmeden evvel ben ve benim gibi sigara kullanmayanlar kapalı mekanlarda maalesef ki içicilere göre daha ciddi sağlık riskine girmiş oluyorduk.Uyarmak istesen hangi birini uyaracaksın,hangi biriyle muhatap olacaksın.Ben,benim özgürlüğüm derken,karşımdaki de benim özgürlüğüm diyecekti ve demekteydi.
Ancak devletin bunu yasalaştırması ile hem benim haklarım korunmuş oldu hem de kullanıcılarda da ciddi anlamda yapılan istatistiklere göre düşüş oldu.

Çok şükür ki muhakeme edebiliyoruz ki ;Birşey yanlışsa ve ben bunu biliyorsam ancak yanlışın düzeltilmesine bireysel olarak ve irade gücümle muktedir değilsem,bunu değiştirecek üst bir güç varsa o güce özgürlüğümüzü kısıtlayıcı gözü ile bakma gibi bir düşünceye kapılmıyoruz.

Yine aynı şekilde subjektif veya objektif bir doğruyu kişi uygulamasa bile,uygulayıcısı olan bir hükümet ,tüm kişiler için idealdir.Ortada herkes için kabul görmüş bir doğru varsa kimse ötekiler bunu yapmıyor diye idealine kavuşmaktan vazgeçmez.